Yeni Üyelik
25.
Bölüm

~A.Y~ 22. BÖLÜM

@marsmelegi

" - O benim tüm dünyam ve bundan daha fazlası oldu .... "

 

Hikaye'den

Ateş'in bağırışının verdiği endişeyle topallayarak hemen eve girmiş , kapıyı hızlıca örtmüştüm . Şu an ise kapıya yaslı bir şekilde dikiliyordum .

O nasıl bir bağırıştı öyle ? Bildiğin bahçe duvarlarında yankı yapmış , korumalara korku bana da endişe sarmıştı . Derin bir nefes alıp vererek gözlerimi araladım . İlk görüş açıma giren şey sargılı ayak bileğimdi.

Sargı biraz bozulmuştu olabilirdi ama beni epey idare ederdi. Bakışlarımı biraz daha yukarı kaldırmamla gördüğüm yüzler kocaman yutkunmama neden oldu .

Ben nasıl unutmuştum . Makbule nine , Ada , Hamdi Baba ve Hümeyra abla kapı eşiğene yan yana dizilmiş bir halde bana bakıyorlardı . Gözlerinin içini merak kaynıyordu . Bir an gülmek istedim bu hallerine ama içine düştüğüm bu durum buna engel oluyordu .

Makbule nine beni boylu boyunca incelemeye başlamasıyla istemsizce sağlam ayağımla sargılı ayak bileğimi kapatmaya çalıştım . Ama ne fayda ? Şok olmuşçasına bana bakarak elindeki bastonla yanıma geldi .

-" Ayak bileğine ne oldu senin kızım ? Hadi bana söyle . Ateş mi birşey yaptı sana ? Vay tohumu kuruyasıca , ama ben bilirim ona yapacağımı . "

-" Hayır Makbule nine . Ateş hiçbir şey yapmadı . İsterseniz biz oturma odasına geçelim . Herşeyi size anlatacağım . Hem ayy ayağımda ağrımaya başladı . Ayy bu nasıl bir ağrı böyle ." Ortamdaki meraklı bakışları ve hemen geleceğine emin olduğum sorulardan kaçmak için böyle bir yalan söylemiştim .

Gözlerim fıldır fıldır önümdeki kişilerde dolanıyordu . Hamdi baba hemen kolumdan sakince tutarak beni oturma odasına yönlerdirmeye başladı . Diğer kolumdan da Hümeyra abla tutuyordu .

****

Üzerimdeki bakışları rağmen gözlerimi ellerimden çekmiyordum . Onlardan gelecek sorulara hazır değildim . Yanımda en azından Ateş olsaydı daha rahat olurdum .

-" Eeee kızım ne oldu balayında anlatsana . Ayağın nasıl bu hale geldi Allah bilir . Bak sakın korkupta gerçekleri saklama . Nasıl Ateş benim torunumsa sen de öylesin . " hemen yanımda oturan Makbule nine arada bastonunu yere sertçe vurarak cümlesini bitirmiş , hiç beklemediğim bir şekilde yüzümü kendisine çevirmişti .

Çenemdeki eli hiçbir şekilde acıtacak baskı da uygulamıyordu .

-" Makbule nine . " çenem titremiş , gözlerimde biraz dolmuştu . Onun daha da endişelendiğinin farkındaydım. Zaten onunda gözleri dolmaya başlamıştı . Allah bilir kafasında nasıl senaryolar kuruyordu .

-" Teşekkürler . " İçimden gelen bu cümle onu şaşırtmıştı . Anlamsızca kafasını sallayarak ne demek istediğimi teyit etmeye çalışıyordu .

-" Bana aile olduğun için daha doğrusu olduğunuz için çok teşekkürler ama düşündüğünüz gibi kötü şeyler olmadı Fransa'da . Aksine çok güzel günler yaşadım . Hem ayağım Ateş'in yüzünden olmadı . Biz , biz şey ... şeye gittik . Orda şey oldu , ondan bizde şeyde kalmak zorunda kaldık . Sonra da bu oldu . "

Bana öyle bakıyordu ki bir an kendimi salak sandım . Kesinlikle hepsinin kafası karışmıştı . Bana "bu ne diyor böyle " diye bakıyorlardı .

-" Hımm Şeyden dolayı böyle oldu yani gelin kızım . " Hamdi baba bir eli çenesini sıvazlar bir şekilde bana bakarak konuşmuştu . Adamda tam bir yönetici tipi vardı şu an . Ne de olsa Ateş'in daha nazik haliydi .

-" Evet evet kesinlikle şeyde dolayı böyle oldu . " kocaman dişlerim gözüke gözüke gülümsemem beni biraz tuhaf gösterse de tam gaz gülümsemeye devam ediyordum .Karşımda oturan Hümeyra abla rahatsızca kıpırdanarak bütün gözleri üzerine çekmişti .

-" Hikaye peki tam olarak o şey ne ? " buram buram mantık kokan o soru suratıma balyoz gibi çarpmıştı . Anlımdan aşağı akan ter boynumda son bulmuştu aldığı yol . Derin bir nefes alarak omuzlarımı dikleştirdim .

Olayları tabiki de orman yolundan itibaren anlatmaya başladım . Ben anlattıkça onların gözleri büyüyüp, eski hali gelmiş ardından da hiç durmadan "Hİİ " nidalara atmışlardı .

-" Böyle işte sonra biz yoldan geçen bir kamyonu durdurduk . Arkasından bulunan büyük ve küçük baş hayvanlardan dolayı Ateş ilk başta binmek istemedi . Eee ayağımın durumunu görünce de daha doğrusu ben biraz gözüne gözüne sokmuş olabilirim . "

-" Canım gelinim . Nasılda kocası için endişelenirmiş . Ama ben çok takdir ettim torunumu şu an . Nasıl da seni kurtarmak için koskoca ayı ile boğuşmuş . Aslan torunum ne olacak . " hepsinden onaylar biçimde gelen sesler ile rahatlamıştım .

Biraz abatmış olabilirdim yaşadıklarımız konusunda . Sadece Ateş'in ayı ile arama girerek onunla boğuşup onu nakavt ettiğini anlatmıştım .

Rahatlamanın verdiği huzur ile anlımdan akan terleri sildiğim de dikkatimi çeken bir şey oldu . Hümeyra ablanın Makbule nineye olan nefret dolu bakışları . Neden ona öyle bakıyordu ki ?

İlk defa onu böyle bakışlarla görmüştüm . Sonra bakışları bana döndü ve hiçbir değişiklik olmadan bana da öyle bakmaya devam etti . Sanki kendi düşünceleri içinde kaybolmuşta bu gözlerine yansıyordu . Birkaç defa gözlerini kırpıştırarak nefes alışlarını hızlandırdı . Oturduğu koltuktan kalkarak ;

-" Ben gidip atıştırmalık bir kaç şey hazırlayayım. Hikaye yol yorgunuzun açıkmışsındır ." sahte gülümseme ile kurulan bu cümlede neyin nesiydi ?

-" İyi düşündün Hümeyra . Sen en iyisi masayı kur yemeğimizi yiyelim. Ayrıca Ateş'e de servis aç belki gelir birazdan o da . " Hümeyra abla o sahte gülümsemesini sürdürerek kafasıyla onaylamış arkasını dönerek oturma odasından çıkmıştı . Çıkarken de eminimki o sahte gülümsemesi silinmişti .

Asıl önemli olan şey ben bu evde yokken ne olmuştu ki ? veya Hümeyra abla o sevimli , güler yüzlü kadın neden bu şekilde aniden değişti ya da yeni yeni gerçek yüzünü açığa çıkartıyordu .

-" İnşallah gelir Annecim . Gitmeden önce konuşmam lazım onunla . " Hamdi babanın kurduğu cümle beni o karanlık düşüncelerden kurtarmıştı . Tam da Sherlock havasına girmiştim oysa ki .

-" Hamdi baba nereye gidiceksiniz ki ? "

-" Yeter bu kadar kaldığımız gelin kızım . İstanbul'daki işler bizi bekler biliyorsun ki . "

-" Keşke biraz daha kalsaydınız . "

-" Bir daha ki sefere inşallah kızım . Hem bu defa siz gelirsiniz . " onu onaylarcasına kafamı sallayarak gülümsedim . Az ötede öylece bizi dinleyen Ada'ya gözüm takıldı . Onun konuşamadığını biliyordum .

Hamdi baba ve Makbule nine kendi aralarında yeni bir sohbet açmış konuşuyorlardı . Bende dikkatlerin üzerimde olmayışı ile oturduğum yerden kalkarak Ada'nın yanına geçtim.

Yerime almamla direkt dikkatli bakışları bana kaydı . Kafede az buz işaret dili ögrenmiştim patronum sayesinde fakat ileri düzeyde değildi . Ellerimi kaldırarak hatırladığım kadarı ile kelimeleri sıralamaya başladım.

-" Nasılsın ? Fazla işaret dili bilmiyorum bu konu da biraz kötüyüm . " Hani bir an vardır ? Öylesine mutlu olursunuz ki bu gözlerinizden bile belli olur . İşte ben Ada'da onu gördüm . Gözleri ışıl ışıl olmuş , elleri ile heyecanla kendini ifade etmeye başlamıştı.

-" İyiyim . Senin işaret dili bildiğini bilmiyordum . Ben sana öğretirim . Tabi istersen ? " özellikle benim için olağanca bir yavaşlıkla ellerini hareket ettirerek konuşmuştu .

-" Öğretmeni çok isterim . " onunda mutlulukla onaylamasıyla konuşmaya devam etmiştik . O bir çok şeyden bahşetmiş , bende dikkatle dinlemiştim . Makbule nine ile gitmicek , bir müddet daha burada kalacağını öğrenmiştim .

Bu beni ne kadar sevindirse de biraz tedirgin etmedi değildi . Çünkü ben bodrum katta kalıyordum ve onun burda kalıcak olması benim artık orada kalamıyacağım anlamına geliyordu.

Ne yapıcaktım ben şimdi Ahh pardon ne yapacaktık ???

****

Yazar'dan

Genç kız kah anın verdiği sevinçten kah da tedirginlikle öylece gülümsüyordu Ada'ya karşı . Diğer yanda da o vakitler de genç adam ise elindeki soda şişesini bir bu yana bir o yana çevirerek izliyordu dalmış bir şekilde . Karşısında oturan Hüseyin ise hipnoz olmuşçasına soda şişesine bakıyordu .

Aniden gelen titremeyle olduğu yerde hafifçe silkelendi ve deli gibi daha demin kendisi nasıl şişeyi izliyorsa Ateş'te öyleydi . Parmağıyla onu dürtürek dikkatini dağıttı . Neden bu halde olduğunu biliyordu az çok. Yani tahmin ediyordu .

-" Ateş şu şişeyi çevirip durma . Bende mal gibi burda durmuş izliyorum . " Karşısındaki Ateş hiç duruşunu bozmadan ona cevap vermişti bir çırpıda.

-" Sen zaten malsın Hüseyin . Yani bunun başka bir açıklması yok . Bana güven. " Bıkmışlıkla arkadaşının verdiği cevaba alınmış gibi yapan Hüseyin oturduğu banktan kalkarak uçurumun demirlerine doğru yürümeye başladı .

Seviyordu bu yeri . Ateş'in veya kendisinin ne zaman canı sıkılsa , darılsalar buraya gelirlerdi . Huzur vericiydi . Rahatlatıydı . En önemlisi buranın bir Hikayesi olmasıydı onlar için.

ilk uçurumun hikayesini duyduklarında şaşırmışlardı ama sonrasında artık alışmalarından gerek olsa normal gelmişti bu durum . Derin bir nefes alarak o enfes havayı içine çekti . Yüzünü uçuruma çevirmiş öylece manzarayı izliyor , her nefes alıp verişinde inip kalkan göğsü ile ayakta dikiliyordu .

Biraz sonra yanında oluşan hareket ile Ateş'in yanında dikildiğini anlamıştı . Aynı onun gibi Ateş'te havayı içine çekip rahatmaya çalışıyordu . Bunu inip kalkan göğsünde anlamıştı .

-" İyisin değil mi Ateş ? " arkadaşının onu merak ettiğini , onun hakkında endişelendiğini anlamıştı . Yüzündeki buruk gülümseme ile Yangın yerine dokundu . Hüseyin'in pür dikkat oraya baktığını biliyordu . Bir kaç kez elini kaldırıp yumurk yaparak vurmaya başladı ritmik tutarak .

-" Öyle yanıyor ki nasıl söndürürüm bilmiyorum dostum . Ama ... ama bir şeyi biliyorum . O benim tüm dünyam ve bundan daha fazlası oldu . " Dostu omzuna dokunup , destek verircesine sarsması ile cümlesine devam etti.

-" Şu an sadece ve sadece tek şeye ihtiyacım var. Bir deniz kıyısında sabaha kadar oturup , olan biten her şeyi gözden bir bir geçirdikten sonra oradan kafamda herşeyi aşmış , düşünmüş ve en önemlisi herşeyi gözden geçirmiş bir Ateş olarak kalkıp gitmeyi istiyorum . "

-" Seni anlıyorum Ateş . Ama bunu tek başına yapmak yerine onunla , Orkiden'le beraber yapsan ya . Eminim ki o zaman daha iyi sonuçlar alabilirsin ." düşünceli bir şekilde söyle seçenek ilk başta mantıklı gelse de Ateş bunun için biraz daha zamanın gerekli olduğunu biliyordu .

-"onun için daha zaman var dostum . Pat diye olucak bir şey değil bu . " Ateş son kelimelerini söyleyerek arkadaşını geride bırakarak az önce oturduğu banka ilerledi .

-" Umarım dostum , umarım sizin sonunuz uçurumun Hikayesi gibi olmaz . Bu defa Orkide sevdiğine , Hercaisine kavuşur . " onun duyabileceği bir şekilde konuşmuştu . Ateş tabi kide bunu duymuştu .

O an ne diyeceğini bilememiş elindeki soda şişesi yeri boylamıştı . O yerdeki küçücük parçalara ayrılmış şişeye bakarken ağzında bu sözler döküldü .

-" Alın Yazım ne ise o olur dostum . Ama söylediğin gibi umarım Orkidem bana Hercaisine kavuşur . "

 

 

Size bazı sorularım var canlarım. Lütfen sorularıma cevap verin çünkü bu kitap vereceğin cevaplara bağlı bir şekilde final olucak . ( FİNALE DAHA ÇOK VAR . :))

1- Kitabın bundan sonraki bölümlerinde yakınlaşmalar olmasını istiyor musun?

2- Ateş'in bol bol süründüğü bölümleri çok mu olmalı yoksa kısa mı tutmalıyım ?

3-Yavaş yavaş kimin kötü olduğu kimin iyi olduğunu anlayacağınız bölümler gelicek . Bu hemen gelmelimi yoksa bir kaç bölüm sonra mı gelmeli ?

4- Mutlu mu mutsuz mu ? ( Direk pat diye sordum ama finalle alakalı değil bu sorduğum soru sadece bir sahne var onun için ... )

Sorularıma cevap verdiğin için teşekkürler :)) Vermediysen de canın sağolsun ...

 

Loading...
0%