@maikelebek_45
|
Yeniden merhabalar beraber filizlenmeye başladığımız yolda benimle beraber olanlara teşekkürlerimi sunarım . Ve hissetmeniz dileğiyle iyi okumalar bölüm sonunda görüşürüz 🌼
2.BÖLÜM
BİLİNMEYEN NUMARA
--- ...
"Peki ya sonra ne oldu ?"
Derinlerden gelen bir ses kendime gelmemi sağladı. Gözlerimi açtığımda Begüm Hanım'ın odasında buldum kendimi. Bana bakıyordu. Gözlerimin tam içine ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.
Ben ise anlatmak yerine kaçmak istiyordum. Kimseye anlatamadığım sınırlarının içerisine ulaşmak istiyordu Begüm Hanım ve bunu başarması an meselesiydi. Ama ben istemiyordum çünkü ben devam etmek değil bitirmek istiyordum.
Elime aldığım su şişesini açıp bir yudum aldım. Ellerimin titrediğini fark ettim. Ne zaman hatırlamak istemediğim anılarım gözümün önüne serilse hep böyle oluyordum. Benim için çok zor bir andı çünkü.
"İyi misin Burçak ?"
Begüm Hanım'a tekrardan baktım. Ellerime bakıyordu gözlerini bütün bedenimde gezdirdi. Daha sonra masasından kalkmak için doğruldu.
Yanıma gelmek istiyordu Begüm Hanım bana dokunmak şefkat göstermek istiyordu fakat geçen hafta öyle bir tepki vermiştim ki sanırım çekiniyordu. Yinede her şeye rağmen masasından yavaşça kalkıp yanıma doğru ilerledi.
O bana adım attıkça ben sınırlarımın ihlal edildiğini hissediyordum. Odanın içerisinde kaçamak bir oyundu bizimkisi. Begüm Hanım da sırf Gülnur teyzenin hatrına bana dayanıyordu. Yanıma geldi yavaşça oturdu daha sonra titreyen ellerime baktı.
Nefesimin daraldığını hissettim. Ellerimi tutmak için gözlerime baktı izin vermemi istiyordu galiba ama ben istemiyordum. Bu yüzden ellerimi kazağımın içine doğru çektim.
Anlamış olacak ki geri çekildi konuyu değiştirmek adına
"Üşüdün sanırım " Dedi.
Mesleğinde yeni olmasına rağmen Begüm Hanım beni iyi tanıyordu. Ve beni nasıl konuşturacağını çok iyi biliyordu. Yanımdan kalkıp açık olan pencereleri kapattı "Mart ayı bizi nasıl da kandırıyor değil mi Burçak. Ben kışlıklarımı kaldırmıştım ama erken davranmışım sanırım sen kışlık kıyafetlerini kaldırdın mı ?"
Size dediğim gibi beni illaki konuşturacaktı.
"Benim pek kıyafetim yok birkaç tane var " dedim. Tepki vermeme sevindi. "Yeni kıyafetler alma vakti geldi desene " dedi. Sonra ekledi
"Güzel bir alışveriş seni iyi hissettirebilir. Benimde işim bitmek üzere istersen beraber çıkalım" dedi.
Yeni kıyafetler veya alışveriş istemiyordum. İnsanların kalabalık olduğu ortamları sevmiyordum. Ben yalnız kalmak istiyordum. Bir tek ona güvenebilirdim. "Teşekkür ederim ama ben istemiyorum Begüm Hanım eve gidip dinlenmek istiyorum." Dedim.
Anlayışla karşıladı "Pekala küçük hanım bu seferlik öyle olsun eve gidip güzelce bir dinlen ilaçlarının dozunu biraz arttırdım. Eczaneden alırsın " dedi. Vermiş olduğu reçeteye şöyle bir göz gezdirdim .
" Yan etkileri nedir ?" Dedim. Kollarını önde bağlayıp "Biraz iştah biraz mutluluk sana iyi gelir birde uykunu düzene sokacak " dedi.
Demek ki içmeyecektim. İstemiyordum ben mutlu falan olmak zamanında mutlu olduğumda nasıl kandırıldığımı görmüş ve bütün zayıf yanlarımı gözler önüne sermiştim. Begüm Hanım , tepkimi merak eder gibi beni inceliyordu "Aksatmak yok Burçak " dedi.
Sesi tamam mı der gibi çıkıyordu. Ona başımı salladım daha sonra uzatmış olduğu eli sıkıp vedalaştım. Ve odadan çıktım. Gülnur teyzeyi tam karşımda buldum. Elinde çantasıyla beni bekliyordu. Çıktığımı görünce ayağa kalktı yanında ki hastalara geçmiş olsun dileklerini iletip yanıma geldi.
"Nasıl geçti ?" dedi. Uzatmış olduğu montumu üzerime geçirip "İdare eder " dedim. Koluma girip "Bak ne diyorum buradan çıkınca pazara gidelim benim eve senin eve bir şeyler alırız hem biraz da kafan dağılır " dedi.
Dış kapıya doğru yürürken söylüyordu bütün bunları benden cevap almak için sorusunu tekrarladı "Gidelim mi yol arkadaşım ?" Dedi.
Gitmek istemiyordum. Yüzümü asıp Gülnur teyzeme döndüm. "Ben eve gitsem daha iyi olacak sanki hem biraz yoruldum. " Dedim. Bahçeye doğru ilerledik. Elimi tutup "Peki ama akşam bize geleceksin senin sevdiğin yemekleri yapacağım. " Dedi.
Tamam anlamında ona da başımı salladım. Ön bahçe kapısında vedalaştıktan sonra yürümeye başladım. Yola çıktıktan sonra şansıma gelen taksiyi elimle durdurup içine bindim. Gideceğim yeri tarif ettikten sonra beklemeye başladım.
Ara sokaklardan geçerken aklıma düşen telefonumu elime aldım . Telefona bakıp yeni bir mesaj var mı diye baktım. Telefonumu her açtığımda onları çok özlüyordum. Kilit ekranına baktım.
Dolan gözlerimle beraber telefondaki resme dokundum. Dışardan bakıldığında çok saçma görünebilirdi ama benim, gibi kimse hissetmediği sürece anlayamazdı. *
Uzun süren yolun ardından eve gelmiştim. Kapının şifresini tuşlayıp binanın içine girdim. Sağ taraftaki asansöre binip 4. kata bastım. Asansörün sesi ile kapıyı açtım.
Çantamdan anahtarı çıkarıp kendi evime doğru yöneldim. Kapının kilidini açıp içeriye girdim.
Eşyalarımı , koltuğun üstüne bırakıp dolaptan bir bardak su almak için mutfağa gittim. Yorgundum ama fiziksel değil ruhen yorgundum. Üzerimdeki tişörtü üzerimden sıyırıp attım ve salonuma ilerledim.
Televizyonu açıp karşına geçtim. Pek bir şey yoktu aslında. Sıkıldıktan sonra masama geçip karalama yapmaya başladım. Çizim yeteneğim iyiydi küçük yaşta kendimi baya geliştirmiştim.
Resmi bitirdiğimde havanın karardığını gördüm. Kalemi yana koyup çizmiş olduğum resme baktım. Çalan telefonumla beraber resme bakmaya ara verdim. Beni kim arayabilirdi ki tanımadığım bir numaraydı. Neyse diyerek kulağıma götürdüm.
-Efendim
Telefonda ki kişi benim sesimi dinledi bir hıçkırık sesi duydum. Sonra
-Burçak,
Bu sefer ben telefonu kendimden uzaklaştırdım. Arayan Sultan teyzemdi. Sesinden tanımıştım. Bütün olup biten her şey gözümün önünden geçti. Boşluğa düşer gibi olmuştum. Çok uzun bir süre sesini duymamıştım onun. Ve beni aramasın diye numarasını da engellemiştim. Demek ki yeni bir numara almıştı. Bu hattında değişme vakti gelmişti.
Sultan teyzem yine konuştu.
-Biliyorum konuşmayacaksın
Konuşmayacağımı madem biliyordu niye arıyordu ki beni devam etti konuşmaya
-Yaşadıkların o kadar ağır ki yavrum, ne diyeceğimi bilemiyorum.
Artık yaşadıklarımı kaldıramıyorum Sultan teyzem dedim içimden.
-Ama ben seni çok özledim be Burçağım ne olur bir kere sesini duyum bir kere görüm seni yemin billah bir daha rahatsız etmem.
Gözümden akan yaş ile beraber telefonu kapattım. Arkamda ki duvara sırtımı dayadım. Daha sonra dizlerimin bağı çözülür gibi oldu yere düştüm. Gözümden damlalar bir bir yere düşüyordu.
Kaldıramıyordum artık. İçime gelen öfke dalgası ile beraber oturduğum yerden kalktım masaya doğru ilerleyip masanın üzerindeki her şeyi yere serptim. Canım çok yanıyordu. Kimse anlamıyordu beni hiç kimse zaten yapayalnız kalmıştım. Oysa bir zamanlar tamdım ben.
Yerimden kalkıp dağıttığım etrafa baktım. Her yer dağınıktı. Tıpkı ben gibi. Dayanmaya artık gücüm kalmamıştı ki belki de her şeyden vazgeçmenin vakti gelmişti artık. Bunu düşünerek büyük bir soğukkanlılıkla banyoya yöneldim.
İlk bu şehre geldiğimde de denemiştim ama becerememiştim. Son anda yakalanmıştım. Şimdi tek başımaydım ve kimse duymazdı beni. Dolabın içindeki tıkacı alıp küvetin deliğini kapattım.
Üzerimde ki her şeyi bir kenara bırakıp küveti doldurmaya başladım. Madem hayat benim gözyaşlarımı hak etmiyordu ve gözyaşlarımı hak edecek kimsede yoktu bende hiç olurdum o vakit.
Büyük bir soğukkanlılıkla dolan suya baktım. Ve içine girdim. Su hala açıktı. Ve ben kendimi serbest bıraktım.
---
Merhaba bölüm sonu kaldıramadığınız sandığınız bütün hisler , duygular ve geçmiş bir gün hepsinden vazgeçecekseniz sadece zaman verin ve güçlü kalın yeni bölümde görüşmek dileğiyle hoşça kalın 🌼
|
0% |