Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm: Şans

@marilyn777

Heerkese ikinci bölümden selamlarrr

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ve sizde doğruca ikinci Bölüme!

 

2. BÖLÜM : Şans

 

Şaşkındım. İlk kez bu kadar sevindiğimi düşünüyordum. Elimdeki telefonu öpebilirdim. Saçma hareketler yapmamak için derin bir nefes aldım. Sakin olmalıydım, alt tarafı altı aydır olan işsizliğime bir son veriyordum. Alt tarafı uğursuzluk gibi üzerime yapışmış işsizlik bitiyordu. Lokma mı dağıtsaydım acaba?

 

Kendimi bunun bir hayal olmadığına inandırmak için maili tekrar tekrar okudum. Elimdeki telefonu yavaşça koltuğa koyup sevinçten çığlık attım. Elime aldığım kırlent yastığa sarılarak dönmeye başladım. Bir iş bulduğuma şükrediyordum. Böyle bir maili, yazıyı o kadar uzun süreden beri bekliyordum ki bu ilerleyişten sonra sonsuz işsizlik ünvanı sahibi olduğuma bile inanıyordum. Asla iş bulamayan bir aptalın teki olduğumu düşünüyordum.

 

Koltuktaki telefonumu aldım ve rehberden Alper'in numarasını buldum. Siyah kıvırcık saçlı, kahve gözlü anne tarafımdan kuzenimdi. Birkaç saniye ardında açılan telefon ile gülümser halde konuştum.

 

"Alo kuzi?"

 

"Oo selam kuzencim nasılız bakalım? "

 

Özlediğim sesi ile dudaklarım daha da kıvrılırken neşeyle konuştum.

 

"Sana muhteşem bir haberim var, sonunda bir iş buldum. Umarım herşey iyi gider. Dün bir araştırma ekibinin ilanı ile karşılaşmıştım. Kutuplara olan büyük bir araştırma kazısı. Ve bil bakalım kim bu gruba katıldı?"

 

"İnanmıyorum! Senin için çok sevindim. Ama.. Kutup mu? Emin misin gitmeye? Hem sen hiç yurtdışına çıkmadın ki? "

 

Gözlerimi devirerek odanın ortasında dolanmaya başladım.

 

"Endişeni anlıyorum fakat hiçbir şey olmayacak. Evet. İlk kez ülke dışına çıkıyorum ve evet kutuba gidiyorum. Kulağa garip geliyo evet ama Endişelenmeyi kes! Yarın evime gel yüz yüze konuşalım"

 

"Hahah! Sesindeki heyecana bakılırsa sen çoktan kafana koymuşsun. Gelirim madem, şimdi işim var sayın kuzencim kendine iyi bak"

 

"Sende"

 

Gülümseyerek mesajlar kısmına girdim ve anneme mesaj attım. Normalde arardım ama gün çoktan ikindi vaktinde olduğu için şu vakitlerde gün arkadaşlarıyla olduğunu düşünüyordum. Çılgın ve beni sürekli oğulları ile tanıştırmaya çalışan 40 yaş üstü ablalar..

 

Elimdeki telefonu kapatıp neşe ile mutfağa geçtim. Bugün kendimi ödüllendirebilirdim. Enfes bir tarif -nefis yemeklerden çalındı- ile muhteşem bir makarna yapacaktım. Uzun bir dönemin sonuna, işsizliğimin bitişine şahitlik ediyordum.

 

makarnaları sıcak suyla ocağa koyup doğrudan sosa geçtim. Dudağımdaki sönmeyen gülümseme, sürekli dans eden bedenim ile şuan benden mutlusu yoktu.

 

Tezgahtaki gereksiz artıkları da toplayıp çöpe attım. Pişen sosun altını kapatırken makarnayı da söndürdüm. Makarnayı süzüp sosladım hemen. Bir koca tabak makarnanın görüntüsü neşemi katlarken hemen dolaba yöneldim. Buz gibi kolamı alıp tezgahtaki, seçerken en büyük olmasına dikkat ettiğim bardağıma kolamı doldurdum. Kola şişesini dolaba koyup bir tabak makarnam ve kolamı alarak balkona ilerledim. Elimdekileri masaya koyup çatal için tekrar mutfağa gittim. İkinci çekmecede bulunan çatallardan bir tanesini alarak balkona yürüdüm.

 

İştahla önümdekileri tüketirken etrafı izliyordum. Bekar bir insan iseniz genellikle kafanıza göre herhangi bir yerde yemeğinizi yerdiniz. Masa kurup toplamak meşakatli olduğu için genellikle de böyle balkon köşeleri gibi rahat ve toplaması basit yerleri tercih ederdiniz. Kendimi bildim bileli, kah öğrencilik yıllarım olsun kah bu yaşım hiç öyle süslü masalara özenipte kendime iş çıkarmamıştım. Bazen bir dürüm-ayran bazen de lahmacun-şalgam ve balkon üçlüsü işimi görürdü. Basit ve az bulaşık çıkarması hatta hiç bulaşık çıkarması benim için yeterliydi, tabi karnımı doyurması da. Lezzetinden parmaklarımı yiyebileceğim makarnama son gaz çatalı daldırdım.

 

Bir tabak makarnaa ve iki bardak büyüklüğüne sahip bir bardak içeceğimi de bitirip tabak, çatal ve bardağı mutfağa götürdüm. Boş olduğum ve birikmeye başlamaması için üç beş parça bulaşığı yıkayıp hallettim. Mutfak havlusuna elimi silerek mutfaktan çıktım.

 

İşlerim bittiğinde odama geçtim. Evi dün topladığım için topluydu. Geceliklerimi giyip laptobum ile yatağıma oturdum. Güneş batmıştı. Arama motoruna bu büyük araştırma hakkında birkaç şey yazdım ve çıkacak sonuçları beklemeye başladım. Kısa süre ardında önümdeki haber sitelerinden birine tıkladım.

 

Herkesin İlgi Odağı Olan Araştırma Son Gaz Devam Ediyor!

 

Ünlü Biyotik Şirketi desteği altında olacak kutuplar ile ilgili kazı bütün gözleri , Kazı Çalışmaları Dernek Grubu'na namı diğer KÇDG.'ye çevirdi. Neden böylesine büyük bir destek altında araştırma için kutubu seçtikleri bilinmiyor. Büyük Yatırımcı Önder Özveri'nin böylesine ölü bir arastırmaya neden destek verdiği hala bir sır. Kazı çalışmaları 19 Mart'ta kutuba yolculuk ile başlayacak. Şuanlık herşey gizli tutuluyor fakat bu gizliliğin sebebi nedir? Beklemede kal Türkiye gerçekler çok yakında!!

 

Elim çenemin altında, açık ekrana dikkatle baktım. Okuduğum satırları tekrardan okudum. Şuan böylesine gizli tutulması ve büyük para babalarının destek vermesini garipsemiştim. Önder Özveri bildiğim kadarı ile bir ilaç şirketinin sahibi idi. Ancak bu yatırım için alt tarafı kutupta araştırma yapılacaktı ve neden buna böyle bir destek veriyordu? Derinde ne yattığını bilmiyordum. Ben sadece Bu işe alınmamı sağlayan ilandaki bilgiye hakimdim. Bunlardan haberim yoktu. Bulunduğum siteden çıktım ve başka bir siteye girdim. Küçük ve laf kalabalığı olan paragraflarda tek bir farklı bilgi yoktu. Ekrandan gözlerimi ayırıp salonda unuttuğum telefonumu almak için yatağımdan kalktım. Yinede bu gizem beni durdurmayacaktı. Bu işe mecburdum..

 

Elimde telefonum ile eski yerime oturup maillere girdim. Gelen maili tekrar okuyacaktım.

 

"Merhabalar Deniz Hanım

Sizleri kazı ekibimizde görmekten onur duyarız. Detaylı bilgi ve kayıt için lütfen üç gün içinde il merkezimize geliniz. İsminiz ekibimize eklenmiştir. İyi günler

KÇDG"

 

Sağ elim ile kafamı kaşıyıp düşündüm. Altından bir iş çıkmazdı değil mi? Bir sorunla karşılaşmazdım? Haber siteleri büyük ihtimalle abartıyordu. Yani, umarım.

 

Saat on bire yaklaşırken laptobumu ve telefonumu masaya koyup yatağıma geçtim. Battaniyemi ve yorganımı kendime çekerek sağ kolumun üzerine yattım. Bu haberler ve gizemli olması yüzünden bu iş pek içime sinmemişti fakat hiçte iş ayırt edecek bir halde değildim. Bir an önce bu işi kabul etmeliydim, üç gün içinde il merkezine gitmem lazımdı. Yavaş yavaş uykuya dalarken kafam bulutlu bir gökyüzünden farksızdı. Bir an önce bu işin gizliliğini ve sebebini öğrenmeliydim.

 

...

 

Pişen kahveleri kupalara doldururken çalan kapı zili ile iki kupayı da elime aldım. Holden kapıya ilerleyip dirseğim ile kapıyı açtım. Gülümseyerek, gelen kuzenimin içeri girmesini bekledim. Ayakkabılarını çıkarıp içeri adımını attı.

 

"Selam kuzen!"

 

Onun neşeli haline gülerek aynı canlılıkta cevap verdim.

 

"Selam sanadaaa!"

 

Elimdeki kupalar ile balkona ilerledim. Kupaların birini elime alıp diğerini masaya koyarak salıncaklardan birine oturdum. Karşıma geçip masadaki kahve bardağını alarak karşımdaki salıncağa da o oturdu.

 

"Seni hala anlamıyorum. Niye kutup?"

 

Kahvemden bir yudum aldım ve bıkkınca önüme eğildim. Kupamı masaya koydum.

 

"Sence imkanım olsa başka bir iş bulmaz mıyım? Ancak... biliyorsun ki kaç aydır işsizim. Hatta yarım yıldır... Bu benim şansım."

 

"Bizimle çalış. Teyzem bizimle çalışmanı o kadar çok istiyor ki he-"

 

 

 

Teyzemi severdim ama onunla çalışamazdım. O nasıl desem, bana karşı biraz farklı biriydi. Ama bunu söylemek istemediğimden konuyu hayallerime getirerek hemen konuştum.

 

"Hayalimin ne olduğunu biliyorsun, ben bir arkeolog olmak istiyorum"

 

Asılan yüzü ile o da ben gibi önüne eğildi ve kahvesini masaya bıraktı.

 

"Pekala, biliyorum. Elbette. Ve inan bana sen muhteşem bir arkeolog olacaksın. Teyzem beni buraya fikrini değiştirebilmem için göndermişti fakat en iyisi seni desteklemek."

 

Ona sırıtırken ciddilik ve komiklik , ikisi bir arada, sesim ile konuştum.

 

"Kuzen en çok seni sevdiğimi söylemiş miydim?"

 

Güldü ve ben gibi bir ses tonuna bürünerek konuştu.

 

"En büyük yalancı olduğunu söylemiş miydim peki?"

 

Kahkaha atarak arkama yaslandım.

 

"Bu arada şehir merkezine gitmeliyim"

 

"O neden?"

 

"Ekibe katılmam için evraklarmış falan onlarla uğraşacağım. Anlarsın ya imza diplomam falan. Ve benim bir araca ihtiyacım var. Hazırda sen gelmişken, ne dersin?"

 

Kahvesini eline alıp arkasına yaslandı. Gözleri caddede iken kahvesinden bir yudum aldı.

 

"Önce kahvelerimizi bitirelim ardından birlikte gideriz. Ve sen... altı aylık işsizlik bağının kopması adına bana öğlen yemeği ısmarlayacaksın. Anlaştık mı?"

 

O gibi kahvemden bir yudum aldım ve arkama yaslanarak gözlerimi caddeye diktim.

 

"Anlaşıldı kaptan. Ama cidden beş kuruşum yok ortak öderiz"

 

Kahvesinden bir yudum alıp gözlerini bana çevirdi. Gülmemek için kendini tutarken derin bir nefes aldı.

 

"Çulsuz"

 

/////

Şimmmdidenn ikinci bölümdeyiz!! Bu birr yazar için bebek adımlarından farksızzz

umarım beğenmişsinizdir, bunu anlamam için oy ve yorumlarda sizi bekliyorum.bu kurguya bir ışıkta siz yakın! 💕

sevgiyle sizi kutuptan öpüyorumm

Diğer bölümde görüşmek üzere💕💕💕

 

 

Loading...
0%