@marsmelegi
|
-" Özlem öyle bir şeydir ki yürekleri yakıp kavurur, kardeş ne zaman gelecek diye uzakları bakıp durur ." Hikaye' den Doğan her gün susuyor , yarınını konuşuyordu . Ölen her gün , ölüm çığlıkları atıyor , yarına iz bırakıyordu . Yarın doğuyor yeni bir gün oluyordu . Ve ben bu yeni günde huzur doluydum . Heyecandan ayaklarım tutmuyor gibiydi . Öyle ki şuraya bayılacaktım . Tam karşımdaydı . Kız kardeşim şu an sadece bir kaç adım uzağımdaydı . Kızıl saçları ve o güzel yüzü ile karşımdaydı işte. Emanetim , kardeşim o buradaydı . Ateş'in koluna biraz daha sıkı tutundum . Onun anında bakışları bana dönmüştü . Endişeliydi benim için . Ama ben çok mutluydum -" O burada , rüya değil " doğrulaması benim için çok önemliydi . Çünkü bu anı hiç hayal etmemiştim . -" Evet Orkidem . Bak tam karşında Pelin " doğrulaması ile ağzımdan bir hıçkırık kaçmıştı . Ardı ardına akan gözyaşlarım görüş açımı buğulandırıyordu . Hemen titreyen elimle sildim . Onu sonuna kadar görmek istiyordum ve bu sefer buna gözyaşlarım mani olamazdı . Ateş belimdeki elini sertleştirip vücudumu kendisine yasladı . Onun yanına gitmek istiyordum .Sanki o da bunu hissetmiş gibi ona doğru yürümeye başladık . Her adım ileriye gidişimde daha da yaklaşıyordum ona . Son bir kaç adım kalmıştı ki Ateş'ten ayrılarak koştum ve onu kollarımın arasına aldım . Bedenini hissediyor olmam nefesimi kesiyordu . Aklımı yitirecek gibiydim . Saçlarını içime derince çekerek kokladım . Annem gibi kokuyordu . Küçüklüğüm gibi kokuyordu . Mutlu olduğum , huzur dolu ailemle geçirdiğim günlerin özlemi gibi kokuyordu . Yanaklarına sulu sulu öpücükler kondurdum . Küçük ellerini kendi avuçlarıma alarak onları da öptüm . -" Kardeşim " gözyaşlarım ve hıçkırıklarımla ona doğru seslendiğimde beklemediğim bir harekette bulundu . Benden uzaklaşıp Hamdi Babanın bacağına tutundu . Korkmuş muydu benden ? Ona zarar vereceğimi mi düşünmüştü yoksa ? İyi de ben ona kızmazdım ki . Elimi bile kaldırmazdım . Onu herkesten koruyup kollardım . Ona yeri geldiğinde anne , yeri geldiğinde baba olurdum . Hatta zamanında görmediğim sevgiyi sonuna kadar ona hissettirirdim . -" Neden benden uzaklaşıyorsun Pelin ? Sana zarar vermem ki . Ben senin ablanım ve ablalar kız kardeşlerine asla zarar vermezler . " o bana bakmadan yüzünü saklamıştı . Arkamdan omzuma dokunarak Ateş kendine çevirdi beni . -" Sakin ol Orkidem . O da henüz olayın şokundan çıkamadı . " kafamı hayır dercesine sallayarak geri Pelin'e çevirdim . Kaçamak bakışlarla bana bakıyordu . O bakışlarda korkuyu , tedirginliği ve telaşı görüyordum . Sanki benden korkuyordu . Hatta Ada ve Makbule Sultandan da korkuyordu . Öylece Hamdi Babanın bacağına sığınması beni parçalıyordu . Hamdi Baba kendi dibinden ayrılmayan kızın başını okşayarak kucağına aldı . Pelin hemen onun boynuna yüzünü saklamıştı . -" Pelin prensesim sana arabada da anlatmıştık ya . Bak o kızıl prenses senin ablan . Ondan korkmana gerek yok . " kardeşim tekrar omzunu silkeleyip daha da sokulmuştu ona . Makbule Sultan ve Ada benim yanıma geldiler . İkisi de üzgün ve şaşkın görünüyorlardı . -" Kızım bizde anlamadık . Nedense özellikle kadınlardan uzak duruyor . Arabada da bizim yanımızda oturmak bile istemedi . Yolculuk boyunca Hamdi'nin yanında durdu . " -" Ben sadece saçını okşamak için elimi kaldırdığım da hemen kendini koruma çabasına girdi . " Ada her elini hareket edişinde kalbimi sıkışıyordu . Bu söylenenlerden ne anlamalıydım ? Ne çıkarmalıydım ? -" Eve gidelim . Bu Pelin için daha iyi olur . Şu an bu ortamda konuşulacak son şey bu ." Hamdi Babanın ortaya attığı öneri buydu ****** Oturma odasına giriş yapan Hamdi Baba ile oturduğum yerden kalkıp yanına yaklaştım . Anında bakışları beni bulmuştu . -" Hamdi Baba kardeşim nasıl ? Uyudu mu ? " -" Evet kızım uyuyor şu an . Ateş ve ben o yetimhane hakkında biraz araştırma yapacağız . Pelin'in verdiği tepkiler pek iyi değil . Hüseyin oğlum senden bir şey rica edeceğim . Hastanede bu konuda uzman bir kaç arkadaşınla konuş durumu . Ne yapılması gerekiyor bir öğren . " -" Tamam Hamdi Amca ben hallederim . " Hüseyin bile o enerjik halinden sıyrılmış bir şekilde öylece oturuyordu . Aslında hepimiz öyleydik . Ağlamaktan acıyan gözlerimi ovuşturarak yanımdaki Ateş'e daha da sığındım . Beni hiç yalnız bırakmıyordu . Sürekli yanımdaydı . -" Yanına gidelim mi Ateş ? Onu izlemek istiyorum . Yüzünü , kokusunu , her şeyini hafızama kazımam gerekli . " merdivenlerden çıkarak bulunduğu odaya girdik . Öylece koca yatakta küçücük bedeni ile yatıyordu . Aslında yaşıtlarına nazaran daha zayıf gibiydi . Dakikalar önce anın mutluluğundan anlayamasa da sarıldığında da hissetmişti bunu . O yetimhanede ne olmuştu benim meleğime ? Neler olmuştu ki benden korkuyordu ? Yatağın köşesine oturup o kızıl saçlarını okşadım . Her hareket ettirişimde saçlarından buram buram gül kokusu geliyordu . Buda bana annemi hatırlatıyordu . Yanaklarına naif bir öpücük koyup saçlarını kokladım . Tam geri çekilecektim ki kulağıma gelen sessiz hıçkırık ile nefesim kesildi . O ağlıyordu hem de sessiz sessiz . Sanki ağladığını belli etmemeye çalışıyordu . Oturduğum yerden kalkıp gözyaşlarını sildim elimle . -" Vurma bana Lütfen ! Bilerek olmadı . Tutamadım yine . " elimi ağzıma götürerek Ateş'e döndüm . Söylediklerini o da duymuştu . -" Sana asla vurmam bir tanem . Hadi bana söyle neyi tutamadın . Asla kızmayacağım . " ıslak yanaklarını okşayarak gözyaşlarını sildim . Omuz silkeleyerek yattığı yerden doğrulup oturdu yatağa . Başını eğerek sanki bir şey beklemeye başladı . Neyi bekliyordu ki ? Titreyen o minik ellerini kullanarak yatak örtüsünü köşeye çekti . Yattığı kısım ıslaktı ve bundan dolayı mı ona vuracağımı düşünmüştü ? -" Bilerek olmadı ki . Tutamadım yine lütfen beni dışarıya atma . Beni döv ama köpeklerin yanına bırakma ." onun gözyaşlarına sebep olacak şeyin bu olması ne kadar acıydı , ne kadar kahrediciydi . Sarsılan küçük omuzlarından tutup sarıldım . Öylece bağrıma bastım onu . Yumuşak saçlarını hem öpüyor hem de okşuyordum . -" Seni asla dışarıya atmam . Seni asla köpeklerin yanına bırakmam . Seni asla dövmem . "bu cümleleri kaç defa kulağına fısıldadım hatırlamıyorum . Ateş bir ara çıkmıştı odadan . Kısa süre sonra elinde bir kaç kıyafetle geri gelmişti . Ona minnetle bakarak kucağımda ağlayarak uyuya kalan kardeşime baktım . Küçük bedeni oyun oynarken yorulması gerekirken ağlayarak yoruluyordu . Hayat bu kadar adaletsiz olmamalıydı . Hele de küçük çocuklara karşı . -" Onu koruyamadım değil mi Ateş ? Galiba asla iyi bir abla olmayacağım . " anında kaşlarını çatarak yanıma çömeldi . -" Sen hayatımda gördüğüm en iyi ablasın . Pelin'i beraber koruyacağız ve ona bunları yapanların cezasını beraber vereceğiz . Sana söz veriyorum . " o sözünde dururdu . En büyük kanıtı da zaten şu an kollarımda durmuyor muydu . Daha fazla ıslak kıyafetlerle kalması iyi olmazdı . Ateş'in elindeki kıyafetleri alıp köşeye koydum . Ateş anında odadan çıkmıştı . Aslında bir banyo iyi gelirdi ona ama şu an uyuyordu . Alt kıyafetini çıkarıp üstüne de geçecektim ki bacaklarında ki izleri gördüm . Ve bunlar üst tarafına doğru devam ediyordu . Yer yer mor olan kısımlar hatta geçmek üzere olanlar bile vardı . Üstünü de çıkarıp bu sefer kollarına ve gövdesine baktım . Aynısı burası içinde geçerliydi . Kardeşi de kendisi ile aynı kaderi yaşıyormuş oysaki . Babasının kendisine yaptıklarını bir başkası da ona yapıyormuş . Bu nasıl bir imtihandı böyle . Her bir yarasının şifası , merhemi olacaktı . Onun yaralarını kimse kapatmamıştı . Pelin için bunu yapmalıydı . En azından bir şeyle onun için farklı olmalıydı ki ilerleyen zamanlarda hatırlayıp ta kahrolmamalıydı . Bütün yaralarını öpüp üzerine temizlerini geçirdim . Sabah olunca ilk işim onlara merhem sürmek olucaktı . Ardından kucağım alıp odadan çıktım . Hemen kapı eşiğinde Ateş dikiliyordu . Beni öyle görünce hemen Pelin'i o almıştı . Kendi odamıza girdiğimizde yatağa yatırdı . Bende kendimi koltuğa atıp bacaklarımı kendime çektim . Hala gözümün önünden gitmiyordu yaraları . Aklımı yitirecektim . Küçük bedenine bunu kim yaptıysa kendi ellerimle haşatını çıkaracaktım . -" Bedenin de yaralar var Ateş . Meğerse benimle aynı kaderi yaşıyormuş kardeşim . Ama o daha küçük nasıl dayandı ki ? Çok ağlamıştır o darbeleri aldığında . " o da yanımda yerini alarak beni kollarına çekti . -" Bundan sonra ikinizi de koruyacağım . Yeni yaralar açılmaması için elimden geleni yapacağım ." -" Ona bunu yapanları bulmalısın Ateş . Ve o gün geldiğinde onların cezasını ben vereceğim hem de bu ellerle . " ******** Sabah gün ışıkları odayı aydınlatıyordu . Yatakta yatan kardeşim huzurlu gibiydi . Tüm gece boyunca oturduğumuz koltuktan onu izlemiştim . Gözüme gram uyku girmemişti . Halbuki uykum vardı ama sanki uyumak bana haramdı . Kendimi suçluyordum olanlar için . Pelin'in hafif kıpırdanması ile ona baktım . Küçük bedeni yattığı yerden hızlıca kalkıp örtüyü kaldırmıştı . Gördüğü görüntü her ne ise oldukça mutlu olduğu belliydi . Küçük eliyle saçlarını düzeltip kalbine götürdü . -" Tutabilmişim çişimi . " ilk defa gülüşünü bu sebepten görmek aslında o kadar mutlu etmemişti beni . Nasıl bir korkuydu ki bu kalkar kalkmaz kontrol ediyordu . Sonra bulunduğu odayı göz gezdirdiğinde beni gördü . İlk başta korkudan sıçrasa da mazlumlaşmıştı . -" Dün yaptığım şey için Özür dilerim . Söz bir daha olmaz. " -" Sorun değil meleğim . Özür dilemene gerek yok . Hem biliyor musun ? Küçükken ben de altıma kaçırırdım . " bakışları merakla dolmuştu . Aramızdaki kan bağı bizi birbirimize çekiyordu . -" Seni de mi dışarıya attılar yoksa ? Ya da bağırdılar mı sana ? " göz pınarlarım doluyordu . Neden bu kadar konuşmak zordu benim için ? Ağzımı açsam ağlamadan duramazdım . Ne cevap vereceğimi de bilmiyordum . -" Günaydın kızıl meleklerim " bize sesleniş biçimi onu ve beni azda olsa keyiflendirmişti . Hatta ağzından küçük te olsa bir kıkırtı çıkmıştı . -" Hadi bakalım ikiniz doğru banyoya elinizi yüzünüzü yıkayın . Sonra da dışarıda yapalım kahvaltıyı Orkidem . " gözlerimi Pelin'den ayrılmadan vereceği tepkiye baktım . Mutlu olmuştu duyduğu şeyden ama ikilemde gibiydi . -" Bence de gidelim Ateş üçümüz kahvaltıdan sonra pamuk şeker de yeriz . " pamuk şekerden mi bilmem ama gözlerinin içi ışıldıyordu . -" Anlaşıldı hadi kalkın bakalım . " ******* Onun yüzünü bol suyla yıkadıktan aynısını kendime de yaptım . Her tarafı ıslanmıştı . Benim de öyle . Üstündeki kıyafeti çıkarmak için harekete geçmiştim ki benden uzaklaştı . -" Üzerimi kendim çıkarırım . " -" İstersen yardım edebilirim . " hayır anlamında kafasını sallayarak yavaşça kendisi çıkardı . Dün göremediğim nice yaraları da gün yüzüne çıkmıştı böylelikle . Sırtındakileri de ilk defa görmüştüm . Sayamadığım kadar sigara izi de vardı bedeninde . Bu izlere bakmak beni kötü etkiliyordu . Geçecek miydi acaba ? Her aynaya baktığında bunları görmek onun için iyi olmazdı . Köşedeki dolaptan yara merhemi alıp kapağı açtım . Azıcık parmağıma döküp onunla aynı boya gelerek her bir yarasına sürdüm . Ben sürdükçe o ağladı sessiz sessiz . Sonra ağlamaları çığlıklara , feryatlara döndü . Belki de 7 yıllık hayatında böyle ağlamamıştı ve acılarını içine biriktirmişti . -" İlk defa birisi yaralarıma ilaç sürdü biliyor musun ? " dudakları titrek bir halde bunu söylemişti . Gözyaşlarını silerek yanaklarını öptüm . -" Bundan sonra geçene kadar hep sürücem . Ve bir daha başka yaralar açılmasına izi vermeyeceğim . Bunlar sondu . " -" Altıma kaçırsam da mı ? " bu masum sorusu bile öylesine acı doluydu ki ... -" Ne olursa olsun asla izin vermeyeceğim . İlklerine mani olamadım ama bundan sonrakilere canım pahasına engel olucam . " -" Teşekkür ederim A-abla ." aslında abla kelimesini beklemiyordum . Hatta emin bile olmadım söylediğine . Şaşkın şaşkın ona baktığımda gülmüştü yüz halime . Musluğu açıp küçük avucuna doldurdu ve bana fırlattı . -" Balığa benziyorsun öyle bakınca . " Yüzümdeki suyu elimle temizledikten sonra bende onu ıslattım . -" Beni ıslattın ha meleğim . Bu bir savaş çağrısıdır . Gardını al Prenses . " Kollarından tutarak biraz daha ıslattım . Elimden kaçmaya çalışıyordu gülerek . Onu bırakıp biraz da beni ıslatmasına izin verdim . Şu an ikimizde yerde oturuyorduk ve oldukça yorulmuştuk . Her zerremize kadar ıslanmıştık ve bu oldukça rahatsız ediyordu . Allahtan havalar daha da sıcaktı da hasta olma ihtimalimiz düşüktü . -"Hadi kalkalım artık hazırlanmalıyız daha kahvaltı yapıp pamuk şeker yiyeceğiz . " onun ıslak kıyafetlerini çıkarıp benim bornozumu giydirdim . Şu an ki hali oldukça komik ve şirindi . -" Bana her an öpecekmiş gibi bakıyorsun ! " -" Belki de öpecektirim . " Bana doğru yanağını uzatması içimi ısındırmıştı . O yanağını boş çevirmeyip suluca öptüm . Daha fazla böyle durmaması için hızlıca temiz kıyafetleri giydirdim . Sadece bir şey eksik kalmıştı . Saçları tabi ki de . -" Saçlarını öreyim mi ? " -" Gerçekten örer misin ? Bunu çok isterim . Ama benim hiç tokam yok . " -" Benim bir sürü var . Onlardan takalım sana . " banyoda bulunan dolaptan toka kutumu alıp ona içinden çiçekli olanı çıkardım . Bunlar ona çok yakışırdı . -" Bunları takalım mı sana ? " hızlıca kafa sallayıp elimdeki tokalara bakıyordu . Beğenmişti bunları . -" İstersen bunlar senin olsun . Zaten ben hiç kullanmadım . " gözlerini koca koca açtı . -" Bunları bana mı veriyorsun ? Şimdi sen bana bu tokalarımı verdin ? Olur benim olsunlar . " ******** Pelin'i arabaya oturtup bende Ateş'in yanındaki koltukta yerimi aldım . Emniyet kemerimi taktıktan sonra hareket eden araç ile aynadan sürekli Pelin'e bakıyordum . Dışarıyı pür dikkat izleyen meleğim huzurlu gibiydi . Yolculuk boyunca ellerini tokasına götürüp dokunmuş ve her seferinde gülümsemişti . Görünüşe göre o toka onun için şu dakikadan itibaren önemliydi . Ona bir sürü toka almak istiyordum . -" İlk önce kahvaltı yapalım ardından da sizi lunaparka götüreyim ne dersiniz ? " Ateş'in enerji dolu sesi arabadaki sessizliği bozmuştu . Söyledikleri kulağa hoş geliyordu . -" Olur ama pamuk şeker de yiyelim Ateş . " -" Evet pamuk şeker yiyelim . Yani lütfen . " utangaç bir şekilde oturduğu yerde küçülen prensesim ile Ateş kahkaha atmıştı . Aynadan ona bakmaya devam ederek -" Evet kesinlikle pamuk şeker yemeliyiz !! " o da Pelin gibi bağırmıştı . Kendince Pelin'in bu utangaç ve çekimser halinden çıkarmaya çalışıyordu . Ve bunda oldukça da başarılıydı . Zira utangaçlığını atarak ona gülmüştü meleğim . Ateş gerçekten çok iyi biri . Pelin için elinden geleni yapıyor . Başkası olsa bunu yapmayabilirdi . Uzun bir yolculuğun ardından küçük bir restorana gelmiştik . Hemen ön tarafında çocuklar için oyuncaklar vardı . Ailecek gelinecek oldukça güzel bir yerdi . Etrafta koşuşturan çocuklar vardı . Belki Pelin içlerinden birileri ile oynardı .İçeriye girerek garsonun bize gösterdiği masaya yerleştik . Özellikle Pelin'in yanına oturmuştum . Onu kendime yakın tutmak istiyordum . Saçlarını sakince okşamaya başladığımda o bal rengi gözleri bana döndü . O an fark ettim ki saçlarının okşanmasından hoşlanıyordu . Gözlerinin içi parlıyor , yüzünde bir gülümseme var oluyordu . -" Hoş geldiniz efendim . Ne istersiniz ? " -" Bize serpme bir kahvaltı ve tarhana çorbası getir . " -" Tabi efendim . Kızınız özel bir şey istiyor mu ? " garsonun kızınız demesine şaşırmamıştım . Zira dışarıdan öyle görünüyordu . Pelin yaşıtlarına nazaran daha küçüktü . 7 yaşındaydı ama daha çok 4-5 yaşlarında gibi görünüyordu . Pür dikkat Ateş'in vereceği cevabı bekledim . Çünkü ne diyeceğini merak ediyordum . -" Kızım için büyük bardakta ballı süt getir . "
Merhaba canolar !! Bu bölümü yazarken baya ağladım . Sizde duygusallaştınız mı ? Pelin nasıl biri sizce ? Ateş ve Hikaye'nin verdikleri tepkiler ?
|
0% |