Yeni Üyelik
7.
Bölüm

~A.Y~ 6.BÖLÜM

@marsmelegi

-" Oysaki güvercinler bulutları incitmezdi 🥀"

 

Hikaye'den

Yanağıma hafifçe vurulduğunu hissediyordum ama gözlerim bana ihanet edercesine açılmıyordu.

Daha sonra yerden kaldırıldığımı hissettim. Beni yerden kaldırıp kucağına alan kişinin sesini duyuyordum .

Ses çok tanıdıktı. Hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Kısa bir süre sonra yumuşak bir yere bırakılmam ile son gücümle gözlerimi açmaya başladım.

Şu an tam karşımda Ateş vardı ve ilk defa onu endişeli görüyordum. Benim için mi endişelenmişti ?

Yüzü çok pürüzsüzdü .

Aslında iyi birine benziyordu . Bu iyi yönünü ise sadece değer verdiği kişilere gösteriyordu. Galiba ben bu kategoriye girmiyordum.

Ateş tam ellerini kaldırıp bir şey yapacakken göz göze geldik.

Benim uyandığımı farketmesiyle benden uzaklaşıp az ileride olan koltuğa oturması bir oldu. Benim gözlerime bakarak o acı sözleri söyledi.

-" Sana asla değer vermeyeceğim. Değerli hissetmene izin vermeyeceğim" . Bu zamana kadar zaten bana kimse değer vermedi ki sen veresin.

Benden gerçekten nefret ediyordu. Bana olan bakışları tıpkı annemin cenazesinde babamın bana baktığı gibi bakıyordu.

Nefret , öfke ama bu duygular niyeydi. Sadece o masada "EVET" dedim diye mi ?

Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Doğrulmam ile diz kapaklarımda oluşan acı ile yüzümü buruşturarak bakışlarımı Ateş'ten çekerek oraya yönettim.

Bazı cam kupanın kırıkları hala üzerinde duruyordu. En ufak hareketimde bile acı ben buradayım diye bas bas bağırıyordu.

Elim ile diz kapağımdaki büyük parçayı alacakken

-" Sakın elleyeyim deme. Yarayı daha kötü duruma getireceksin. " azarlar tonda konuşan kişi Ateşti.

-" Ama acıyor" cümlemin ardından gözlerim dolmaya başlamıştı.

-" Dayan biraz. Doktor çağırmışlardır. Gelir birazdan." umursamaz tonda kurduğu bu cümle diz kapağımdan daha fazla acı veriyordu.

Onun konuşmasının ardından sadece kafamı sallamakla yetindim.

Bulunduğum odaya göz attığımda buranın diğer odalardan daha büyük ve geniş olduğu bariz bir şekilde ortaydı.

Tam karşıda Ateş'in büyük bir resmini gördüğümde buranın ona ait olduğu anladım.Resimde gerçekten çok yakışıklı görünüyordu.

Kapının nazikçe çalınması ile bakışlarımı resimden çekip Ateş'e çevirdim.

-" Beklediğin biri mi vardı ?" soruma cevap bile vermeden oturduğu koltuktan kalkıp kapıyı açtı.

İçeriye beyaz önlüklü bir adam girdi. Büyük ihtimalle bu kişi doktordu. Odaya girer girmez ilk önce Ateş'e sımsıkı sarılmıştı.

-"Acil olarak beni çağırtmışsın Ateş .Bir sıkıntı mı var ? " Adamın sorduğu soru karşısında Ateş konuşmak yerine kafası ile beni işaret etmişti.

Adam bana bakması ile kalakalmıştı.

O kadar şaşkın bir şekilde bana bakıyordu ki acaba suratımda bir şey mi vardı ?. Dikkatli bir şekilde bana bakması üzerine Ateş onu hızlı ve sert bir şekilde sarsmaya başladı.

Girdiği şoktan çıkmış olmalı ki hafifçe öksürmüştü.

-"Arel'in bahsettiği şu evlilik meselesi yalan değilmiş yani. Bende beni keklemek için yalan söylüyor zannetmiştim " sonlara doğru daha çok kendi ile konuşuyor gibi bir hali vardı .

-" Merhaba yenge ben Hüseyin. Ateş 'in çocukluk arkadaşıyım ahh bir de Arel'imiz va..." adının Hüseyin olduğunu ögrendiğim adamın konuşmasını Ateş eliyle ağzını kapatarak bölmüştü. Ardından kızgın gözlerle

-" Ona kendin hakkında bir bilgi vermene gerek yok. O çalışandan başka birşey değil. Hele karım hiç değil anladın mı ? " onun sinirli bir ses tonu ile konuşmasının ardından çok gerilmiştim.

Ama ilk defa ona cevabını vermek istiyordum.

-" Evet ben çalışandan başka birşey değilim. Hele onun karısı hiç değilim." diyerek yataktan hızlıca kalktım. Ama kalkmam ile dizimdeki yara acımıştı.

Acısına dayanamadığım için kalktığım yatağa geri oturdum. Hüseyin'de yarayı fark etmiş olmalı ki suratını buruşturmuştu.

-" Bu dizin hali ne böyle ? " diye söylene söylene yeni fark ettiğim çantasından pansuman aletlerini çıkarttı.

Korku ile onun suratına baktım. Pansumanın ne kadar çok acıttığını sadece ben ve bir de o acıya şahitlik eden geceler bilirdi.

-"Hey hey sakin ol fazla acımıyacak, hem benim elim hafiftir. Korkma" diyerek beni rahatlatmaya çalışıyordu. Tam onu inkar edip acıyacağını söyleyecekken

-" Şu işi çabuk hallet Hüseyin. Daha benim odamın temizliği tamamlanmadı." cümlesini söylemiş ve arkasına bakmadan odadan çıkmıştı.

Onun gidişi ile omuzlarımı indirerek derin bir nefes verdim.Bu halim ile hala bana işkence etmeye çalışıyordu. Gerçekten ruhsuz adamın teki.

Hüseyin yavaş bir şekilde pansumanımı yapmış , eşyalarını topluyordu.

Tam bende yardım edecekken eliyle beni durdurmuştu.

-"Dizine yeni pansuman yaptım. Ben Ateş'i ikna ederim bugün şu temizlik şeysini yapmanı engellerim merak etme Yenge" yenge kelimesini o kadar sessiz bir şekilde söylemişti ki ben bile zor duyabildim.

-" Ateş'in ikna olmayacağına hatta böyle bir şey yaparsan daha fazla iş vereceğine çok eminim. O yüzden boşver hem pansumanımı yaptın bir sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum "

Bu cümlemin ardından Hüseyin anladım dercesine kafasını sallamıştı.

Eşyalarını toplaması bittikten sonra bana abartılı bir şekilde el salladıktan sonra gitmişti.

Bende daha fazla bu odada kalmak istemediğim için yaralı bacağıma fazla ağırlık vermeden odadan çıktım.

Asansöre bindikten sonra düğmeye basıcaktım ki şok oldum. Asansörde yanlızca 12 numarası vardı. Diğer hiçbir kat numaralarının düğmesi yer almıyordu.

Acaba yanlış asansöre mi binmiştim? .12 kat numarasına bastım. Kısa süre sonra asansör durduğunda içinden çıktım.

Ateş'in odasının kapısını çaldıktan sonra " gel " kelimesini bekledim ama hiçbir ses gelmemişti.

Bir kez daha çalmama rağmen hala ses gelmiyordu. Acaba eve mi gitmişti ? veya Hüseyin ile de gitmiş olabilirdi.Bu düşüncelerin haklılığı ile odaya girdim.

Temizlik aracı hala buradaydı. İçinden çöp poşeti alarak etraftaki çöpleri toplamaya başlamıştım ki az ilerideki odanın içinden ses gelmesiyle olduğum yerde kalakaldım.

Ateş odadamıydı ve ben ondan izinsiz buraya girmiştim.

Ateş burada olduğumu farkederse beni çok kötü azarlardı.

Odanın kapı kulpunun hareket ettiğini gördüğümde hızlıca çalışma masasının altına girdim.

Odadan ilk önce Ateş hemen ardından sürüklediği sekreter kız çıktı.

Ateş sekreter denen kızı sert bir şekilde kapıya doğru fırlatmasıyla kız dengesini sağlayamamış yere düşmüştü .

-" Kovuldun. Hemen bu oteli terket." Ateş yüksek sesle bağırmasıyla sekreter kız ağlamaya başladı.

Düştüğü yerden sürünerek Ateş'in ayaklarının dibine geldi .

-" Özür dilerim. Yapmak zorundaydım. Lütfen beni affet. Bir daha böyle bir hata yapmayacağım."

-" Sen bu yaptığına hata mı diyorsun Aylin ? Hemen şimdi bu oteli terket ." Ateş'in kararlı bir şekilde bu cümleyi kurması umutsuz bir şekilde ayağa kalkarark odayı terketti.

Aylin denen sekreter ne gibi dönüşü olmayan bir hata yapmıştı da Ateş bu kadar sinirlenmişti ?

Sinirli nefes alış verişlerini duyuyordum.Sert adım sesleri benim bulunduğum masanın oraya doğru gelmeye başladı.

Ateş'in ayakkabıları görüş alanıma girmesiyle put gibi kalakaldım. Nefesimi tutmuş herhangi bir ses çıkartmamaya çalışıyordum.

-" Daha ne kadar orada durmayı düşünüyorsun ? " ilk defa ne kızgın , ne de öfkeli bir ses tonu kullanmadan konuşmuştu.

O benden mi bahsediyordu ?

Hafifçe başımı yukarı kaldırmam ile onunla göz göze geldik.

Sert bir şekilde yutkunduktan sonra ondan bakışlarımı çekerek masanın altından çıktım.

-"Kesinlikle göründüğü gibi değil." mırıldanarak söylediğim cümleyi ben bile zor duymuştum.

-" Ah öyledir zaten . Kesin görüldüğü gibi değildir. Ne haltlar çeviriyorsun sen , hem benden habersiz , izinsiz odama nasıl girersin. " konuşmasıyla tam kendimi savunup olayları anlatacakken o konuşmaya devam etti.

-"Unutma sen benim çalışanımsın ve benim onayım olmadan bu odaya giremezsin. Anladın mı? " diye mazeret kabul etmeyen ses tonu ile konuşmasıyla başımı sallayarak onay verdim.

 

 

 

Karakterler hakkında düşünceleriniz nelerdir ?

Oy ve yorum atmayı unutmayın !!

Kendinize iyi bakın

 

Loading...
0%