@marsmelegi
|
" Zaman herşeyi affeder de ben zaman değilim !! " Yazar'dan Yaşam ... 5 harften oluşan bu kelimenin manası neydi ? veya ne kadarla sınırlıydı ? Duvara yaslanmış bir şekilde ayakta dikilen adam karşısındaki insanlara bakıyordu gözlerini kırpmadan . Karşısındakiler gençlerdi . Gözlerindeki cansızlık bariz şekilde ortaydı . Hayattan bıkmış , tükenmiş gibiydiler . Sonra karşı kapıdan bir görevli hemşire çıktı . 28 numaralı ölü diye seslenmişti onlara . Her biri omuzları düşük , gözleri dolu bir halde görevli hemşirenin çıktığı odaya girdiler . Sonrasında kapı kapandı . Yelkovan sadece bir kaç defa hareket etmişti ki içeriden sesler gelmeye başlamıştı . Canı çıkarcasına ağlayan kız , belkide saniyeler önce sevdiğinin cesetini görmüştü . 28 numarayı !! İnsan bu kadar mıydı ? Bu kadar macera , koşuşturma , hayal kırıklığı , gözyaşı , mutluluk belki çokça Aşk nereye gitti ? Sadece 28 numara olmuştu . Belki de bu kadar duygu günün birinde 28 numara olmak için yaşanmıştı . Kafasını işgal eden bunca düşünceyi kaldıramayacağını hisseden Ateş hafifçe kafasını sallayarak kendine gelmeye çalıştı . Yaslandığı duvardan uzaklaşarak bulunduğu koridoru hızlıca terk etti . Belkide daha fazla o kızın ağlamalarını duymak istememişti . Bilmiyordu , sadece o an hemen oradan uzaklaşmak istemişti . Merdivenin son basamağını da çıkacaktı ki omzuna çarpıp büyük bir hızla merdivenleri inen kadın ve arkasından koşuşturan hemşirelerle olduğu yerde kalakalmıştı . Büyük merakla onlara bakmaya devam ediyordu . Neden hemşiler o kadını kovalıyordu ? Kadın sanki bir yerden tanıdık geliyordu fakat o çıkaramamıştı . Onların gözden kayboluşu ile son basamağı da çıkarak sağa döndü . Hikaye yanlızca 2 saat önce kendi kendine nefes almaya başlamıştı ve her an uyanabilirdi . İlk onu görsün , her daim yanında olduğunu hissetsin istiyordu . Koridorun sonunda olan odaya hızlı adımlarla varmış , yavaşça kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişileri beklemiyordu . Öyle ki odada bulunan kişilerde Ateş'i hiç beklemiyorlardı . Tam onlara burada ne yaptıklarını soracaktı ki bir şey dikkatini çekti . Tanıdık olan o gözler ... -"Orkidem . " -" Ateş ." Hikaye'den Gözlerimin üzerinde öylesine bir ağırlık vardı ki açmak istesemde açamıyordum . Etraftan bir kaç kişinin sesi geliyordu fakat net değillerdi . Başımdaki hafif sızının varlığını belli etmesiyle yüzümü buruşturdum . Ağrıyordu . Bana ne olmuştu en son ? Bu başımdaki ağrının , gözlerimin üzerindeki ağırlığın nedeni neydi ? Gözlerimin üzerindeki ağırlığa rağmen kendimi kasarak sağ gözümü ardından da sol gözümü araladım . Karşılaştığım parlak beyaz ışık oldukça rahatsız etmişti beni . Hafif kısarak ışığa alışmaya çalıştım . Etrafımdaki sesler hafifçe normale dönüyor kimin ne konuştuğu belli oluyordu . Gözlerimin ışığa alışması ile tamamen araladım . Ben hastane odasındaydım . Öyle ki karşılaştığım beyaz tavan ve yeni yeni algıladığım koku bunu doğruluyordu . -" Kızılcık . Ahh sonunda uyandın .Yeşim abla sen doktora haber verir misin ? " hemen yanı başımda gelen yüksek ses istemsizce rahatsız etmişti beni . Başımdaki ağrı daha da artırıyordu . Ağrıya dayanamayıp hafifçe inlemiştim . Ağrı fazlaydı . Dayanılacak gibi değildi . Sağ gözümden süzülen gözyaşı ile gözlerimi kapattım . -" Sessiz olsana biraz aptal . Ne diye bağırıyorsun ? " -" Bunu derken sende bağırıyorsun farkında mısın Yeşim abla ? " -" Bunu derken sende bağırıyorsun hala Alper . " -" İkiniz de biraz sessiz olur musunuz artık lütfen ? " sesim fısıltı halinde çıksa da beni duymuşlardı . Odanın için sessizleşmiş , kimseden çıt çıtmıyordu . Kapalı olan gözlerimi açarak tam karşımda duran ikiliye baktım . Üzerlerinde Otelin çalışan kıyafetleri vardı . Benim için işi bırakıp mı gelmişlerdi ? Özlemiştim onlara . Ayrıca son zamanlar onları neredeyse unutmuştum . Gelişen olaylar yüzünden otele gidememiş , onlarla iletişim kuramamıştım . Ama buna rağmen gelmişlerdi . Yattığım yerden doğrulmaya çalışmıştım ki sırtımdaki ağrı ile derin bir nefes verdim . -" Kalkma yerinden kızılcık . " sessiz bir şekilde beni uyardıktan sonra yavaş hareketlerle kalktığım yere geri yatırdı . -" Teşekkürler Wifi . " lakabını kullanarak konuşmam onu mutlu etmişe benziyordu . -" Unutmamışsın kızılcık . Hoş o kadar gün boyunca bizi ne aradın ne sordun . Ben bizi çoktan unuttuğunu düşünmüştüm . " dargın bir şekilde çıkan sesi ile içim acımıştı . Evet onları unutmuştum . -" Özür dilerim . Haklısın sizi arayıp , sormam gerekiyordu . Ben , ben ahh başıma o kadar şey geldi ki sizi unuttum resmen . Hayatımdaki beni seven sayılı insanlardan biri olmanıza rağmen hemde . " Yeşim abla yanaklarımdaki gözyaşlarımı siliyor bir yandan da saçlarımı okşuyordu . -" Ne yaşadığını bilmiyorum ama hiç önemli değil . Sen bizim arkadaşımızsın ve dediğin gibi seni çok seviyoruz . " Yeşim ablanın dedikleri çok hoşuma gitmişti . Beni seviyorlardı . -" Yeşim abla doğru söylüyor Kızılcık ." Onlara minnettar olduğumu söyleyecektim ki odanın kapısı yavaşça açılmaya başladı . Doktor mu gelmişti acaba ? Önümde duran Yeşim abla ve Alper dolayı geleni de göremiyordum ki . Hafifçe kafamı sağa doğru uzattığım da kapıdakini gördüm . Ne olmuştu ona böyle ? Koskoca Ateş çökmüştü . Göz altları morarmış yorgun bakışlarla bana bakıyordu . Ama o bakışlardaki ışıltı tüm bu çöküntüsünü kapatıyordu . -" Orkidem . " -" Ateş. " İkimizinde aynı anda konuşmasıyla istemsizce gülümsemiştim . Onun gözleri ise gülüşümde takılı kalmıştı . Kapının orada daha fazla kalmayarak benim yanıma geldi . Tabi Alper ve Yeşim ablaya değişik bakışlar atmayı da unutmamıştı . -" Daha iyisin değil mi ? Bir yerin ağrıyor mu ? Siz ikiniz doktoru çağırdınız mı ? Tabiki de akıl edemediniz lafa daldınız . " ilk defa bu kadar hızlı ve uzun konuştuğunu duymuştum , duymuştuk galiba. Çünlü ikili şaşkın şaşkın bir birbirlerine bir de Ateş'e bakıyorlardı . Arada ağızlarını açıp bir şey diceyecek olsalar da geri kapanıyordu . -" Alper gidip doktorlara haber ver , hemen gelsinler . " Alper girdiği şaşkınlıktan çıkarak şapşik gibi kafasını sallamış , kaçarcasına odayı terk etmişti . Yeşim ablada sanki bir sonraki hedefin o olduğunu hissetmiş gibi kocaman yutkunmuş , yardım isteyen bakışlarla bana bakmaya başladı . Hafifçe oturduğum yerde Ateş'in dikkatini çekebilmek için yalandan öksürmeye başladım . Öyle ki bir süre sonra bu gerçeğe dönüşmüş , ciğerlerim sökülme raddesine gelmişti . Ben öksürdükçe sırtımda ve başımdaki ağrı artmaya başlamıştı . -" S-su " zar zor anlaşılan sesimi duyan Ateş yakınımdaki sürahiden su doldurup yavaşça içirmeye başladı . Son yudumlarıma doğru az da olsa kendime gelmiştim . -" Daha iyi misin ? Bu Alper nerde kaldı ? Yeşim gidip şu doktoru buraya çağır . " Sinirli sinirli baıran Ateş'in bir o tarafa bir bu tarafa sallayıp durduğu elini kendi elimle tuttum . -" Ben iyiyim . Sadece başım sızlıyor bir-" -" Başın mı ? Neden ağrıyor ? Merdivenden düşerken çok sert vurmuşsun başını ondan olabilir . Şimdi doktor gelir . " Merdiven ! Eevet merdiven düşmüştüm pardon itilmiştim . Hemde hiç beklemediğim bir tarafından , Ada'da yanımdaydı . Ona bir şey olmuş muydu ? -" Ada, Ada o iyi mi ? En son o da merdivenlerdeydi . " elini tutan elim sıklaşmış vereceği cevabı bekliyordum . Ada iyi biriydi . En son benim yüzümden o aşamaya gelmiştik . Ben boş boğaz olmasaydım belki de şu an evde olucaktık . -" Merak etme . O gayet iyi . Şu an evde, evdeler . " Ler derken , Ada'dan başka kim biliyordu ki düştüğümü . -" Babaannem ve babam da haberini alınca geri geldiler . Senin için , seni merak ettikleri için. " merak ettiğim soruyu anlamış olmalıydı ki hemen söylemişti . O an sende benim için endişelendin mi demek istemiştim . Ama zaten bu sorunun cevabı ortada değil miydi ? Benim konu olduğum şeyler onu hiç endişelendirmezdi . Ama sormak istiyordum cevabına rağmen hemde . İçimdeki burukluğu bir kenara bırakarak derin bir nefes alarak gözlerinin içine baktım . Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu . Belki de endişelenmişti . Olabilirdi ne de olsa o da bir insandı . Yüzümün heryerine bakışları değiyordu . Sanki , sanki unutmak istemezcesine ezberliyordu her bir karışımı. -" Sen ? " gözlerindeki kısa süreli şaşkınlık ve cevap vermeyişi beni dumura uğratmıştı . Sadece bir an , bir an endişelendim demesini beklemiştim . Hayalkırıklığı içinde hala bakışan gözlerimi ondan ayırdım . -"Be- ben senin için " Ateş'in lafını bölen odaya giren Hüseyin , doktor ve hemşirelerdi . İyi ki de lafını bölmüşlerdi . Henüz vereceği acımasız cevaba hazır değildim . -" Merhaba Hikaye hanım . Nihayet uyandınız . Herhangi bir ağrınız var mı ? " -" Başım ve sırtım biraz ağrıyor . " verdiğim cevap ile doktor anlayışlı bir gülümse göndermişti bana . Hemen yanı başımda duran Ateş'e dönerek -" Lütfen kontroller için odadan çıkabilir misiniz Ateş bey . " Doktorun söylediği ile itiraz edecek gibi olan Ateş Hüseyin'in araya girmesiyle söylene söylene odadan çıkmıştı . Şimdi odada Hüseyin , doktor ve bir kaç hemşire ile beraberdik . Doktor steteskop ile yanıma gelerek yattığım yatağı hafifçe oturma pozisyonuna çevirdi . Sırtıma değen soğuk steteskop ile ürpermiştim . Nefes alış verişlerimi dinledikten sonra , başımdaki yeni fark ettiğim sargıyı değiştirip bana geçmiş olsun diyerek odadan çıkmıştı . -" Geçmiş olsun Hikaye . Bizi gerçekten çok korkuttun . Senin için hepimiz çok endişelendik . " -" Teşekkürler Hüseyin . En azından benim için endişelenen birileri daha var .Onun aksine " sonlara doğru sessiz konuşsam da Hüseyin'in beni duyduğunu biliyordum . -" O da senin için endişelendi . İnan bana hastaneyi birbirine katıp , hemşilerin burnundan getirdi . Bir ara beni bile döveceğini düşünmüştüm . Sürekli " Karım orada öylece yatarken ben nasıl yemek yiyebilirim , Onun bana ihtiyacı var " diyip durdu . " her duyduğum cümle sonrasında şaşkınlıktan ölecek gibi olmuştum. -" Benim için endişelendi mi yani ? Hemde Ateş öyle mi ? " sorduğum soru ile gülümseyen Hüseyin beni onaylarcasına kafasını sallamıştı . -" Artık içeri girmek istiyorum Hüseyin . " Dışarıdan bağırarak kapıyı yumruklayan Ateş ikimizi de korkutmuştu . Öyle ki Hüseyin olduğu yerde sıçramış , korkuyla kapıya bakmıştı . -" Aynen Ateş Bey haklı . Hüseyin beyefendicim bizi alır mısınız artık odaya ? " -" Sen sus Alper . Ben dedim daha sen niye beni tekrarlıyorsun ki . Az ileriye git . Uzak dur benden . Zaten sana sinirliyim . " -" Tamam Ateş bey . Ben bir kaç adım geriye gideyim en iyisi . " kapı arkasındaki bütün diyalogu duymuş , hatta bu diyolog beni güldürmüştü . Alperin bir anda içine kaçan sesi oldukça korktuğunun göstergesiydi . Hüseyin kapalı kapıyı açarak onları içeriye aldı . Ateş tekrar benim yanıma gelerek en yakın koltuğu hemen yatağın yanına çekmiş , oraya oturmuştu . Ardından da hiç beklemediğim bir şey yaparak sımsıkı elimi tutmuş , kenetlemişti kendi eline. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken o sinirli bir şekilde Alper'e bakıyordu . Bildiğin bakışlarıyla öldürmüştü . Zavallı Alper ise onun bakışlarına dayanamamış Yeşim ablanın yanına oturmuştu . Yok olmaya çalışsada başarılı değildi pek . Hafifçe Ateş'i uyarmak istercesine elini sıktım . Anında bakışları bana dönmüştü . Ben sinirli bakmasını beklerdim aynı Alper'e baktığı gibi. Hiç öyle olmamıştı . Bana daha derin bakıyordu .
Herkese yeniden merhaba canlar :) Hikaye nihayet uyandı . Neler düşünüyorsunuz ? Alper ve Yeşim Abla tekrar aramıza döndüler . Onları ilerleyen bölümlerde görmek ister misiniz ? Ateş neden Alper'e sinirliydi ? Bol bol yorum bekliyorum sorularıma :))
|
0% |