@mahperi09
|
Selamm iyi okumalar benden çok kitaplarımı seven okurlarımm Dışarıda geçirdiğimiz 3 saatin sonunda çok şükür bir yere oturma kararı almıştık. Ayaklarıma kara sular indi vallahi. En son bir kaç teyzenin ve amcanın bize kınayıcı bakışlar atmasını saymazsak mükemmel bir gündü hatta niye onları saymayım ki onlar sayesinde ayrı eğlendik. - deli diyorum inanmıyorsunuz- Yanlız kınayıcı bakışların sebebi de alt tarafı (!)... Flash back Müzede gördüğümüz değişik bir heykel ile onun resmini çekmek için telefonumu çıkarmış resmini çekmeye başlamıştım o sırada arkamdan duyduğum flash sesi ile Aren'e döndüm. Tam telefonu elinden almak için arkama dönmüşken telefonu kapatıp cebine koydu. "Neyi çektin?" diye sordum. "Heykeli." Ya o zaman niye saklıyorsun Allahım ya. "Bakayım benden iyi çekmişsen telefonuma atayım." dedim ve cebinden(yanlış anlaşılma olmasın hırka cebi düşünün bazı okurlarım biraz fesat dkxjdmd) telefonu almaya çalıştım. "Ya Lara bir dur." dedi hafif imalı. "Ne oluyor kardeşim neden vermiyorsun?" dedim hafif sesimi yükselterek. "Kardeşim deme lazım olur." konuyu değiştirmeye çalışıyor sarı alarm. "Aren kaşınıyorsun ben seni kaçırsam görürsün ." dedim sinirle. "Üff tamam al." diyerek telefonunu verdi. "Şifresi?" diye sordum. "06091997" Ne? "Benim doğum günüm?" diye sordum. "Evet." dedi ve gamzelerine dokunmak isteyeceğim kadar gülümsedi. Şifreyi girdim ve galeriyi açtım. Fotoğrafları görmem ile o anki halimden eser kalmamış Aren'in kafasına vurmuştum. "Ya bunlar ne Aren?" diye sinirli bir şekilde hafif (!) sesimi yükselterek bağırdım. "Ya ama çok güzel çıkmışsın işte." diyerek telefonu gösterdi. "Bu mu güzel bu?" diyerek açtığım resmi gösterdim ve kafasına tekrsr vurdum. Zaten kınayıcı bakışlara burda maruz kalmıştık bir de bir şeye daha... Küçük bir çocuk yanımıza geldi ve "Erkeğe şiddete hayır!" diye bağırıp geri annesinin yanına döndü. "Çık Aren şu müzeden rezil olduk ya." dedim Aren'in bir yandan iterek. "Sen rezil olmazsın çiçeğim hep güzelsin." yalaka. Flash back son Güzel bir kafe bulup oraya geçtik ve boş masalardan birine oturduk. Renkli bir dizaynı olan kafeydi. Masamıza gelen garsonla bakışlarım ona döndü. "Ne alırdınız?" menüye göz gezdirmem ile sorusunu cevapladım. "Cheesecake ve sade kahve alabilir miyim?" dedim ve Aren'e döndüm. "Ben de aynısından." dedi. "Tabi hemen hazırlıyoruz." dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Garsonun gitmesi ile Aren'e döndüm. O da bana bakıyordu ama değişik bir şekilde. "Noldu niye öyle bakıyorsun ?" diye sordum. "Nasıl bakıyorum?" diye soruyu soru ile cevapladı. "Değişik." "İyii." iyi ne ya tövbe ya. Masada oluşan sessizlik garsonun siparişlerimizi getirmesi ile son buldu. "Buyrun siparişiniz." dedi ve siparişlerimizi önümüze koydu. "Teşekkür ederiz." dedim garsona ters bakışlar atan Aren'in aksine. Garsonun masadan gitmesi ile tekrsr Aren'e döndüm. "Niye öyle baktın adama?" dedim. "Sen yiyecek gibi bakıyordu." Ya bu adam sıkıntılı. "Allah'ım sen bana sabır buna da akıl ver en acilinden." dedim hayıflanarak. "Amin." sabırr. Tatlılarımızı yiyip hesabı ödedik(o ödedi) ve kafeden çıktık. Arabaya binip eve geçtik. Evet bölüm sonu üzgünüm kısa oldu görüşmek üzere seviliyorsunuz! |
0% |