@magoasssd
|
Selam dostlarımmmm Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen💕 (ू•ᴗ•ू❁) Telefonumdan gelen sesle uykumdan uyanmıştım. Uyanmış olsam da gözüm kapalı bir şekilde elimi komidine atmış telefonumu bulmaya çalışıyordum. Elim telefonuma denk geldiğin de gözlerimi açmış alarmımı kapatmıştım. Bir kaç dakika duvara bakıp hayatı sorguladıktan sonra ayağa kalkıp banyoya gittim. Rutin işlerimi hallettikten sonra saçımı topuz yapmıştım. Uykumun iyice açılması ve ne giyeceğime karar verebilmek için balkona çıktım. Güneş tepedeydi ama esiyordu. Odama geri döndüğünde de altıma mavi kot pantolon üstüme de tişört ve hırka giymiştim. Odamdan çıkıp aşağıya indiğim de annemin mutfakta olduğunu düşünerek mutfağa yöneldim. Tahmin ettiğim gibi mutfaktaydı ve babamla rutin atışmalarını gerçekleştiriyorlardı. Gözüm masadaki sepetlere takıldığın da piknik için hazırladığını anlamıştım. Babam beni gördüğün de neşeyle, "Günaydın bebeğim. " demişti. Annem, "Kızım gel gidene kadar aç kalma, Poyraz görmeden şu poğaça lardan ye bir tane. " dediğin de sepetteki yaptığı poğaçalardan çıkarmıştı. "Diğerleri daha uyanmadı mı? " dediğim de sandalyelerden birini çekip oturmuştum. "Ilgaz abin uyanık, arabasıyla uğraşıyordu. Diğerleri de daha yeni uyanmaya başlamıştır. " demişti annem. "Siz son hazırlıklarınızı tamamlayın, ben bir Kenan'la konuşayım. " diyen babam elindeki çayla mutfaktan çıkmıştı. Önümdeki poğaçalardan birini yemeye başlamışken anneme döndüm, "Akşama kadar orada mı kalacağız? " dediğim de beni onaylamıştı. Annem diğerlerinden ses çıkmayınca odalarına gitmek için mutfaktan çıkmıştı. Telefonuma gelen bildirimleri kontrol ederken sürahiden su doldurmak için ayağa kalktım. Tam kendime su doldurmuş geri dönecektim ki ne ara geldiğini anlamadığım Ilgaz'a çarpmış elimdeni bardağı yere düşürmüştüm. Ödüm koparken gerilemiş, "Pardon." demiştim. "Sorun değil, korkuttum galiba. " demişti mahçup bir şekilde. Tavrı değişik gelse de suratına bakmadan, "Biraz." demiştim. Kırıkları toplamak için eğileceğim sırada kollarımdan tutup eğilmeme izin vermemiş,"Eline batacak kırıklar dokunma, çalışanlar sonra toplar. "demişti. Kollarımı ondan kurtardığım da kafamı sallamış ondan uzaklaşmıştım. Kapıdan içeri giren yeni uyandığı belli olan Mete," Bir şey mi düştü? "demişti bir bana bir Ilgaz'a bakarak. "Bardak düştü, bir şey yok. " demişti Ilgaz. Ben Mete'yle dışarı çıkarken Ilgaz aşağıya inen anneme yardım ediyordu. Kapı'nın önünde arabalara binmek için herkesi bekliyorduk. Kulaklığımı boynuma geçirip Kapı'nın yanındaki duvara yaslandım. Annem'le Ilgaz sepetleri arabalara koyuyordu. Boran ve Aras kapıdan çıktığında önce bize bakmış sonra arabalara ilerlemişlerdi. Sude ile olan gerçekleri öğrendikten sonra çok dağılmıştı Boran. Kim isterdiki sevdiği insanın ona ihanet etmesini? Kamera görüntüleri elime ulaştıktan sonra annem ve babamla onu şikayet etmiştik. Kasten bana zarar verdiği için okulu değişmişti. Annemse bu konu hakkında her kadar kızarsa kızsın Boran'ın hali hal değil diye üstüne gitmiyordu ama ona bana inanmadığı ve olanları onlara anlatmadığı için tavırlıydı. Boran'a biraz olsun bir acıma duygusu hissetmiyordum. Aksine ona öfkeli ve kırgındım. Ne onun benimle yüzleşecek cesaret vardı artık ne de benim onu hiç bir şey olmamış gibi kabul edecek bir kalbim. Olabildiğince onları görmezden gelmeye çalışıyor bir şey yokmuş gibi davranıyordum. Böyle yaparak iyi bir şey mi yapıyordum tartışılırdı ama artık hüznümle kendimi boğmak istemiyordum. Herkes evden çıktıktan sonra arabalara yerleşmeye başlamışlardı. Annem, babam, Boran, Koray ve Ayaz abim beraber giderken, ben, Mete, Poyraz, Aras ve Ilgaz gidecektik. Ilgaz sürücü koltuğuna otururken yanına Aras geçmişti. Yolculuğumuz başladığın da saat daha erken olduğu için Poyraz omzum da uyuklamaya başlamıştı. Mete telefonundan oyun oynarken bende etrafa boş boş bakıyordum. Araba benzinlikte durduğun da Ilgaz arabadan inmişti. Aras'ta inerken arkasına dönüp, "Bir şey istiyor musunuz? " demişti. Mete su isterken ben de annemin söylediklerine göre daha 1 saatlik yolumuz olduğu için iki tane hazır sandiviçlerden almasını söylemiştim. Birini kendim için isterken diğerini aç ayımız Poyraz için istemiştim. Arabaya döndüklerin de Aras poşeti elime vermişti. Sandiviç'imi açıp yemeye başladığım da Poyraz da hareketlilikten uyanmıştı. Bir kaç saniye uyku sersemliğiyle etrafa baktıktan sonra bakışları kucağımdaki poşete indi. Gözleri parlarken konuşmaya başladı. "Bana da bir şeyler aldınız değil mi? Sabahtan beri hiç bir şey yemedim! " dedi ağlamaklı bir sesle. Önden Aras sabır çekerken, "Oğlum sabah zaten iyi misin? " demişti. Poyraz, "Uyandığımdan beri işte." demişti. Yavru köpek bakışları beni gülümsetirken ona göz kırpıp, "Senin bu yiyebilirsin. " deyip diğer sandiviç'i uzatmıştım. "Sağol fıstık" deyip yanağımdan makas aldığın da tüm odağını yemeğine çevirmiş bizden kopmuştu. Piknik alanına vardığımız da Arabalardan inmiştik. Eşyaları taşıyacak fazlasıyla erkek olduğu için bir şeyleri taşıma zahmetine girişmemiştim. İleri de büyük bir masa da oturan Kenan amca babamlar doğru yürüyordu. Gözlerim Enes'i ararken Masa'nın hemen arkasındaki yoldan geldiğini gördüm. Onu gördüğüm için içim kıpır kıpır olurken heyecanlanmıştım. Onu günlerdir görmemiştim. Saçamalamamak için kendini ciddi bir ifadeye sokarken ilk önce Kenan amcayla selamlaştım. En son diğerleri eşyaları taşırken annem babamla yine atışıyordu. Kenan amca da Annem'in kuması gibi sürekli bir şeyler söylüyor ortamı kızıştırıyordu. Olduğum yer de onlara gülümserken yanım da birinin varlığını hissetmemle o tarafa döndüm. Yanıma oturan Enes'ti. gülümseyerek bana bakması benim de gülümsetirken konuşmaya başlamıştı. "Selam, nasılsın? " "İyiyim,sen nasılsın? " "İyiyim ben de görüşmeyeli gelişme var mı? " demişti ileri de duran abilerimi gözleriyle işaret ederek. "Yanii, var gibi de yok gibi de ne desem bilemedim. " dediğim de rüzgar tersten estiği için bozulmuş olan saçım aralardan firar edip gözüme geliyordu. Enes gözüme gelen saçımı kulağımın arkasına koyarken teması beni heyecanlandırmıştı. Nefesimi tutmuş ona bakarken masa'ya gürültüyle sepeti koyan Ilgaz'la bakışlarım ona dönmüştü. Tüm ortamın içine etmişti. "N'apıyorsun? " derken bile Enes'e olan bakışlarından ben bile tırsmışken Enes'i düşünemiyordum. "Pardon, elimden düştü. " demiş gitmişti. Enes'in suratın da korku dolu bir ifade görmeyi beklerken yüzündeki keyifli gülümseme beni şaşırtmıştı. "Neye gülüyorsun? " dedim ona yaklaşarak. "Hiç, Ilgaz abinden gelişme var sanki hm? " demişti. "Ne demezsin? " dediğim de ikimiz de gülerken bu sefer Enes'in kafasına top çarpmıştı. Korkup yan tarafa dönen yüzünü kendime çevirirken hasar kontolü yapıyordum. "İyi misin? Bir şey oldu mu? " diye sorarken boğazını temizleyerek bize doğru gelen Poyraz, "İyisin değil mi abicim? Tüh ayağımın ayarı kaçmış, kusura bakma. Siz yine de öyle yakın durmayın ayarlarım yine kaçabilir tamam mı? " deyip Enes'e göz kırptığın da Enes onu onaylamıştı. Alnını ovalarken,"Seninkilerden baya gelişme varmış. "dediğin de ben de bunların üstümüz de olan gözlerine anlam veremiyordum. " Desene çok işimiz var abilerinle."diyen Enes sesini duymadığımı zannetse de dudaklarımı birbirine bastırmış gülmemi engelllemiştim. Sanırım kıskanç aile bireylerim vardı. (ू•ᴗ•ू❁) Bölüm sonu uuu Diğer bölüm de görüşürüz zzz 🫂💕👋
|
0% |