@marsmelegi
|
" Hayat satranç oyununa benzer, çok kez şah dersin; fakat bir kere mat edersin."
Yazar'dan Rahatlık ... Hikaye'nin şu an da hissettiği tek şey buydu rahatlık .O hastane odasında geçirdiği her dakika ve saat ızdırap gibi gelmişti . Sürekli başında dolanıp duran hemşireler onu sıkmış , bunaltmıştı . Hepsi ona göre Ateş yüzündendi. Sürekli hemşire ve doktorlara bağırıp test yapmaları için zorlamıştı onları . Yazık hepsi de ondan çok korkuyorlardı . Bir ara Hüseyin bile ortadan kaybolmuştu , bir süre sonra Ateş onu nerden bulduysa getirmiş pansumanı saat başı değiştirtmişti . Uzun lafın kısası hastaneyi zehir etmişti her biri için . Şimdi ise odadan çıkış yapmış arabaya doğru yürüyorlardı . Hem de Ateş'in kollarında . Hemen arkalarında ise tüm aile vardı . Hepsi onun uyandığını duya duymaz hastaneye gelmişlerdi . Makbule hanım mutluluktan bastonunu bile kullanma ihtiyacı duymuyordu . Öylesine mutluydu . Hamdi Bey ve Ada da rahatlamışlardı . Baba , kız kol kola hemen önde ilerleyen Ateş'i takip ediyorlardı . Hüseyin , Alper ve Yeşim ise apayrı dünyalardaydı . Alper sevinçten ağlamak üzereydi . O farklı hissediyordu . Kalbindeki kelebekler bir türlü rahat durmuyordu . -" Salak , salak gülme Wifi . Ateş Bey seni henüz affetmiş değil . Bir de güldüğünü görürse Hamdi Bey bile elinden alamaz . Kobay faresi gibi harcar seni . " -" Sağol ya . Çok rahatlattın beni . Hem gülmeyeyim de ne yapayım , kaç ay olmuştu onu görmeyeli . Çok güzelleşmiş değil mi ? " Yeşim sırıtarak kafasını sallamış ve sabır dilercesine ona bakmayı sürdürmüştü . Ama bir şey de diyemiyordu. İyi bir çocuktu ama imkansız olanı hayal ediyordu . -" Ne konuşuyorsunuz bakalım siz ? " elleri arkasında tam bir patron edasıyla yanlarına gelen Hüseyin ile konuşmalı kesilmişti . Ona söyleyemezlerdi . Ne de olsa Ateş'in kardeşi gibiydi Hüseyin . -" Hiç Hüseyin bey . Kobay Farelerinden bahsediyordu Yeşim Abla bana . " Bir anda Hüseyin'i görünce tırstığından saçmalayarak böyle bir şey demişti Alper . Hemen yanında duran Yeşim sertçe ona dirsek atarak gözlerini devirmişti. Vere vere böyle bir cevap verdiğine şaşırıyordu . -" Aynen , aynen kobay fareleri . Onlara çok üzülüyorum doğrusu . Çünkü öyle salak , öyle akılsızlar ki kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor . " Hüseyin duyduklarıyla kesinlikle aklı karışmış , hiçbir şey anlamamıştı . Alper ise manalı sözler karşısında verdiği tepki sadece göz devirmek olmuştu . En önde hızlı adımlarla kollarında ki Hikaye ile ilerleyen Ateş'in keyfine diyecek yoktu . Hemen kollarında duran karısının ceylandan farkı yoktu . Öylece arada ona bakıyordu . Hikaye'de farkındaydı onun bakışlarına . Ama onun aklı başka yerdeydi . Eve gideceklerdi ve orada hesaplaşacağı birisi vardı . Onu iten kişi . Ateş'e bunu söylememişti . Zaten herkes onun kazara düştüğünü zannetmesinden dolayı kimse üzerine düşmemiş . Bir nevi kolay yoldan kabullenilmişti . -"Off ne yapacağım ben evde . Onunlar karşılaşmak çok zor olucak" -" Kiminle karşılaşman zor olucak ? " Hikaye'den Dışımdan mı konuşmuştum az önce ? Tedirgince Ateş'e baktım . Bana meraklı teyzeler gibi bakıyordu . Boğazımda oluşan koca yumruğu sertçe yutkunarak gözlerimi ondan kaçırdım . Bir yalan bulmalıydım . -" Şey , şey ben . Merdiven !! Evet merdivenle karşılaşmak beni kötü etkilicek gibi . " kafamı sallayarak doğruladığım kendi cümlemin üzerine tek kaşı yavaşça havaya kalktı . Ardından adımlarını keserek koridorun ortasında durdu . Arkamızdan gelen aile ferdleri de durmuştu . Hepsi merakla bir bana bir de Ateş'e bakıyordu . Ateş kucağında benimle onlara doğru döndü . Ben bile meraklanmıştım . Çünkü bir konuşma yapacağa benziyordu . -" Babaanne Annem bizi özlemiş midir ? " Ateş'in sorusu ile herkes şaşırırken sadece Makbule nine gülüyordu . Hafifçe başını sallayarak Hamdi Babaya döndü . -" Oğlum galiba hepimiz İstanbul yolcusuyuz . "İstanbul mu ? Oraya mı gidicektik ? İyi de neden ? Oraya gitmek için henüz kendimi hazır hissetmiyordum ki . Hele ki hayal meyal hatırladığım o rüyadan sonra . Ne güzel ben onu unutmuştum . -" Galiba öyle gözüküyor validem . E o halde ben Zerrin'i arayayım da sevinsin . " Makbule hanımın başını sallamasıyla cebindeki telefonunu çıkaran Hamdi baba bizim yanımızdan geçerek hastane çıkışına ilerlemeye başladı. Dışarıda arayacaktı galiba . -" Hüseyin sende Hümeyra ablayı ara . Eşyalarımızı hazırlasın . Vakit kaybetmeden yola çıkalım ." Onun ismini duymak bile tüylerimi diken diken ediyor , kalbimde ağrı olmasına neden oluyordu . İstemsizce biraz daha Ateş'in kollarına sığındım . Onunla henüz hesaplaşmamam daha iyiydi . Zamana ihtiyacım vardı . Ateş benim ona sokulmamla daha da meraklandığını hissediyordum . Fakat şu an hiçbir sorusuna doğru cevap veremezdim . İlk önce nedenini ögrenmem gerekliydi . -" Babaanne sizde hızlıca arabalara geçin biz sizden sonra yola çıkıcaz . " Makbule nine ve diğerleri kafasını sallayarak hepsi arabalara ilerlediler . Son olarak Yeşim abla ve Alper önümüzde durdular . Sanki bir şey diyeceklerdi . -" Şey Ateş Bey bizde Otele geçelim . Mağlum işleri bırakıp buraya geldik . Size iyi tatiller . " Yeşim abla bana gülümseyerek bir eliyle omzumu sıvazlamış söyleyeceklerini söyledikten sonra kenara çekilmişti . Pardon Wifi tarafından itilmişti . -" Kızılcık geçmiş olsun . Bu arada otele gelince konuşucaz seninle . A ve H nasıl oldu anlatman gerek di mi ama ? " manalı manalı gözleriyle bir beni bir de Ateş'i göstermişti . Bir de o vardı dimi ? Oteldeki kimse bilmiyordu . Ama benim suçum yoktu . Ateş söylemem izin vermemişti . Yine de hiç yüzümü asmadan hatta hafifçe gülümsemiş bir şekilde ellerimi teslim olmuşum gibi kaldırdım ve ; -" Tamam Wifi . Otelde sorguya hazı- " -" Artık Hikaye otelde çalışmayacak . Bir ara tabi işlerden fırsat bulursan Alper gelir konuşursun Karımla . " Ne demek çalışmayacağım ? Nasıl böyle bir karara varmıştı ki hemde benden habersiz . Sinirli bir şekilde ona bakmaya başladım . O ise ona baktığımı farketmesine rağmen bana bakmadan hızlı adımlarla hastane çıkışına doğru yürümeye başladı . -" Ben o otelde çalışmaya devam edicem . " cümlem sanki çok komikmiş gibi sırıtmaya başlamıştı . -" Niye gülüyorsun ? Komik bir şey dediğimi sanmıyorum . " o suratındaki sırıtma konuşmamla kahkahaya dönüşmüştü . Benimle dalga geçiyordu resmen . Şu an kucağında olmasaydım bir tane o gülen suratına yumruk atabilirdim . Ama o cesaret hiçbir şekilde yoktu . -" Gülmesene Ateş Bey . O otelde çalışacağım . " Hala sırıtmaya devam ediyordu . En azından az önceki gibi kahkaha atmıyordu. Hastaneden çıkarak otoparka girdik . Hemen girişine park edilmişti . Cebinden seri bir şekilde araba anahtarını alarak kilit tuşuna bastı . Ön koltuğun kapısını açarak beni yavaşça yerleştirirken ki yakınlığından dolayı hafif geriye çekildim . Ama o inatla bana doğru eğilmeye devam ediyordu . -" Ateş ne yapıyorsun ? " -" Ne yapıyormuşum ki ? " konuşurken nefesi suratıma çarpıyor burnumu huylandırıyordu . -" Geri çekilsene biraz ." Nerdeyse burnu boynuma deymek üzereydi . Derince yutkunarak biraz daha kendimi geriye çektim ama nereye kadar gidebilirdim ki . Araba koltuğu ile arasında sıkışmıştım . -"Offf çekilsene ya . Hem niye bu kadar yakınsın ki bana . Hani suratımı görmeye dayanamıyordun . " burnumu havaya kaldırarak meydan okuyan gözlerle ona bakmaya başladım . Şu an öncekinden de yakındık ama geri çekilmeye niyetim yoktu. Gözlerindeki şaşırma da zaten zaferimin kanıtıydı . Ama o benden de inattı . Daha da yaklaşarak aldığı nefesi vererek bir elini yavaşça bana yaklaştırdı . Her tarafa dağılan saçımı tutarak kulağımın arkasına yerleştirdi . Ne yapmaya çalışıyordu bu salak adam ? Ardından da daha yukarı götürerek beklemediğim bir şey yaptı . Emniyet kemerini alarak önümden geçirip taktı . -"Ben sadece emniyet kemerini takıcaktım karıcım . Sen ne zannettin ki . " Karıcın batsın senin dememek için zor tutmuştum kendimi . Resmen dalga geçiyordu benimle . -" Hiçbir şey zannetmedim . Sadece senin bana bu kadar yakın olman midemi bulandırdı bir an ." Çok mu ağır konuşmuştum ? Gözlerinde ki o tuhaf duygu bir an tereddütte kalmama neden olmuştu . Ama onun bana yaptıkları daha ağırdı ve eminim ki o hiç benim gibi tereddütte kalmamıştı. Hatta zevk bile almıştı bundan emindim . Ateş söylediklerim ile hafifçe öksürmüş bir şey demeden sakince kapımı kapatarak sürücü koltuğuna oturmuştu . Ben ona hiç bakmadan öylece camdan dışarıya dönüktüm . Kısa süre sonra motorun sesi ile beraber araba hareket etmişti . Su gibi akıp giden yol ile beraber arabanın içi sessizdi , sessizdik . İkimizde iç dünyamızda kaybolmuş , tartışma içindeydik . Birimiz galip olucaktık . Ya o ya da ben ... ****** Hafifçe sarsılarak duran araba ile camdaki başımı kaldırarak geldiğimiz yere baktım . Eve gelmiştik . Makbule nine ve Hamdi Baba çardakta oturmuş korumaların eşyaları arabaya yerleştirilişini izliyorlardı . Yan tarafımdaki Ateş kapısını açarak aşağı indi . Ben ise inip inmemek arasında kalmıştım. Her an Hümeyra Abla gelebilirdi . Onunla karşılaştığımda kendimi tutabilir miydim ? Ablam gibi olan kadınla nasıl düşman olucaktım ? Ona o gözle nasıl bakıcaktım ? Beni sevdiğini düşünmüştüm oysaki . Keşke biraz daha onunla abla , kardeş gibi kalabilseydim . Çünkü hissediyordum . Onunla yaşayacağımız düşmanlık hem beni hem de onu yıpratıcaktı . Derin bir nefes alarak elimle kapıyı açarak aşağı indim . Ayaklarım hafif yalpalasa da bu kısa sürmüştü . Yavaş adımlarla Makbule nine ve Hamdi Babanın yanında doğru gittim . Hamdi baba sanki hissetmiş gibi korumalarda olan bakışlarını bana çevirdi . Bir baba edasıyla oturduğu yerden kalkarak hızlı adımlarla yanıma gelerek beni kolunu altına aldı . -" Kızım niye indin arabadan zaten şimdi yola çıkacağız " Benim kendi öz babam bile bu kadar düşünmemişti beni . Hafifçe kollarımı beline sararak başımı omzuna yasladım . Bu hisse hasrettim ben . Sarılmamla ilk başta gerilen vücudu kısa sürede eski haline dönmüştü . -" Arabada daraldım baba . Ondan indim biraz nefes alayım ." -" Ama biraz hava serin gibi geldi bana . İçeri geçelim mi ? ya da ben sana bir şal getireyim bekle ." -" Ben alırım baba. Sen geç otur ben geliyorum hemen . " Hiç istemesem de o buram buram baba kokan kollardan ayrılarak eve yavaş adımlarla yürümeye başladım . Hala ayağım hafif ağrıyordu. -" Kızım ama sen yeni hastaneden çıktın oturman gerek ." arkamdan söylenmesiyle gülümseyerek geri ona döndüm . -" Baba hemen geliyorum bekle . Hem bir şey olmaz bana . Turp gibiyim . Hem Zeytin'e ne de bakmam lazım ." Bu dediğimi gülerek onaylamış , çardağa yürümeye başlamıştı . Evden içeriye girdiğimde ilk karşıma çıkan o merdivenlerdi . Adımlarım yavaşlayarak durmuştu kendiliğinden . Sadece birkaç gün önce içinde olduğumuz durum şerit gibi geçti gözümün önünden . Göğsümde hissettiğim hafif ağrı ile elimi oraya götürüp bastırdım . Yüzümdeki buruşukluğu tam karşımdaki aynadan görüyordum . O ayna yeni takılmıştı oraya . Çünkü hiç görmemiştim bu eve geldim geleli . Güzeldi . Çevresindeki el yapımı olduğu belli olan güzel oyulmalar ayrı bir hava katmıştı aynaya . Sonra o aynada başka bir yansıma göründü . Onunla göz göze geldik . Bana duygusuzca bakıyordu . Önceden sevgi ile bakardı oysaki . -" Geçmiş olsun Hikaye . " kulaklarım doğru duymuştu değil mi ? geçmiş olsun mu diyordu bana ? Kendi eserine hem de . Bir hışımla arkamı dönerek yüzüne baktım . -" Geçmiş olsun ? Sadece bu kadar mı ? " Gözlerimin yavaş yavaş dolmaya başlamasıyla onunla bakışmamızı kestim . -" Evet o kadar . Daha fazlasına gerek yok . " kelimeleri teker teker suratıma çarpıyor ve her biri de dayanılmaz yaralar bırakıyordu . -" Emin ol bedeninde ki yaralar hemen iyileşecektir . Ruhundakileri bilemem ama benimkiler yıllarca geçmedi . Senden sadece bir şey için Özür dilerim . O da birilerine dayanılmaz bir acı vermen gerektiğinde sevdikleri o acı için yeterli bir koz olur . Burada koz sen oluyorsun ." Ne demek istiyordu ? Yerde olan dolu bakışlarımı ona çevirdim . Elleri arasında tuttuğu Zeytin'i o zaman görmüştüm.Ayna da olan bakışlarına rağmen yavaş hareketlerle onu seviyor , tüylerini okşuyordu .Gözleri çok donuktu sanki ölü gibiydi . Hiçbir duygu barındırmıyordu . O beni öldürmeye çalışmıştı . Bir zamanlar ablam , sırdaşım olan kadın beni öldürmeye çalışmıştı . Onu bu evden kovmam , Ateş'e olanları anlatmam gerekiyordu . Peki neden bunu yapmıyordum ? Henüz nedenlerini öğrenmemiştim . -" Bu bir savaş çağrısı mı ? Hem de koz olarak kullanacağın kişiye . Şu dakika burada ki herkese beni iten kişinin sen olduğunu söyleyebilirim ." bu dediğimle ilk defa yüzünde bir mimik oynadı . Dudağını hafifçe yukarı kaldırarak gülümsedi . -" Sen akıllı bir kızsın Hikaye . Onlara söyleyecek olsan en başından söylerdin daha gözlerini açar açmaz . Ama yapmadın çünkü kafanda ki neden sorularıok fazla . Aynı Elif gibisin . Tek bir fark var aranızda . " aynadaki bakışları bana döndü . Göz göze geldiğimizde yüzündeki gülümseme silinmişti . Devamını büyük bir merakla bekliyordum . -" O ölü ,sen ise yaşıyorsun ." Kanımın donduğunu hissediyordum . Bu dedikleri çok kafa karıştırıcıydı . Bildiğin beni korkutmaya çalışıyordu fakat bu bende işe yaramayacaktı . -" Bu saçmalıklarını dinlemek istemiyorum Hümeyra Abla . Sadece seninle savaşmak zorunda bırakma beni yeter . Emin ol bu hayatta hiçbir zaman savaşma fırsatım olmadı . Hep karşımdaki insanlar kazandı . Ben ise yenilgiyle yetindim . Ama bu sefer böyle olmasına izin vermem . " -" Böyle adice hareketler yaparak canıma kast etmen çok alçakça . Senden daha iyilerini bekliyorum bundan sonraları için . " dediklerimle gözlerinde ilk defa bir duygu geçti . Gurur ... -" Bu eve geldiğimde seni görmek istemiyorum . " Benimle gurur mu duyuyordu ? Öldürmeye çalıştığı hatta koz olarak kullandığı kişiden . Onunla bu kadar konuşmak yeterliydi . Hem evden de kovmuştum . Zeytin'i almak için ellerimi ona uzattığımda geri çekilmişti. Çekilmesi benim için bir şey ifade etmiyordu. Olağanca hız da Zeytin'e zarar vermeden çekil aldım elinden . Sımsıkı sarılıp, yanından geçerek onunla olan göz temasımı sonlandırdım . Daha fazlasına gerek yoktu . -" İstanbul'da iyi eğlenmeler Hikaye . Gerçekler asla günlerini zehir etmesin . Hesaplaşmalar ise peşini bırakmasın . " Arkamdan kurduğu cümle her ne kadar yavaşlamama neden olduysa da durmadım Arkamı bile dönmedim . Dışarıya çıktığım anda suratıma çarpan hafif serinlik beni rahatlatmıştı . Hızlı atan kalbim beni heyecanlandırıyordu . Az önceki ortamdan dolayı pek farkına varmamıştım . Çardaktan gelen gür kahkaha sesi ile oraya baktım . Gülen kişi Ateş'ti . Gülüşünde takıla kalan bakışlarımı bir türlü çekemiyordum . Peki daha da hızlanan kalbime ne demeli . Sarsak adımlarla onlara doğru yürümeye başladım . Ama başım dönmeye başlamıştı . Ayaklarımın birbirine dolanıyor , dengemi kaybediyordum . Dizlerimin üzerine sertçe düştüm . Bir elimle Zeytin'i tutarken diğer elimle de düşüşümü yavaşlatmak istemiştim . Bana neler oluyordu ? İyice elden ayaktan düşmüştüm . -" Hikaye iyi misin ? " Koşarak bağıran Ateş hemen yanıma gelmişti . Omuzlarımdan yumuşakça tutarak beni kendine yasladı . Zeytin'i alıp Adaya verdiğini gördüm. Acıyan elimi kendine doğru çekmiş ,kanlanmaya duran yerleri okşamıştı. -" Neden dikkat etmiyorsun ? Ya ciddi şekilde yaralansaydın ? " -" Bir anda başım döndü ,kendimi yerde buluverdim . Neden bağırıp , kızıyorsun ki ? " -" Ciddi şekilde yaralanabilirdin. Senin için endişelendim sadece . " sinirlenmeye başlıyordum git gide . Sürekli bağırıp , kızması yetmişti . -" Endişelenme benim için . Senden böyle bir talepte bulundum mu ? " Yasladığı yerden uzaklaşarak ayağı geri kalktım . Toz olan yerlerimi elimle hafifçe silkeledim . Bu hareketimden dolayı avuç içlerim acımıştı . -" Kızım iyi misin ? " Hamdi Babanın endişeyle dolu sorusu yüreğimi pamuk gibi etmişti . Başımı sallayarak ona cevap verdim . -" İyiyim ben Baba . " Benim cevap verişimle hemen yanında bulunan Makbule ninenin koluna girerek -" E o zaman arabalara geçelim . Yolcu yolunda gerek . Zerrin dakika başı arayıp duruyor zaten . " ***** Garsonun önüme koyduğu sıcacık tarhana çorbası ile iştahım daha çok açılmıştı . Neredeyse 2 saattir yoldaydık ve bu yolculuk hepimizi çok acıktırmıştı . Benim uzun tutturmalarım üzerine lüks bir yer yerine yol üzerinde bulunan esnaf lokantasın da mola vermiştik . Menü de ismini görür görmez hemen Tarhana çorbası yemek istediğimi söylemiştim . Ateş ise bana öylesine tuhaf bakıyordu ki eminim ilk defa duymuştu bu çorbayı . Kaşığımla hafifçe çorbayı karıştırarak yemeye başladım . Gerçekten mükemmeldi tadı . Bir iki derken çorbayı yarılamıştım ki yanımda oturan Ateş bir kaşık alarak ağzına götürdü . Masada ki bütün sesler kesilmişti . Pür dikkat benim gibi Ateş'e bakıyorlardı . -" Bakar mısınız ? Ben bir tarhana çorbası alabilir miyim ? " garsonu çağırarak ondan istediği beni nedense güldürmüştü . -" Oğlum sen mercimekten başka çorba ağzına sürmezdin . Ne oldu da Tarhana içiyorsun ? " Makbule Nine'de tıpkı benim gibi gülüyordu . Ama sorusu beni şaşırtmıştı . Ateş'in içtiği tek çorba mercimek miydi ? - " Bilmem ama bu çorbanın tadı bir farklı . Sanki içinde , içinde aşk var gibi . " sonlara doğru kılarak sadece benim duyacağım şekilde söyledikleriyle tükürüğüm boğazıma kaçmıştı . Ne aşkından bahsediyordu bu adam ? Hemen en yakınımda duran suyu alarak koca bir yudum aldım . -" Onun içinde aşk değil emek vardır belki ondan tadı farklı gelmiştir sana . Çünkü kalbi olmayanlar bu duyguya yani aşka yabancı olurlar . " **** Evet herkese merhabalar !!!! Sizlere bir kaç sorum olucak ve bu sorulara yeterli cevap almam gerek ... Hümeyra'nın derdi sizce ne olabilir ? Veya Hikaye kimin sevdiği ki koz olarak kullanıcak ? Ateş'e karşı ilk tepkiler geldi neler düşünüyorsunuz ? Daha mı acımasız olmalı Hikaye Ateş' e karşı ?
Seviliyorsunuz ...
|
0% |