@magoasssd
|
Selam dostlarımm Medyadaki fotoğrafı ilk gördüğüm de çok gülmüştüm. Çok tatlı değil mii? Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen💕 (ू•ᴗ•ू❁) Oda'mın balkonun da oturmuş müzik dinliyordum. Esen rüzgar üstüm de kalın bir sweat olmasına rağmen beni titrerse de benim için sorun değildi. En büyük hobilerimden biri kesinlikle kulağım da kulaklı balkon da oturmaktı. Nedendir bilmem hem beni sakinleştirir hem de gerçeklerden kaçmama yardımcı olurdu. Müzik dinlemeye aşık olan insanlar bilir ki toplu taşıma kullanırken kulaklığının şarjı bitse bile telefonunu kısık seste kulağına yaslayıp şarkı dinlemek bile mutlu olmaya yeterdi. Olmak istediğin kişiden uzak, bu berbat bi' şey Durma, bu filmi yeniden oynat Asıl kimmiş istemediğin görmeyi? Tahmin edeyim, gerçek sen Kulaklığım da çalan Mavi'nin ama hala şarkısıyla gülümsemiştim. En sevdiğim şarkısıydı. Sözleri hep çok anlamlı gelmiş kendimle bağdaştırmıştım. Özellikle sonbahar havasın da dinlediğim tek şarkıcıydı. Öyle büyük bir sevgim vardı. Eğer böyle gerçeksen neden kaçtın her şeyden? Etrafın sahtelerle dolu, yok gerçek neşen Çok hızlı gerçekleşen şeylerde bi' durup düşün Benim de yok farkım zaten, biliyorum kendimden Çok hızlı gerçekleşmişti her şey ama ben gerçekten durup düşünmemiştim. Bana neyin iyi geleceğini, nasıl hareket edeceğimi bilememiştim. En büyük hatam her zaman köşeye sıkışmış hissettiğim de kaçmam olmuştu. İçim daraldığın da balkon da oturmam yeterli gelmediğinden yürüyüş yapmaya karar vermiştim. Aynadan kendime baktığım da altım da diz boyu rahat bir şort üstüm de turuncu sweat'im vardı. Saçlarım rüzgardan dolayı savrulacağı için toplayıp dağınık bir topuz yapmıştım. Telefonumu aldığım da odamdan çıkmıştım. Eve gelmemizden bir gün geçmişti. Herkes kendi halin de takılıyordu. Merdivenleri indiğim de annemin mutfakta olduğunu düşünüp oraya ilerledim. Sandalye'ye oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Kollarımı boynuna sardığım da yanağımı kafasına yasladım. Kafasını bana doğru çevirip yanağımı öptüğün de gülümsemiştim. "Yürüyüş yapmak için dışarı çıkabilir miyim annem? " "Çıkabilirsin annecim ama erkenden dön eve havanın kararmasına az kaldı tamam mı? "dediğinde onaylamak için kafamı sallamış mutfaktan çıkmıştım. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktığım da bahçeye göz gezdirmiştim. Gözüm bahçe salıncağın da oturan Mete'ye kayınca tek başına oturduğunu gördüm. Yanına gitmeye karar verip ona doğru yürümeye başladım. Beni fark ettiğin de kafasını kaldırmıştı. "Abla? " demişti neden burada olduğumu sorgular gibi. "Yürüyüş yapacağım gelmek ister misin? " dediğim de beni onaylamış ayağa kalkmıştı. Yürümeye başladığımız da koluna girmiştim. Sahil eve 10 dakikalık bir mesafe de olduğu için orada yürüyüş yaparız diye düşünmüştüm. Mete'nin sessiz olması dikkatimi çekerken konuşmaya başladım. "Sen iyi misin? " "İyiyim." deyip kestirip attığın da kaşlarımı çatmıştım. "Ben de inandım? N'oldu anlat hadi! " Derin bir nefes aldığın da, "Asıl sen iyi misin abla? Neden hiç bir şey olmamış gibi davranıyorsun hep? " Dedikleri beni şaşırtırken bunları düşündüğünü hiç düşünmemiştim. "İyiyim, evet bir şeyler yaşandı ama yapabileceğim bir şey var mı Mete? Bunları düşünmekten kaçıyorum çünkü düşündüğüm de en çok kendime zarar veriyorum. Hiç bir şey olmamış gibi düz davranmak daha kolay geliyor. " dediğim de olumsuzca kafasını salladı. "Onların sana olan tavırlarına ben tahammül edemiyorum. Hepsi'nin karşısına geçip bağırmak istiyorum. Bu kadar sakin kalmanı anlamıyorum. " Yorulduğum için boş olan banka oturduğumuz da konuşmaya devam ettim. "Ne için bağıracağım onlara? Beni kabul etmediler diye mi ya da sevmedikleri için? Ben de isterdim onlarla abi kardeş ilişkimin olmasını en önemlisi ikizim ya, diğer yarım aynı anne karnını paylaştığım kişi onunla böyle olmak canımı ne kadar yaktı inan sana anlatamam. Madem istemediler ben de onları istemem bu saatten sonra. " "Abla ben seni çok seviyorum tamam mı? İyi ki varsın. Benim için değerlisin. Evden gittiğini söylediklerin de aklım çıktı. Seni suçlayamadım bile. Çünkü gitmekte haksız değildin. Belki bencillik olacak ama gitme olur mu? Ben seni kaybetmek istemiyorum. " dediğin de söyledikleri gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Kollarımı ona dolayıp başını kendime doğru çektiğim de beni bırakmak istemiyormuşçasına sarılmıştı. Onunla vakit geçirdiğiniz de gerçekten içindeki kırılgan çocuğu görebilirdiniz. O kadar masum bir surat ifadesi ve karakteri vardı ki ona bakınca küçük bir oğlan çocuğu görüyordum. Hava kararmaya başladığın da eve doğru yürümeye başlamıştık. Eve vardığımız da kapıyı bize Boran açmıştı. Suratına bakmadan içeri girmiştim. Görmezden gelme sırası bana gelmişti değil mi? Yemek yiyeceğimiz için ellerimizi yıkadıktan sonra salona geçmiştik. Ilgaz'la Koray ev de değildi, işleri uzamıştı büyük ihtimalle. Ayaz abim ve Aras'ın arasına oturduğum da abim saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Aras zaten başını tabağından kaldırmıyordu. En son Poyraz geldiğin de yemek yemeye başlamıştık. Yemek kısa konuşmalarla geçtikten sonra odam da takılacağımı söylemiş yukarı çıkmıştım. Matematik ödevimle uğraşırken odama Poyraz girmişti. "Bir şey mi oldu? " dediğim de çekingen bir tavırla konuşmaya başladı. "Şey, bahçe de maç yapacağız sen de gelmek ister misin? " dediğin de ciddi ciddi beni neden çağırdılar diye düşündüm. "Yeni bir tartışmanın çıkmasını istemiyorum, en sağlıklısı odam da oturmam. " dediğim de kaşlarını yalandan çatmış yanıma gelip beni kaldırmak için kolumdan tutmuştu. Evet çekingen tavrı buraya kadardı. "Hadi kızım ya! Üç'e üç maç yapacağız şura da hiç bir şey olmaz. Kalkıp geleceksin. " dediğin de bana seçme hakkı tanımamıştı. Hava soğuk olduğu için onun da kalın giyindiğini fark etmiştim. Elinde ki topla oynarken aşağıya inmiştik. Sürekli futbol oynamalarına yorduğum iki tane orta boylar da kale vardı şu an bahçe de. Annemle babam bahçe salıncağın da oturmuş sohbet ederken diğerleri bize yakın olan kalenin orada duruyorlardı. Poyraz'la yanlarına gittiğimiz de hepsinin krampon giydiğini fark etmiştim. Allah aşkına ben de ayağımdaki pembe converse'lerle mi oynayacaktım? Cidden futbol oynamak için tam adamını bulmuşlardı. Poyraz bir bana bir de diğerlerine göz gezdirdikten sonra bir kaptan edasıyla ellerini birbirine çarpıp dikkatleri üstüne toplamıştı. "Şimdi canım abilerim ve kardeşlerim takımlar belli. Ben, Mete, Güniz. Ayaz ve Aras abim, Boran bir takım kabul mü? " dediğin de hemen itiraz etmiştim. "Hayır! Sen niye bizim takımdasın Ayaz abim bize gelsin. Sen onlara git. " dediğim de göz devirmişti. Ayaz abim beni kendine çektiğin de ona sarılıp Poyraz'ı dil çıkarmıştım. "Yemedik abini takımlar kuruldu, değişim yok. Şimdi gelelim iddia'ya, " dediğin de gözleri parlamıştı resmen. "Eğer siz kazanırsanız biz sizi yemeğe çıkarırız ama eğer biz kazanırsak siz bizi yemeğe çıkarırsınız ve şüpheniz olmasın sınırsız bir şekilde yiyip içeceğim. " dediğin de diğerleri homurdanmıştı. Ayaz abim, "Kabul tamam şimdi gidin pozisyonlarınızı belirleyin başlayalım. " dediğin de herkes kendi kalesine gitmişti. Biz sol taraftaydık, onlarsa sağ tarafdaydılar. Poyraz Mete'yi de beni de kolunun altına aldığın da konuşmaya başlamıştı. "Bana bakın cüceler! Sizi seçmemin hakkını veriyorsunuz. Kazanıp yemekleri gömüyoruz tamam mı?" dediğin de göz devirmiştim. "Mete sen kaleye geçiyorsun ben ve Güniz de oyundayız. " dediğin de Mete homurdanmıştı. "Off abi ben niye kaledeyim! Sen geçsene. " dediğin de Poyraz ona gözlerini büyültmüştü. "Abi'n ne derse o paşam geçeceksin kaleye ara sıra yer değişimi yaparız. " Oynasam işleri batıracağımdan emin olduğum için, "Ben oynayamıyorum ki! Beni niye oyuna sokuyorsun ? "dediğim de bıkkınlıkla konuşmuştu. " Ya dediğimi yapsanıza siz, Mete sanki mükemmel oynuyor test edeceğim işte, aynı bokun laciverti misiniz göreceğiz. "dediğin de en son dediğine kahkaha atarken Mete'yle ben ona oldukça tahammülsüz bakıyorduk. Ayaz abim öne çıktığın da Boran'ı kaleye koyduklarını fark ettim. Boran'ın kafasına topu geçirme hayalleri kurarken oynamaya başlıyorduk. (ू•ᴗ•ू❁) Bölüm sonu uuu Maç sahnesini yazarken çok güleceğime eminim. Diğer bölüm de görüşürüzzz zzz |
0% |