Yeni Üyelik
20.
Bölüm

~A.Y~ 17.BÖLÜM

@marsmelegi

 

"Ve diyeceğim ki; Aşk güzel şey.. vaktinde

ve doğru insanla geldiği sürece..."

 

Yazar'dan

Brigett ögrendiği şey ile hafif yalpalamıştı . O nasıl evlenmiş olabilirdi ki ? Bunca yıl onu beklerken , onunla bir gelecek hayali kurarken bu haber yıkmıştı onu. Deli gibi seviyordu oysaki Ateş'i .

Dolu gözler ile Hikaye'ye baktı . Güzeldi . Ateş'e yakışıyordu . Asıl üzende buydu zaten. Kendisinden daha güzel ve masum bir duruşu vardı . Nefret ediyordu ondan. Zaten ilk gördüğünde de pek ısınmamıştı kendisine.

Elindeki ayakkabısını yere koydu. Hüseyin kolları arasındaki kızın yatışması ile onu bırakmıştı.

Yere koyduğu ayakkabısını giyerek geri doğruldu. Ateş ona değil Hikaye'ye bakıyordu. Yanaklarında düşen damlaları farkedince sertçe silerek holde sarsak adımlarla yürüyüp gözden kayboldu.

İçindeki nefret ve kin öylesine yoğundu ki , elinde olsa saniyesinde Hikaye'nin nefesine son verirdi . Ama zamanı vardı.

Bunu onun yanına bırakmayacaktı elbette.

Hüseyin holde uzaklaşan sevdiği kadına üzgün gözlerle bakıyordu. İçindeki bu sevda yangınını çok geç fark etmişti. Fark ettiğinde ise sevdiği kadının başkasını sevdiğini kendi gözleri ile şahit olmuştu.

Evet o , arkadaşını seviyordu . Brigett arkadaşı Ateş'i seviyordu .

Belki de kendisi Brigett'e olan aşkını erken fark etseydi bir şeyleri değiştirebilirdi fakat fark edememişti . Bu yüzden Ateş'inde geç olmadan sevgisini fark etsin istiyordu geç olmadan.

Derin bir nefes alarak gögsünü şişirdi. Ellerini cebine koyarak içindeki duygularını dışarı vurmadan Ateş'e döndü.

- "Hadi size iyi geceler. Dakikalar önce olanlara sadece sabaha kadar , üç maymun taklidi yapıyoruz. Sabah olunca Fransa'yı gezerken konuşuruz. Hadi selametle . "

Hüseyin kendi odasına giderken arkasında bıraktığı çift hala kapı eşiğinde dikiliyordu. Hikaye Ateş'i görmezden gelerek odaya girdi .

Arkasından da kurbanlık koyun gibi Ateş girmişti. Hikaye'nin koltuğa yatak hazırlayışını sonra o yatağa yerleşmesini hepsini öylece izlemişti.

Günün verdiği yorgunluktan dolayı anında uyuyakalan genç kız ile Ateş küçük adımlarla koltuğun tam karşısındaki yatağa oturdu . Gözlerini Hikaye'ye dikerek yüzünü incelemeye başladı.

Dışarıdaki ışık pencereden yüzüne yansıyordu.

Kirpikleri öylesine uzun ve sıklardı ki hayran olmuştu . Yüzünün pürüzsüzlüğü , dudaklarının rengi yansıyan ışık ile adeta parlıyor , kusursuz oluşunu gözler önüne seriyordu .

Odaya dolan hafif serinlik ile genç kızın bukle bukle olan saçları yüzüne saçılmıştı . Hikaye'nin rahatsızca yerinde kıpırdamasıyla oturduğu yerden kalktı.

Temkinli adımlarla baş ucuna gelip yere çömeldi. İpek gibi yumuşacık , buram buram kokan saçlarını yüzünden çekmeye başladı.

Yumuşak yanağına değen parmaklarını ateşe değmiş gibi geri çekti. Ne yapıyordu böyle ?

Ona böylesine yakın olmak onu huzurlu hissettiriyordu . Ondan gelen bu tuhaf ve hoş koku ona çekiyordu kendisini .

Ona doğru biraz daha eğilerek derincene bir nefes aldı . Gözleri istemsizce kapanmıştı . Bir , iki ,üç derken göz kapakları kapanarak karanlığa gömülmüştü .

*****

Hikaye üstündeki ağırlık ile olduğu yerde hafifçe kıpırdandı . Saç diplerinin terlediğini hissediyordu . İçinin daralması ile kalkmaya çalıştı. Ama üzerindeki ağırlık her ne ise engel oluyordu.

Hafif hafif burnuna dolan o tanıdık koku ile gözleri aralandı. Göğsündeki başın sahibini görünce istemsizce çığlık attı .

Yanı başından gelen güçlü çığlıkla bir anda sıçrayan Ateş anın verdiği şaşkınlıkla etrafa bakınmaya başladı. Ne olmuştu ? Kimin çığlığıydı bu ?

Aklına gelen dün gece ile kafasını yavaşça Hikaye'ye çevirdi. Büyük ihtimalle çığlık atan oydu . Dün gece olduğun yerde uyuyakalmıştı. Kim olsa onun kokusu ile uyuya kalırdı zaten . Çok ferah ve rahatlatıcı bir kokuydu.

Gözlerini kocaman açmış , öylece ona bakıyordu genç kız. Aslında onun bu kadar rahat olması şaşırtmıştı . Nasıl yanına gelirdi ? Veya neden gelmişti ?

En son koltuğa yattığı ve anında uyuyakaldığını hatırlıyordu . Ne Ateş'in yanı başına geldiğini hissetmiş , ne de duymuştu .

-" Günaydın ." Genç kızın düşünceli bakışlarından dolayı tuhaf hissetmişti . Bir eli ensesinde diğer eli ile de ona el sallayarak bu cümleyi kurdu .

Sonrasında eş sallamanın saçmalığını farkedip hızla sonlandırmıştı . Heyecanlı hissediyordu . Sanki ilk defa pamuk şeker deneyecek bir çocuk gibiydi.

Hikaye onun yakınlığının yeni farkına varmış , söylediği cümleye karşılık bile vermeden uzandığı yerden kalkarak ayakta dikilmeye başladı . Ateş'ten başka heryerde değiyordu gözleri . Ateş bir an ona baksın öylece gözlerine dalıp gitsin istedi.

Ama bu düşüncesi saniyeler içinde yok olmuştu . Düşündüğü şey akıllara ters bir durumdu . Ona yaptığı onca şeyi kendisi unutmamışken , onun unutması olağan bile değildi.

Ortamdaki negatif düşünce boşluğu ikisininde canını sıkıyordu . Buna son vermek için ilk adımı Ateş attı.

-" Şey ben kahvaltı hazırlayayım . İstediğin özel bir şey var mı ? "

-" Hayır yok . Ben pek acıkmadım zaten ."

-" Hastane de yediğin ile duruyorsun kaç saattir . İllaki açıkmış olmalısın . "

Onu düşünüyor olması bile tuhaf hissettirmişti Hikaye'yi . Ondaki değişikliğe anlam veremedi .

-" Ama ben aç- " sözünü kesen şey kırılırcasına çalınan kapıydı . Korkmuştu . Bir anda yüksek gürültü ile birkaç adım Ateş'e yaklaştı . Sabahın köründe kimdi ki gelen ?

Birşey mi olmuştu ki böylesine kuvvetli ve gürültülü çalınıyordu kapı .

-" Kim geldi ki acaba ? " korku dolu ses tonu daha da Ateş'e yaklaştı . Aralarında sadece 1 , 2 adımlık mesafe vardı . Ona adım adım yaklaşan Hikaye ile kalbine hakim olamıyordu .

Derin bir nefes alarak kalbini kontrol altına almaya çalıştı . Ama nafileydi.

-" Ben gidip bakayım . Bekle beni burda " cümlesinin ardından kapıya ilerleyen genç adamın ardından öylece baktı Hikaye. Tek göndermese miydi acaba ?

Kısa ama onun için yıllar gibi hissettiren dakikalar içinde Ateş görüş alanına girdi. Hemen ardından da suçlu bakışlarla Hüseyin girmişti.

- " Hiko kusura bakma . Ben siz uyanın diye biraz fazla vurmuş olabilirim kapıya . "

-" Pezevenk kapı çalmayı bile bilmiyor ."

-" Pezevenk falan ayıp oluyor ama Ateş . Ben sadece erkenden kalkında kahvaltıya gidelim dicektim . Valla alındım , gücendim " üzülmüş gibi dudaklarını büze büze konuşmasıyla Ateş sırıtarak omzuna yumruk attı .

-" Sus lan . Telefon diye bir şey icat edildi değil mi ? Niye arayıp söylemiyorsun da hayvan gibi kapıyı yumrukluyorsun. " Kaşları çatık karşısında dikilen Ateş 'in bakışları içler karartıcıydı . Büyük bir şekilde yutkunup Hikaye'ye baktı .

- " Hikaye hadi sen hazırlan da Fransa'yı bir turlayak . "

Hikaye kendisine ithafen söylenen ile tereddütte kalmıştı . Ateş ve Hüseyin onu orada bırakmazlardı değil mi ? Hala o parkta yaşadıklarının şokunu atlatamamıştı .

Bilmediği bir yerde de deli danalar gibi tek başına dolaşmak hiç istemiyordu . Kıpır kıpır gözlerini Ateş'in kararlarına çevirdi onay istercesine.

O gözlerde gördüğü şefkat ile sarsaklamıştı . Emin olmak istercesine gözleri bir kaç kere kırpıştırıp tekrar ona baktı . Hala ona o şekilde bakıyordu .

-" O zaman ben üzerimi değişeyim." Doğrulamasını ister gibi gözlerini çekmeden konuşmuştu. Ateş'in kafasını sallamasıyla valizinden günlük kıyafetlerinden alarak banyoya yöneldi.

O kıyafetlerini giyerken Ateş'te kendi valizinden rahat bir takımını alarak Hüseyin'in varlığını umursamadan hızla giyindi.

-" Utanmaz herif." Hüseyin'in mırıldanışı ile keskin bakışlarla tek kaşını kaldırarak ona baktı.

-" Birşey mi dedin ? " Öyle bir demişti ki adeta tehditi buram buram kokuyordu . Sanki hele bir de bak ben ne yapıyorum sana dercesine...

Bir kaç adım geri giderek hayır anlamında kafasını ve ellerini salladı .

-" Bende öyle düşünmüştüm."

Ateş üzerindeki son rutuşları da tamamladıktan sonra hazırdı . Zaten hemen ardından da banyodan Hikaye çıkmıştı.

Üçü de içlerindeki heyecanla otelden ayrıldılar. Hepsinin heyecanı farklı nedenlerdendi .

Biri henüz anlayamadığı duyguları yaşatan kızla gezeceği için heyecanlıydı .

Bir diğeri ise ilk defa Fransa'yı görüp , dolaşacağı için heyecanlıydı . Fakat birkaç gün önceki olaylardan dolayı içinde sıkıntı da yok değildi.

Hüseyin ise o apayrı bir durumdaydı . Nedensizce içindeki heyecan patlamasını durduramıyordu .

Otelin önünde onları bekleyen arabaya bindiler . Ateş bir önceki gece yaşananlardan dolayı Hüseyin'e izin vermede sürücü koltuğunda yeri aldı . Hemen yan koltuğa da Hikaye oturmuştu . Hüseyin ise arka koltukta ortaya oturarak başını öne uzatmış , küçük bir çocuk gibi yolculuğu bekliyordu .

Arabanın hareket etmesi ile ilk durakları olan Fransız - türk restoranına giderek güzel bir kahvaltı yaptılar. Hikaye dakikalar önce aç olmadığını söylemesine rağmen epey yemişti.

Restorandan ayrılarak arabaya binmek yerine yürüyerek Fransız sokaklarında dolaşmaya başladılar . Birçok takı standının önünden geçmişlerdi birindeki yüzük Hikaye'nin çok dikkatini çekmişti . Yanındaki iki adamı geride bırakarak o standın önünde durdu .

Beğendiği yüzügü eline alarak incelemeye başladı . Bu çok güzel bir yüzüktü . Boynundaki Zerrin hanımın hediye ettiği kolyeye çok benziyordu.

Sadece yüzük versiyonuydu .

-" ça vous va très bien madame ( size çok yakıştı hanımefendi ) "

Standın satıcısı olan yaşlı kadının söylediği şeyi anlamamıştı . Sadece gülümsemeyle yetinmişti. Gülümseyerek beğendiği yüzüğe bakarken aklına parası olmadığı geldi .

Yüzündeki gülümseme solmuş , hayalkırıklığı ile yüzüğü yerine koymuştu .

-" Sana yakıştı neden bıraktın ?" Genç kızı yüzüğü gördüğü andan beri kesintisiz bir şekilde izlemişti . Anlamıştı da bırakma sebebini . Ama sormak istemişti .

-" Bilmem , pek sevmedim. " Gözlerindeki parlaklık , söylediklerinin tersini söylüyordu. Arkasını dönerek standtan uzaklaşıp az ileridekilere göz gezdirmeye başladı.

Gördüğü takıları hiçbirini beğenmemişti. Bir anda elinde tutulmasıyla tutan kişiye baktı .Ateş sımsıkı bir şekilde elini tutuyordu.

Elimi hafif yukarı kaldırarak diğer elindeki şeyi parmağıma taktı . Bu , bu az önce beğenerek geri bırakmak zorunda kaldığım yüzüktü .

*****

 

Herkese merhaba 🥰🥰

Yorum ve oy yapmayı unutmayın !

 

Loading...
0%