@marsmelegi
|
" Ve bazen kırılıyor insan saç uçlarına kadar "
Yazar'dan Pişen etleri afiyet yiyen ikili nihayet kaç saattir aç olan karınlarını doyurmuşlardı . Bunun vermiş olduğu o muhteşem his ile tekli koltuklara geçerek yayılmış , oturuyorlardı . Tabi Ateş'in içinde sadece tok karnın verdiği sevinç bir yana Hikaye'nin ona vermiş olduğu o muhteşem cevap ile kalbinde kelebekler uçuşuyor , içi içine sığmıyordu . Aynı aptal liseli aşık gibi ... Yağmur çoktan durmuş etrafta muhteşem bir hava vardı . Ateş'te artık kalkmaları gerektiğini bildiğinden hemen yan koltukta oturan Hikaye'ye dönerek konuşmaya başladı. -" Artık kalkmalıyız . Hava güzel olsa da yağmur tekrar yağabilir ." Ateş'in söylediği şeye kafa sallayan Hikaye düşüncelere boğulmuştu . Ayağı kötü bir durumdaydı . Bu halde nasıl koca ormanda yürürdü . Zaten en ufak baskı da ağrıyordu . Üzerine basamıyordu bile . Fena halde ağrıtmış , incitmişti . -" Ateş , istersen sen git ben bu ayakla yürüyebileceğimi zannetmiyorum . " utana sıkıla oturduğu yerde dikleşerek konuştu . -" Tamam. " Hikaye'den Ne !! Bu kadar kolay kabullenecek miydi yani ? İtiraz etmek , seni taşıyabilirim falan demicek miydi ? Onu bu ormanda bırakıp gidicekti yani . Ona da hak veriyordu . Kim bilir kaç saat boyunca yürümek zorunda kalıcaktık . Alttan alttan Ateş'e baktığımda o da bana bakıyordu . Göz göze geldiğimizde Ateş oturduğu koltuktan kalkarak kulübeden çıktı . Ne yaptığını görmek için kafamı oraya doğru uzatsam da göremiyordum . Belkide son hazırlıkları yapıp gidicekti . Bir veya iki gün sonra beni hatırlarsa gelir alırdı . Unutursa da eşhedü enle ilahe illallah der son nefesimi verirdim . Dolan gözlerimi elimin tersiyle silerek yüzüme gülücük kondurdum . Ağlamak yok Hikaye . Kısa süre sonra da Ateş kapıdan girmişti . Birşey mi unuttu ki geri gelmişti . Merakla ona bakıyordum . Etrafta kısa süren bakışları bende durdu . Yavaş adımlarla yanıma gelerek başımda dikilmeye başladı . Ellerini bana doğru uzatmasıyla heyecanlanmıştım . Beni kucağına mı alıcaktı ? Bu düşüncenin sevinçliği ile beni kucağına almasını beklerken o tam tersini yaparak hemen arkamda bulunan çarşafı eline alarak bana bakmadan kulübeden tekrar çıkmıştı . Şaşırmıştım ama bir yandan da sinirliydim . -" Çarşafı ne yapacaksa . Onu alacağına , beni al kucağına yola koyulalım . Ama yok hemen kabul edip Tamam dedi . İnsan iki itiraz eder ondan sonra kabullenir ." sinirden tırnaklarımın etlerini yoluyor , bir daha kanamalarına sebep oluyordum . Burada tek başıma kalma korkusu beni bitiriyordu . Ne diye bırak git dediysem sanki . Dudaklarımı dişleyerek tırnaklarımla oynamaya devam ettim . -" Dudaklarına ve tırnaklarını eziyet etmeyi keser misin ? " kızgın bir şekilde bana bağıran Ateş ile yerimden sıçramıştım . Ona neydi ki ? İstediğimi yapardım . -" Sen bir şey mi unuttun ? Neden yola çıkmadın hala ? " -" Hayır bir şey unutmadım . " -" Bana veda etmeye mi geldin ? " -" Hayır , seni almaya geldim . "Ateş yanıma gelerek yavaşça beni kucağına aldı . Ellerimi düşme korkusu ile boynuna sımsıkı sardım . -" Şey sen beni burda yanlız başıma bırakmıcak mısın yani ? " soruma yanlızca kafasını hayır dercesine sallayarak cevap vermişti . İçimdeki ferahlama ile kocaman gülümsedim . Bir an korkudan oracıkta bayılabilirdim beni bırakıp gidicek diye. Kulübeden dışarı çıktığımızda dümdüz gideceğimizi zannederken o arka tarafa doğru ilerlemeye başladı . Bir sürü odunun yığılı olduğu yere geldiğimizde oradaki bir şey dikkatimi çekti . İçinde az önce Ateş'in aldığı çarşaf bulunuyordu . Bu bir el arabasıydı . Beni dikkatli bir şekilde içine oturtarak suratıma baktı . -" Biraz eski bir el arabası ve paslanmış . O yüzden rahat mı ? Bir yerini acıtan herhangi bir şey yok değil mi ? " hayır dercesine kafamı sallayarak oturduğum yeri elim ile incelemeye başladım . Her yerini güzelce kapatmıştı çarşafla. -" İyi o zaman yola koyulalım . Bir kaç kilometre sonra bir yol olması lazım . Belki araba geçerse kurtulabiliriz . " arkama geçerek yavaşça el arabasını sürmeye başladı . Tekrar kulübenin önüne geldiğimizde hızlıca kapıyı kapatarak yola koyulduk . İnşallah tekrar ayı ile karşılaşmayız . Yazar'dan -" El arabası ha !! " kahkahalara boğulmaktan nefes alamayan Hüseyin Havaalanındaki bir çok kişinin buraya bakmasına neden oluyordu . Tekerlerkli sandalyede oturan Hikaye bakışların utancı ile sertçe Hüseyin'e vurmuştu . -" Lütfen gülme Hüseyin . " artık hissettiği utançtan dolayı Hikaye inleyerek yüzünü saçlarıyla kapatmaya çalışmıştı . Ama Hüseyin dünyanın sonuymuşçasına gülmeye ve konuşmaya devam ediyordu . -" Nasıl gülmem . Otele geldiğiniz zamanki halinizi görmeniz lazımdı . Saçı başı saman olmuş , güya balayına gelen yeni evli bir çift . Hele Ateş senin üstün başın kan , Hikaye desen el arabasının içinde artık rahatlıktan mı , yorgunluktan mı uyuyakalmış .Ateş uyan diye seni dürtüp duruyor ." nefesi artık konuşmaya yetmemiş oradaki koltuklardan birine oturuvermişti . -" Hayvan taşıyan kamyonun arkasında geleceğinizi hiç tahmin edemezdim . " bir eli kalbinin üzerinde , yüzünde ki gülümseme ile onlara bakıyordu . Olmuşlardı . Ateş eski Ateş değildi . Bunu otelin önüne geldikleri vaziyetten anlamıştı . Uçağı kaçırmaları an meselesi olduğu bir zamanda Hikaye'yi hastaneye götürmüşler , gerekli müdahaleyi görmüştü . Sadece birkaç ezikten ibaretti. Şimdi ise nihayet Türkiye' de idiler . Uçağa sağ sağlim binmiş , sorunsuz bir şekilde inmişlerdi. Üçlü valizlerin alınmasını yeni korumalarına bırakarak onlar için gönderilmiş arabaya bindiler. Hikaye korumaları gördüğündeki şaşkınlığı hala üzerindeydi . Evet ilk zamanlarda da korumalar vardı ama hiçbirinin üzerinde silah bulunmuyordu . Şimdikilerde ise vardı . Açıkçası bu biraz tırsmasına neden olmuştu . Oturduğu koltukta biraz kıpırdayarak Kafasını arkaya doğru yaslayıp gözlerini kapattı . Uçakta yediği yemekten dolayı biraz midesi bulanıyordu . Öylece gözleri kapalı bir şekilde aradan kaç dakika geçti bilmiyordu tam zihni karanlığa gömülecekken duyduğu konuşmalarla dikkatini oraya verdi . -" Çok masum . Çok naif . Benim için o gün ki ağlayışını görmen lazımdı . " fısıltılı bir şekilde konuşmalarına rağmen duyuluyordu . Zaten iki adam da onun uyuduğunu düşündüklerinden dolayı konuşuyorlardı . -" Eee o zaman bundan sonra üzme Yenge Hanımı ." Ateş'in cevabını büyük merakla beklerken onun sessiz kalışı onu üzmüştü . Oysaki gözleri kapalı olduğundan adamın kafası ile onaylayışını görmemişti . Kendi aklından neden cevap vermemişti ? Sessiz kalışı onaylamadığını mı anlatıyordu ? Üzmeye devam mı edicekti yani ? diye sorular geçiyordu. İşte o an korktuğunu iliklerine kadar hissetti . Eski Ateş'e nazaran ormandaki Ateş'in hali daha iyiydi . ****** Kafasında bir sürü soru ile yolu bitirmişti . Omzunun hafifçe dürten kişiye yeni uykudan uyanmış gibi gözlerini açtı . Ateş sürücü koltuğundan arkaya doğru uzanarak kolunu dürtüyordu uyanayım diye . -" Eve geldik . Sen in ben Hüseyin'i bırakıcam . " -" Tamam . " oyunumu sürdürerek gözlerimi ovalayarak arabadan indim . Evin çevresindeki koruma sayısı üçe katlanmıştı ve hepsinin belinde havaalanındaki korumalar gibi silah vardı . Bazılarının gözleri bana dönmüştü işte o an araba kornasının güçlü bir şekilde çalması sonucu geri çekilmişti . Arkasında kalan arabaya kafasını çevirerek baktı . Ateş camı açmış ona bakıyordu . -" Hemen eve girsene artık !" Sinirli olduğu her halinden belliydi . İyi de neden sinirlenmişti ?
Merhaba !!! Bildiğiniz güzel sözler var mi ? Yorum ve oy yapmayı unutmayın . Düşüncelerini belirterek bir sonraki bölümde neler beklediğinizi yazın .... Yazım yanlışı olursa belirtebilir misiniz ?
|
0% |