Yeni Üyelik
71.
Bölüm

~ ÖZEL BÖLÜM 9 ~

@marsmelegi

-" Gözlerin dudaklarından önce okunuyor Orkidem . "

Yazar'dan

-" Baba ne kadar kaldı ?" Arka koltuktan öne doğru eğilen oğluna aynadan bakarak göz devirmişti . Dakika başı susmadan aynı soruyu soran sevgili oğlu bıkmıyordu .

Derin bir nefes alarak yola bakmaya devam etti .

-" 1 saat var oğlum . " Yiğit yanaklarını şişirterek kaşlarını çattı . Sevgili babası her soruşunda aynı cevabı veriyordu .

-" Baba bir önce ki sormamda da aynı cevabı veriyordun . Ne bitmez 1 saatmiş . " İsyankar ses tonu ile sırıtmıştı Ateş. Hemen yan koltukta oturan Hikaye ise kendisini tutamayıp kahkaha atmıştı .

-" Dakika başı sorduğun için olabilir mi oğlum ? Hadi yerine otur da dikkatim dağılmasın . " Yiğit babasının dediği ile daha fazla uzatmayıp yerine geçmişti .

Yaz tatiline girmeleri ile Rize'ye Hikaye'nin halasının oraya gidiyorlardı . İlk başta uçak ile gitmek isteseler de Ateş araba ile gitmekte ısrar etmişti .

Aslında şu an pişmandı ama pek sesini çıkarmıyordu . Bu kadar süreceğini ve yorulacağını tahmin edememişti .

-" Orkidem şuradan çerez uzatır mısın ? " Hikaye ayak ucunda duran koca kutunun içerisinden istediğini çıkarıp birer birer Ateş'e yedirdi .

Sevgili kocası oldukça yorulmuştu . Ön koltuktan arka koltuğa doğru hafifçe dönüp çocuklara bakındı . Allah'tan büyük araba ile gitmeyi akıl etmişlerdi de genişti .

-" Çerez yemek isteyen var mı ? " Sorduğu soru ile dördünün de dikkatini ona yoğunlaşmıştı. Yiğit her zamanki gibi elini uzatıp koymasını işaret etmişti.

-" Yolculuk anında yiyecek tüketmek pek sağlıklı değil Anne . Hele de bu yaşlarda kusma , mide bulantısı, karın ağrısı ve kabızlık gibi şeylere neden olabilir. " En arka koltukta elinde kitabını okuyan Yağız yolculuk boyunca ilk defa konuşmuştu .

-" Yani istemiyorsun ." Yiğit annesinin eline doldurduğu çerezlerden sevdiklerini yerken konuşan kardeşine göz devirip , tercüman olmuştu .

-" Evet yemek istemiyorum . " Onlarla olan irtibatını kestiğini belirtmek için tekrar kitabını okumaya dönmüştü . Bir kafa büyüklüğünde olan kitabını nasıl okuduğunu anlamıyordu Yiğit.

Sefiller ...

Evet kesinlikle okuduğu kitap buydu .

-" Güzel kızlarım siz yiyecek misiniz ? " Küçük kızı Öykü ve kardeşi Pelin yan yana oturmuş, bir şey izliyorlardı . Pelin ablasına bakıp hayır dercesine kafasını sallarken Öykü de onu taklit etmişti .

Kesinlikle teyzeci bir kızı vardı . Hafifçe kıyafetlerine göz gezdirdiğinde aynı ton ve tarzda giyindiklerini fark etti .

Saç şekilleri bile aynıydı .

Tekrar önüne dönerek çerezlerin çoğunu Ateş'e yedirdi . Nedense yavaş yavaş o da yolun uzadığını düşünmeye başlamıştı .

Ve işin garip tarafı asfalt değilde toprak yolda ilerleyip giderek orman yolu yaklaşmış olmalarıydı .

Etrafta bir tane bile araba yoktu . Hatta ev bile yoktu .

-" Ateş , hayatım doğru yolda olduğundan emin misin ? " Etrafı incelerken sorduğu soruya cevap bulamaması ile kocasına döndü.

Karşılaştığı görüntü ile ne yapacağını şaşırdı .

Eşi koskoca bir harita ile bakınıp, onu bir bu yana bir o yana dönderiyordu .

-" Şey galiba .... " Cümlesinin devamını getiremeyip kocaman gülümsedi. Bu sevinç gülümsemesinden çok suçlu gibi olanındandı .

-" Anne ormana kamp yapmaya mı gidiyoruz yoksa ? " Arkadan gelen Yiğit'in sesiyle ikisi de yutkundu .

-" Hayır sevgili kardeşim . Kamp yapmaya gitmiyoruz . Biz aslında hiçbir yere gitmiyoruz . Çünkü ... " Kitabını yan koltuğa koyup kardeşi ile göz göze geldi Yağız.

-" Kaybolduk . "

********

-" Bu taraftan sağa dön baba . " Saatler önce daha yolun ilk başlarındayken ön koltukta oturan Hikaye şimdi arka taraftaydı .

-" 1 kilometre sonra ilk kavşaktan sola sapıcaz . " Şimdi ise bir elinde harita diğerinde telefon oğlu Yağız oturuyordu .

1 saat kalan yol olmuştu 3 saat...

-" Bak Rize ismi göründü. Gerisini artık sen halledersin . " Elinde ki haritayı torpidoya koyup kitabını eline almıştı.

-" Baba benzinliğe uğrayacak mısın ? " Yiğit alnından akan teri elinin tersi ile silerken halsizce babasına seslenmişti .

-" Neden ki oğlum ? Bir şey mi oldu ? " cevap vermeye necali olmayan çocuk başını koltuğa yaslamıştı .

Yağız okuduğu kitaptan bakışlarını çekmeyerek sırıttı .

-" Evet bir şey oldu baba . Büyük ihtimalle Yiğit 5 bilemedin 10 saniyeye kusaca- " arkadan gelen öğürme sesinin hemen ardından içerisini kusmuk kokusu almıştı . Pelin ve Öykü çığlık atsalarda olan olmuştu

Hikaye endişe ile oğlunun sırtını sıvazlayıp Ateş'e seslendi .

-" Kenarı çek bir kaç dakikalığına. "

-" Ben demiştim yolculuk anında bir şey yenmez . Yenmesi durumunda kusma , mide bulantısı, karın ağrısı ve kabızlığa ne- " yiğit hala konuşmaya devam eden kardeşine sinirle bakıp eğildiği yerden kalktı.

-" Kısaca yeme deseydin keşke . Destan yazmana ne gerek var Çakma Einstein. "

*********

-" Ahh hoşgeldiniz . " Evin kapısına düzülen koca aile ile sonunda Güçlü ailesi gülümsemişti. Yolculuk boyunca tüm aksaklıklar onları bulmuştu .

-" Hoşbulduk Hala . " Sarılışına karşılık verip , elini öpmüştü . Boy sırasına giren çocukları da sırayla öpüp annelerinin yanına geçtiler .

Neredeyse herkes buradaydı .

-" Çok geçe kaldınız . Biz sizi 3 saat öncesine bekliyorduk. Yolculuk anında bir sıkıntı çıkmadı İnşallah. " Hikâye ile Ateş göz göze gelmişti . Ne diyeceklerini bilemediler.

Şimdi nasıl denirdi ki arabayla değil de uçakla geri döneceğiz diye .

-" Yolculuk anında ne yaşanırsa o oldu . Çocuklar biraz rahatsızlandı da . " Yiğit başını eğip babasının bacağına daha da yapıştı. Kustuğundan bu yana halsizliği hala üzerindeydi .

-" Sıkma canını . Herkesin başına gelebilir böyle şeyler . " Yağız ikizinin omzunu sıvazlayıp kardeşinin bedenini kendine yasladı . Beline sardığı kolları ile güvende hissettirmişti .

-" Sağ ol Çakma Einstein'ım . "

-" Ne demek çakma Mr. Bean'ım . "

*******

Kocaman aile sofrasının çevresini sarmalayan gülücükler, sevinçler öylesine güzeldi ki . Yolculuk anında çıkan tüm olumsuzluklar unutulmuş gibiydi .

Hatta Yiğit'in kusmuk kokusu bile gitmişti.

-" Bir önceki gelmenizde de Yiğit nasıl ağlamıştı hatırlıyor musunuz ? Gece uyurken Nadide babaanne osurmuştu da çıkan sesten korkmuş , tüm gün öcü var o odada demişti . " Yiğit adının anılması ile tüm konuşmayı dinlemiş gülmüştü .

Pek hatırlamasa da öcü kısmını net biliyordu .

-" Dur dur hele Yağıza ne demeli . Biz sülalenin en zekisini Mahmut sanırken dediği laflarla onu susturmuş , lafı ağzına tıkmıştı . Helal olsun sana be. " Her biri aslında onları çok özlemişti . Hayatlarına yeni giren Hikaye ve Pelin onların kanı canıydı .

-"Ateş abide az değil ama . Hikaye'nin hasretine dayanamayıp soluğu burada almıştı. " Bu dedikleri ile Hikaye huzur ile ona baktı . O günler de ne de çok özlemişti kocasını . Zaten dediği gibi daha da onsuz başka yere gitmemişti.

-" Güzel bir ailesiniz . Allah mutluluğunuzu daim etsin . " Hep bir ağzından amin sesleri çıkmış , etraf sessizliğe bürünmüştü. En baş köşe de oturan Nadide nene bastonunu hafifçe öne eğip bu sessizliği bozdu .

Biraz yaşlılıktan dolayı aklı gidip geliyordu.

-" Hikaye de bakayum bağa , senin bu oğlanlar kesik mudur ? " Sorulan soruyu anlamamış , halasına bakmıştı .

-" Yani kızım çocuklar sünnet edildi mi diyor . " Yağız ve Yiğit birbirlerine bakıp derince yutkundular . Hikaye hayır dercesine kafasını sallayıp Ateş'e baktı .

Akıllarında vardı ama bu yılın geçmesini bekliyorlardı .

-" Eyi madem bizim uşaklarla kessinler , düğünü de siz buradayken halledelum. Kesiksiz dolaşılmaz da . Ayuptur , günahtur. "

-" Anne . "

-" Anne . "

***********

-" Yaktın bizi anne . Canlı canlı kestin , ölüme gönderdin bizi . Biz iki gariban gül gibi geçinip gidiyorduk . " Yiğit yattığı yatakta narkozun etkisi ile konuşuyordu . Hemen yan yatakta yatan Yağız şaşkın gözlerle etrafı inceleyip kafasını elledi.

-" Einstein beynini bana mı naklettiniz anne. Çok zeki hissediyorum kendimi. " Yağız 'ın dediği ile Yiğit kahkaha atıp yattığı yerden ayaklanıp ona doğru gidecekti .

Hemen Ateş ona engel olup geri yatırmıştı . Gülmemek için pek konuşmuyordu .

-" Ya baba bırak merak ettim bakacağım beynine . Hem ne iyi ettiniz ya kafasının içi boş duracağına ,beyin nakli gerçekleşmiş . " Yağız iki eliyle destek alıp hafifçe oturur hale geldi .

-" Ya işte bak Tıp çok gelişmiş . Bir de 1932 yılına dön bak . İnsanlar sadece yüz nakli yapabiliyordu . Şimdi ise beyin , akciğer , dalak , böbrek , ince ve kalın bağırsak , göz , diş , dil ... " bir an da kesilen sesinin nedeni gözlerinin kapatıp oturduğu yerde uyuyakalmış olmasıydı .

-" Anne , baba buna beyin nakli işe yaramamış , yine her zaman ki gibi oturduğu yerde destan yazdı . Bak , bak ona Allah aşkına kendi söylediğine yorulup uyuya kaldı . Ben daha ne di- " onunda uyumasıyla koca odayı sessizlik bürümüştü.

-" Torunlarımızı görmeye geldim evladım. Ateş güçlü , hikaye güçlü isimleri ." Odanın dışından gelen gürültü sesleri biraz tanıdık gelmiş , kendi isimlerini duymaları ile odada çıkmışlardı .

Makbule hanım önde olmak üzere herkes buradaydı . Hüseyin ile Ateş göz göze gelince yanında ki Makbule hanımı dürtüp onları işaret etti .

Yine , yeniden bir araya gelmişlerdi . Ama bu sefer ki buluşma sebepleri oğullarının sünnet olmuş olmasıydı .

 

 

 

Herkese merhaba canolar 💚

Desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim ❤️ sizler sayesinde gittikçe çoğalıyoruz . Sevgiyle kalın , Alın Yazım ile mutlu olun 🌟🌟

 

Loading...
0%