10 Cevapsız çağrı - "Annem" kişisinden.
5 Cevapsız çağrı - "Babam" kişisinden.
22 Cevapsız çağrı - "Berna" kişisinden.
Berna'nın ismine dokunup aramalarını yanıtladım. Çığlıkla karşılaşmayı beklemiyordum.
"Kızım! Naptınız siz?" Cevap vermeden önce Aras'a baktım. Sanki hikayeyi o paylaşmamış gibi masum masum bana bakıyordu.
"Ortalık yıkılıyor, haberi yalanlayanlar kafayı yemiş durumda."diye devam etti Berna.
"Elbet öğrenilecekti Berna zaten dün çekilen fotoğraflar için açıklamaya ihtiyaç vardı."
"Bilmiyorum ama kendinize dikket edin. Görkem'in tehlikeli bir hayran kitlesi de var." Berna'nın içini rahatlattıktan sonra annemi aradım. Asıl şimdi başlıyorduk. Annemin yanıtını beklemeden ilk konuşan ben oldum.
"Anneciğim..."
"Fisun! O fotoğraflar ne öyle? Nereye baksam o çocukla resimlerin karşıma çıkıyor." Arkadan babamın sesi duyuldu. "Konuşacağız seninle Fisun Hanım, o yanında ki kim olduğunu bilmediğimiz çocukla da."
"Konuşuruz konuşuruz. Hem Aras da sizinle konuşmak ister." Aras'a bir kontrol bakışı attıktan sonra sorun olmadığını gördüm.
"Kızım sen ne kadar tanıyorsun bu çocuğu? Emre'ye ne oldu? Nasıl tanıştınız?" Aras bir gece bana mesaj attı sonra ben Emre'nin Yelda ile olduğunu öğrendim. Elbette bunu anneme veya babama söyleyemzdim. En azından şimdilik.
"Öncelikle anneciğim Emre defteri bir daha açılmayacak üzere kapandı. Hem siz Arasla tanışın, seversiniz onu."
"Kızımız sevmiş, ona ne şüphe." dedi babam sitemkar bir şekilde.
Aras'ın alttan alta sırıttığını fark edince kaşlarımı çattım. Ağızını kilit yapıp sustu.
"Babacığım, söz veriyorum her şeyi açılayacağım. Biliyorum biraz aceleye geldi ama ben mutluyum." Annem ve babam Berna kadar kolay değildi. Yaklaşık yarım saat boyunca annem ile babamı sakinleştirmiş sonra telefonu kapatmıştım. Aras Bey ise rahatını bozmuyordu.
“Bugün sahile mi gitsek?”dedi aniden.
”Konumuzun sahil olduğunu sanmıyorum. Ayrıca birilerine yakalanırsa-“ Doğru ya, beyefendi zaten herkese açıkladı.
”Ben kararımdan eminim, Fisun. Sonsuza kadar saklayamazdık. Elbet öğrenirlerdi. Ayrıca evet konumuz tam olarak sahil.” Küçük bir göz devirdikten sonra kafamı salladım.
Gitmek için arabaya doğru yaklaştığımızda bana göz kırptı. “Hayranlarım benimle fotoğraf çekilmek isterse onları kıramam. Şimdiden söyleyeyim.”
“Normal bir şey bu Aras. Seninle fotoğraf çekilmek isterlerse çekilsinler. Ben öyle kıskanç biri değilimdir.”
***
Sahilden el ele tutuşmuş yürüyorduk. İçime dolan huzurlu hava ile mantıklı düşünebiliyordum. Açıklamak sanırım en iyisiydi. Acele olmuştu ama ikimizde emindik. Bir kaç adım ileride dondurmacı görünce gözlerim ışıldadı. Nerede olsam dayanamıyordum.
“Dondurma yemeye gidelim mi?” diye sordum heyecanla. Aras gülerek kafasını salladı ve dondurmacının yanına doğru hızla yürüdüm. İşaret parmağımı çeneme yerleştirip hangi dondurmayı seçeceğimi düşünüyordum. Biri çok belliydi. Her zaman çilekli. İkinci seçenek için göz gezdiriyordum. Dondurmacıya doğru döndüm.
”Ben çikolatalı ve,”
”Çilekli.”diye devam ettirdi Aras. Ona bozguna uğramış gibi baktığımda sırıttı. “Bunu gerçekten bilmiyordum sadece tahmindi. Bende çikolatalı ve çilekli alayım.”
Aras, ikimizinde dondurmalarını aldı ve birini bana verdi. Tekrar sahilde yürümeye koyulduk. Bu muhteşem anı bozan bize doğru koşan iki kızdı.
”Kızım şuna bak! Görkem Aras Dinçel!”
Neler olduğunu anlamadan kızlar Aras’ın yanında durdu. Kısa boylu olan direkt atladı. “Acaba bir fotoğraf çekilebilir miyiz?”
Diğeri ise “nolur” bakışı atınca Aras gülümsedi. “Tabii, çekilelim.”
Aras, iki kızlarla fotoğraf çekilirken kollarımı göğsümde birleştirmiş bekliyordum. Bu normal bir şeydi. Normal. Sonuçta Aras tanınan bir oyuncuydu. Kısa boylu olan yine konuşmaya başladı. “Ay ben sizi çok seviyorum. Tüm dizilerinizi izlemişimdir.”
O an fark ettim. Ben hiç Aras’ın projelerini izlememiştim. Akşam yapacağım ilk iş bu olacaktı.
“Buna sevindim. Bu arada sizi Fisun ile tanıştırayım,” Aras bir anda bana dönünce ne yapacağımı bilemedim. “Sevgilim olur, kendisi.”
Kızlar bu sefer beni süzmeye başladı ve çok memnun gözükmüyordular. Soğukkanlı davranmaya çalışıyordum ve sahte bir şekilde gülümsüyordum. Kızlar fazla oyalanmadan yanımızdan gidince rahat bir nefes aldım. Aras, şiddetle gülene kadar.
”Sen öyle kıskanç biri değilsindir değil mi, Fisun?”
“Tabii ki değilim. Bak yaptım mı kıskançlık?”
Sanırım yaptım.
Ama geriye adım atmak yok.
“Doğru doğru gayet mütevaziydin. Ciddi anlamda. Yine de ben senin gülüşünün gerçek mi sahte olduğunu anlayabiliyorum.”
”Nasıl?”
”Az önce ki gibi zoraki değil gerçekten gülmeye hazır ol.”
Anlam verememiş gibi bakarken bir anda elimden tutup koşmaya başladı. İstemsizce kahkahalar atıyordum çünkü onunlayken gerçekten gülebiliyordum.
Sahil boyunca koşmaya devam ettik ve ikimizde “gerçekten” güldük.
_______________________________
🥹💞
Okur Yorumları | Yorum Ekle |