9. Bölüm

NORMAL BİR GÜN

Elif Eylül Özmen
margaritga_okur06

İki gün sonra

 

İki gündür odamda dinleniyor ve hiç bir şey yapmıyordum zaten bugün okulada gitmemiştim ben gitmeyince savcı da gitmemişti ama diğerleri aynı anda izin alırsa dikkat çekeceği için gitmek zorunda kalmışlardı. Kaçırıldıktan sonra hatırladığım kadarıyla ne olduğunu herkese anlatmıştım bazen keşke anlamasam diyordum çünkü ilk anlattığımda beni yanlız bırakmak istememişlerdi hatta benimle birlikte tuvalete bile geleceklerdi ama engel olmuştum . Zekice yaptığım şeyi savcıya anlatacaktım ama vakti yoktu o yüzden haber vermemiştim. Bende âni bir karar ile savcıya mesaj atmaya karar verdim whatsappa girdiğimde ekranda uyuz savcı yazısını her gördüğümde otamatik bir şekilde güldüğüm gibi yine güldüm acaba o beni ne diye kaydetmişti kesin Ada diye sadece ismimi kaydetmişti buna gülerken Uyuz Savcı kişisinin üstüne tıkladım ve yazmaya başladım.

                             

                                                                          Siz

"Ya Volkan odama bir gelir misin sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var."

 

Yazmam ile görüldü attı tam ona kızacakken kapının tıklatılma sesini duyunca ayağa kalkarak kapıya ilerledim yaralarım tam olarak geçmemişti ve nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde bacağımda üç karış boyutunda bir morluk vardı her adım attıkça acıyordu o yüzden biraz topallıyordum ve dikişlerimi bugün aldırmam gerekiyordu savcıyla konuştuktan sonra gidecektim. Kapıyı açtığım an savcının elindeki iki bardak ile odama girmesi bir oldu. Yatağımın biraz ilerisindeki koltuklardan birine oturdu ve elindeki bardakları koltukların önündeki sehpaya koydu.

" Bu ne ?" diyerek bardakları işaret ettiğimde cevap verdi. " Öncelikle hoş buldum unuttun mu seninle bir çay içecektik ben de içemeyince dedim ki getireyim mâlum ölmelere doyamıyorsun." " Tövbe de ya daha gencim ayrıca ben isteyerek mi öldüm. " " Hâla ölü olduğunu mu düşünüyorsun yoksa ben mi bir ruhla mı konuşuyorum?" diyerek tekli koltuğa oturunca " Ya salak aynen ben ölüyüm tövbe ya konuştuğumuz şeye bak." dedikten sonra kenardan bir yastık alıp savcıya fırlattım . " Ha şöyle azıcık gül be kızım. " diyince gülümsemem daha da büyüdü " Neyse konuya gelelim." diyince sehpadaki çayı eline aldı ve dikkatle dinlemeye başladı . " Hani ben biliyorsun kaçırıldım ya işte o gün dersliğe ve tuvaletlere yerleştirmem için yanımda dinleme cihazı vardı ama katil bunu fark etmedi bende cihazı beni götürdüğü odaya yerleştirmiş bulundum." demem ile birlikte " Ne ! Ne dedin sen ? İnanamıyorum elimize çok büyük bir fırsat geçti . Aferin sana kız. " bu kadar sevineceğini düşünmediğim için bende şaşırmıştım tam o sırada alnımdan bir kaç kere öptü sonra da sarıldı " Çok mutlu oldum şu anda." "Tamam sakin ol alt tarafı bir cihaz yerleştirdim atomu parçalamadım." "Anlamıyorsun senin yerinde başkası olsaydı kendini düşünmekten böyle bir şey yapmak aklına gelmezdi ama senin aklına geldi sen çok farklı birisin" az önce beni mi övmüştü yoksa ben mi yanlış anlamıştım " Bu övgülerin için teşekkür ederim." Diyerek çayımı yudumladım. " Rica ederim ne demek sen böyle mutlu olacaksan gece gündüz seni övebilirim." " Savcı gerçekten çok iyi birisin ve seni gördüğümden beri bende bir tanışmışlık hissi var ." " Ruh eşimi buldum desene sen ona . Neyse benim çayım bitti seninde bittiyse yeni bir çay getirmemi ister misin ?" ruh eşi mi? konuyu değiştirdiğini anlamadım sanki. " Yok yeni çay istemiyorum benim işim var dışarı çıkmam gerekiyor ." "Eğer özel değilse ben de gelebilirim tabii istersen?" " Tabii gelebilirsin hastaneye dikişlerimi aldırmaya gidecektim." "Tamam seni yanlız bırakmayayım hemen düzgün bir şeyler giyinip geliyorum. " tamam dercesine kafamı salladım sonra getirdiği bardakları almadığını görünce arkasından "Bardakları da alsaydın bari." diye bağırdım ama kapıdan çıktığı için duymamıştı.

 

Yarım saat sonra

"Gerçekten benimle hastaneye geldiğin için teşekkür ederim bana arkadaş oldun." diye söylediğimde bana döndü. "Böyle şeyler için teşekkür etmene gerek yok Ada." dediğinde mahcup bir şekilde gülümsedim ve acilin kapısından içeri girdim. Dikişlerimi almak için beni bir odaya yönlendirdiklerinde savcı ile o odaya gittik. İçerideki hemşire sedyeye uzanmamı söyleyince kabanımı çıkarıp savcının eline tutuşturdum ve hızlı bir şekilde sedyeye uzandım . Benim uzanmam ile birlikte hemşire aletlerini hazırlamaya başladı o sırada savcı da sedyenin ucuna oturmuştu birden elimin ısındığını hissedince elime baktım elime bakmam ile savcının elimi tuttuğunu gördüm. Bu adam neyin kafasını yaşıyordu bu kadar tatlı olunmazdı ki ayıp yani bana da acıyın. Bakışlarım birbirini tutan ellerimizde iken hemşire elindeki cerrahi makas ile dikişlerimi almaya başladı. Biraz sızı hissettsem de dayanılmıyacak gibi değildi ilk defa yaşadığım bir şey olmadığı için çok fazla önemsemiyordum . Umarım belirgin bir iz kalmazdı ama büyük ihtimalle iz kalacaktı beş dakika sonra hemşire "Evet dikişlerinizi aldım geçmiş olsun. Ben gideyim siz toparlanın. " diyerek kapıya doğru ilerledi tam çıkacakken savcının " Pardon , hemşire hanım iz kalır mı kalmaması için ne yapmalıyız?" diye soru sorması ile hemşirenin bize dönmesi bir oldu . " Şimdilik yaraya güneş gelmemesi gerekir ya da dikiş bölgesine düzenli olarak hafif masajlar yaparak izlerin yumuşamasını sağlayabilirsiniz. " " Çok teşekkür ederim birde rica etsem bu masaj nasıl yapılıyor gösterebilir misiniz. " "Tabii şuradaki hemşireye sorarsanız o sizi yönlendirecektir." diyen hemşire ile savcı ,hemşireyi onayladı ve bana dönerek " Ben bir iki dakikaya geliyorum ." diyerek hızlıca kapıdan çıktı gerek yok gitme diye bağırsam da dinlemedi ve hemşirenin yanına gitti. Beni böyle düşünmemeliydi benim de bir kalbim vardı böyle yapınca çok hızlanıyordu. Aklım başıma gelince bende hızlıca sedyeden kalktım . Savcı bir model üzerinden masaj yapmayı deniyordu bana dönüp beni görünce hemşireye teşekkür ederek yanıma geldi ellerini birbirine ovuşturarak konuşmaya başladı " Bir hafta boyunca her gün masaj yapmamız gerekiyormuş o yüzden bir hafta boyunca boynuna masaj yapacağım. " mırın kırın etsem de beni susturdu ve çıkışa doğru ilerledik. Şoför koltuğuna savcı geçince ona dönerek "Bizi getiren şoför nerede ?" "Bir işi çıkmış dedim ki Ada'yı bende götürebilirim yani bugünlük şoförün benim . Evet şimdi söyle bakalım nereye gidelim." Biraz düşündüm ve anlık bir kararla her zaman gittiğim restoranda gitmeye karar verdim ve savcıya " O zaman bizi bir restoranta götür ama ücretler benden ." " Tabii hemen ama ücret konusuna gelecek olursak ben ödeyeceğim. " ödersin der gibi kafamı salladım tabii ki ben ödeyecektim gizli olsa da. Bir süre sonra restoranta varınca arabadan inip hızlıca restoranttan içeri girdim bir yer ayarladığımda savcı ile oraya gittik ve masaya yerleşince siparişlerimizi verip beklemeye başladık. "Ada bu yerleştirdiğin cihaz ile sesleri ne zaman dinleyebiliriz biliyorsun ne kadar erken bizimrsek bizim için o kadar iyi." "Biliyorum bilmesine ama bize sadece dinleme cihazları veriliyor ona erişebilecek sisteme sadace Rasim başkan ulaşabiliyor. " " Eee tamam o zaman Rasim abiye söyleyelim niye uğraşıyoruz. " " Zaten sadece ona söyleyeceğiz ama bu bilgiler katil etrafta olduğu için bir süre boyunca gizli tutulmalı bir sonuca ulaşılırsa ekibe söylenmeli Rasim başkan böyle bir kural koydu çünkü birini ölü olarak gösterebilecek ve ameliyathaneye rahatça girebilecek biri tesise neden giremesin?" " Tamam ama o zaman Rasim abiden anahtarı alıp odaya gireceğiz ama ekiptekilerin haberi olmayacak doğru anladım demi ama neden böyle yapıyoruz? " " Öyle olacak öyle olması gerekiyor çünkü tesise katilin ortağı girmiş yani yaptığımız her işte sadece Rasim başkanın haberi olacak." " Katil bu kadar ileri gitmiş olamaz ayrıca ortağı tesiste ne demek?" " Şu demek tesise rahatça girip çıkabilecek biri. " " O zaman katil yakınlarınızdan biri. " "Öyle ama yapacak bir şey yok. Normalde bunu sana da söylememem gerekiyor ama sende seni güvenmeye iten bir duygu var ve istemesem de güveniyorum. " " O zaman bundan sonra bu işte birlikteyiz , ortağız tamam mı." diyerek elini uzattı bende elimi uzatınca elimi sıktı ve tokalaştık artık savcı benim ortağımdı yani öyle olacaktı . Tam o sırada sipariş ettiğimiz yemekler geldi ikimizde konuşmadan sessiz bir şekilde yemeğimizi yemeye başladık. Yemeğimiz bitmek üzereyken planladığım gibi tuvalete gitmek için izin istedim ve ayağa kalkarak kasaya doğru ilerledim tam hesabı ödeyecekken kasadaki çocuğun "Ada hanım ücreti ödemişsiniz." teşekkür ederek kasadan ayrıldım ve hızlıca savcının yanına gittim " Hani şoförler çalıştığı kişiyi dinlerdi sen de beni dinlemek zorundayken nasıl hesabı ödersin gerçekten nasıl ödedin?" " Oda benim sırrım hadi kalkalım ben varken hesabı ödeyemeyeceğini anlamışsındır umarım. " ikimizde gülmeye başlarken gülüşlerimizi kesen çalan telefonum olmuştu. Hemen çantamdan telefonumu çıkardım ama gizli numara arıyordu bende katil olabileceğini düşünerek açtım. " Alo ben Ada size nasıl yardımcı olabilirim?" telefondan bir nefes sesi duyuldu sonrasında ise duyduğum ses yok olmama sebep oldu " Alo Ada kızım ben İstanbul'a geri dönmeye karar verdim. " elimdeki telefon yere düştü ve etraftaki sesler bir uğultuya dönüştü.

 

 

 

Bölüm : 28.12.2024 23:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...