Yeni Üyelik
32.
Bölüm

~A.Y~ 29. BÖLÜM

@marsmelegi

"Sevgileri usul usul yağan bir yağmurun ırmakları taşıran cinsine benziyor ... "

 

Hikaye'den

Yeğen ...

Evet evet Zeynep Hanım bana bu kelimeyi söylemişti . Hem de ağlayarak . Sonrasında ise hiçbir soru sormama izin vermeden koşarak uzaklaşmıştı . Sanki soracağım soruları anlamış gibi kaçmıştı hızlıca .

Kısa süre sonra kendime geldiğimde arkasından gitmiştim fakat yetişememiştim . Sanki yer yarılmışta içine girmişti . Daha sonra korumalardan birine sorduğum da kapıda bekleyen bir arabaya bindiğini söylemişti.

Keşke plakasını alabilseydim . En azından onun hakkında herhangi bir şey öğrenebilirdim . Belki de kardeşim ile ilgili küçükte olsa bir şey biliyor olabilirdi .

Bu ihtimal bile beni o kadar heyecanlandırıyordu ki anlatamam . Belki de kardeşim onunla beraberdi .

Babamın kardeşimi yetimhaneye verdiğini öğrenmiş hemen almıştı , kurtarmıştı . Onun da yeğeniydi kardeşim .

Bir daha onu görmemiştim . Evvelsi günler gelmemişti .

-" Kızılcık !! Dünyadan Kızılcığa . Beni duyuyor musun kız ? " gözümün önünde sallanan kocaman el ile gözlerimi hızlıca kırpıştırdım . Alper namı değer Wifi hemen yanı başımda dikilmiş bana sesleniyordu .

Kaç dakikadır o kara düşünceler içindeydim ki beni kendime getirmeye çalışıyordu .

-" Geldiğinden beri böyle kara kara düşüncelere dalacaksan vay halime , halimize . "dediği ile birlikte yüzümde buruk bir gülümseme oluştu . Hep yanımda olmuştular cenaze boyunca . Ankara'dan İstanbul'a hemen bir haber ile gelmişlerdi . O ve Yeşim abla . İyi ki varlardı .

Sürekli beni güldürmeye çalışmışlardı . Bir tebessüm ettiğimde ise mutluluklarına diyecek yoktu o an .

Ankara'ya geldiğimiz günün ertesi günü işe başlamıştım yani bugün ve tabi ki de bundan Ateş'in haberi yoktu yani henüz yoktu. Çünkü uzun bir aradan sonra bugün başlamıştım .

Yani bir kaç saate Ateş'in haberi olurdu . Açıkçası pek tırsmıyor değildim . İşe başlamamı istemiyordu hem de hiç . O hastane günü net bir şekilde bunu söylemişti .

Ama ben bu konuda kararlıydım . Çalışmak zorundaydım .

Benim bir kardeşim vardı ve henüz küçük yaştaydı . Herhangi bir eksiği oldu mu ben karşılamalıydım . Henüz ona kavuşamasam da 8 yaşlarında olmalıydı . Okula başlamış olmalıydı . Belki de şu an okulda dersteydi .

O küçük elinde kalem defterine yeni öğrendiği kelimeleri yazıyordu . Küçükte olsa aklımda oluşan o sahne öyle güzeldi ki . Hiç görmediğim kardeşimi özlemiştim .

-" Bak yine daldın ya ! Kız kendine gelsene artık . Yok bu iş sana hiç yaramadı . Acaba sen eve geri mi dönsen ? " Dönmek lafını duyar duymaz gözlerimi hafif kısarak tehditkar bakışlarla onun gözlerine baktım .

-" Döneyim öyle mi ? " benden böyle bir tepki beklemediği için derince yutkunmuştu . İçimdeki gülme duygusunu bastırarak cümlelerime devam ettim .

-" Wifi Sabah kahvaltısında yürek mi yedin ha söyle bana ? "Çaprazımda oturan Yeşim abla bile Alper'in Haline gülmemek için kendini zor tutuyordu .

Çocuk kıpkırmızı olmuştu resmen . Aslında sanki biraz fazla mı tepki veriyordu ? Gözleri arkamda bir yere takılmış , oradan çekmiyordu bakışlarını .

-" A-Ateş Bey nasılsınız ? " Ne !! Ateş mi ? Hızlıca oturduğum yerden dönerek arkama baktım . Ateş iki eli cebinde Alper'e bakıyordu .

-" Seni görene kadar gayet iyiydim . En son hatırladığıma göre seni uzunca süre görmek istemediğimi söylemiştim . " Bu dediğinin ardından tek kaşı hafifçe havaya kalkmış dediklerini doğrulaması için Alper'e bakıyordu .

-" Şey aslında ... Aaa saate bakın hele 01.04 olmuş . Hemen işimin başına dönmeliyim . " İyi de henüz mesainin başlamasına epey vardı . Oturduğum yerden ayağa kalktım .

-" Daha mesainin başlamasına çok var Wifi . "

-" Yok , yok ben yavaş yavaş uzayayım . Zira yolum uzun . Ateş Bey en son cehenneme kadar yolun var demişti . " Alper Ateş'ten bakışlarını çekmeden koltukta duran ceketini eline aldı . Ateş'e hafifçe baş selamı verdi . Ardından Yeşim Ablayı hafifçe dürtüp kapıyı gösterdi başıyla .

Enteresan tarafı ise Yeşim Abla da oturduğu yerden kalkarak ikisi beraber odadan çıktı . Arkalarında şaşkınca baktığımın farkındaydım .

Onlar benle Ateş'i yalnız bırakmak için çıkmışlardı dimi ?

-" İşe başlamışsın . " dedi Ateş hafif sitem dolu sesiyle .

-" Evet başladım . " gülümsememe engel olamamıştım .

-" İyi . Şimdi geri ayrıl işten . Hatta çıkmana gerek yok ben kovuyorum seni ." gülümsemem yavaşça solmuş sinirle dolu bir nefes çektim içime .

-" Hıı beni kovuyorsun yani . " bu dediğimi kafasıyla onaylarcasına sallamıştı .

-" İyi bende başka bir yerde işe başlarım . " Sanki bu seçeneği hiç düşünmemiş gibi olduğu yerde aydınlanmıştı Ateş . Bunu gözlerinden ve cebinden ışık hızıyla çıkan ellerinden anlamıştım.

-" Ne !! S*ktir ben bunu hiç düşünmedim . " Kendine kendine sessizce konuşsa da ben duymuştum . Küfür etmesi hoşuma gitmese de şu an buna takılmak istemiyordum .

Uzun bir düşünme sonrasında az önce benim oturduğum yere oturdu . Kafasını arkaya doğru atarak gözlerini kapadı . Ne yapıyordu ? Kabul mu etmişti yani başka bir işe girmemi .

-" İyi devam et işine . " boğuk sesiyle konuştu . Kabul etmişti . Zafer kazanmıştım . İlk defa benim dediğim şey olmuştu .

Yüzümde kocaman gülümsemeyle hemen karşı koltuğa attım kendimi . Ayaklarım yere değmiyordu . Hafifçe sallamaya başladım .

-" Nasıl hissediyorsun ? " duyduğum soru ile ona baktım . Sallanan ayaklarımı durdurdum . Ne cevap vermeliydim .

İyi mi hissediyordum ?

Evet 

Kötü mü hissediyordum ?

Evet 

-" Bilmem galiba nasıl hissettiğimi bilmiyorum . " Kafasını kaldırarak sarsılmış bir ifade ile bana baktı . Hemen ardından yüzünde hafif bir gülümseme ile yüzümün her bir karışına değdi o gözleri .

-" Bende nasıl hissettiğimi bilmiyorum Orkide . " bende söylediği ile hafifçe sarsılmıştım . Gözlerim tıpkı onun yaptığı gibi yüzünün her bir karışını değdi . Hafif çıkmış olan sakallarını kesmemişti ve bu onu çok yakışıyordu .

Her konuşmasında adem elması hareket ediyordu veya her yutkunuşunda . Tabi onun bunu bilmesine gerek yoktu .

-" Kardeşin hakkında bir kaç araştırma yaptım . Birkaç tanıdık ile öğrendiğim kadarıyla o şuan Ankara'da . "

Sanki konuşmayı unutmuş gibiydim .

Kalbim sürekli ritim değiştiriyordu . Galiba o da atmayı unutmuştu . Gözlerimden düşen ıslaklık göz yaşlarımdı . Yanağımdan çeneme , çenemden boynuma doğru yol alıyordu .

Ağzımdan kaçan hıçkırık oda da yankılanıp , kulağımda sürekli duyuluyordu . Hayatımda bir defa bile böylesi mutluluktan ne tepki veremeyeceğim anılarım olmamıştı . Kardeşim ile aynı şehir de yaşıyordum .

Belki de her hangi bir ilçesinde veya sokağında karşılaşacaktık ya da çoktan karşılaşmıştık . Oturduğum yerden yavaşça yalpalayarak ayağa kalktım .

Benim düşmemden korkmuş olmalı ki her an tutacakmış gibi o da kalktı .

-" Aynı Şehirdeyiz yani onunla . Hadi onu aramaya çıkalım Ateş . Her yeri arayalım . Her sokağa , her eve bakalım .Pelin'i bulalım Ateş ... " ellerimle ona hareket etmesini benimle beraber dışarıya gelmesini anlatmaya çalışıyordum .

Ama o sadece bana bakıyordu . Hırsla yanında geçerek odanın kapısını açtım , açmamla beraber Wifi ve Yeşim Abla öne doğru yuvarlanmışlardı .

Her şeyi duymuşlardı . Ama şu an kardeşimi aramam lazımdı . Yanlarından geçerek uzun koridorda yürümeye başladım hızlı adımlarla .

-" Orkide !! "

-" Kızılcık !! "

-" Hikaye. " üçünün de bana arkamdan seslenmesi durmamı engellememişti .

-" Karıma öyle seslenme demedim mi lan ben sana ? "

-"Ateş Bey Hikaye gidiyor siz Alper'i boş verin peşinden gidin hemen . " en son Yeşim Abla'nın cümlesini duymuş ardından da Otelden çıkmıştım . Üzerime doğru gelen sert rüzgar üşümeme neden olmuştu .

Üzerimde sadece bir T-shirt vardı başka da bir şey yoktu . Ellerimle kollarımı hafifçe ovalayarak hızlı adımlarla yürümeye başladım .

Ona bulmak zorundaydım . Hem daha kolaydı artık . Gerekirse her gün sokağa çıkar arardım onu . Otelin önündeki parkın içinden geçerken gördüğüm salıncak ile gözyaşlarımı tutamamıştım

Buğulu ve yaşlı gözlerim parkın her bir köşesine değiyor , hoyratça küçük bir beden arıyordu . Daha kardeşimin nasıl olduğunu bile bilmiyordum ki . Mesela saçları ne renkti ? Boyu uzun muydu kısa mıydı ?

O bana yabancıydı ben de ona . Sonra parkın girişinde bir kadın ve küçük bir kız göründü gözüme . Kendime kaybetmiş bir şekilde onlara doğru yürümeye başladım . O da olabilirdi kardeşim . Belki de Pelin o küçük kızdı .

Az bir mesafe kalmıştı ki kendimi sıcacık kolların arasında buldum . Öyle sıkı sarmıştı ki kolları . Ne kadar ayrılmak için çaba sarf etsem de boşaydı .

-" Sakin ol Orkidem ." naif sesi az da olsa hızlı atan kalbimi yavaşlatmış , beni yatıştırmıştı . Kafamı göğsüne yasladım . Kulağımın dibinde atan kalp yine çok hızlıydı .

-" Böyle perişan ol diye söylemedim bu güzel haberi . Sana söz verdim Orkide . Onu bulacağız ama kendini böyle perişan etmenden , ağlamandan ve üzülmenden nefret ediyorum . "

Başımı yasladığım göğsünden kaldırıp tam gözlerinin içine baktım . Onun da gözleri dolmuştu .

-" Bulacağız onu . Bir adım daha yaklaştık ona. Senin sayende Ateş. " saçlarımı o büyük ve damarlı eli ile okşamaya başladı .

*****

Tabağımda ki yemek perişan haldeydi . Önüme koyulduğu andan beri bir kaşık bile yememiş sadece tırtıklamıştım . Canım bir şey istemiyordu . İştahım kapalıydı .

Hafifçe kolumun dürtülmesiyle Ada'ya döndüm . Hemen yanımda oturuyordu . İstanbul'dan Ankara'ya bizimle beraber gelmişti . Abisine olan siniri hala ilk gün ki gibiydi . Arada ona ters bakışlarını yakalıyordum .

Her seferinde abisiyle bu meseleyi konuşmak için adım atsa da ben engel oluyordum . Zamanı değildi .

-" İştahın yok mu ? Tabağındakilere işkence ediyorsun . "

-" Pek iştahım yok açıkçası . " Ellerimin hareketi sonlanmasıyla masa da duran su dolu bardağı alıp büyükçe bir yudum içtim .

-" Canını sıkmanı hiç istemiyorum Hikaye . Onu bulacaksınız . Ama lütfen şimdi bir iki lokma bir şey ye . Eminim açsındır . Tüm gün boyunca çalıştın . " hemen ardından başı ile tabağımı işaret etmişti . Ona hafifçe gülümseyerek tekrar elime kaşığı aldım .

Soğumuş yemeğimden bir kaşık alıp yedim . Ne kadar soğumuş olsa da tabı mükemmeldi .Yeni gelen Aşçı Ablanın eli lezzetliydi ve tam bir Anadolu kadınıydı . Pek sohbetimiz olmasa da arada sohbetine kulak misafiri oluyordum o kadınla .

Buraya geldiğim ilk gün Hümeyra gitmemişti . Hala buradaydı hem de kovmama rağmen . Ateş 'e her ne kadar yaptıklarının muhabbetini açmaya çalışsam da susuyordum sonunda .

Şu sıralar kardeşimi bulmak için zaman harcıyorduk .

Hemen baş köşede oturan Ateş'in oturduğu yerden olan kıpraşmalarını duymuştum ama başımı kaldırıp da bakmak gelmemişti içimden . Tekrar masada ki bardağa uzanacaktım ki tabağıma konan börekle elim hava da kaldı .

Ateş bana olağanca uzak tarafta duran ve benim almaya o an üşendiğim böreği tabağıma koymuştu . Elindeki çatal ile tabağımı işaret etmiş

-" Hepsi bitecek o tabağın . " emir vererek konuşması sinirimi bozmuştu . Oturduğum sandalyeden kalkıp yemek odasından çıkmak için ilerlediğimde bileğimden tuttu . Bir bileğime bir de tutan eline baktım .

Bir mesken gibi sımsıkı tutmuştu . Acıtmıyordu fakat dokunduğu yer yanıyordu .

-" Sana bitirmeni söyledim Hikaye . " sinirlenmişti . Bende sinirleniyordum .

-" İştahım yok ayrıca bana emir vermen hiç hoşuma gitmiyor . " tek kaşı hafifçe havaya kalkmıştı . Öyle mi dercesine . Maalesef benim tek kaşım hava kalkmıyordu . Bileğimi ondan çekmeye çalıştım . Sadece çalışmakla yetindim zaten .

Bırakmıyordu ki gideyim .

-" Bıraksana bileğimi ." tıslarcasına çıkan sesim ile daha sıkı tuttu .

-" Yemek yemen gerekli . Sabahtan beri doğru düzgün bir şey yemedin . Otelde de tabağını tırtıkladın . " beni mi kontrol ediyordu ? İyi de nereden görmüştü yemediğimi . O yemekhanede bile yemiyordu .

-" Otelde de iştahım yoktu . Şimdide yok. "

-" İyi işte aç değilim demiyorsun . İştahım yok diyorsun . " cümlesini bitirir bitirmez bileğimden çekmesiyle çığlık attım . Bulunduğum konum öylesine tuhaftı ki bildiğin beni kucağına oturtmuştu . Anın verdiği şok ile ağzım açık kalakaldım .

O ise sanki şu an kardeşi tam karşımızda değilmiş gibi tabağından kaşığa yemek doldurarak açık ağzımdan içeri tıktı . Baktı ben hala şoktan dolayı yemiyorum hafifçe çenemi hareket ettirdi . Yavaşça ağzımda ki lokmayı çiğneyip yuttum .

-" Ne yapıyorsun sen ? "

-"Yemek yediyorum sana . "

-" Bebek miyim ki sen bana yemek yediriyorsun . "

-" O da olur ilerleyen zamanlarda . " ne demek istemişti . Ne ilerleyen zamanlarda olurdu ? Bir dakika bir dakika benim düşündüğüm şeye bak . Ben ne haldeydim şu an .Bildiğin onun kucağında yemek yiyordum .

Oturduğum yerden hırsla kalkmak için hareket ettiğimde elini belime sardı .

-" Bıraksana beni . Çek elini belimden ." beni bırakmaya hiç niyeti yok gibiydi . Pes edişimin ardından derin bir nefes aldım zira beni izleyen gözleri hissediyordum ve bu çok utandırıcıydı .

-" Tamam . Yemeğimi yiyeceğim ama senin kucağında değil . Bırak da sandalyeme oturayım . " yüksek sesle kabullenişimi ilan eden cümlelerimin ardından yüzünde ki o büyük sırıtışla hafifçe bana yaklaşarak kulağıma fısıldadı .

-" Aslında ben bu durumdan gayet memnunum . Ama bu seferlik senin dediğin gibi olsun . " ben beni bırakacağını düşünürken hemen yanında bulunan sandalyeyi daha da yakınına çekerek beni belimden tuttuğu gibi oraya oturttu .

Ardından az önce tırtıkladığım tabağı önüme koyup kendi yemeğine odaklandı . Hatta az önce bana verdiği kaşıkla yiyordu . Az ileride oturduğu yerden bize şaşkın bakışlar atan Ada'ya döndüm .

-" Ben Şok " yanaklarıma hücum eden kan hissediyordum . O da bunu gördü ve kendi yanaklarını göstererek

-" Kırmızı . Tıpkı bir elma gibi ." O da aynı Abisi gibiydi . İnsanı her an utandırıyorlardı .Oturduğum yerde derince oflayarak ona trip atarcasına saçımı düzelterek tabağımdaki yemekleri yemeye başladım .

Yedikçe acıktığımın farkında varıyordum . Son kaşığımı da yiyerek arkama yaslandım . Karnım doymuştu . Yemek boyunca gözlerini benden çekmeyen Ateş'e baktım . Hala bana bakıyordu .Ne bakıyorsun dercesine kafamı salladım .

Serseri gülüşü takınarak kendi yanaklarını göstererek ağzını oynatıp şu kelimeyi fısıldadı .

-" Kırmızı . "

******

-" Sana Aşık ."

-" Yok artık Ada . Ondan bahsediyoruz . Bana , bana aşık öyle mi ? O sadece şu sıralar yaşadığımız olaylardan dolayı böyle davranıyor . Senin anlayacağın aşk falan yok . "

-" Peki sen ? Ne hissediyorsun onun hakkında ? " Ne mi hissediyordum ? Ben hiç o duyguları hissetmemiştim ki .

Aşk nedir bilmezdim .

Sevgi nedir bilmezdim .

İçimdeki duygular kelimelere dökülür müydü ki ?

-" Ben ne hissettiğimi bilmiyorum Ada . Ona karşı içimde kızgınlık var , hüzün var, nefret var . Ama diğer taraftan bütün bu duyguları hissizleştiren , dengemi bozan bir de kalbim var . Onu görünce hızlanması , ritminin bozulup dengesizleşmesi . " Derin bir nefes alıp bakışlarımı boşluğa dikerek devam ettim .

-" Tabii en ufak bir yalnızlığımda onu arayan gözlerimi de unutmamak gerek . Ama Ada bir şeyin farkındayım . O bende yer edindi . Varlığıyla , yokluğuyla bende hasar bırakan bir yer edindi hem de ."

-" Öyle işte ." yanağımda ki yaşı elimin tersiyle silerek hafifçe gülümsedim . Bu söylediklerimi bile ilk defa kendime itiraf etmiştim . Boşlukta ki bakışlarımı karşımda oturan Ada'ya çevirdim . Onun da tıpkı benim gibi gözyaşları özgürlüğe kavuşmuştu .

-" Seni anlıyorum Hikaye . Sen farkında değilsin ama aşıksın . "

Yazar'dan

Yatakta oturan Hikaye tam karşısında ki kızın elleri ile söylediği şey onda şok etkisi yaratmıştı . aşık değildi ki ? Olması ihtimal bile değil . Kendine onca şeyi yaşatan bir adama aşık olamazdı , olmamalıydı .

Diğer taraftan kapı eşiğinden karısının söyledikleri ve kardeşinin gördüğü kadarıyla ifade ettiği cümle ile sarsılmıştı Ateş . Karısı başkasına olan aşkını haykırmış kendi kardeşine . Yaslandığı duvardan ayrıldı .

Elleri istemsizce yumruk haline gelmişti . İçinde ki ateş büyüdükçe büyüyor , kulaklarında duyduğu o aşk itirafı yankılanıyordu .

Kendine itiraf etmesi zor olsa da karısı Hikaye başkasını seviyordu . O an o adama hissettiklerini kendine hissetsin istedi .

******

 

Hikaye'nin itirafı nasıldı sizce ?

Ateş'in yanlış anlaması nelere neden olacak sizce ?

Wifi ve Yeşim tekrar ekranlara döndüler ...

 

 

 

 

Loading...
0%