Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm: Vatanın Bekçileri

@mahidevrannn

 

'Bu dört yana savrulan Türk

Bu acıyla doğrulan Türk

Bu adıyla çağrılan Türk

Bu Tanrı'nın Ordusu'

Ali Kınık - Tanrı'nın Ordusu

 

 

2 Yıl Önce...

Koordinatları Gizli Tutulan Bir Yer

 

Gece, karanlığa sessizliğiyle hükmederken çakallar bir sofrada toplanmış, kurdu devirmek için planlar yapıyorlardı.

''Böyle birşey asla kabul edilemez!'' diye bağırdı adam.

''Niyeymiş o?'' dedi Kuzgun büyük bir sakinlikle.

''Baban, İbrahim Kılıçarslan, devlete bağlı birisi. Annen, İsmişah Kılıçarslan, bir milletvekilinin kızı. Kardeşin Süleyman Kılıçarslan ise bir asker. Böylesine devletine bağlı bir ailenin evladına, yıllardır üzerinde çalıştığımız bir görevin sorumluluğunu veremeyiz.'' dedi adam. İçten içe Kuzgun'a karşı büyük bir kıskançlık besliyordu.

Öne doğru eğidi Kuzgun. ''Ben tam yedi yıldır yaptıklarımı değil devlete, aileme bile sezdirmemiş bir adamım. Hem,'' dedi. Doğruldu ve burnunu havaya dikti, ''bu operasyonda en büyük katkı bana ait. Bu operasyonun sorumluluğunu en iyi ben üstlenebilirim.''

''Bu eylem, bizler için çok önemli. Yıllardır üzerinde çalışıyoruz. En küçük bir açık vermemizde her şey heba olur. Hatta bizi bile bitirebilirler. Riske atamayız.'' dedi bir başkası.

''O halde oylamaya sunuyorum.'' dedi çakalların başı, oluşabilecek krizi önlemek adına. ''Kimler Kuzgun'un bu işi yapamayacağını düşünüyor?''

Aradan geçen birkaç dakikanın sonunda sadece dört kişi Kuzgun'a hak vermişti.

Otuz kişinin bulunduğu sofrada sadece dört kişi...

Kabullenmemiş bir ifadeyle baktı Kuzgun. Sofrada bulunan simalarda gezdi gözleri. Dara düştüğü zaman yardım ettiği, en ufak bir dertleri olduğunda yardıma koştuğu hiçbir ortağı ona güvenmiyordu.

Kuzgun'un tek dostu yalnızlığıydı...

İşte bu sefer kabullendi. Az önceki özgüveninden gram eser kalmamıştı.

''Yapılan oylama sonucunda görevin Kuzgun'dan alınıp Bozkurt'a verilmesine karar verilmiştir.'' dedi çakalların başı, Frederic Newhard.

Bunun üzerine Kuzgun, ''Madem benim bu görevi yerine getiremeyeceğimi düşünüyorsunuz,'' ayağa kalktı, ''o halde bana müsaade.'' dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Kapı cılız bir gıcırtıyla açıldı. göz ucuyla intikam alacağı kişiye baktı.Engin Bozkurt'a.

Alacaktı intikamını en acı şekilde. Zira o Selim Kılıçarslan'dı.

Namı diğer Kuzgun.

Dışarı çıkınca kışların sert rüzgarı yüzünü yaladı. Biraz yürüdükten sonra yanına sağ kolu Harun geldi.

Harun Kılıçarslan.

Kuzeniydi. Dört yıl önce katılmıştı bu işe. Çok yararı dokunmuştu örgüte. Gençti daha. Çok değil, yirmi altı yaşındaydı sadece. Örgütün kandırdığı nice üniversiteli gençlerden sadece biriydi. Ama örgüte göre adanmış biriydi.

''Abi erken çıktın, bir sorun mu var?'' dedi Harun büyük bir merakla.

Gülümsedi Selim, şeytanca. Alacağı intikamın gülümsemesiydi bu.

''Yok, Harun.'' dedi. Ellerini omzuna koydu, kardeşçe sıktı. ''Bana derhal Engin Bozkurt'un kardeşi Sahra'nın evini bul.'' dedi. Ardından yanından uzaklaşıp arabaya doğru yürüdü.

 

*****

 

Zaaflar, bir insanın en zayıf noktasıydı.Bu sebepten dolayı en tehlikeli, en savunmasız olunan noktaydı. Özellikle de zaaflar düşmanının elindeyse...

Selim Kılıçarslan, Engin Bozkurt'un en zayıf noktası olan zaafını biliyordu.

Kardeşi Sahra Bozkurt...

Yirmi üç yaşında, hukuk okuyan bir öğrenciydi. Abisi gibi onun da gözleri simsiyahtı. Ama o kömürler acımasızlıkla değil, bir merhametle, bir şefkatle bakardı.Simsiyah saçları, karanlık gecelerin umudunu taşırdı. Güzel, alımlı bir kadındı Sahra. Her erkeğin aradığı bir çekicilik vardı üzerinde. Bütün bunlara rağmen, hayatına ne bir erkek girmişti, ne de bir erkek almıştı.

Şimdi ise işler değişmişti.

Hayatına bile almak istemeyeceği bir adam onu almaya gidiyordu.

Siyah araba, gecenin sessizliğinde süzülerek bir evin önünde durdu. Arabanın şoförü araçtan indi, arka kapıyı açtı ve efendisi çıkınca başıyla selam verdi.

Selim Kılıçarslan...

Siyaha bile bulanmamış bembeyaz kızı, karalara bulamak istiyordu.

İntikam için...

Kapının önüne geldiği zaman resmen kırmak istercesine çaldı kapıyı.Zira kaybedecek bir saniyesi bile yoktu.

Az önce kırılmak istenen kapının ardından ''Kim o?'' diye seslenen ince, zarif bir kadın sesi duyuldu.

''Sahra, benim Selim.'' dedi Selim.

Birkaç kapı kilidi sesi duyuldu. Sahra zaten hep böyleydi. Hep temkinli, hep dikkatliydi. Siyah kapı usulca açıldı.

Kuzgun'un avı karşısındaydı...

''Selim abi, hoşgeldin. Bir sorun mu var?'' dedi Sahra çok masumca.

''Sorunun büyüğü senin abin.'' diye mırıldandı Selim içinden.

''Anlamadım.''

''Anlayacaksın merak etme.'' dedi Selim. Sonra da kapının eşiğinde duran Sahra'yı kolundan tutup çekti. Bu hareket üzerine Sahra'nın ağzında küçük bir çığlık kaçtı. Selim, kolundan tuttuğu Sahra'yı sağ kolu Harun'un önüne sertçe attı. Yanlarından geçerken Selim, Harun'un kulağına eğidi.

''Ne yapman gerektiğini biliyorsun, Harun.''

''Hemen abi.'' dedi Harun. Yerde acıyla inleyen Sahra'yı kollarından tutup yerden kaldırdı. Arabaya doğru ilerlerken ona doğru bağırdı Sahra.

''Bunun bedelini abim sana çok acı bir şekilde ödetecek. Pişman olacaksın, Selim Kılıçarslan. Hem de çok...''

Umursamadı Selim. Şoförünün açtığı kapıdan içeri girdi ve konağın yolunu tuttu.

 

*****

 

Günümüz...

Hakkari - Alay Komutanlığı

 

Aceleci adımlarla yürüyordu Yarbay. Kapının önüne geldiği zaman orada bekleyen Murat Çavuş'a selam verdi. Kendine çeki düzen verdi, ardından kapıyı üç kere tıklattı. ''Gel!'' sesiyle hızla içeri girdi.

''Komutanım,'' dedi selam verirken.

''Otur, Kahraman.'' dedi Tümgeneral.

Yarbay Kahraman Kaya.

Adı gibiydi Kahraman. Nice kahramanlığıyla tanınırdı. Yiğitti, mertti. Kanında Türk'ün deli cesareti akardı. Bütün askeriye onu bunlarla tanırdı. Deli cesaretiyle, opersyonlarda sergilediği yiğitliklerle, içine sığmayan, dolup taşan vatan sevdasıyla...

''Haberleri gördün mü?'' diye sordu komutanı.

Ah. görmez miydi? Maalesef ki, görmüştü. Yürekleri burkan,ciğerleri yakan şehit haberleri...

Vatan için şehit olan ama vatandaşların belki de haberlerde on saniyeden daha az sürede görüp tanıdığı, sonra da bir daha hatırlarına dahi gelmeyen şehitler...

''Maalesef, komutanım. Maalesef...'' dedi yüzünü düşürürken.

''Neredeyse her hafta bir şehit haberi...'' dedi üzüntüyle Tümgeneral.

''Çakalların yine bir planı var anlaşılan, komutanım.''

''Haklısın.'' dedi Tümgeneral. ''Ben de seni işte tam da bu yüzden çağırdım, Kahraman.''

''Nasıl yani, komutanım?'' dedi Yarbay merakla.

''İzin verirsen anlatacağım, Kahraman.'' dedi Tümgeneral. ''Çakalların bir planı var, evet. Devlet üzerine oynamaya çalıştıkları büyük bir plan. Ve bizim de bu planı kurutmamız gerek.'' Ayağa kalktı Tümgeneral Hüseyin. Onun kalkmasıyla Kahraman da hemen saygıyla ayaklandı. Tümgeneral Hüseyin, Kahraman'ın karşısına geçip kollarından tuttu. ''Bir tim kurmanı istiyorum, Kahraman. İçinde senin seçtiğin askerler olacak. Bu sebepten en güvendiğin askerleri seçmeni istiyorum.'' dedi Tümgeneral Hüseyin Çetin. Ardından Kahraman'ın kollarını kardeş gibi sıktı. ''Öyle bir tim kur ki, çakallar kaçacak delik arasınlar. Bu öyle bir tim olsun ki, vatanın bekçileri bu askerler olsun. En ufak bir yanlışlarında düşmanın ensesine çöksünler.''

Gururlanmıştı Kahraman. Hem de çok... Duruşunu dikleştirdi, asker selamını verip ''Emredersiniz, komutanım!'' diye bağırdı. Ardından da zaman kaybetmemek için dışarı çıktı. Çünkü artık kaybedilecek bir saniyeleri bile kalmamıştı.

 

*****

 

4 Gün Sonra...

''Komutanım,'' diyerek içeri girdi Kahraman.

''Gel, Kahraman. Otur.'' dedi Tümgeneral koltuğu işaret ederken.

Yarbay oturdu, ''Komutanım, emriniz üzere timi hazırladım. Eğer müsaade ederseniz kimlerin olacağını göstermek isterim.'' dedi.

''Göster, bakalım.''

Yarbay, elindeki dosyaları Tümgeneral Hüseyin'in önüne koymaya başladı. ''Komutanım eğer siz de uygun görürseniz timin komutanlığını yapabilecek kişi:'' dedi ve önüne bir dosya koydu. ''Alp Arslan Türksoy.'' Dosyayı komutanının önüne koyduktan sonra derin bir iç çekti Kahraman. Şehit olan komutanının yiğit oğluydu Alp Arslan. Komutanını andırıyordu resmen. Ona benzeyen çehresi, geniş omuzları, iri bir cüssesi vardı.

Alp Arslan Türksoy

Rütbe: Kıdemli Üsteğmen

Kod Adı: Gökbörü

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Harekat ve Taktik

Beceriler: Terörle Mücadele, Yabancı Diller, Gözlem ve Keşif, Taktiksel Planlama ve Operasyon Yürütme, İstihbarat, Kamuflaj ve Gizlenme, Sabotaj, Zorlu Şartlara Uyum.

''Diğerlerini de ver, bakalım.'' dedi komutanı. Hemen ikinci dosyayı önüne koydu.

''Komutanım, Alp Arslan'ın kardeşi Mehmet Fatih. Operasyonlarda çok başarılı bir asker. Timde yerinin olması gerektiğini düşünüyorum.''

Mehmet Fatih Türksoy

Rütbe: Üsteğmen

Kod Adı: Atmaca

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İstihbarat

Beceriler: Harekat Planlama, İstihbarat Toplama, Kamuflaj,Araştırma ve Analiz Etme, Gözlem ve Keşif, Taktiksel Planlama ve Operasyon Yürütme, Yabancı Diller.

Diğer dosyaları da yavaş yavaş vermeye başladı Yarbay. Önüne koyduğu bir diğer doya ise acemi birine aitti.

Mert Coşkun

Rütbe: Astsubay Çavuş

Kod Adı: Çaylak

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İlk Yardım

Beceriler: Tıbbi Acil Durum Müdahale, Araştırma ve Analiz, Mühimmat Bilgisi ve Bakımı, Ağır ve Hafif Silah Teknik Bilgisi ve Bakımı, Hareket ve Taarruz, Makineli Silahlar.

''Bu çocuk burayı kaldıramaz, Kahraman. Alma bu çocuğu.'' dedi Tümgeneral.

''Haklısınız, komutanım. Fakat bu asker her ne kadar acemi gibi dursa da her şeyi kaldırabilecek bir çocuk.''

''Peki madem.'' dedi Tümgeneral. ''Ama eğer bir sorun çıkacak olursa sen mesulsun, Kahraman.''

Merak etmeyin, komutanım. Ben kendisine kefilim.'' dedi Kahraman gururla. Diğer dosyaları açmaya başladı Tümgeneral Hüseyin.

Elçin Gizem Keskin

Rütbe: Astsubay Kıdemli Başçavuş

Kod Adı: Yangın

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İstihbarat

Beceriler: Özel Keşif ve İstihbarat, Keşif, Yabancı Diller, Kamuflaj ve Gizlenme, Sabotaj, Rehine Kurtarma, Hızlı ve Etkili Kararlar Alma, Harekat Planlama ve İcra Etme.

 

Dağhan Çakıl

Rütbe:Astsubay Kıdemli Başçavuş

Kod Adı: Gölge

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İstihbarat

Beceriler: Keşif, Yabancı Diller, İstihbarat Toplama, Araştırma ve Analiz, Hareket ve Taarruz, Hızlı ve Etkili Kararlar Alma, Kamuflaj ve Gizlenme.

''Bu ikisini tekrardan karşı karşıya getirmeye gerek var mı?'' diye sordu Tümgeneral imayla. Neyi kastettiğini ise çok iyi anlamıştı Kahraman.

''İkisi de bizler için çok önemli askerler, komutanım. Evet, geçmişte birbirleriyle alakalı bazı sorunlar yaşadılar. Ama bu sorunları vatanın önüne geçirmeyeceklerine adım kadar eminim.'' dedi Yarbay.

Kubilay Aksoy

Rütbe: Astsubay Kıdemli Üstçavuş

Kod Adı: Bozok

Mezun Olduğu Okul: Deniz Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Amfibi Timsah

Beceriler: Su Altı Taarruzları, Profesyonel Dalış, Kurtarma, Sabotaj, Analiz Etme, Hedefi Etkisiz Hale Getirme, Kamuflaj ve Gizlenme, İstibarat Toplama, Su Altı Operasyonlara Uygunluk.

 

Serkan Yılmaz

Rütbe: Astsubay Başçavuş

Kod Adı: Yiğido

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İstihbarat

Beceriler: Özel Keşif ve İstihbarat, Analiz Etme, Yakın Dövüş, Dövüş Teknikleri, Kamuflaj ve Gizlenme, Gözetleme, Sabotaj, Ybancı Diller, Kurtarma.

 

Furkan Şahiner

Rütbe: Teğmen

Kod Adı: Şahingöz

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Bomba Tahrip

Beceriler: Patlayıcıların Tespiti ve İmha Edilmesi, Patlayıcı İmalatı, Hedef Belirleme ve Keşif, Taktik Patlayıcılar, Gözetleme, Hızlı ve Etkili Kararlar Alma,Kamuflaj.

 

Dilara Soydan

Rütbe: Astsubay Başçavuş

Kod Adı: Gökdoğan

Mezun Olduğu Okul: Hava Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Hava Taarruzu

Beceriler: Hava Harekat Planlama, Drone Operatörü, Kamuflaj ve Gizlenme, Kurtarma, Hava Araçları Operasyonu, İstihnarat Toplama, Rehine Kurtarma.

''Bu kız, intikam için başına buyruk davranan asker değil mi?'' dedi Tümgeneral geçmiş olayları hatırlatarak.

''Evet, komutanım. O asker, bu asker.'' dedi Yarbay.

''Timde sorun çıkartmasın?''

''Zannetmiyorum, komutanım. O günden sonra bir daha öyle bir şeye bulaşmadı. Merak etmeyin.'' dedi Kahraman seçtiği askere güvenerek.

Süleyman Kılıçarslan

Rütbe: Teğmen

Kod Adı: Avcı

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Sniper

Beceriler: Uzun Menzil Atışı Keskin Nişancılık, Özel Keşif ve İstihbarat Toplama, Kamuflaj ve Gizlenme, Yabancı Diller, Analiz Etme,Hedefi Etkisiz Hale Getirme.

 

Ali Yıldırım

Rütbe: Asteğmen

Kod Adı: Pençe

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, Sniper

Beceriler: Analiz Etme, Hızlı ve Etkili Kararlar Alma, Uzun Menzil Atışı; Keskin Nişancılık,Hareket ve Taarruz,Kamuflaj ve Gizlenme, Hedefi Etkisiz Hale Getirme.

 

Fırat Karahan

Rütbe: Astsubay Kıdemli Çavuş

Kod Adı: Karaca

Mezun Olduğu Okul: Kara Harp Okulu

Uzmanlık Alanı: Özel Harekat, İstihbarat

Beceriler: Dövüş Teknikleri, Rehine Kurtarmai Kamuflaj ve Gizlenme, Hedef Belirleme, Yabancı Diller, Hızlı ve Etkili Kararlar Alma.

Son dosyaları okudu ve hepsini bir kenarda topladı. ''Murat Çavuş!'' diye bağırdı Tümgeneral. Kapı tıklatıldı ve hızla açıldı.

'' Çavuş Murat Demir, Ödemiş, emret komutanım!'' dedi Çavuş selam verirken.

''Rahat, asker.'' dedi Tümgeneral. Ardından kenarda topladığı dosyaları Murat'a uzattı. ''Bu askerler bir hafta içerisinde burada olacaklar. Kendilerine haber et.''

Murat Çavuş dosyaları aldı ve asker selamı çaktı. ''Emredersiniz komutanım.'' dedi ve çıktı.

Yeni tim, kurdun asıl gücünü göstermek için toplanacaktı. Şehit edilen, gazi bırakılan askerlerin, yuvasız bırakılan mazlumların, yetim kalan çocukların ve dul kalan kadınların ahının hesabı şimdi sorulacaktı.

Aslanlar inlerinden çıkmışlardı, şimdi gerisini çakallar düşünmeliydi...

 

Bölüm Sonu...

 

Loading...
0%