@margaritga_okur06
|
2 Gün sonra Pazartesi Katilin Anlatımı İki gün önce ne olmuştu öyle iki saat gülmekten yerlere yatmıştım. Cihangir'in pantolonunun yırtılması düğündeki favori kısmım olmuştu. Lakin salak bir çocuğun güzelim masmavi elbiseme düğünde dağıtılan pastayı dökmesiyle düğünden ayrılmak zorunda kalmıştım . Çok şükür ki garson bu olaylar yaşandıktan sonra pastayı dökmüştü yoksa bu olayları görmeden ayrılsaydım çok üzülürdüm. Ama bu olaylardan en eğlencelisi bugün başlayacak olan ufak çaplı katil-polis olayı olacaktı. Düğün günü beni fark etmemek ekiptekilerin salaklığı ile alakalıydı çünkü düğündeki kişiler ekiptekilerin tanıdığı kişilerdi ve ben sırf beni fark etsinler diye iddialı bir renk seçmiştim: mavi hem sarı saçlarıma çok uygundu hem de güzel bir renkti aslında gelen kötü günler için siyah ya da yaşanacak kanlı ve katliamlı günler için kırmızı giymek vardı ama bu benim dikkatimi çekmişti. Bugün ise sahte üniversite oyunlarının ilk günüydü ben hangisi ile aynı sınıfta olacağıma karar vermemiştim o yüzden planlarım hangisine uyuyorsa ya da kafama göre isteğim sınıfın dersine girecektim. İlk önce Ada'nın olacağı sınıfa gitmeye karar vermiştim. Ama bunun için yüzümü tamamen gizleyecektim çünkü Ada beni görürse unutma şansı yoktu onun tanıdığı birine çok benziyordum. O yüzden yüzüme maske takmıştım bu maske dizilerde bir karakteri yaşlandırmak ve gençleştirmek için kullanılan maske türündendi ve bende kendimi değiştirecek olan bu maskeyi seçmiştim saçlarım için siyah gerçekçi bir peruk takmıştım . Bu oyun için paraya epey kıymıştım o yüzden oyun benim istediğim gibi gidecekti . Ada'nın öldürülen kişileri gördükten sonra yapacağı salaklıklar işime çok yarayacaktı. Ada'yı ciğerim gibi tanıdığım için benim oynadığım en basit oyunlardan biri olacaktı. Ayrıca sürekli derslere ve kampüse gelemesem de uzaktan izliyor olacaktım. Ada'nın gelmesi gereken dersliğe girdim içeride sadece bir iki kişi vardı bende Ada'nın oturacağı yeri tahmin ettim ve o yere japon yapıştırıcısı döktüm umarım Ada buraya otururdu yoksa başka birinin oturmasını istemezdim ayrıca başkası otursa da benim yaptığımı anlayamazlardı çok ta önemliydi sanki anlamaları umurumda değildi. Ada'yı en iyi görebileceğim bir açıya gözümü kestirdim ve oraya yerleştim Ada zıkkımının ve yanındaki süs köpeğinin gelmesini bekledim. Ada'dan ve onu seven herkesten iğreniyorum. Benden hayatımı çalanların yok olma vakti. Tik tak tik tak zaman dolmak üzere hepiniz öleceksiniz ama hepiniz de dahil. Ada'nın anlatımıyla Bugün pazartesi günüydü okula gidecektim . Bizim savcı ile ders saatlerimiz pazartesi ,çarşamba ve cuma günüydü . Odamda kıyafet dolabının karşısındaydım elime kumaş siyah bol bir pantolon üstüne de ince askılı beyaz saten bir bluz aldım ve hemen üstüme giydim altın renkli detayları olan kemer ve ve takılarla kombinimi tamamladım. Makyaj masama doğru ilerliyordum ki yatağımın üstündeki telefonum çalınca yatağa doğru yönümü değiştirdim. Arayan Rasim başkandı hemen aramayı açtım ve telefonu kulağıma yasladım." Alo Ada hazırlanınca gitmeden önce yanıma uğra konuşmamız gereken bir mevzu var." "Benim de tam hazırlığım bitecekti on dakikaya geliyorum. " hemen masaya doğru ilerledim kırmızı dior ruju aldım dudağıma sürdüm perçemlerimi kafamın yanına doğru yapıştırdım ve yapışık bir topuz yaptım . Odadan çıkarken kısa topuklu ucu sivri bir ayakkabı giydim uzun siyah bir kabanı omuzlarıma attım ve siyah bir gözlüğü kafama yerleştirdim elime de küçük kare bir beyaz çanta aldım. Kartımı da unutmadan kapıdan çıktım önüme bakmadan hızlı bir şekilde ilerleyecektim ki kafamdan tak diye bir ses geldi kafamı kaldırdığımda karşımda savcıyı gördüm kafamı tuttuğumda savcının da kafasını tuttuğunu gördüm. Olayın şokunu atlatınca "Pardon önüme bakmadan yürüyordum. " " Asıl ben önüme bakmadım ." tekrar özür diledim ve asansöre bindik. Rasim başkanın olduğu kata geldiğimizde hızlıca odaya doğru ilerledik. Kapıyı tıklattım gel sesini duyunca içeri girdik ben ve savcı dışında herkes sandalyelerinde oturmuş ve projeksiyondan duvara yansıtılan planı inceliyordu sadece benimle konuşacağını sanmıştım ama herkes buradaydı."Şuraya oturabilirsiniz ." diyen Rasim başkan oldukça ciddiydi lafını ikiletmeden gösterdiği yere oturdum savcı da tam yanıma oturdu kafamı kaldırdığımda Rasim başkan konuşmasına başladı "Geçen geldiğinizde kimliklerininizi söylemiştim ikiz kardeş Rana Eda Bulut ve Erdem Can Bulut ekibin geri kalanı ise okulun içinde temizlik görevlisi ya da kantinci olarak çalışacaktı bir kişi de işleri dışarıdan yürüyecekti ama bir süremiz yoktu." dedikten sonra derin bir nefes aldı ve elindeki kumandanın bir tuşuna bastı ekranda güzel , kahverengi saçlı, kahverengi gözlü bir kız fotoğrafı açıldı.Rasim başkan konuşmaya başlayınca ona döndüm " Normalde bu olayın gizli kalması gerekirdi zaten sadece ben ,üstler ve Volkan biliyordu sizde tahmin etmişsinizdir olay bir savcının görevlendirilmesi için fazla önemli bu resimde görmüş olduğunuz kız milletvekilinin kızı ve bu masum kızda öldürülen kurbanlardan biri milletvekili bu görev için en güvendiği kişiyi Volkan'ı yolladı ve artık bu acıya dayanamadığını eşinin perişan olduğunu söyledi ve katili iki ay içinde bulmanızı söyledi ." ölen kıza üzülmüştüm aptal bir katilin hırsları yüzünden masum bir kız ölmüştü ama bu son denilen şeye şaşırmıştım hemen Rasim başkana cevap verdim "İyi ama normal bir olayı çözme süremiz üç ay iken böyle önemli bir olayın iki ayda çözülmesi zor." "Biliyorum Ada ama sen yaparsın onu da biliyorum kimsenin yapamazsın dediği her şeyi yaparım diyerek sen başardın ayrıca bize verilen süre bir aydı uzun çabalar sonucu iki aya çıktı buna bile şükretmemiz lazım." doğru benim için çözmek zor değildi bunun da üstesinden gelebilirdim ama nedense içim hiç rahat değildi . "Anladığınızı düşünüyorum şimdi okul saatiniz geliyor gitmeniz gerekiyor. " diye konuyu sonlandırmıştı Rasim başkan. Herkes ile birlikte ayaklandık ve tesisten çıkmak için gizli çıkışa gittik . Bizim için arabalar hazırlanmıştı. Savcı ile aynı arabaya doğru ilerledik ikimizde arka koltuğa yerleşince şoför arabayı çalıştırdı. 1 saat sonra Bir saat sonunda okula varmıştık . Diğerleri hızlıca gitmesi gereken yerlere gittiler. Bizim araba ise tam okulun önünde durduğunda savcı ile aynı anda birbirimize döndük el sıkıştıktan sonra başlıyoruz dedik. Aynı anda arabadan havalı bir şekilde inmiştik ben hızlıca onun koluna girdim o da yadırgamadan ilerlemeye başladı. Çantama kısa bir bakış attıktan sonra" Böyle küçük çanta almışsın ama kağıt kalem aldın mı yanına belki lazım olur." " Şey ben onu tamamen unuttum ya sende varmı?" Üstüme de ufak bir göz attı " Vaktinin çoğunu böyle süslenmeye ayırırsan tabii ki de unutursun" "Pardon da şu 3-4 günde ağzını bir kere bile açmadın bana gelince mi böyle konuşuyorsun ?" "Haklı olduğum için konuşmak istedim konuşamaz mıyım küçük hanım ayrıca cevap veriyorum işte daha ne istiyorsun." Tam bu dediğine karşılık güzel bir cevap verecektim ki elime tutuşturduğu kalem ve kağıt konuşmamı engelledi bana gele gele zaten böyle gıcık insanlar denk gelirdi ayrıca ne ara bu aramızdaki biz ve sizi kaldırmıştık diye düşünürken kolumdan çıktı. Ne ara geldiğimizi anlamadığım dersliğin girişine baktı "Senin dersliğin burası görevde başarılar kardeşim ben de kendi dersliğime gidiyorum hoşça kal" dedi ben bişey demeye yeltenemeden yanağıma kondurduğu buse ile şaşırıp kalmıştım o sırıtarak önüne döndü ve ilerlemeye başladı görevde olmasak ben onu bir güzel paketlerdim de sırası değildi bu kardeş işini fazla abartmıştı çakal.Hızlıca arkamdaki kapıya doğru döndüm dersliğe adımımı attığımda herkesin en iyi görüneceği yeri gözüme kestirdim oraya doğru gittim ceketimi çıkarıp kenara koydum ve hızlıca sıraya yerleştim.Bir süre sonra içeri yaşlı bir adam girdi anlattığına göre profesördü ve psikoloji temel derslerimize girecekti.Profesör boş boş bir şeyler anlatırken ben de diğerlerine baktım . Siyah saçlı bir kız arada bana bakıyordu ayrıca yüzü de bir garipti yüzünde sanki ayrı bir katman vardı kesin bu kız bir şeyler karıştırıyordu. Dersin bir kısmında hoca mola verdi ben yerimde gözlem yapmaya devam ettim ilerleyen günlerde daha detaylı bir şekilde okulu da inceleyecektim katil ben bile çıkabilirdim o yüzden kimseye güvenmeyecektim. Ders tekrar başladığında yine etrafa bakındım o kara kız hâla arada bir yine bakıyordu dövecektim ne bakıyorsun ya sanki ilk defa insan görüyorsun. Bugünlük bütün dersler bittiğinde savcının gelmesini bekledim hep ben mi gidecektim o gelsin birazda zaten ona sabah yaşanan şey yüzünden hâla sinirliydim. Oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru gitmek için eşyalarımı topladım savcının verdiği kağıda da bana şüpheli gelenlerle ilgili bir kaç not almıştım ve liste oluşturmuştum. Tabii ki listenin ilk sırasında adını bilmediğim ama uzaylı görmüş gibi hareketler sergileyen o kara kız vardı. Eşyalarımı topladığında tam yerimden kalkacaktım ki kalkamadığımı fark ettim . Allah kahretmesin niye kalkamıyordum hayır of ya . Tam sinirli bir şekilde önümdeki masaya bir tane yumruk atacakken elimin tutulduğunu hissedip sağıma döndüm karşımda savcı vardı ." Sabahki şey için mi sinirlisin hâla yoksa başka bir şey mi oldu? Hadi kalk geç kalmadan gidelim." Böyle bir durumda hala ona sinirli olduğumu düşünüyordu doğru sinirliydim ama hemen kendini düşünmesi daha da sinirlenmeme sebep oldu. Sinirli ama sessiz bir şekilde " Yok ben kalkamam en iyisi çekici filan getir beni komple bu sırayla alsın." " Ne demek kalkamam çabuk işlerimiz var kalkman lazım." "Kalkamam dedim neyini anlamadın ayrıca keyfimden kalkmıyorum madem çok istiyorsun kalkarım da" diye ani bir çıkış yaptığımda hızlıca Oturduğum yerden kalkmaya çalıştım bazen bu ağzımı eşek arıları sokması lazımdı gaza gelmemem gerekirken ben roket takıp uçacaktım. Kalkmamla cart sesi gelmesi bir oldu . Ben daha olayı sindirememişken savcının koca bir kahkaha atması bir oldu vallahi ben bu adamı dövecektim bir gün gerçekten dövecektim savcı mavcı demeden ağzını burnunu yamulacaktım. O hala kahkaha atmaya devam ederken ben yanına yaklaşıp "Seni bir gün dövebilir miyim?" dedim bunu dememle birlikte kahkahaları daha da arttı . Bunu dememe karşılık o da " Cihangir'e bu kadar gülersen olacağı buydu." cevap olarak ağzımı açmam ile havalanmam bir oldu. O kadar cevap vermek için odaklanmıştım ki savcının ceketimi alıp belime bağladığını fark etmemiştim.O beni kucağında götürmeye devam ederken arabaya vardık. |
0% |