Yeni Üyelik
66.
Bölüm

~ ÖZEL BÖLÜM 4 ~

@marsmelegi

-" Babalar günün kutlu olsun Alın Yazım ... "

Yazar'dan

İki oğlunun da ellerini sıkıca sarıp ilerlemeye başladı Hikaye . Epey olmuştu buraya gelmeyeli .

Yerdeki çamurlara dikkat ederek karşıdan karşıya geçti . Yağız ve Yiğit'in ellerinde ki çiçeklere baktı .

Orkideler ...

Buraya her gelişinde bunu alışkanlık haline getirmişti . Oğullarının buranın yolunu bilsinler , öğrensinler istiyordu . Ne de olsa Hikaye ve onlar için önemli bir kişiydi .

Ankara Karşıyaka Mezarlığı

Her bu yazıyı göründüğünde tüyleri diken diken oluyordu . Burada onlarca can yatıyordu . Kiminin annesi , kiminin de sevdiği , kocası ...

Bir gidenin geri gelmediği koca bir boşluk . Çocuklarının ellerini daha da sıkıp kendine yaklaştırdı . Onların da kaybını düşünemiyordu .

-" Anne orada . " Yiğit küçük parmağı ile mezarı göstermişti . Bir kaç defa daha onlarla geldiği için biliyorlardı .

Yağız ve Yiğit'in sabırsızlığı yüzünden ellerini bırakıp , onların oraya doğru koşusunu izledi .

Ellerinde ki çiçekleri mezarın üzerine koymuşlardı . Yağız o düşünceli surat ifadesi ile annesine bakıyordu . Burada ki kişiyi her defasında unutuyordu .

Hikaye dolu gözlerini mezar taşına çevirdi . Oğullarını yanına alıp onlarla aynı boya geldi .

Sevim ELÇİ

D.T : 03.04.1989

Ö.T : 04.04.2019

3 yıl geçmişti ölümünün ardından . Onu kurtarışının , sevdiğine kavuşturuşunun ardından 3 yıl geçmişti .

Kızına ve eşine kavuşabilmiş miydi ? Onlara kendini affettirebilmiş miydi ? Onlarla hasret giderebilmiş miydi ?

O bir kaç saat oğullarından ayrı kalsa ölecekmiş gibi hissederken Sevim yıllarca kendi kızına teyze olmuştu . İkizine anne diyişini izlemişti .

-" Merhaba Sevim . Sana tekrar oğullarımı getirdim . Nasılsın karanlığın denizi ? Umarım ailene kavuşmuşsundur . Ben senin sayende kavuştum . " akan yaşlarını silip , burnunu çekti .

Her gelişinde ağlamadan duramıyordu .

Her ne kadar sevgi ile aynı yüz hatlarına sahip olsa da o farklıydı . İyiydi bir kere .

-" Hayalimi gerçekleştirip bir restoran açtım Sevim . Hani senin Akif'i ilk gördüğün kafe var ya orası işte . Camdan baktığında Akif'in oturduğu o bank görünüyor , sana evlilik teklif ettiği o yer . Anılarla dolu bir restoran benimki yani dandik değil . " dediklerine gülmüştü .

Çömeldiği yerden kalkıp oğullarını kollarının arasına aldı . İkisi de sıkıldığı için huysuzdu ve kaçıp , koşuşturmak için yer arıyorlardı .

-" Yine geleceğim Sevim . "

********

-" Yağız oğlum bunu da götür masaya koy hadi . " Uzattığı servis peçetesini almış koşturarak mutfaktan çıkmıştı . Kocası bir kaç dakika sonra evde olmuş olurdu ve ona yapacağı sürpriz için heyecanlıydı .

Dolaptan pastayı çıkartıp mumları dizdi . Bahçeden gelen araba motor sesi ile hızlıca mumları yakıp , oğullarının yanına gitti . İkisi de yanan mumlara merakla bakıyor , yakınına yaklaşıyordu .

-" Hey ikinizde biraz sabredin , baba gelince hep beraber üfleyeceğiz tamam mı prenslerim ? " evin dış kapısının açılışı ile odanın ışığını kapattı .

Etrafı aydınlatan mumlar loş bir hava katıyordu . Ateş şaşırmış bir şekilde odaya girdi .

Karısı tam karşısında elinde pasta , her iki yanında da kendisine bakmayıp , pastadaki mumlara bakan oğulları vardı .

-" Bugün özel bir gün müydü ? Hayır değil . Eee bu hazırlık neden ki ? Bir şeyi kaçırmadım değil mi Orkidem ? " eşinin bu telaşlı hali ile gülüp pastayı masaya bıraktı . Eliyle gelmesini işaret etti .

Masaya yaklaşan adama küçük bir öpücük verip sımsıkı sarıldı .

-" Evet bugün çok özel bir gün . Babalar günün kutlu olsun Alın Yazım . " şaşkınlıktan ağzını açamıyordu Ateş . Gözleri duyup duymadığını sorgularcasına üçünde dolanıyordu . Duymayı asla beklemediğinden olsa ağzı şaşkınlıkla aralanmıştı .

-" Nasıl yani ? " bir an baba olduğunu unutuvermişti .

-" Benim mi ? Babalar günü öyle mi ? " kocasının bu şapşal haline gülümsemeden duramadığı anlarda hareketli oğulları yanan mumları üflemişlerdi .

Bu yaptıkları yaramazlıkla gidip ışığı açmışlardı .

Ateş dolu gözleriyle onlara baktı . Pastanın üzerinde ki yazıları okudukça gülümsemeden duramıyordu .

-" Kahraman babamız ha ? " Hikaye ellerini kocasının beline sarıp sarıldı ve başını göğsüne yasladı .

-" Varlığın her zaman üçümüz içinde en büyük şükür sebebi olacak . " Ateş her zaman sevgisini esirgemeyen bir eş , bir baba olmuştu onun gözünde . Olamayan babası gibiydi .

Oğullarına nasıl baba oluyorsa bilmeden karısına da oluyordu .

Arkadaş , eş , baba ...

Ateş dolu gözlerini saklama gereği duymadan Hikaye'yi kendisinden biraz uzaklaştırıp tam gözlerinin içine baktı . Bu gözler için ölürdü o .

-" Hikaye ... "

-" Ben annem öldüğünden beri babalar gününü ilk defa kutladım Ateş . Bu benim için de bir ilk . " ellerini kocasının yanaklarına koydu . Bu adam için ölürdü o .

-" En son babam onun için yaptığım bilekliği çöpe attığında önemsizleşti babalar günü . Fakat sen bu günü benim için özel kıldın tekrar . " Ateş'in gözlerinden öpüp geri çekildi .

-" Orkidem . " araya girmesine izin vermeden konuşmaya devam etti .

-" Sen benim saçlarımı taradın , Pamuk şeker aldın bana . Çikolata , şeker ... Lunaparka bile götürdün beni . Teşekkür ederim . " bazı anlar vardır insanın hayatında .

Bir ömür hatırına düştükçe yaşayacağı , yaşadıkça gönlünü canlandıracağı bazı anlar .

Ateş tam da böyle bir anın içerisindeydi . Bin yıl geçse de gözlerinde ki Hikaye'ye olan hayranlık , bu kahvelerine karışan aşk eksilmeyecekti .

-" Sen nasıl bir şeysin Ömrüm ? " demişti saf bir hayranlıkla . " ben ömrümde sana rastlayacak nasıl bir sevap işledim ? "

Hikaye ortamda ki bu duygusallığı dağıtmak için omzunu silkeleyerek

-" Sevindirmişsindir bir garibi işte . "

-" Anne pasta !!! "

 

 

Yiğit ve Yağız o kadar tatlılar kii

Nedense vaz geçemiyorum bu kitaptan . Kendimi bir an da Alın Yazım 'a özel bölüm yazarken buluyorum .

Umarım beğenmişsinizdir canolar ...

 

Loading...
0%