Yeni Üyelik
6.
Bölüm

~A.Y~ 5.BÖLÜM

@marsmelegi

"Bazen gözlerin tanımadığını yüreğin tanır . Histen köprüler kurarsın , mesafeler utanır ..."

 

Hikaye'den

Alper asansör ile gözden kaybolduktan sonra araç ile az ilerideki sekreter olduğunu düşündüğüm kızın masasının önünde durdum.

Kızın bilgisayardaki gözleri kısa bir süre bana baktıktan sonra geri ekrana dönmüştü.

-"Bakar mısın?" diye ona seslenmem ile bıkkınca bir nefes alıp bana bakıp

-"Ne istiyorsun ?" diye sinirle konuştu. Bu kızın amacı ne ? Sadece bir soru soracaktım.

-"Ateş Bey'in odası nerde acaba ?" diye sormam ile beni baştan aşağı süzüp bakışlarını bilgisayara çevirerek konuşmaya başladı.

-"Neden soruyorsun ?. Herhangi bir şikayet falan varsa şu an odasında değil. Şimdi aşağı in ve işini yapmaya devam et. Gelince derdini anlatırsın".

-"Şikayet için gelmedim buraya. Ateş Bey odasını temizlememi istedi benden." dememle sinirli bakışları bana döndü.

-" En başında niye derdini anlatmıyorsun da boş boş konuşuyorsun o zaman ." diyerek eliyle karşı kapıyı işaret ederek bilgisayardaki işini yapmaya devam etti.

Bu kız gerçekten samimiyetsizin tekiydi.

İnsanı bir soru sorduğuna bile pişman ediyordu. Arkamdaki aracı çekerek odaya girip kapıyı kapattım.

Odaya şöyle bir göz atmam ile şok oldum. Her taraf birbirine girmişti. Kağıtlar, kalemler yerlerde dosyaların olduğu dolap dağılmış bir haldeydi.

Sırf bana işkence olsun diye kendi bu odayı bu hale getirdiği çok belli oluyordu.

Yavaş adımlarla Ateş'in masasına yürümeye başladım.

Masanın üstünde düğün fotoğrafımız vardı ama çerçevesinin camı kırılmış resimde delik deşik edilmişti. Burnumun sızlaması ile titrekçe nefes alıp çerçeveyi masaya bıraktım.

Bu odayı hızlıca temizleyip ,gitmek istiyordum.

İşe ilk önce yerdeki dosyaları kaldırıp bir köşeye koyarak başladım.

Dosyaların içindeki kağıtlar birbirine girmiş , kimi kağıt kırışmış, kimi kağıt ise yırtılma eşiğine gelmişti. Hızlıca elimden geldiği kadarı ile dosyaları düzenlemeye başladım.

Dosyaları düzenlemem bitmiş elimdeki bez ile dosya dolabını tozlarını alıp , düzenlediklerimi dolaba koyarak odanın her bir tarafına dağılmış olan kalemleri ve bir kaç ofis malzemelerini toplayıp yerine yerleştirmeye başladım.

Oda sanki bir kaç gündür temizlenmemiş gibi duruyordu. Bir sürü kahve bardağı vardı ve çoğunun bardak dibi kurumuştu.

Odanın içinde bulunan lavaboya girerek kurumuş bardakları ıslatıp aracın içine yerleştirdim.

Son bardağı da ıslatıp az ileride bulunan araca koyacakken başımı dönmesiyle olduğum yerde kalakaldım.

Başımın dönmesine birde mide bulantısı karışınca elim ayağım tutmaz oldu.

Elimdeki bardağın sert bir şekilde yere düşme sesini duydum.

Hemen ardından kırıldığını belirten sesleri. Elim ile tutunabileceğim bir yer aradım ama bu çabalarım boşaydı. Ayaklarım artık beni taşıyamaz oldu.

Dizlerimin üzerine düşmem ve ardından gelen acı , her şey bir anda oldu.

Kendimi daha fazla tutmayarak boşluğa bıraktım.

 

Ateş'ten

Önümde duran yemekten bakışlarımı alarak tam karşımda oturan en iyi dostum Arel 'e çevirdim.

Kendisi beni aksime büyük bir iştah ile yemeğini yemek ile meşguldu. Önümde duran yemek bana zehir olmuştu.

O kızın masum haline kanıyordum yavaş yavaş.

Ve bu durum bana ona hayatı daha fazla zehir etme isteğine sebep oluyordu.

Onu bu sabah çalışanım ile haşır neşir görmek tüm günümün mahvolmasına sebep olmuştu.

Onları o halde görür görmez odama çıkmış ve her yeri birbirine katmıştım. Benden ümidi kesince hemen başka bir av bulmuştu kendine.

Bu düşünceler ile sinirle elimdeki çatalı daha sıkı kavramaya başladım.

Karşımdaki Arel'de masadaki bu kasveti hissetmiş olmalı ki onunda bakışlarının odağı ben olmuştum.

-"Sen iyi misin? " diye sorması ile elimdeki çatalı sinir ile masaya koydum.

Yan masada oturan bir kaç bakış bana dönmüştü ama şu an onları takacak hava da değildim.

-" Ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. " diyip ayağı kalktım.

-"Otur şuraya Ateş. Ankara'ya geldiğinden beri derdin ne senin. İstanbul'da Hamdi Amca ile aranda bir sıkıntımı oldu?" diye bana soru sorması ile sandalyeye geri oturup

-"Evlendim"

-"Ne dedin sen? Ne zaman ? Nasıl oldu bu?" diye ard arda şaşkın bir şekilde soru sorması ile derin bir nefes alarak evlenmemden bu güne kadar olan bütün olayları ona anlattım.

Olayları anlatmam ile o şaşkın halinden eser kalmamış, sinirli gibi görünüyordu.

-" Ateş o kızın ne suçu var ? Ona bu şekilde davranamazsın. Bildiğin babana olan hırsını masum bir kızdan alıyorsun. İleride bu hareketlerinden pişman olmanı istemem dostum." diye konuşması ile hırslı bir şekilde

-"Masum mu? O kız mı? Saçmalama Arel o kız masum falan değil. Bak görürsün paranın kokusunu alamayınca nasılda gerçek yüzünü gösterecek." diyip devam ettim.

-"Sen sadece bekle. " bu dediğim ile masadan kalkarak

-"Neyse ben gidiyorum. Biriciği benim için öp " dedim. Arel benim bu söylediğime sadece kafasını sallamıştı.

Restorandan çıkıp kapıda bekleyen valeden arabamı istedim.

Kısa süre sonra gelen aracıma binerek Otele doğru sürmeye başladım.

Arel benim çocukluk arkadaşım, kardeşimdi. Hayatını kızına adayan bir babaydı.

Zamanında çok büyük acılar çekmiş, hayata küsmüştü. İşte onu hayata yeniden bağlayan şey kızı Biricik idi.

Otelin önüne gelmem ile arabayı kapı önünde duran Valeye uzatıp asansöre bindim.

Büyük bir olasılık ile Hikaye temizliği bitirememişti. Asansör 12.kata geldiğini belirten ses ardından asansör kapıları açılmıştı.

Asansörden inmem ile sekreterim Aylin yılışık bir gülümseme ile yanıma gelerek

-" Hoşgeldiniz Ateş Bey. Umarım öğle aranız iyi geçmiştir." diyerek konuşup gözleri benim odamın kapısına doğru dönmüş ardından geri bana bakmıştı.

-"Ateş Bey sizin gitmenizin ardından temizlik görevlisi sizin emriniz ile odanızı temizlemeye geldi. Fakat henüz çıkmadı ." demişti iğrenç bir gülümseme ile.

Ama onun söylediği bir şey çok hoşuma gitmişti.

Tam da düşündüğüm gibi Hikaye temizliği bitirememişti.

Bu düşünce bile beni o kadar çok sinirlendirmişti ki yanımda bulunan Aylin bile tırsak bir hal içinde masasına oturmuştu.

Odamın kapısını sert bir şekilde açmam ile hızlıca duvara çarpmıştı.

Gözlerim odanın dört bir yanını taradı ama o burada değildi. Zaten oda da doğru dürüst toplanmamıştı bile.

Tam Aylin'e bağıracakken Temizlik aracının arkasındaki beden dikkatimi çekti.

Hızlıca temizlik aracının yanına gitmem ile Hikaye'yi kırık camların üzerinde baygın bir halde görmem bir oldu.

Hemen onun bedenini tutup kendime yasladım. Hafifçe yanaklarına vurmaya başlamam ile ateşinin yüksek olduğunu farkettim .

Bu kız cayır cayır yanıyordu.

Onu kucağıma alarak odadan çıktım.

Benim çıkmam ile Aylin oturduğu sandalyeden hızlıca kalkmıştı.

-"Bana hemen Hüseyin'i çağır. Acil olarak Otele gelmesini söyle."

Bana ait olan otel odama girip Hikaye 'yi yatağa yatırdım.

Ne yapmam gerektiği hakkında bir fikrim yoktu. Ateşi olduğu için ılık su ile duş almak ona iyi gelebilirdi.

Bu fikrin haklılığı ile tam üzerindeki kıyafetleri çıkartacakken Hikaye hafif baygın olan gözleri ile bana baktığını görmem ile bu durumdan vazgeçtim.

Onun yakınından uzaklaşarak yatağın karşısındaki tekli koltuğa oturdum.

Ağzımdan istemsizce

-"Sana asla değer vermeyeceğim. Değerli hissetmene izin vermeyeceğim." dedim. Bu dediğimi duymuşa benziyordu.

 

 

 

Karakterler hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum.

Ateş?

Hikaye?

Arel? 

kendinize iyi bakın.

 

Loading...
0%