@marsmelegi
|
"Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı ..."
Yazar'dan Hikaye ve Ateş ard arda otele giriş yapmışlardı. Resepsiyonun yanına varan ikili odalarının anahtarını almış , asansöre yönelmişlerdi ki arkalarında Ateş'in ismini tuhaf bir aksan ile bağırarak koşturan kadın ile oldukları yerde durmuşlardı. Kadın Ateş'in yanına geldiği an boynuna atlayarak sarılması ile Hikaye onlarda olan bakışlarını yere çevirdi. Evli olduğu halde bir kadınla bu kadar yakın olması ona tuhaf hissettirmişti. En azından onunda kadına sarılarak karşılık vermesini beklemiyordu. Ateş bir anda boynuna sarılan arkadaşı ile refleks olarak o da sarılmıştı. Bir an aklına gelen Hikaye ile bakışlarını ona çevirdi. Bakışlarını yere çevirmiş bir şekilde olduğu yerde bekliyordu. Bakışlarının ellerine kaymasıyla ona sarılan kadından uzaklaştı. -" Ateş sen gelmek buraya , ben şaşırdı . Yıllar sonra hatırladın beni , arkadaşlarını ." Hikaye iğrenç bir türkçe ile konuşan kadınla yerdeki gözlerini kaldırarak ona baktı. Gözleri nasılda ışıl ışıl olmuş Ateş'e bakıyordu. Aslında güzel kızdı. Sarı küt şaçları , mavi lens olduğu belli olan gözleri ve kısa elbisesiyle oldukça şık görünüyordu , kendine nazaran . Ama gıcık bir kişiliği vardı . Onu görmesine rağmen dönüpte selam bile vermemiş , bildiğin yok saymıştı . -" Bir kaç saat sonra var parti . İçki , eğlence . Sen gelmek partiye , istersen tabi ." Ateş yanında dikilen Hikaye ile ne cevap vereceğini bilmiyordu . Onu arkadaşları ile tanıştırmak istemiyordu henüz . Hem gelmemeliydi . Arkadaş ortamı hep erkeklerle doluydu. -" Uğrarım bir ara Brigett." Karşısındaki genç adamı görmeyeli yıllar olmuştu. Onu ilk gördüğü andan bu yana beğeniyordu. Ama genç adamın Türkiye'ye dönmesi ve irtibatı koparması ile araları açılmıştı. Şimdi onu burada görmek içindeki umutları çoğaltmıştı. Yanındaki kızıl saçlı kadını görsede pek kaale almamış, kim olduğu ilgisinide çekmiyordu. O kız kendisinin yanında bir hiç gibi kalırdı ne de olsa. Hızlıca genç adamın yanağını öpüp ona veda ederek akşam için güzel ve iddialı bir elbise arayışına girmişti. Hikaye'nin Ateş'in karısı olabileceği aklına hiç gelmemişti. Hikaye Brigett denen kadının Ateş'i yanağından öpüp gitmesiyle ellerini istem dışı yumruk yapmasıyla yaraları acımıştı. Ateş kendisini öpüp giden kadın ile tiksinmişti. Oldu olası Brigett'in yakın davranışlarını sevmezdi. Ona karşı duygularını biliyordu. Ama karşılık almayacağını bilmesi gerekirdi. Derin bir nefes alıp vererek olduğu yerde hareketlenmesiyle ikili asansöre bindiler. Odalarının olduğu kata geldiklerini bildiren ses ve ardından açılan kapı ile uzun holde yürümeye başladılar. Öğlen vakitleri olduğu için katlar boştu. Görevlilerin hepsi Ateş'i gördüğü anda selam veriyorlardı. Bu duruma Hikaye çok şaşırmıştı. Her görevli nasıl oluyor da Ateş'i tanıyor, üstüne selam verip, nasıl olduğunu soruyordu. Ateş'te sanki ne düşündüğünü anlamış gibi cevap vermişti. -" Adımı bu sektöre altın harflerle yazdırdığım için herkes beni tanıyor. " Ateş tabiki de yanında yürüyen kadının şaşırdığını hissetmişti. Yanlarından geçen görevliler her selam verdiğinde farkında olmadan şaşkın şaşkın nidalar çıkarıyordu. Odanın önüne gelince anahtarı ile açıp içeriye girdiler. Ateş her zamanki lükse alışkın olduğu için rahat adımlarla koltuğa oturmuştu. Hikaye girdiği odanın ihtişamı ile gözleri kocaman olmuştu. Kraliyet odası gibiydi. Küçük adımlarla odanın içini turlayarak etrafı inceledi. Öylesine dalmıştı ki koltukta kendisini izleyen gözlerin farkında değildi. Ateş oturduğu koltukta ona bakıyordu. Bu kızı pek anlayamıyordu. Ona nasıl davranacağını bilmiyordu ama bu halleri hoşuna gidiyor olabilirdi. Bazen kıza kötü bir söz , davranış yapmadan akışına bırakmak istiyordu. Hikaye'ye dalmış bir şekilde izlediğini farkedince kafasını sallayarak kendine gelerek oturduğu yerden kalkıp resepsiyonu arayarak odaya yiyecek bir şeyler getirmelerini söyleyerek banyoya girdi. Uçuş sırasında terlemişti . Duş almalıydı . Hikaye odadaki bakışlarını Ateş'in oturduğu yerden kalkmasıyla ona çevirdi. Bir telefon ettikten sonra banyoya girmişti.Kendiside duş almalıydı. Bu ellerle biraz zor olacaktı ama o acıya alışıktı. Kaç defa babasının sırtına kemerle vuruşları sebebiyle oluşan yaralarla duş aldığını iyi hatırlıyordu. Hiç unutmamıştı ki . Unutamazdı geçmiş anılarını , acılarını , haykırışlarını . Onlar birer yaşanmışlıklarıydı.. O zamanlar yaşadığını o acıların sızılarıyla anlıyordu. Babası onun ruhunun , hayallerinin en önemlisi gözlerindeki ışığın katiliydi. Şimdi bile vücudundaki izler yerini koruyordu . Belki acımıyordu ama oradalardı. Birde annesi vardı . Doya doya koklayamadığı annesi . Sonra büyük bir heyecanla bekledikleri kardeşi Pelin . Hayatı bunlardan ibaretti. Kaybettikleriyle ... Düşündükleriyle ayaklarında derman kalmayan Hikaye az önce Ateş'in oturduğu yere oturdu . Bedeni , aklı düşündüklerini kaldıramıyordu. O iyi değildi. Oturduğu yerde gözlerinin kapanışıyla uyuyakaldı. Kısa bir duş alan Ateş hızla takım elbisesini giyip banyodan çıktı. Duşun etkisiyle acıktığını daha fazla hissediyordu. Banyodan çıkmasıyla eş değer vakitte kapı tıklanmaya başladı. Büyük adımlarla kapıya yürüyerek açtı. Resepsiyon servisi yiyecek bir şeyler getirmişti. Kenara çekilmesiyle görevli odaya girerek yiyecekleri masaya yerleştirip odadan çıktı. Giden görevli ile Ateş etrafta bakışlarını gezdirerek Hikaye'yi aramaya başladı. Onu koltukta uyurken görmeyi beklemiyordu. Bu kız zaten uçuş boyunca uyumamış mıydı ? Aklına gün boyu hiçbir şey yemediği gelince yanına giderek kolunu dürtmeye başladı. Kolundaki baskı ile oturduğu yerden sıçrayarak uyanan Hikaye uyku sersemi olan gözlerini açmakta zorlanıyordu. Olduğu yerde hafifçe gerinerek rahatladı. Genç adam karşısındaki kadının her hareketi ile kalbi bir tuhaf oluyordu. Acilen Kardiyoloji bölümünden randevu almalıydı. Aksi takdirde herkesin anlata anlata bitiremediği o duygu hastalığına yakalanmak istemiyordu. -" Kalk artık . Yiyecekler geldi ." sesinin kontrolünü düşündükleri yüzünden ayarlayamayan Ateş yüksek sesle konuşmuştu. Zaten uyku sersemi olan kız olduğu yerde ikinci defa sıçramıştı. Ama o bu ses tonunu yanlış anlayarak adamı sinirlendirdiğini düşünmüştü. Tedirgince koltuktan kalkarak mutfağa giden adamı takip etti. Koca masanın üzeri binbir çeşit yemeklerle doluydu ve bu bildiğin türk yemekleriydi. O pek açlığını farketmese de yiyecekleri görünce iştahı açılmıştı . Tıpkı Ateş gibi. Sandalyeyi çekip oturarak Ateş gibi yiyeceklerin tadına bakacakken adamın günler önce onunla aynı odada bile kalmaya tahammül edemediğini , sırf yanlışlıkla çarptığı için belkide 3 ay çalışsa bile alamayacağı takım elbiseyi hiç acımadan çöpe attığını hatırladı. Sandalyedeki eli ile olduğu yerde kalakaladı. Ateş onu o şekilde beklediğini görünce bakışlarını gözlerine çevirdi. Kederli kederli ne düşünüyordu da hafif hafif buğulanmıştı kahveleri. -" Otur bir şeyler ye. " -" Ben pek aç değilim . En iyisi yemeyeyim . E-evet aç değilim demiş miydim ? Demiştim aç değilim . Afiyet olsun ." Adamın onu tekrar rencide edeceği düşüncesini bir türlü aklından çıkmıyordu. En iyi bahaneyi sıralayarak mutfaktan çıkacakken kolundan tutulmasıyla onun gövdesine çarptı. Çarpmanın etkisiyle ellerini Ateş'in omuzlarına yerleştirmiş , belindeki ellerle ise olduğu yere sabitlenmiş bir durumdaydı. Kalbi göğsünden çıkacakmışçasına atarken Ateş'ın kollarında olmak tuhaf hissettirmişti. İlk defa korku , endişe duygusu gibi değildi bu his . Gözlerini göğsünden çekerek onun gözleri ile buluşturdu. Kızgın bakmıyordu. Ardından bakışları kendi ellerine kaydı. Ona dokunuyordu. Olağan bir hızla ellerini çekerek onun kolları arasından çıktı. Bir ellerine bakıyordu bir de Ateş'e . -" Sen öyle kolumdan tutup çekince ben ellerimle bilmeyerek omuzlarına dokundum. Üzerini değiştirmene veya onu çöpe atmana gerek yok. Hem ellerim pis değil ki . Bak. " sargılı ellerini havaya kaldırarak Ateş'e doğru uzatmıştı. Şimdi anlamıştı Ateş buğulanan gözlerin sebebini . Hikaye'nin ses tonu ve sözleri ile pişmanlık çığ gibi üzerine çullanmıştı. Hala önünde suçlu bir çocukmuş gibi ellerini havada tutmaya devam eden kızı kolunda çektiği gibi sımsıkı sarıldı . Hayat kısa bir süre durmuş gibiydi Hikaye için. Onun kolunda çekip sarılması ile şaşırmış , elleri havada kalakalmıştı. Bu adam neden ona sarılıyordu ki . Ona dokunduğu için sözleri ile hakaret edip kıyafetini değiştirmesini veya yeniden çöpe atmasını beklerdi . Ama o sarılmıştı sımsıkı . Ateş ve Hikaye'yi ayıran şey çalan telefondu. Ateş yavaşça ondan ayrılarak ki bir an hiç ayrılmak istememişti , telefonunu cebinden çıkartarak arayan kişiye baktı . Brigett arıyordu. O şu parti işini tamamen aklından çıkarmıştı. Açıkçası gidip arkadaşları ile görüşmek istiyordu ama Hikaye'yi henüz onlarla tanıştırmayı düşünmüyordu. Çalan telefonu daha fazla bekletmeden açarak geleceğini söyleyerek , birşey demesine müsade etmeden suratına kapattı .Genç kız adamın fransızca konuşmasından dolayı ne dediğini anlamamıştı . Ama tahmin ediyordu . Parti için sabahki kadın aramış olmalıydı. -" Benim bir partiye yetişmem gerek sen istediğini yapabilirsin . "Ateş'in cümleleri ile düşündükleri doğru çıkmıştı. Bu koca odada kalmak istemiyordu. Ama dışarı çıksa kaybolma ihtimali de vardı. -" Beni dolaşabileceğim , otele yakın bir yerlere bırakabilir misin ? " İkiside az önceki sarılma olayını sanki yaşanamamış gibi davranıyorlardı. Belki de en iyisi buydu. Genç adam kafasını onaylarcasına salladı. -" Ama önce yiyecek bir şeyler yiyelim. "
Yorum ve oy yapmayı unutmayın :)
|
0% |