@marsmelegi
|
Ağlamak; dudakların diyemediğini gözyaşlarıyla anlatmaktır. "
Yazar'dan Yemeklerini yedikten sonra otelden ayrılan Ateş ve Hikaye arabaya binmişlerdi. Ateş içinde anlamdıramadığı korku ile ne yapacağını şaşırmıştı. Hikaye'yi burada nasıl yanlız bırakıp partiye gidecekti ki . Onu nasıl onaylamıştı ona bile şaşırıyordu. En azından otel odasında olduğunu bilse gönül rahatlığı ile partiye giderdi. Ama şimdi hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Bir an geri dönmeyi bile düşünmüştü. Dakikasında da bu düşünceyi aklından def etmişti. Otelin birkaç km ötesinde bulunan kocaman parka getirmişti. Bu parkın iyi yanı ışıklarla süslenmiş ağaçları olmasıydı. Ortasında büyük bir süs havuzu bulunuyordu. Aynı şekilde insan ısısına göre değişen banklara da ev sahipliği ediyordu. Hikaye daha parka varmadan ışıklarını görmüş , adeta büyülenmişti. Yakından öylesine muhteşem görünüyordu ki tüm gününü burada geçirebileceğini hissediyordu. Arabayı yol kenarına yavaşça parkeden Ateş , yanında ışıltılı gözlerle parkı inceleyen Hikaye'ye baktı. Öylesine dalmıştı ki arabayı parkettiğini bile anlamamıştı. Bu bakışları hatırlıyordu. Nikah günü odaya girdiğinde aynı şekilde bakıyordu bu gözler. Ama bir kaç dakika sonra kendi söylediği sözler ile bu ışıklar sönmüştü. Bir daha da yanmamış kendi buna hareketleri ve sözleri ile mani olmuştu. Boğazına oturan yumru ile hafifçe öksürdü. Onun öksürüğünü uyarı olarak anlayan Hikaye parkta olan bakışlarını Ateş'e çevirdi.Saniyesinde gözlerindeki ışıltılar yok olmuş yerinde yeller esiyordu. -" Yanlış bir şey mi yaptım ? " Hikaye onu tekrar otele götürmesinden korkmuştu. Parkta vakit geçirmeyi o kadar çok istiyordu ki hareketlerini daha dikkatli yapmaya karar vermişti. Ateş kendisine yönelik sorulan soruyla hayır dercesine kafasını sallayarak elini cebinde götürüp cüzdanını çıkarttı. İçinden yüklü bir miktarda para alarak onu Hikaye'ye uzattı. Hikaye ona uzatılan bir paraya baktı birde uzatan Ateş'e . Onun paraya ihtiyacı yoktu ki. Alt tarafı birkaç saat parkta oturacaktı. Sonrasında Ateş onu almaya gelmiyecek miydi zaten . Yine de hiçbir şey demeden uzattığı parayı alarak küçük eski görünümlü çantanın içine koydu. Arabanın kapısını açıp yavaş hareketlerle inerek geri kapattı. Ateş'le göz göze gelmişlerdi. Hikaye onun bakışlarında endişe görür gibi olmuştu. Dikkatli bakamadan Ateş gazı kökleyerek yoluna devam ederek gözden kaybolmuştu. Durduğu yerde hafifçe etrafına bakan Hikaye şimdiden birkaç kişinin dikkatini çekmişti. Kızıl saçları o kadar göz alıcıydı ki ister istemez bakışlar ona dönüyordu. Daha fazla olduğu yerde dikilmeyerek parkın girişine yürümeye başladı. Fransa'nın havası bile yetiyordu mutluluk için . Parkın içinde girdiğinde gördükleriyle yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Burası nasıl bir yerdi böyle ? Ağaçların üzerindeki ışıklar yavaş yavaş yanmaya başlamış , tam ortasındaki kocaman süs havuzunun dibindeki leon ışıklar ile ayrı bir dikkat çekiciliği vardı buranın . Süs havuzunun tam karşısındaki banka oturarak parkın içindeki küçük çocukları izlemeye başladı. Ateş ise hala araba sürmeye devam ediyordu. Gideceği parti yeri Fransa'nın elit kısımlarında bulunan bardaydı. Hiç şaşırmamıştı . Arkadaş ortamındaki kişiler onun kadar olmasada zenginlerdi . Nihayet bitmek bilmeyen yol bitmiş , bardan içeriye girmişti. Bar o kadar kalabalıktı ki göz gözü görmüyordu. VIP bölümüne hızlı adımlarla girerek merdivenleri çıktı. Tam karşısındaki odaya girmesiyle arkadaşlarının bakışları ona dönmüştü. Brigett Ateş'in Fransa'da olduğunu kimseye söylemdiği için hiçbirinin haberi yoktu. Bütün arkadaşları ile selamlaşmış , sohbete dalmıştı. Hikaye şimdiden aklından çıkmıştı. Unutmuştu onu . Önündeki içkiler güzel sohbet ortamında dolayı birer , ikişer içerken farkında olmadan çakır keyif olmaya başlamıştı. Hikaye ise havanın hafif serinlemesine ve kararmasına rağmen oturduğu yerden kalkmıyordu. Bir an aklına gelen para ile çantasını önüne getirerek içindeki parayı kontrol etti. Hepsi eksiksiz bir biçimde duruyordu. Gönül rahatlığı ile çantasını geri yerine koyarak izlendiğini farketmeden manzarayı izlemeye devam etti . Tam çarprazında oturan gözünü kırpmadan ona bakan ,daha doğrusu çantasına bakan genç adamı görmemişti . Sadece en iyi zamanı kolluyordu çantayı almak için yabancı adam. Hikaye hemen önünde yere düşen küçük kız ile tedirginlikle oturduğu yerden kalkarak küçük kollarından tutarak kaldırıp bacaklarındaki toz olan yerleri temizledi. İşlemi bittikten sonra geri çekildiğinde sarı saçlı kızın onu yanağından öpmesi ile gülümsedi. -"Grace ( Teşekkürler ) " söylediği kelimeyi pek anlamasa da teşşekür ettiğini düşünerek kafasını yavaşça önemli değil dercesine salladı. Küçük kız koşar adımlarla uzaklaşınca arkasını dönüp banka oturacakken omzundan itilmesiyle yere kapaklanmıştı. Anın verdiği şaşkınlıkla ellerinin acısını bile anlamadan kafasını kaldırdığında elinde çantasıyla koşan adamı görmesiyle düştüğü yerde kalkarak peşinden koşmaya başlamıştı. Ama her adımında dizleri sızlıyordu. Ama bunun hiçbir önemi yoktu . Ateş parayı çaldırdığını öğrendiğinde vereceği tepkiden korkuyordu. Büyük ihtimalle ona çok kızacak hatta vuracaktı belkide . İçindeki korku ile ağlayarak parktan uzaklaştığını bile farketmeden gözden kaybolmak üzere olan adamın peşinden koşmaya devam etti. Adamı kaybettiğini anladığında ise olduğu yere çömelerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Orada ne kadar ağladığını bilmiyordu. Çömeldiği yerden kalkarak bulanık gözlerle etrafına bakmaya başladı. Ne kadar koşmuşsa artık parkın orada değildi. Gökyüzünün yavaş yavaş gri bulutlarla çevrilmesi gelecek yağmurun habercisiydi. İçindeki sıkıntı ile kendini içkiye veren Ateş arkadaşlarının şaşkın bakışlarını görmezden gelerek önüne geleni içiyordu. Brigett bile şaşkındı. Ateş asla bu kadar içki içmez , hep ölçülü davranırdı . Onu ilk defa böyle görüyordu ve açıkçası korkmuştu. Ona göre aşk acısı çeker gibi bir hali vardı Ateş'in . Aklına otelde gördüğü kızıl şaçlı kız geldi. Aşık olduğu kızın o olduğu düşüncesi Brigett'i sinirlendirmiş , çıkmaza sokmuştu. Kızın doğal güzelliğini o zaman farketmese de şimdi hatırlıyordu. Elleri istem dışı saçlarına gitmişti. Bunlar kaç para harcamıştı . Ama yinede Ateş'in dikkatini çekememişti. Hele yüzünü hiç konuşmaya gerek yoktu. Estetiksiz tek bir yeri bile yok , heryeri yapılmıştı. Bu düşüncelerin sıkıntısı ile oturduğu yerden kalkarak aşağı kalabalık yere giderek içlerine karışarak dans etmeye başladı. Neredeyse vakit gece yarısını geçmiş , dışarıda sığınak yağmur yağıyordu. Bar'ın içindeki insanlar yüksek sesten dolayı bunun farkında değildi. Ateş içki içmeye son vermiş , şimdi de bilmem kaçıncı sigara paketinin sonuncusunu yakmıştı. İçindeki sıkıntı öylesine büyüktü ki kalbi yerinden çıkacaktı sanki. -" Assez de cigarettes Ateş ( Bu kadar sigara yeter Ateş) " elindeki sonuncu sigarayı çekip alan arkadaşı Davin'e kızgın bakışlarla bakarak otuduğu yerden hafif yalpalayarak kalkmıştı. -" J'y vais (Ben gidiyorum )" -"Attends, je dirai au chauffeur de te conduire (Bekle, şoföre söyleyeyim seni o götürsün ) " Ateş sadece kafasını sallayarak geri yerine oturdu. Davin telefondan şoförüne mesaj atarak buraya gelmesini söyledi. Bir kaç dakika sonra gelen şoför ile Ateş'i zorda olsa oturduğu yerden kaldırarak Bar'ın kapısının önündeki arabasına yerleştirdiler. Arabanın hareket etmesi ile Ateş kafasını cama koyarak yağan yağmura dalıp gitmişti. Yağmuru oldu olası sevmez , nefret ederdi. Parkı önünden geçerek içindeki sıkıntı ile gözleri kapattı. Sarhoşluğun etkisiyle ne zaman otele girdiğini , resepsiyon ve şoförün yardımıyla odasına çıktığını hayal meyal hatırlıyordu. Nihayet rahat yatağa başını koyar koymaz gözleri kapanmış , bilinci karanlığa gömülmüştü. **** Hikaye dakikalar önce başlayan sığınak yağmur ile yakınında bulunan ağacın altına çömelerek sığınmıştı. yağmurdan üstü başı heryeri sırılsıklam olmuş , üşüyordu. Bacaklarını kendine çekerek olabildiği kadar küçük kalmıştı. Yoldan koşarak geçen insanlar bile onu farketmeden yoluna devam ediyordu. Ateş onu almaya gelmiş miydi ? Onu orada görmeyince ne yapmıştı ? Aklındaki bu sorular kendisini çıkmaza sürüklüyordu. En azından otelin yolunu bilseydi , ağacın altında ıslanmaktansa otele giderken ıslanırdı. Ama ne otelin ismini biliyordu ne de Ateş'in gittiği yerin adresi. Sabaha karşı yağmurun az da olsa yavaşlamasıyla Hikaye Ateş'ten yana umudunu kaybetmişti. Belki de onu bilmediği bu yerde bırakıp geri Türkiye'ye dönmüştü. Etrafın hafif hafif bulanıklaşmasıyla kafasını kolları arasına koydu. Kaç saat buradaydı bilmiyordu . Saçları , kıyafetleri hatta ayakkabıları bile ıslanmış ona ağırlık yapıyormuş gibi hissediyordu. Başındaki yüksek ağrıyla uyanan Ateş , ilk başta nerede olduğunu anımsamaya çalışmış ardından otelde olduğunu anlayınca yattığı yerden kalkarak banyoya girmişti. Üzerindeki içki ve sigara kokan kıyafetleri çıkararak duşa girdi. Her tarafı buz kesilmişti. Gece yağmur yağdığını az buz anımsıyordu . Bundan dolayı hava serinlemiş odanın içi soğuklaşmıştı. Musluğu sıcağa getirerek güzelce duşunu aldı. Sıcak su iyi gelmiş kasılan kasları gevşemişti. Üzerine havluyu geçirip valizlerin olduğu yere adımladı. Kendi valizinden kıyafetlerini alıp giyerken kapı eşiğinde gördüğü kadın valiziyi elleri hareket edemez olmuştu. Korku içinde heryere bakmaya başladı. Fakat Hikaye yoktu... Tanıdık olan içindeki sıkıntı tekrar gün yüzüne çıkmıştı. O dün gece Hikaye'yi unutmuştu. Tüm geceyi yağmurda tek başına o parkta geçirmişti . Ayağına ayakkabı bile giymeden araba anahtarını alarak otel odasından çıktı. Asansör düğmesine basmasına rağmen gelemeyen asansör ile sert bir tekme atarak merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladı. Hala ayağında ayakkabısı olmadığının farkında değildi. Tek düşündüğü Hikaye idi. Nasıl unutmuştu onu. Hikaye'ye bir şey olacağı düşüncesi kahrediyordu. Resepsiyon bölümüne ulaştığında oradaki bakışları ona dönsede hepsini görmezden gelerek koştu. Otel önünde park halindeki arabasına binerek son gaz parka sürdü. Yolda kaç kez kırmızı ışıkta geçtiğini bilmiyordu. Tek bildiği bir an önce parka varıp Hikaye'nin iyi olduğunu görmekti. Parkın önünde geldiğinde arabayı saçma sapan bir şekilde durdurup aşağı indi. Ayağında ayakkabı olmaması burada da herkesin dikkatini çekmişti. Dunki gibi olmasa da şimdi de kalabalıktı park. Park girişinden geçince hızlı adımlarla heryere bakıp arada da bağırıyordu. -" HİKAYE !! " Bağırmasına rağmen onun sesi gelmiyordu. Yanından geçip giden bir kadını durdurarak -"Excusez-moi, avez-vous vu une femme aux cheveux roux ici hier ? ( Pardon , dün burada kızıl saçlı bir kadın gördünüz mü ? ) " kadın hayır dercesine cevap verdiğinde tekrar bağıracakken tam karşısında kücüçük bir kızın durması ile bağıramadı. -" Mon héros aux cheveux roux a couru par là . Il a suivi le méchant qui a pris son sac sans permission . ( Kızıl şaçlı kahramanım bu tarafa doğru koştu . Çantasını izinsiz alan kötü adamı takip etti .) " kızın söyledikleri ile içindeki korku an ve an artarken ona belli etmemek için gülümsedi. -" merci, petite fille. ( teşekkürler küçük kız ) " kızın gösterdiği yere doğru koşan Ateş geldiği sokak ile etrafına bakmaya başladı. Tekrar koşacakken ağacın altında gördüğü küçük beden ile ona doğru yaklaşmaya başladı. Yaklaştıkça daha net gördüğü kızıl saçlarla derin bir nefes alarak hızlı adımlarla yanına gidip tam karşısına çömeldi. Tam karşısındaydı işte . Kafasını kolları arasına koymuş öylece duruyordu . İçindeki pişmanlıkla yerde oturan kızın kollarından tuttuğu gibi bağrına bastı. Kızın üzeri sırılsıklam olmuş , tüm vücudu soğuktu. Hikaye kendini hiç iyi hissetmiyordu. Üşüyordu ve ona sarılan beden sıcacıktı.Kapalı gözlerini araladığında ona sarılan bedenin Ateş'e ait olduğunu anladı. -" Geldin. " halsizliği sesine vurmuştu. Hasta olacağı kesindi. Ateş onun bu haline acıyarak kucağına alarak ayağa kalktı. -" Ben , ben dün gece seni ..." ne diyeceğini bilmeyen Ateş kendince bir şeyler geveliyor , sözcükleri bulamıyordu. -" Unuttun . " doğru söze ne denirdi ki . Unutmuştu burada onu. Tüm gece yağmurun altında saatlerce onu beklemişti. Gözlerinin üzerinde hissettiği ağırlık ile bilincini kaybetmişti. Kolları arasında bayılan karısı ile endişesi çığ gibi büyüyen Ateş olabildiğince koşarak geldiği yolu geri giderek , arabaya varmıştı.
Merhaba canlarım : Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz ? ATEŞ ? HİKAYE ? Yazım yanlışı olan yerleri uyarırsanız sevinirim. Bazen gözümden kaçıyor ama ben olabildiğince dikkat etmeye çalışıyorum . Yorum ve oy yapmayı unutmayın ! Her oy ve yorumunuz benim için birer motive kaynağı ve düşünceleriniz çok önemli ...
|
0% |