Yeni Üyelik
39.
Bölüm

~A.Y~ 36.BÖLÜM

@marsmelegi

-" Sevmek sanatsa , kalbimin en güzel eserisin Bayım . "

Hikaye' den

-"Kusura bakmayın sizi de korkuttum . " tüm bildiklerimi anlatana kadar beni pür dikkat dinleyen ikili son cümlemle bana kızgın bakışlar atıyordu .

-" Bizi korkuttuğun doğru ama bundan sonra bu kadar yükü tek başına kaldırma Hikaye .Bizler varız . En önemlisi Ateş var . "dedikleri ile oturduğum yerde daha da küçüldüm . Haklıydı . Her şeyi tek başıma yapmaya kalkışmıştım ve başımıza gelenler belliydi .

Hala Ateş'ten bir haber yoktu . Ne kadar çıkan hemşirelere onun hakkında soru sorsak da cevap vermiyorlardı . Bir çok kan takviyesi yapılmıştı . Hüseyin neredeyse 2 defa o odaya girmiş ve kan vermişti ona .

Bende vermek isterdim ama kanımız uyuşmuyordu .

Hüseyin'in dediklerine karşı başımı sallayıp büyükçe gülümsedim . Bir kaç saattir elimde olan soğumuş kahveden koca bir yudum aldım . Öğrendiklerimi onlara anlattığım için dilim damağım kurumuştu .

Tekrar bir yudum daha alacaktım ki bir sürü hemşirenin ameliyathaneye koşuşu ile nefesimi tutmuştum . Ada benim omzuma destek olmak istercesine dokunmuştu .

Hüseyin bu görüntü ile ameliyathaneye girmek istese de izin verilmemişti . Öylece yan yana dizilmiş onların ilerleyişini izliyorduk . Bir kaç adım attım . Omuzumdaki el varlığını yitirmişti . Tıpkı Ateş'in yaşayacağına olan inancım gibi ...

Kapıya ulaştığım da onları gördüm . Yatakta yatan saçları dağılmış , vücudunun her yerini kablolar işgal etmiş olan Ateş'in başındalardı . Ve hepsinin gözlerindeki duygu aynıydı . Tıpkı benim aynada ki görüntümde olan ki gibi .

Korku ...

Onu kaybediyordum galiba . Hem de kavuşamadan . Affedemeden . Yaşlı olan doktor elektro şok cihazını çalıştırdı ve vücuduna bastırdı . Etrafta ki o tiz ses birazda olsa kesilmişti .

O acı çekiyor muydu ? Yanıyor muydu bedeni ?

Ya bir daha Orkide deyişini duyamazsam . Bu seçenek korkutmuştu beni .Ellerim artık tutmuyordu . Parmaklarımın arasında ki kahve bardağı gittikçe ağırlaşıyor , koca yük oluyordu bedenime . Öylece kayıp gitti ve yere düştü .

Etrafa sıçrayan kahvenin sesi içeridekilerin de dikkatini çekmişti .

İşte o an o yaşlı doktorla göz göze geldik . Bana öyle çaresiz bakmasın istedim o an . Kafamı salladım istemsizce .

-" Lütfen ! " fısıltı ile tekrar tekrar söylediğim kelime ona ulaşıyor muydu ? Duyuyor muydu doktor Ateş için olan yakarışımı .

-" Kurtar onu . Dayanamam onun yokluğuna . " Üzgünüm dercesine kafasını sallamış ve elektro şok cihazını geri koymuştu yerine . Bu kadar mıydı yani ?

Hızlıca koşarak onların yanına gittim . Beni çıkartmaya çalışan hemşirelerin hepsinin elinden kurtularak başucuna ulaştım Ateş'in . Hala o tiz ses etrafta yankılanıyordu .Kahveleri kapalıydı . Morarmıştı dudakları , göz altları .

Farkında değildi ama mor ona hiç yakışmamıştı .

-" Ateş aç gözlerini lütfen . Hadi bana Orkide diye seslen . Seslen ki gözyaşlarım dursun . " cevap vermiyordu . Ağlayışımı durdurmak için uğraşmıyordu bile .

-" Yalancı ! Hani aşk en çok sevdiğinin gözyaşlarına kıyamayan erkeğe yakışırdı . Ben ağlıyorum Ateş . Ama sen hiçbir şey yapmıyorsun ."

-" Orkide bile demiyorsun ." yanaklarını titreyen ellerimle okşadım . Ardından ellerim kalbine doğru ilerledi . Daha önceden aramızda herhangi bir yaklaşım olduğunda hızlı atan kalbi hareketsizdi .

Peki benim ki niye hala atmaya devam ediyordu ? O da dursun ya Ateşin ki gibi .

Kafamı atmayı kesmiş olan kalbinin üstüne koydum . Gözümden akan yaşlar tenini ıslatıyordu . Ağzımdan kaçan hıçkırıklar ise onlar hiç kesilmiyordu . Tüm odayı kaplıyordu . Nasıl durdurabilirdim ki benim kalbim atmıyordu .

Atmayı kesmişti .

-" Uyan Orkide' nin Hercaisi . Daha tutmadığın çok söz var hani kardeşimi bulacaktık . Ateş hem kalbinin sesini de duyamıyorum ben . Atmayı kesti . "

-" Bizi yok eden ve büyüten acılar vardır hayatta . Beni yok etme Ateş . " öylece gövdesinde yattım . Odada bulunan hiç bir hemşire harekete geçerek beni ondan ayırmamıştı . Onların hepsi koca odaya yayılmış bizi izliyorlardı . Ya da benim yalvarışlarımı .

Daha da sokuldum ona. Son zerrelerime kadar onu hissetmek istedim son kez . Bu düşünce bende yara ediniyordu . Ve maalesef bazı yaralar çok derin . Dikiş tutmayacak kadar hem de ...

-" Hastanın ölüm tarihi ve saati ;

07/02/2022 Pazartesi günü

saat 09.55 "

 

 

Herkese merhaba !

Böyle bitsin istemedim ama en hayırlı son bu ...

En sevdiğiniz sahne ?

En üzüldüğünüz sahne ?

 

 

 

 

 

 

 

Demeyi nasip etmesin Allah .

Devam edin Canlarım :) Hep yapmak istemişimdi jlkhkjljk

 

 

-" Hayır , hayır ölmedi o . Bırakamaz beni . " çığlık atışlarım ile iki koluma da hemşireler girmiş beni kapıya doğru sürüklüyorlardı . Ellerinden ne kadar kurtulmaya çalışsam da nafileydi . Son kez kalbimden geldiği şekilde bağırdım .

-" Seni seviyorum Ateş . Lütfen bırakma beni . Annem gibi bırakıp gitme beni . Ateş " Bir kaç adım kalmıştı ki kapıya o benzer ses tekrar yankılandı odada . Ama daha farklıydı sanki bu seferki .

Daha düzenliydi

Daha umut kokuluydu .

Daha hayata bağlayacak cinstendi .

Beni tutan hemşireler bile şaşırmış , ellerini çekmişlerdi . Yavaş adımlarla tekrar ona yaklaştım . İnip kalkan göğsü ile yeniden doğmuş gibiydim . Beni bırakmamıştı .

-" Bu bir mucize . Hemen dışarı çıkın lütfen . Aynur Hanım'ı buraya çağırın . Çabuk ! " yüzümde oluşan gülümseme bugüne kadar ki en içten olanıydı . Kalbimden gelen hisle gülümsemiştim ilk defa .

Gözlerimin etrafı bulanıklaşıyordu . Yere doğru savrulan bedenimi hissediyordum ama hiçbir tepki veremeyecek kadar mutluydum ...

*****

-" Ne zaman uyanacak lan Orkidem ! "

-" Ateş birazdan uyanır . Hem sen yatağına uzansana ya . Lan pezevenk daha kaç gün oldu bıçaklanalı sen . Başımıza iş açma da yat zıbar ! "

-" Sus lan ! Hani uyanmıyor hala karım . Ben bıçaklanmama rağmen uyanmışken onda çıt yok . Yoksa benle beraber o da bıçaklandı da bana mı söylemiyorsunuz ? Var ya seni doğrarım Hüseyin doğrarım !!! "

-" Ateş , torunum . Bak sakin ol daha fazla hareket etme de yat şu yatağa . Birazdan uyanacak dedi ya Hüseyin oğlum "

-" Banane , banane baksana hala uyanmıyor . Hüseyin uyandır artık Orkidemi . Gözlerine hasret kaldım . "

-" Ateş götünde kurt var da yatamıyor musun ? Yatsana lan artık ! Uyanacak bir- ahh bak uyandı da zaten "

Etrafımdaki yüksekli konuşmalar kime aitti anlamıyorum . Ağrıyan başım beni zorluyordu . Acısı ile istemsizce yüzümü buruşturdum .

-" Gözlerini açmıyor . Bir yerimi ağrıyor acaba Orkidemin. Lan Hüseyin sen doktor değil misin puşt ? Baksana neresi ağrıyor " duyduğum kelime Orkide miydi ? Gözlerimi açıp sesin geldiği yere baktım .

Göz göze geldiğim kahveler ona aitti değil mi ? Rüya da değildim . Yan yatakta oturarak gözünü kırpmadan bana bakan Ateş hayal değil mi ? Emin olamıyordum .

Yavaşça ağrılarımı umursamadan yattığım yerden kalktım . Aramızdaki kısa mesafe olması işimi kolaylaştırmıştı . Kolumu uzatarak yüzüne dokundum ve hissettiğim dokuyla gözlerim büyümüştü .

O gerçekti hem de sonuna kadar . Dolan gözlerimi kırpıştırarak süzülmeleri sağladım .

-" Sen gerçeksin Ateş . Ben kahvelerini görüyorum . Sen beni yok etmedin ." ellerimi bu sefer göğsüne koydum . Gerçekten atıyordu kalbi .

-" Kalbini de hissediyorum . Atıyor tekrar . " Sonra bakışlarım gözlerinden dudaklarına kaydı . Artık mor değillerdi . Eski rengini almışlardı .

-" Dudakları artık mor da değil . Hem mor sana hiç yakışmıyor . " bu sefer bakışlarım saçlarına gitti . Onlar hala dağılmış bir vaziyetteydi . Titreyen ellerimle yavaşça , acıtmadan düzelttim .

-" Bir daha Orkide deyişini duyamayacağım diye çok korktum . Kalbinin atmayışı ile kendi atan kalbime isyan ettim . Bir daha bana bu anları yaşatırsan seni kendi ellerimle ben öldürürüm . Ardında kendimi öldü- " dudaklarımın üstünde ki baskı tuhaftı .

İçimdeki tüm o kötü duyguları yok etmişti .

-"Aile var burada be . Siz bunlara bakmayın Makbule nine , Hamdi Baba ve Adacım . Biz kantine gidelim aç karınlarımız bir doyuralım . Hem size anlatacaklarım da var. " kapının açılıp kapanışı ile Ateş dudaklarımdan ayrılmıştı .

Düzensiz nefesimi düzeltmeye çalışırken onun bana olan bakışlarıyla zorlanıyordum . Kızaran yanaklarımı gördüğünde attığı kahkaha ile bende gülümseyecekken hafifçe yüzünü buruşturup inlemişti .

Yarası acımış olmalıydı . İçimde ki korku ile yattığım yataktan kalkıp ona yardım ettim . Güzelce uzandığına emin olduktan sonra içimden geldiği için bende dudaklarını öptüm . Onun ki gibi uzun değildi ama yine de yeterdi ona .

Mutluydum şu an çünkü onu kaybetmemiştim ve burada yanımdaydı . Tekrar Orkide demesini işitmek nasip olmuştu .

-" Sen , sen beni öptün , evet sen beni öptün vallahi öptün billahi öptün . Sen beni öptün , öpücük attın bana . " saçmalayışı ile daha da utanmıştım .

-" Bir daha öpmen için tekrar mı bıçaklansa- " devamını getirmesine izin vermeden hızlıca susturdum onu .

-" Hayır bir daha böyle bir şey duymayacağım senden . Hatta çok dikkatli olacaksın . Ateş benim ömrümden ömür gitti şu kısacık zamanda . Bu kulaklar senin ölüm saatini ve tarihini işitti . Ve ne olur tekrar yaşatma bunları bana . " süzülen yaşlarımı eliyle yavaşça sildi ve beni kendine yaklaştırarak tek tek öptü .

-" Ben sana kurban olurum Orkidem . Özür dilerim sana bunları yaşattığım ve seni tekrar ağlattığım için . "

*******

-" Aç ağzını . Kaşık düşecek aç aç haa . Orkidem . Beni nasıl sev biliyor musun ? " uzun ısrarlarının sonucunda bilmem kaçıncı kaşığımı yedikten sonra duyduğum soru beni meraklandırmıştı .

-" Nasıl seveyim ? " önündeki tarhana çorbasından bir kaşık daha yemiş ardından klasik Ateş olarak bir ekmek tıkmıştı . Onu biraz çiğnedikten sonra

-" Benim seni sevdiğim gibi . Karşıdan karşıya geçer gibi sev beni ; Önce bana , sonra bana , sonra yine bana bakar gibi sev . " duyduklarımla elimdeki kaşık kasenin içine düşmüştü .

-" Sen beni böyle çok mu seviyorsun ? "

-" Cümleler yetmez uzar da uzar anlatayım derken , kelimeler kendinden utanır sana olan sevgimi açıklamaya yetmediğinden . Öylesine bir aşk benimki dandik falan değil yani . " beni böyle sevdiğini öğrenmek beni mutlu etmişti

İçimdeki yıllar önce uçmayı unutan kelebeklerin hafif kanat çırpınışlarını duyuyordum . Öyle bir gün gelecekte ki uçacaklardı .

Biz onunla bakışa bakışa önümüzdeki Ateş'in gizli yollarla getirttiği yemekleri yemeye devam ettik . Öyle inatçıydı ki Hüseyin'e getirtene kadar etmediği küfür , beddua ve tehdit kalmamıştı . Korkudan mı yoksa artık susmasını istediği için mi kabul etmişti orasına anlamadım .

Ama ikisinin de kavgaları çok komikti . Hüseyin hemen geri çekilse de Ateş üzerine gittikçe gidiyor istediğini yaptırıyordu . Tıpkı huysuz bebek gibi .

Kapının çalınmadan açılması ile bana bakan gözleri o tarafa döndü . Bu doktor o ameliyathanedeki yaşlı doktordu . Ateş öylesine kötü ve sert bakıyordu ki bir an üzerine atlamasından korkmuştum .

Karşımızdaki Yaşlı doktor bunun farkındaydı ama o sinirli yaklaşacağına daha ılımlı olmuştu .

-" Ateş Bey öyle bakmayı kesin lütfen . Tekrar tekrar dediğim gibi yeniden söyleyeceğim karınızın ağlamasına ben neden olmadım . "

-" Öyle mi ? Bildiğin karımın önünde ölüm saatimi ve tarihimi söylemişsin . Hem onu ağlattın . Bundan sonra benden dahil kimse onu ağlatamaz . " Doktor artık Ateş'le uğraşamayacağından derince oflamıştı .

- " Peki Ateş bey . Artık bu konuya son verelim de ben sizin yaranızın durumuna bakayım . Tabi izin verirseniz . " Ateş sadece kafa sallamakla yetinmişti . Ama hala kötü bakıyordu ona .Sonra aklına bir şey gelmiş gibi hemen bana bakmıştı .

-" Orkide ! Sen bakma dön kafanı diğer tarafa . Hadi . " kafamı hayır dercesine salladım . Asla böyle bir şey yapmazdım . Yarasına bakmak istiyordum . İyileşmiş miydi yoksa daha da kötüye gidiyordu diye .

-" Asla kafamı çevirmem . Bu konuda daha fazla konuşma da doktor yarana baksın . "

-" Peki öyle olsun Orkide . "

Doktor yatağa yaklaşıp onun kıyafetini sıyırmıştı . Tam karın bölgesinde sargılar vardı . Hem de bir sürü . Onları tek tek kesip bir kenara koydu . Az ötede duran dolaptan gerekli malzemeleri alarak yarasının üzerinde kalan son parçayı da çıkardı .

Nefesimi tutmuştum . Bu yara beni korumaya çalışırken olmuştu . Ve kötü görünüyordu . Çok canı acımıştır . Yavaş hareketlerle yarasını bir güzel temizlemiş , gereken pansumanı yaptıktan sonra geri sarmıştı .

Bu süre zarfında Ateş'in yüz şekli hiç değişmemişti . Kendini kastığı o kadar belliydi ki . Elimle elini tuttum .

-" Tamamdır bu kadar Ateş bey . Geçmiş olsun . Herhangi bir sıkıntıda nereye basacağınızı biliyorsunuz . " ikimize de gülümseyip kapıdan çıkacakken tekrar bize döndü .

-" Yemeklere izin verildiğini pek zannetmiyorum . Hem hastane yemekleri güzeldir . Dışarıdan yemekler getirilmesi yasak . Bir daha olmasın ."

-" O yemekleri ağzıma koymayacağımdan emin olabilirsiniz Doktor Bey ."

-" İsmin Tahsin . İyi günler . " odadan çıkmasıyla Ateş hiçbir şey olmamış gibi yemeğini yemeğe devam etmişti .

-" Ateş fazla yemesen mi acaba ? "

-" Nasıl yemem karıcım . Bu yemeklerin içinde aş- "

-" Anladım Ateş anladım . Bu yemeklerin içinde aşk var aşk !! "

 

 

 

 

Herkese merhaba yeniden :)

Az önce yaptığım soğuk espri için sorry !!

Eee canlar bölüm nasıldı ?

En sevdiğiniz sahne ?

En duygulandığınız sahne ?

En favori sözünüz ?

Sorularıma cevap verirseniz çok mutlu olurum . Bol bol yorum yapın canlarım . Tabi oylamayı da unutmayın :))

 

Loading...
0%