Yeni Üyelik
17.
Bölüm

~ H.K 17. BÖLÜM ~

@marsmelegi

-"..."

Yazar'dan

-" Penceresiz bıraktın beni anne ." Sessiz bir feryat . Genç kızın ağzından çıkanlar tam olarak bu idi .

Sessiz ve çaresiz bir feryat ...

Bulutlu gözleri ile gökyüzüne bakıyordu . İçinde ki yakarış annesineydi . Onu bırakışına , kimsesiz kalmasına neden oluşanaydı .

Kalbi ağrıyordu .

İçinde bitmek bilmeyen bir fırtına vardı . Özlem vardı . Peki bunların şifası neydi ?

Az önce duyduklarının şifası neydi ?

Savaş bu mırıldanışı duyduğu an da eli araba kapısının kulpunda kalmıştı . Kuzeninin yapacaklarını daha kalkar kalmaz anlamış , engel olmaya çalışmıştı .

O da biliyordu anneler günü olduğunu ve her sene yaptığının tersine bu yıl gizlice kutlamayı seçmişti .

Yavaş adımlarla Almira'ya yaklaşıp omuzlarından tuttu ve arabaya bindirdi . O yönlendirmese hala gökyüzüne bakmaya devam edecekti .

Sevda pencerede ki bakışlarını hırsla kuzenine dönderdi . Almira 'nın o hüzünlü hali aklından gitmiyordu .

Hızlı adımlarla kuzenine ilerlerken yerdeki hediye paketini görse de umursamadan üzerine basıp , ezdi ve tam önünde durdu .

Hediye paketinin içinde her ne varsa kırılma sesi odadaki sessizliği çiğnemişti .

-" Senin amacın ne ? Bu ne vicdansızlık , ne düşüncesizlik ? " Sinirden titreyen eline zar zor mukayyet olup gözlerinin içine bakmayı sürdürdü .

-" Az önce ki düşüncesizliğinin sebebi ne ? Nasıl böyle bir şey yaparsın ? " Valide Hanım her an bir şey olacakmış gibi kızının yanına gidip kolunu tutmuştu .

-" Annesizliğinden vurdun kızı Bir öksüzün canını yaktın az önce . O kızın gözlerinin dolmasına neden oldun . " Dedikleri aklına gelince annesinin tuttuğu kolunu çekip sertçe tokat attı .

Yediği tokatla başı yana savrulan kız hiçbir şey dememiş , öylece kafasını geri çevirmişti . Sevda'nın dediklerine verecek bir cevabı ya da savunması yok gibiydi .

Kendini savunamıyor , savunmuyordu ...

Yanağında ki kızarıkla kendisine bakan kıza karşı hiçbir pişmanlık duymadı Sevda .

-" Senin gibi bir kuzenim olduğu gerçeği artık midemi bulandırıyor . Mavi gel kızım odamıza gidip dayını arayalım ." Mavi'yi doğru elini uzatıp , onun da tutmasıyla oturma odasından çıkmıştı .

Valide hanım atılan tokatla elini ağzına götürse de kızına kızmamış ya da ters bir şey söylememişti . Çünkü o da yapılan yanlışın farkındaydı .

Daha ilk günden hem eşine , hem de Oya'ya karışmalı , yanlışlarını söylemeliydi .

Çünkü her suskunluk , yeni bir pişmanlık getiriyordu .

-" Anneler gününden ilk defa bu kadar keyif almadım . Hatta şu an utanç içindeyim Oya . Yapmamalıydın kızım . Bu öylesine bir şey değil ki , annesizlik yavrum bu . Eksikliği asla tamamlanmayan varlıktır ; anne . " söylediklerinin ağırlığı Oya'ya yeterdi .

Ders çıkarmalıydı . Hatasını kabul etmeliydi

Valide hanım son kez ona hayalkırıklığı ile bakıp eşinin yanına gitti . Gözleri dolmuştu . Hakan bey yanına gelişi ile omuzlarına elini atıp kendine çekmişti .

Karısının üzüldüğü biliyordu ki kendisine yapılanı kınamıştı .

-" Sevda'nın yanına gidelim hanım . Savaş ne yapmış merak ettim . Almira'nın hali hal değildi . "

******

Akıp giden yol bitmek bilmiyordu . Savaş'ın kendisini nereye götürdüğü pek umurunda değildi . Kafasını yasladığı camdan dışarıyı seyrediyordu dalgınca.

Arada akan burnunu çekme sesi arabayı doldursa da yolculuk durgundu .

İkisinden de ses çıkmıyordu .

Savaş kaçamak bakışlarla arada ona bakıyordu . Durgun halinin farkındaydı . Nereye gittiğini bilmeden öylece yol alıyorlardı .

Çok geçmeden sessiz arabayı saran zil sesi ile Savaş cebinden çıkarmış , ekranda gördüğü isimle aramayı cevaplamıştı .

-" Savaş " annesinin sesi ile gözlerini kapatıp açmıştı .

-" Efendim ." Anne kelimesini söylemek gelmemiş içinden . Hele de az önce ki yaşadıklarından sonra .

-" Oğlum Almira nasıl ? " Yoldan gözlerini çekip hala yola bakan kıza baktı . Hareketsizce oturuyordu .

-" Üzgün , durgun , yorgun ... " Bu kelimeleri söylediğinde Almira gözleri yummuştu . Tam olarak bunları hissediyordu . Ama en çok halini açıklayan şey

Eksiklikti .

Eksik hissediyordu . Her yönden ...

Ayaklarını kendine çekip daha küçük bir hal aldı . Elini çenesine koymuş , gözlerini daha da sıkı kapatmıştı .

İlk defa bir daha uyanmak istemiyordu . Gözleri kapansın bir daha açılmasın istedi .

-" Savaş Almira'ya göz kulak ol . Biz Oya'ya haddini bildirdik . Onu daha fazla üzme . Hatta bugün dağ evine gidin , orada kalın . " Sevda'nın arkadan gelen sesi ile dedikleri aklın yatmıştı .

Bugün eve girmemeleri iyi olurdu . En azından Almira üzerinde ki durgunluğu atar , dağ evinde oyalanırdı .

-" Sevda haklı Savaş . Dağ evine gidin . " Hakan Bey nihayet eline aldığı telefonu hoparlörden çıkarıp kulağına götürmüştü .

-" Tamam baba . " kapanan telefonla , cebine geri yerleştirmiş iki eli ile direksiyona hakim olmuştu . Yüklendiği gazla hızlanan araba asfaltı dövüyordu .

-" Fazla hızlı gitme . Arabayı da kilitleme . " cızırtılı ses ile genç kıza baktı . Gözleri kapalı bir şekilde duruyordu.

-" Araba da sen varken asla kilitlemem . " Almira duyduğu cevapla hiçbir tepki vermemişti .

Nereye gittiklerini bilmiyordu . Sormakta içinden gelmiyordu .

*******

Yavaşlayarak duran arabayla Savaş derin bir nefes vermişti . Yolculuk boyunca düşünceleri tarafından eziyete maruz kalmıştı .

Eliyle alnını okşayıp yan tarafına döndü . Kesinlikle uyuyan bir Almira beklemiyordu . Ruhu yorulduğu için uyuya kalmıştı daha yarı yolda .

Kapanan gözlerine engel olmamıştı .

Derin nefes alıp veren Savaş arabadan inip onun tarafına geçti . Biraz zor olsa da kapısını açıp onu kucağına aldı .

Zayıftı . Evlendikleri günden bu yana daha da kilo vermişti . Masa da rahat yemek yiyemediğini biliyordu .

Ailesinde ki bazı kişiler ona rahat vermiyorlardı . Kahvaltı da kızkardeşi ve kuzeninin ona bakışlarını görmüştü .

Her ne kadar onları uyarsa da dikkate alınmamıştı onlar tarafından . En sonunda da kızın yemek yemeyişi ile yemesini söylese de Almira mutfağa gitmeyi seçmişti .

Dağ evinin anahtarını gizli yerden alıp kilidi açtı ve içeriye girdi . Arkasından ayağı ile sertçe kapıyı kapatmıştı .

Ama bu hareketi Almira'yı uykusundan uyandırmış , etrafa mahzun bakışlar atmaya yitmişti. Bir an da kuvvetli sesle uyanmış , nerede olduğuna bakmıştı .

En sonunda mavileri , karalarla buluştuğunda derince yutkunmuştu . Fazla yakınlardı, yakındı .

-" Beni yere indirebilirsin . " içine kaçan sesi ile söylediğini anlamamıştı Savaş . Gözlerini kırpmadan bakmaya devam etti .

-" Beni yere indirebilirsin dedim . " Az öncekine nazaran daha yüksekti . İlk önce ayakları yere değmiş , ardından da bedeni ayakta durmuştu .

-" Burası neresi ? Neden buraya geldik ? " ard arda sorulan soruların cevabı geçikmemişti .

-" Dağ evi . Az önce araba arayan kişi annem ve Sevda ablamdı . Bugün burada kalmamız daha iyi olur , onlara göre . " Anladığını belirtircesine kafa sallayıp koltuklardan birine oturdu .

Yorgun nefesini dışarı solumuştu . Ağlamaktan şişen gözlerini parmaklarıyla ovalayıp , başını geriye yasladı . Ağırlaşmış gibi hissediyordu .

Bedenine ağır geliyordu her şey .

-" Bugün yaşanılanlar tamamen hak- "

-" Sende mi eksikliklerimle dalga geçeceksin ? Yoksa sırf bunun için mi buraya getirdin beni ? " Devamını dinlememişti savaş'ın cümlesinin . Yanlış anlıyordu .

-" Ben öyle bir şeyi aklımdan bile geçirmedim . " Sinirli soluyuşu ile oturduğu koltuğun önünde dikildi . Genç kızın dinlemeden bir şeyler çıkarması öfkelendiriyordu .

-" Sen ? Bu tarz şeyleri hiç çekinmeden kullanacak olan sen ? " Burnundan gülerek o da oturduğu koltuktan kalkmıştı . İkili karşı karşıya öylece duruyorlardı .

-" Bu aileye beni getiren sensin . Bunları duymamı sağlayan , bana bunları yaşatan sensin Savaş . Kimsesizliğimi bir zamanlar sen de yüzüme savuruyordun . Oya dan ne farkın var ki ? " Akan yaşlarını sertçe sildi .

-" Ne zaman güçlü durmak için ayağa kalksam bana ilk çelme takan sen ve ailensin . "

-" Oya 'dan ve Kumsal'dan ne farkın var ki ? " Savaş duyduklarıyla tokat yemiş gibi olmuştu . Zihnide duyduklarını doğruluyordu . Kimsesizliği ile dalga geçen de oydu .

Kardeşi ve kuzeninden ne farkı vardı ki ?

-" Ben , ben onlardan farklıyım ! " Savaş'ın bu söylediğine acımadan gülmüştü . O evde duydukları yüzünden kendinden geçmiş gibiydi . Ne dediğini umursamıyordu.

Tek amacı yandığı kadar yakmaktı .

Tek amacı acıdığı kadar acıtmaktı .

Tek amacı yüzüne vurulanlarla vurmaktı .

-" Doğru ! Sen onlardan da acımasızsın . Sen onlardan da kötüsün . "

 

 

 

Loading...
0%