@manolyakalbim
|
İyi okumalar ❤
8. Bölüm
Merdivenlere oturmuş kapıya bakarken düşünceler dalmıştım. Etraf sessizdi. Lale dizlerime başını koymuştu. Bende saçlarını okşuyordum.
"Anne"
"Efendim bebeğim"
"Babam gelmiyecek değil mi?"
"Gelecek canım böyle düşünme"
"Anne ben arkadaşlarıma babam beni yarında bırakacam dedim. Şimdi babam gelmezse ben ne yapacam." Saçlarını okşamaya devam ettim. Ne yapabilirdim bilmiyordum. Kimi aramam gerek?
"Arkadaşlarım dedi ki babam çok uzunmuş, yakışıklıymış hatta Bekir dedi ki büyünce baban gibi güçlü olucam dedi. Babam beni kucağında taşıdı biliyor musun? Ondan dedi. Ben çok mutlu olmuştum onun için teşekkür etmeyi unuttum. Ondan mı beni sevmedi. Sevse gelirdi çünkü dimi. Bizi bıraktı, bir daha da gelmiyecek değil mi?" sesi sonlara doğru boğuk çıkıyordu. Ağlayacağını fark edince benimde gözüm doluyordu. Onun masumluğu ve babasına olan sevgisini anlatmasına gerek yoktu ama bu sözleri içimi yakıyordu. Bir anne olarak kızımın bu sözleri canımı yakıyordu. Onun için her şeyi yapmak istiyorum. Yeter ki canı yanmasın. Arslan ne olursa olsun gelmek zorundaydı. Gelmese bile yarın sabah ne olursa olsun ona ulaşacam. Kızımın canı bu kadar yanarken öylece çekip gidemez. Bu sefer olmaz.
"Lalem yok öyle bir şey gelicek." Kafasını kucağımdan kaldırıp
"Gelmiyecek! Biliyorum tamam mı gelmiyecek." Deyip ağlamaya başladı.
"Bebeğim.” Ellerini yüzüne kapatıp daha sesli ağlamaya başlayınca kendime çekip sarıldım. Sırtını okşadım. Saçlarını yüzünden çekip tekrar sarılıp başının üstünden öpüp saçlarını okşamaya devam ettim. Sakinleşene kadar bunu devam etim.
Ya gerçekten Arslan gelmezse ne yapacağım ben. Kızımın bu babasına olan eksikliğini nasıl dolduracağım. Daha yeni gelmişken gider mi gerçekten? O zaman neden geldi ki. Gelmese daha iyiydi. Belki böyle sevinip daha çok üzülmezdi. Terk edilmenin acısını yaşamazdı. Babasına olan özlemini, bekleyişine ne yapabilirim ki. Elimden bir şey gelmiyor. Keşke gelebilse. İnsan anne ve babasını eksikliğini başka bir şeyle dolduramıyor. En fazla görmezden gelir, alışırsın. Benim yaptığım gibi. Yani ben anca öyle aşabiliyorum.
Laleye baban gelecek derken neden gelmeyeceğini düşünmedim ki. Kıyamadığını falan mı düşündüm sonuçta insan çocuğuna kıyamaz sanıyorum ama benim ailem zaten bana bunu yapmamış mıydı. Beni bırakmadılar mı? Terk etmediler mi? Kendimden bilmem gerekiyordu. Saçma bir neden de olsa demek ki terk etmek isteyen terk ediyormuş. Sadece o fırsatın doğmasını bekliyormuş. Sonra bir bakıyorsun boş bir sebepten terk edilmişsin. Bir de kendini suçluyor insan ben ne yaptım diye? Suçsuzken suçluluğunu sorguluyorsun.
Halbuki beni bir hiç gibi bırakmadılar mı? Sanki evladı değilim onların. Bir insan başka bir insan için çocuğunu bırakır mı? Benim ailem yapmıştı. Aynısını kızımda mı yaşayacaktı. Arslan da öfkesinden ya da bana sinirinden mi bırakacaktı kızını.
Ne zaman uyuya kaldım bilmiyorum ama kapıdan sesler gelmesiyle uyandım. Açılan kapıyla merdivene yasladığım kafamı kaldırıp baktım. Işığın açılmasıyla Arslanın kapıyı kapattığını görünce bir an hırsız olacağından korktuğum için onun olmasıyla rahatladım.
"Arslan?" dedim. Ayağa kalkmaya çalışınca dizimde uyuyan kızım kıpırdanınca durdum. Ne zaman uyduğunu bilmiyordum bile en son uyumayıp tekrar ağlamaya başlayınca sarılmak istedim ama istemediği için benden ayrı durdu sonra uykusu gelmeye başlayınca başını dizlerime koyunca da saçlarını okşadım sonrasını bende hatırlamıyorum. Demek ki ikimizde burada uyumuşuz.
Kafasını kaldırıp kısık gözlerle bana bakıp "Anne babam?" dedi uykulu uykulu.
"Geldi kızım." bunu duyunca hemen kalkmaya çalıştı.
"Lale yavaş kızım yeni uyandın düşeceksin" desem de dinlemeyip ayağa kalktı. Babasını kapının önünde görünce durdu.
"Baba" dedi. Bir adım atıp tekrar durup "Baba neredeydin?" dedi sonra küçük adımlarla yanına gidip bacaklarına sarıldı. "Baba bir daha çok geç kalma olur mu? Seni bulamayınca çok korktum ben." dedi. Boyu yetmediği ve utandığından sarılmak istiyordu belki. Hem utanıyordu hem de gitmesin diye de sevgisini gösteriyordu belki bilmiyorum. Başımı diğer tarafa çevirip gözlerimdeki sızının geçmesini bekledim. Kızım babasının onu terk edip gitmesinden korkuyordu. Ve ben bunu yaşamasını istemezken yaşıyordu.
Ne kadar engel olmaya çalışsam da düşen gözyaşımı silip onlara baktım. Gözlerini bana çevirip baktı. Gözlerimde ne arıyordu bilmiyorum ya da ne soruyordu bilmiyorum. Ama yaptığı acıyı ben düzeltemezdim, ben iyileştiremezdim çünkü o acıyı ben açmadım ki ben kapatayım.
Bir gün gidecek korkusunu ben ondan nasıl alayım, ben bırakmadım ki bu korkuyu ben alayım. Ben bile emin değilken, kızımdan nasıl bu korkuyu alayım.
Laleyi koltuk altlarından tutup kucağına alınca Lale kollarını boynuna sarıp başını omzuna yasladı. Arslan sırtından kollarını dolayıp sarıldı.
“Bir kaç işim vardı. Bu kadar geç olduğun farkında değildim.” Lale'nin yüzünü görmek için kendinden hafifçe ayırıp yüzüne bakınca gözlerinin kenarlarını okşayıp “Hem senin gözlerin neden kızarmış.” Dedi
“Bilmem.”
“Uyumadığın için mi böyle oldu acaba? Bu saatte yatakta uyuman gerekiyordu.”
“Seni bekledim.”
“Beni mi? Neden?”
“Öyle.” Diyip omuz silkti.
“Tamam. Uyuma vaktin çoktan geçtiğine göre daha fazla uykun açılmadan uyuman lazım.” Dedikten sonra yukarıya doğru çıkmaya başladı.
“Ama benim uykum yok”
“Vardır ama sen fark etmiyorsundur.”
Lale'nin odasına girince Lale hemen itiraz etti.
“Ben odam da uyumuyacam. Sizinle uyucam.” Deyince dönüp bana bakınca odadan çıkıp yatak odasına girip örtüyü açtım.
Odaya girip yatağa uzandırdı Laleyi. Üzerine pikeyi örtünce Lale ayaklarıyla üstünden atmaya çalışıp "İstemiyorum, sıcak." Deyip gözlerini bana çevirip "Anne masalım."
Kitabı odadan alıp yatağa yanına oturdum ve kitabı kucağına koydum. Kapağını açıp sayfaları çevirip ilk sayfayı açtı. Üstündeki Aslan resmine bakıp Arslan'a uzattı.
"Baba sen okur musun?" Aslan kitabı görünce kaşlarını çatıp bana baktı.
"Bu kitap..." dedi sorarcasına. Lale cevap verince ona döndü.
"Sen almışsın bana annem öyle dedi." Bana bakıp "Değil mi anne?" Dedi.
"Evet kızım." deyip kitaba bakınca eskiyi hatırladım.
"Arslan neredesin bulamadım seni."
"Buradayım bir tanem bir kaç kitaba baktım. Hem bak ne bulduğuma inanamazsın" Elindeki yayın evinin baskısı olan bez çantadan bir kitap çıkardı.
"Bu ne? Çocuk kitabı mı?" dedim şaşırarak.
"Evet çocuk kitapları o kadar ilgi çekicilerdi ki onlara da bakayım dedim."
"Ama neden aldın ki?"
"Bilmiyorum güzeldi. Bakınca güzel bir hayal kurdurdu bana. Sen, ben ve çocuğumuz yatakta oturuyoruz ve ona bu masalı okuyoruz. "
"Çocuğumuz mu?"
"İlerde bir gün çocuğumuz olursa diye aldım."
"İlerde? Sence de erken değil mi bunun için. O zaman gelince alırız."
"Biliyorum erken ama ya o zaman bulamazsam. Hem hazır yazarı da buradaydı imzalattım bende. Bu fırsatı kaçırmayıp dedim."
"Bakayım kitaba?" Elimi uzatınca kitabı avucuma bıraktı. Kitabın kapağındaki Aslan resmi ve ismini görünce ona bakıp kitabın adını seslice okuyup "Aslan'ın Kalbi?" dedim ve tebessüm edip "Bana daha çok kendine almışsın gibi geldi Arslan."
"Yani çocuğuma kendimi hatırlatacak bir kitap tabi ki de almadım." dedi gülerek. "Ama bugün bunu almalıydım çünkü ilerde ona bu anı anlatacak bir anımız olsun istedim."
"Evet ben almıştım." Elini kaldırıp saçlarını okşayıp elindeki kitabı aldı.
"Başlayım mı?
"Hıhı.
"Evet başlıyorum." Öksürüp sesini düzeltti. Fazla heyecanlı ve ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Yatak başlığına sırtını yasladı. Lale hemen yanına geçip onun gibi oturdu. Başını koluna yaslayıp elini kolunun çevresinden dolayıp sıkıca tuttu.
"Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde..."
Masal okumaya devam ederken Lale babasına bakıyordu ve ondan gözlerini ayırmıyordu. Başını yaslandığı yerden bir kitaba bir babasına bakıyordu. Arslan durup diğer sayfaya geçerken gözleri yavaşça kapanmaya başlayan kızım uykulu sesle konuşmaya başladı.
"Biliyor musun baba her zaman senin bir gün bana bu masalı okuyacağını hayal ederdim. Sen bana almışsın ya annem bunu söylediğinde çok mutlu olmuştum ondan sonra en sevdiğim masal oldu." Konuşmasıyla kitabın sayfasını çeviren eli durdu. Kafasını çevirip Laleye bakınca Lale de ona bakıp gülümsedi. "Baba devam etmeyecek misin?" deyince sayfayı çevirip devam etti.
"Aslan ağaçların arasından geçip...." okumaya devam etmeye başladı kitabı bitirene kadar. Lale’nin uyumasıyla üzerini hafif örtüp yataktan kalktım ve odadan çıktım. 🥀 |
0% |