@marsmelegi
|
" Yangın yanar da söndüren olmaz mı ? " Hikaye'den Gözlerim dolu dolu beni istemeye gelecek Güçlü ailesini bekliyordum. Bu üç gün boyunca Alya beni hiç yalnız bırakmamış ,bütün yaralarıma pansuman yapmıştı. Onun sayesinde çoğu mor yerim sararmaya başlamıştı .Alya'nın annesi Seliha teyzemde beni hiç yalnız bırakmamış, hep yanımda olmuştu. Kapının çalmasıyla oturduğum yerden kalkıp babama baktım. -"Bana bakacağına açsana kapıyı" demesiyle hızlıca kafamı sallayıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda 46-47 yaşlarında adının Hamdi olduğunu öğrendiğim ve hemen onun yanında da hemen hemen aynı yaşta olduğumuzu düşündüğüm bir kız vardı. Hemen kapının önünden çekilip onlara yol verdim. -"Hoş geldiniz efendim" diyerek içeriyi gösterdim. Onlar içeriye geçerken bende kapıyı kapatıp arkalarından içeriye geçtim İkisi de koltuklara oturmalarıyla derince yutkundum . -"Kahvelerinizi nasıl içersiniz?" diye sordum. -"Gerek yok kızım biz hemen sadede gelelim en iyisi" dedi ve devam etti. -"Bu arada kusura bakmayın oğlum Ateş'in bir kaç işi olduğu için gelemedi." dedi. Evleneceğim adamın adı Ateş miydi! babamın konuşmasıyla dikkatimi ona verdim. -" Hamdi bey ne kusuru, olur böyle şeyler siz dert etmeyin." dedi pişkin pişkin konuşarak. Hamdi bey ise sadece kafasını sallayarak cevap verdi. Ben bu Hamdi beyi bir yerden görmüşlüğüm vardı ama nerden ? -"Kızım beni hatırladın mı? Hani restoranda fenalaştığım zaman yardım etmiştin ." demesiyle nerde gördüğümü hatırladım. 2 hafta önce restoranda ansızın fenalaştığı için ona yardım etmiştim. Yardımımın karşılığını oğlu ile evlendirerek mi veriyordu bu adam ? -"Evet geliş sebebimiz belli Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınızı oğlum Ateş'e istiyorum "dedi hafif tebessümle Babam ise elini göbeğine götürüp kahkaha atmıştı . -"Verdim gitti. O zaman yarın nikahta görüşürüz " demesiyle şok oldum. Yarın mı evleniyordum ? Bu kadar mı değersizdim ki gözünde çok kolay bir şeymiş gibi bunu söylüyordu. Yanıma oturan Hamdi Bey'in yanında gelen kız ile dolu gözlerimi ona çevirdim. Daha önce hiç dikkatimi çekmeyen bir kutuyu kucağıma bıraktı. Ceketinin cebinden bir defter çıkarıp bir şeyler yazmaya başladı. Yazdığı sayfayı bana gösterip okumamı işaret etti. -"Ben Ada senin görümcen sayılırım. Bu kutunun içinde yarın nikahta giymen için elbise getirdim. Umarım beğenirsin" yazıyordu. Hafif bir tebessümle ona baktım . İyi birine benziyordu . -"Sağ ol Ada" dedim. Bir anda babamların ayağa kalkmasıyla bizde ayağa kalktık. Babam ile Hamdi bey sarılırken daha fazla bu sahneye şahit olmak istemediğim için hızlıca yanlarından ayrılıp odama gittim ve kapıyı kilitledim. Arkamdan babamın seslerini duyuyordum ve onlar gittikten sonra ne olacağını da biliyordum ama satılık bir eşyaymışım gibi davranılmak canımı yakıyordu. O gece misafirler gidene kadar hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyuya kalmışım. Güçlü bir ses ve ardından saçlarımdaki baskı ile kendimi tutamayıp çığlık attım ve kendimi yerde bacaklarımın üzerine düşerken buldum. -"Sen kimsin de misafirlerin yanında arkandan bağırmama rağmen Çekip gidersin, Cevap ver bana" tokadını yüzümde hissettim . Kulağımda hafif bir cızırtı vardı . Titreyen elimle vurduğu yere dokundum . Yanıyordu . Gerçi her söylediği kelime , söz , hareket canımı yakıyordu ama bu başkaydı . -"Ben senin kızınım, sana annemin emanetiyim. Beni bir mal gibi pazarladın ne yapmamı istiyorsun, Söylesene baba ne yapmalıyım ?" dedim gözlerinin içine bakarak devam ettim. -"Hiç mi sevmiyorsun artık beni ,Hiç mi eskiler aklına gelip o günleri ,huzurlu günlerimizi özlemiyorsun? Ben o kadar çok özlüyorum ki burnum tütüyor o günler. En azından o zamanlar yaşadığımı hissediyordum. Ama şimdi hiçbir şey hissedemiyorum baba ,Çok yalnızım baba" deyip ona bakmaya devam ettim. O ise bakışlarını kaçırarak sanki az önce hiç konuşmamışım gibi davrandı . -"Sen dua et , yarın düğünün var yoksa seni evire çevire döverdim." odadan çıktı. Ben ise olduğum yerde kalakaldım. ********** Evlendirme dairesinde bulunan odada oturmuş, evleneceğim adamı bekliyordum. Birkaç dakika sonra kapı açılıp kapandı. Karşımda daha önce hiç görmediğim kadar güzel gözlere sahip bir adam duruyordu. Galiba bu adam Ateş 'ti. Ateş ben baştan aşağı süzdükten sonra gözlerinde öfke gördüm. -"Ooo müstakbel eşim buradaymış" demesiyle tedirgin olmuştum. Sesinde iğrenç bir şeyden bahsediyor gibi konuşuyordu. Ama bakışları daha da tedirgin olmama neden oluyordu. -" EE ben Ateş, sende babamın şu satın aldığı Hikaye miydi yoksa Öykü mü hatırlayamadım." demesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bu adam, kendime umudum olarak gördüğüm adam neler söylüyordu . -"Benim adım Hikaye ve siz ne saçmalıyorsunuz? " dedim benim ona karşılık vermeme sinirlenmiş olmalı ki alnındaki damarlar belli olmaya başlamıştı. Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı. O bana yaklaşdıkça sanki umudum yerle bir olmuş gibi hissediyor geri geri gidiyordum. Bir anda yanıma gelip çenemi tutmasıyla acıyla inledim .Ateş ise bunu umursamadan devam etti . -"Ben saçmalamıyorum, gerçekleri söylüyorum. Bana bir daha cevap verme lüksüne girersen sana yapacaklarımın haddi hesabı olmaz. Anladın mı ?" dedi . Çenemi bırakması için kafamı sallayarak onu onayladım .Çenemi fırlatır gibi bırakmasıyla bir ana yalpalansam da kendimi toparladım. Tam tekrar konuşacakken kapı açılmış içeriye Ada girmişti. Ada abisini görür görmez hemen boynuna atlamış, sımsıkı sarılmıştı. Ateş ise onu görür görmez yüzünde büyük bir gülümseme ile sarılmıştı. Ada uzun bir sarılmanın ardından ayrılıp elindeki deftere bir şey yazdı ve abisine gösterdi. Ateş yazıyı okur okumaz gülümseyerek kardeşinin saçını okşadı . -"Biz hazırız, siz nikah salonuna geçin geliyoruz" dedi. Ada yüzündeki gülümsemeyle bana bakıp göz kırptı ve odadan çıktı. Ada'nın çıkmasıyla Ateş'in yüzündeki gülümse yerini sinire bırakıp yanıma yaklaşıp iyice dibime girip kulağıma fısıldadı . -"Eğer benimle evlenirsen sana hayatı zehir sana hayatı zindan söz veriyorum. Böyle bir hata yapmadan önce o masada Hayır deki seni affedeyim." deyip benden uzaklaştı. Ama Ateş'in bilmediği bir şey vardı ben o masada eğer hayır dersem babam beni döve döve öldürürdü. Bunu göze alamazdım. Bir an kolumu koparırcasına çekerek beni nikah salonuna doğru sürüklemeye başladı. Nikah salonuna gelmemizle beraber kolumu bırakıp beni masaya yönlendirdi. Masaya oturduktan kısa süre sonra nikah memuru gelip sandalyeye oturdu. İlk önce bana ardından da Ateş'e baktı. -"Evlenmek istediğiniz--"diye konuşmayı sürdürecekken Ateş memurun sözünü elini kaldırıp kesti . -"Bunlara gerek yok ,sadede gelin lütfen" dedi. Nikah memuru ise kafasını sallayarak bana bakarak o cümleyi sordu. -"Şevket Demirel kızı Hikaye Demirel, Hamdi Güçlü oğlu Ateş Güçlü'yü hiç kimsenin baskısı altında kalmadan evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" diye sorduğunda ilk önce babama baktım sanki bana gözleri ile "hayır de bak ben sana ne yapıyorum" diyordu. Diğer yandan Ateş'e baktığımda o ise "ben sana bir şans verdim onu kullan ve benim gazabımdan kurtul" der gibi bakıyordu. -"EVET" kelimesi çıktı ve nikah salonunda alkış tufanı çıktı. Bu sadece 4 harften oluşan kelime bana neleri getirecekti ? Acı , umutlarımın yıkılışını . Hangisini ? Ardından nikah memuru bana sorduğu soruyu Ateş' e de sordu . Sıkılı olan çenesini gevşedip cevap verdi . -"Evet" dedi. Sonra nikah şahitlerinin de evet demesiyle ellerim titreye titreye imzayı attım. Aynı işlemi Ateş ve nikah şahitleri de yapınca nikah memuru evlilik cüzdanını bana verip tebrik ederek salondan ayrıldı. Kafamı yavaşça Ateş'e doğru çevirdim. Bana öyle bir bakıyordu ki babam bile yanında bir hiçti. Arkadaşım Alya'nın dediği doğru çıkmış Ateş bana babamı aratacak, hayatı zindan edecekti. Kolumu sertçe tutup Hamdi Bey'in yanına doğru yürümeye başladı. Hamdi bey ise bize sorgulayıcı bakışlar atarak merakla ne diyeceğimizi bekliyordu. -"Baba Ankara'daki işlerimde aksamalar oldu, bizde Hikaye ile bir an önce yola çıkmaya karar verdik." demesiyle gözlerim şaşkınlıktan kocaman olmuş ona bakıyordum . Biz ne zaman böyle bir karar vermiştik ki? Birden elime uyarı niteliğinde sıkmasıyla gözlerim doldu. Canım çok acıyordu. Ben acısıyla çekmeye çalıştıkça o daha da çok sıkıyordu .Bana kafasıyla Hamdi bey'in gösterip onu onaylarcasına konuşmamı istiyordu. -"Şey hamdi Be- Baba Ateş haklı biz Ankara'ya gitsek iyi olacak" dememle Ateş elimi sıkmayı bıraktı. Hamdi baba ise ona baba dememin sevinciyle bana sıkıca sarılmış , kulağıma fısıltıyla konuşmuştu . -"İyi ki o gün o restoranda sana rastlamışım kızım. Umarım beni affedersin" deyip ayrılmış ve düğüne gelen misafirleri ağırlamaya gitmişti. Saatler geçmiş misafirler yavaş yavaş salondan ayrılmaya başlamıştı .Nikah salonundan çıkıp otopark yürümeye başladık. -" Şimdi yola çıkacağız , kimle vedalaşacaksan vedalaş seni bekliyorum acele et" diyip arabaya doğru yürümeye başlamıştı. Bende arkamı dönüp Alya'nın yanına gittim. Gözleri ağlamaktan şişmiş bana bakıyordu. "Alya seni çok özleyeceğim ,Seliha anneye iyi bak " diyip sarıldım. -"En kısa zamanda ziyaretimize gel Hikaye tamam mı?" dedi alya .Sadece kafamı sallamakla yetindim . Ateş'in beni göndereceğini hiç zannetmiyordum. Arabaya binip daha kemerimi takamadan Ateş'in hızlıca gaza basıp azıcık ilerledikten sonra aniden durmasıyla bedenim öne savrulmuştu . Tam kafamı cama vuracakken Ateş kolunu belime sarıp geriye çekti. Ben şok olmuş Ateş' e bakarken o bana sinsi bir gülüşle bakıyordu. -"O ağzını açmayı deneme bile ,Ben sana dedim dimi o masada evet dersen sana hayatı zindana çeviririm diye. Sen o masada evet diyerek bunu kabul etmiş oldun. Sana söz cehennemi yaşatacağım sana" deyip bana bakmayı kesip arabayı sürmeye başladı. Yaklaşık 4 - 5 saat sonra kocaman bir evin önünde durduk. Ateş kapısını açıp aşağı indi ve eve doğru yürümeye başladı. Hemen bende arabadan inip arkasından hızlı adımlarla ona yetiştim. Ateş zile basmasıyla kapının açılması bir oldu. Karşımızda orta yaşlarda bir kadın belirdi. -"Hoş geldiniz Ateş Bey" diyip kenarı çekilmesiyle eve girdik. Tam oturma odasına gidip oturacakken Ateş kolumu tutup beni durdurdu ve -"Hümeyra abla sana dediğim odayı hazırladın mı?" -"Evet Ateş bey istediğiniz şekilde odayı hazırlattım" dedi. Hümeyra ablanın verdiği cevap ile Ateş bana dönerek -"O zaman karıma yeni odasını gösterelim."diyip beni çekiştire çekiştire aşağı inen merdivenlerden inmeye başladı. Aşağı indikçe nem kokusu artmış, İğrenç bir kokuya ev sahipliği yapan bir odanın içene sokup -"E yeni odanı beğendin mi?" diye sordu. Hafifçe başımla odaya bakmaya başlayınca şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. Ben burada mı kalacaktım? İyi de burada yatak bile yoktu ki ... -"Ben burada mı kalacağım?" diye sordum. -"Ne sandın sana iyi bir oda veya koynumda yatmana izin vereceğimi mi? Sen aslında buraya bile layık değilsin. Elindekilerle yetinmeyi öğrenmen gerek "diyip odadan çıkacakken bir şey demeyi unutmuş olmalı ki arkasını dönüp konuşmaya başladı. -"Yarın saat 7'de kahvaltım hazır olsun, sen hazırlayacaksın. Bu arada yarın otelde işe başlayacaksın 8 gibi hazır ol beni bekle" diyip çıktı. Onun çıkmasıyla odaya daha dikkatli bakmaya başladım. Burası depo gibi bir yer olmalı ki türlü türlü eşyalar vardı. Ben burada nasıl kalacaktım ki?
Evet ikinci bölüm ile karşınızdayım. umarım beğenirsiniz!! Ateş'in tavırlarını nasıl buldunuz ? Hikayenin tavırlarını nasıl buldunuz? Hikayeme yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın!!!!!! KENDİNİZE İYİ BAKIN
|
0% |