@marsmelegi
|
-" İnsanlık sanki dün duyduklarımla beraber kollarımda can vermiş gibi ... "
Yazar'dan -" Doğru ! Sen onlardan da acımasızsın . Sen onlardan da kötüsün . " Almira'dan duydukları ile ayakları tutmaz olmuştu . Sert tokat misali acıtıyordu söylenen kelamlar . -" Hatta sen o kadar kötüsün ki her zerrem ile senden nefret ediyorum . " Cılız elleri ile omzularından ittirmiş , bir kaç adım geriye gitmesine neden olmuştu . Duyduklarını ağırlağından mı bilinmez, Savaş o cılız itişe rağmen yıkılmış gibi hissediyordu . -" Ben onlar gibi değilim ! " Sessiz mırıldanışı içinde ki feryadı temsil ediyordu . Tekrar itilmesi ile karşısında ki kıza baktı . Dolu gözleri , titreyen dudakları ile ona yumruklar savuruyordu . Ağzından kaçan hıçkırıklar kulaklarını aşıp geçmişti . Yeni yeni acısını , duyduklarını sindiriyordu . Herşeyin suçlusu onun gözünden Savaştı . -" Ben , ben bunları hak etmedim . Herkesten nefret ediyorum . Senden daha çok ediyorum . Beni bırakan ailemden de nefret ediyorum . Ama senden daha çok nefret ediyorum . " Ona olan nefretini sürekli tekrar ediyordu . Yorulan yumruk halindeki ellerini yavaşça Savaş'ın omuzlarına koydu . Yanaklarında ki yaşları silmeye gücü yoktu . -" Senden nefret ediyorum Savaş . " Sessiz fısıltısı ile susmuştu . Akan burnunu yavaşça çekip ağlamaktan kırmızı olan gözlerini onun karalarına dikti . -" Senden ömrümün sonuna kadar nefret etmek istiyorum . " **** Kollarına bir an da yığılan kızı son an da belinden kavrayıp sımsıkı tutmuştu . Bedenini gövdesine yaslayıp yüzüne baktı . Gözyaşlarını eliyle silip bir kaç defa yanağına vurdu . Ağlamanın verdiği yorgunluk yormuştu genç kızın bedenini , ruhunu . Daha fazla bunlara dayanamayan ruhu bedenini zayıf düşürmüştü . -" Almira ! " ağzından çıkan isime karşı mahçupluk tüylerini diken diken ediyordu . Bacaklarından ellerini geçirip zayıf bedeni kucağına aldı . Evin merdivenlerini aşıp üst kata çıktı . Her geldiğinden kaldığı odaya girerek onu yavaşça yatağa yatırdı . Dolaptan bir battaniye alıp üzerini açıkta bir yeri kalmayacak şekilde güzelce örtmüştü . İkindiye doğru hava soğuyordu . Onun üşümesini istemezdi . Saçları yastığa dağılmış , öylece yatıyordu . Titreyen parmak uçları ile saçlarının uçlarını topladı . Pencerenin dışarısında uzun ağaçlar rüzgarın etkisiyle bir o yana bir bu yana hareket edip , ses çıkartıyordu . Öyle ki bazı dalları pencere camına değiyor , odadaki sessizliğe düşman oluyordu . -" Ben onlar gibi değilim Almira . Onlar gibi , onlar gibi .... " Nedense devamını getirmiyordu dili . Sözcüklerin çıkmasına izni yoktu . Değilim kelimesi çığ gibi düşmüş , dilini lâl etmişti . Eliyle yatağa dağılan şaçları bir köşeye çekerek düzeltti . Ardından da ateşe değmişçesine geri çekip yumruk haline getirmişti. Öylece yatakta yatan kızın bu hale gelmesine o ve ailesi neden olmuştu . Ayakları geri geri gitmiş , kapıya ulaşmıştı . Fazlalık gibi geliyordu bedeni odaya . Odadan çıktıktan sonra cebinde ki telefonunu alarak arayacağı numarayı tuşlayıp kulağına götürdü . Bir kaç sinyal sesinden sonra kulaklarına gelen konuşmayla derin bir nefes aldı . -" Almira'ya bir şey mi oldu Savaş ? " Ablasının endişe dolu sesi ile yüzünü haya edebiliyordu . -" Hayır abla bir şey olduğu yok . Bugün olanlardan ötürü şu an uyuyor . " Sevda alaycı bir gülümse ile gülüp cevap vermişti . -" Ne güzel , ne rahat konuştun öyle sevgili kardeşim . Sanki beklenilir bir şeyi söylüyor gibisin . " Savaş anlam dolu ses tonuna gözlerini devirmişti . Ablası her zaman ki gibi üzerine gelip gerçekleri yüzüne vuracak konuşmaya hazırlanıyordu . -" Abla gerçekten biraz sonra diyeceklerini dinleyecek halim yok . Hatamın farkındayım ve inan bunu hiçte hoş bir şekilde anlamadım . " -" Ah hatalar , hatalar ... En azından farkındasın . " Araba fren sesi hem karşı taraftan gelmiş , hem de evin dışından . Savaş kaşlarını çatıp pencereye doğru yürüdü . " Geçte olsa . Kapının önündeyim , aç hemen " Daha pencereye varamadan duyduğu ile adımlarını hızlandırdı ve dışarıya baktı . Beyaz jeep tam kapının önünde park edilmiş , ablası da yanındaydı . -" Ne işin var senin burada ? " -" Almira'yı almaya geldim . Olanlardan sonra eve tekrar gidecek halimiz yok . Oya'nın bize dediklerini unutmadığını varsayıyorum . " Almira'ya denilenleri sanki kendine denilmiş gibi görmesi onu ne kadar benimsediğini gösteriyordu . -" Annem ve kızım da araba da bizi daha fazla bekletme de kapıyı aç , Almira'yı arabaya yerleştirelim . " Yüzüne kapanan telefona mı şaşırsa yoksa söylenen cümlelere mi ? Almira'nın ablası ile gidecek olma ihtimalini sevmemişti . Aklına ablasının daha önceki günlerde söyledikleri geldi. Eğer onu üzer ise ablası hiç düşünmeden evi terk edecekti . Hem de Almira ile . Daha fazla pencere önünde durmadan aşağı kata inen merdivenlere yöneldi . Her basamağı indiğinde kapıya yaklaşmış olması kalbini parkur yarışına girmiş gibi hızlandırıyordu . Karşısında ki büyük çelik kapının kulpuna eli gitmiyordu . Öylece kapıya bakıyor , izliyordu . Tüm evi kaplayan zil sesi ile hafifçe sıçramış , telaşla kapıyı açmıştı. Karşısında bir ayağını yere vurup duran , tek kaşı kalkık ablası onu omzundan tutup kenarı çekmiş , tabiri caizse evi girmişti . -" Tüm kapıyı kaplamışsın , çekil de gireyim . Kızım ile annecim araba da Almira'yı bekliyor . Nerede o ? Göster yerini de arabaya götürelim. Bakmadan bana ö- " -" Sakin ol ! Konuşup durma . " Sevda Bir an da onu susturan kardeşine avazı çıktığı kadar gülmüş , ardından da sertçe bakmıştı. -" Ne o senin gibi susmamı mı bekliyorsun ? Gerçi ben de sustum, zavallı kıza denilenler karşısında hepimiz sustuk . " Omuzları düşen ablasına bakamamış , gözlerini başka yere çevirmişti . Almira'nın o eve geri gitmesi doğru olmazdı . Bunun farkındaydı . O yüzden kısık bir sesle hangi odada yattığını söylemişti . -" Yukarı katta , benim odam da . " ******** Sevda genç kızın kafasını daha rahat bir konuma getirip , onu rahatsız etmeden emniyet kemerini bağlamıştı . -" Anneablam neden uyuyor anne ? " Küçük kız hemen yanı başında durmuş , merakla genç kıza bakıyor. -" Çok yorulmuş anneciğim. Ondan uyuyor . " Mavi kafasını sallayıp , dudakları büzmüştü . -" Bugün işe mi gitti ki acaba böyle yorulmuş ? " Savaş yaslandığı araba kapısından duymuştu yeğeninin dediklerini . -" Çok mu çalışırdı Anneablan ? " Ablasının sormak üzere olduğu soruyu sormuştu . Yaslandığı kapıdan hafifçe hareketlenip onlara doğru yaklaştı. Büyük bir merakla Mavi 'nin dediklerini dinliyordu . -" Evet çok çalışırdı . Nezaket teyzem demişti ki bir keresinde bana bebekken hep kıyafetlerini , eşyalarını , oyuncaklarını Almira aldı . Benim için çalışırmış hep ." Heyecanlı heyecanlı konuşmuş , aldıklarını sayarken de parmaklarını kullanmıştı. -" Hani simit var ya onu da bana Anneablam aldı . " Mavi anneablasının saçlarına küçük bir öpücük kondurup , başını onun omuzuna yasladı . -" Kızıma iyi baktığın için teşekkür ederim Almira . " kısık sesli mırıldanışını sadece kendisi duymamıştı . Savaş 'ta duymuştu . Mavi'nin çocuk aklıyla anlattıkları aslında birer mahçupluk olarak biniyordu omuzlarına . -" Torunuma kendi kızıymış gibi bakmış . Eksiklik hissetmesine izin vermemiş . Bir de bizim yaptığımıza bak . O eksiklik hissetmesin diye çalışırken , biz eksikliklerini yüzüne yüzüne vurduk . " Valide Hanım oturduğu ön koltuktan arkaya doğru dönmüş , gövdesi içeride , ayakları dışarı da bir şekilde Duran kızına bakmıştı . -" İşte bu yüzden evi terk ettik ya anne . Oya ve diğerleri biraz kendine gelmeliler . Dün olanlar unutulacak gibi değil . " Annesi de dediklerine hak vermişti . Almira'nın rahat olduğuna kanaat getirerek ondan uzaklaşmış , kapıyı yavaşça kapatmıştı . Yan tarafa döndüğünde kardeşi Savaş yaslandığı yerde dalmış bir şekilde yere bakıyordu . Onun omzuna dokunup kendisine bakmasını sağladı . O gözlerin doluluğu biraz üzülmesine neden olsa da duramazdı . -" Evdekiler sana emanet . Şu anlık nerede kalacağımızı söyleme taraftarı değilim . " -" Abla en azından ben yerinizi bileyim . Kadın başınıza hem de yanınızda küçük bir çocuk varken , tek başınıza ne- " Sevda bu cümlelerle çıldırmak üzereydi . Cebinden bir kaç bir şey çıkartıp sertçe gösterdi . -" Biri rahatsız mi etti ? Bu spreyi gözüne gözüne sıkarım . Yok daha mı ileri gitti . " Spreyi geri cebine koyup bu sefer de katlı duran bıçağı güzel hareketlerle doğrultup boğazına doğru yaklaştırdı . " Arkasından ezan okutur , helva kavururum . Anladın mı ? " -" Ama yok bu bıçakta kurtarmadı bizi . " Bir dakika işareti yaparak sürücü tarafının kapısını açıp koltuk kenarından gizlice bir şey çıkardı ve ona doğru doğrulttu . Simsiyah silah tam kalbinin üzerine doğrultulmuştu . Annesinin şaşkın nidalar ile ona doğru seslenişini duymuştu . -" Sevda ! " Valide hanıma doğru elini kaldırıp susmasını işaret etti . -" İşte o zaman içinde ki tüm mermileri bedenine işlerim . " Gözünü kırpmadan , ruhsuz bir şekilde kardeşine bakıyordu . -" Neyse görüşürüz illa bir gün kardeşim . Kendine dikkat et . " Bir an da duygu değişikliği gösterip , kocaman gülümsemiş ve kardeşine sıkıca sarılmıştı. ********* Taşlı yolda bir o yana bir bu yana sarsılarak ilerleyen araba da dört kişilerdi . Yaklaşık olarak 2 saattir bu yolu çekiyorlardı. Bir de Ankara - Trabzon arası saati sayarlarsa ; 14 saattir bu yollardaydılar. Almira üzerinde ki hırkaya birazcık daha sarılıp , göğsünde uzanan Maviye baktı . Telefonda her ne izliyor ise baya sevinçliydi . Daha yolculuğa başladıkları ilk saatlerde uyanmış , korkuyla bağırı vermişti . Sevda ve Valide Hanım'ın korkmasına neden olmuştu . Hala mahçupluk vardı üzerinde . -" Sevda nerede bu ev ya ? Valla içim dışıma çıktı kızım . Birazdan şuraya kusacağım . " Valide hanım sımsıkı koltuk kenarına tutunuyordu . Hiç bitmeyen yol onu çileden çıkartmıştı . Bir de bunun üzerine bulanan midesi tuz biber oluyordu . -" Anne azıcık kaldı , dayan birazcık daha . Bak şu köşeyi de döndük mü babaannemin evi orada . " Direksiyonu çevirmiş , sarsılan araba ile nihayet evi görmüşlerdi . Evi gören Almira biraz korkuyordu . Onun da tıpkı Oya gibi tepkiler vereceği düşüncesi aklından çıkmamıştı . Sevda her ne kadar iyi birisi dese de bilemezler di ki . Hem belki de istemezdi onu . Bir an da dördü de hazırlanmış , buraya gelmişlerdi . Trabzon'a ... Valide Hanım elini kızına doğru savurarak durmasını işaret etmişti . Midesi ağzına gelmiş , konuşamıyordu . Duran araba ile bir çırpı da inerek onlardan uzaklaşmış , en yakın çalıların oraya koşuşturmuştu . Gelen öğürme seslerine Sevda'nın yüzü buruşmuştu . Annesi yolculuk anında yedikleri her şeyi çıkartmışa benziyordu . -" Keşke en baştan söyleseydin ön koltuğun seni tuttuğunu . " -" Tek problem ön koltuk mu Sevda ha ? Yani yolda sıkıntı yok . " Annesinin ilk defa tiz sesiyle bağırdığını duymuştu . Bedeni çalılardan dolayı görünmese de sesi ulaşıyordu ona . Oturduğu koltuğa gömülüp ağzına hayali bir fermuar çekmişti . Sanki görüyormuş gibi ... Valide Hanım ağzını peçeteyle silerek çalıların arasından çıkmış , arabaya kötü bakışlar atmıştı. Zaten eve de gelmişlerdi . Bu ölüm makinesine tekrar binmesine gerek yoktu . Şu kısa yolu yürüyerek de gidebilirdi . -" Sevda sen ilerle yavrum . Ben yürüyerek gelirim . Evde görünüyor zaten . " Hareket eden arabanın arkasından yavaş yavaş yürümeye başlamıştı . Otur otur bacak kasları ağrımıştı . İki katlı , tahta evin önüne park edilen araba sesine yaşlı bir kadın görünmüştü. Almira hafif esen rüzgarla tüyleri diken diken olmuş şekilde az geri de duruyordu . Başında beyaz tülbenti , üzerinde çiçekli entarisi ile dinç bir görüntüsü vardı . İlk başta Sevda'ya anlamsız bakışlar atarken bu yavaş yavaş gitmiş , yerine özlem ve sevinç gelmişti. -" Oy benim nur yüzlü torunum gelmiş . " -" Oy benim nur yüzlü babaannem . " Yaşlı kadının buruş buruş elleri saçlarında dolaşmış , yanaklarını sıkmıştı . -" Bak sana kimleri getirdim babaannem . " Sevinçten ilk başta fark etmeyen yaşlı kadın , torununun arkasından kafasını çıkaran küçük kızla şaşırmıştı . Daha sonra arabanın kenarında dikilen genç kıza çevirdi . Kollarını birbirine bağlayıp , öylece arkada duruyor oluşuna baktı . -" Gelsene az beriye güzel kızım . Öyle arkada dikilip durmayasın . " Almira derince yutkunup yaşlı kadına doğru yürüdü ve elini öpüp alnına koydu . -" El öpenlerin çok olsun İnşallah. Ee bu güzel küçük kız kim ? Ne güzel gözlerin var senin Maşallah. Tıpkı Sevda'nın ki gi- " kendi dedikleri ile gözleri açılmış , torununa bakmıştı . -" Evet babaanne , kızım Mavi . Bu da Almira , Savaş'ın eşi ." ******** -" Vay eşek sıpası , ey gidi muni ! Evlenmiş de haber vermiyor , ha şu telefonu getir de bir arayayım . " Sinirinden dudaklarını yalayan yaşlı kadın kapıdan içeriye giren kişiyle daha celallenmiş , ayağa kalkmıştı . Gelin kaynana bir müddet öylece bakışırken Hatice hanım burnunu havaya kaldırıp bir elini beline dayamıştı . -" He söyle bakayım. Sen mi benim torunumun aklına girip düğüne çağırtmadın beni . " Valide hanım gözlerini havaya dikip derin nefes aldı . -" Bizim bile sonradan haberimiz olmuşken , nasıl seni çağırtmama planı yapayım ha anne . " Yıllar önce kocasıyla beraber Ankara'ya taşındığı için küslerdi . Daha doğrusu Hatice hanım küsmüştü . Her fırsatta geldiklerinde bir ağız dalaşı yapar , öyle gün geçirirlerdi . Valide hanım daha fazla ayakta dikilmeyip Hatice hanım'a yaklaşıp elini öptü ve alnına koydu . Ne kadar kavga etseler de severdi bu kadını ... -" Babaanne , anne didişmeniz bittiyse oturun koltuklara . Hem Nur yüzlüm Savaş'ı arama . " Gelinin alnını öptükten sonra koltuğa oturan yaşlı kadın tek kaşını kaldırıp torununa bakmıştı . -" Nedenmiş o ? " -" Biz kocalarımızı terk edip buraya kaçtık . " Yüzünün Feri kaçan babaannesini görünce telaşlanmıştı . Valide hanım uyarıcı bir şekilde bakıp -" Hayır anne ömür boyu değil ya kısa süreliğine kaçtık o kadar . " Ama dedikleriyle Hatice hanım rahatlamamış , daha da tuhaf olmuştu . ******** Bir sürü çiçeklerle dolu terasta oturuyorlardı . Valide hanım su dolu bardağı küçük yudumlarla içerken , Mavi'de meyve suyunu içiyordu . Kapıdan görünen Sevda ile su bardağını sehpaya koyup merakla ona baktı . -" Nasıl oldu ? " -" İyi merak etme anne . Meğersem tansiyon ilacını içmemiş , içirdim de uyuyor şu an. " Kafasını sallayarak düşünceli bir şekilde susamamasına rağmen tekrar bardağı eline almıştı . Tam karşısında ki kıza karşı üzgündü . -" Almira yolculuk yordu mu , bir dalgınsın ? " Rengarenk çiçeklerde ki bakışlarını soru soran kadına çevirdi . -" Hayır yormadı . Ama kusura bakmazsan bir soru soracağım . buraya neden geldik ? " Sorulan soru aslında kolaydı ama cevabı zordu . Kızının suskunluğunu fark eden Valide Hanım durumu ele alarak konuştu . -" Bak kızım . Dün denilen o sözler saçmalıktı , haksızlıktı . Söylenmemeliydi . Hem onca laftan sonra o evde kalmamız iyi olmazdı . Bir süre burada kalalım . " Kızım lafıyla bir tuhaf olmuştu Almira . Dün ki hisleri sanki tekrar ortaya çıkmış , genzini yakmıştı. -" Annem haklı . Sana söylenenler bize söylenmiş gibidir . " -" Teşekkür ederim. Bunu benim için düşünmüş olmanız çok güzel ama evinizi bırakıp buraya gelmemeliydiniz . " -" Etme . Sen benim kardeşim gibisin . Hem eviniz değil , evimiz . Kötü mü oldu hem ; mis gibi hava , iyi insanlar ... tatil gibi düşün . " -" Aynen. Hem buralar öyle güzeldir ki , Ankara'ya benzemez . İnsanlık ölmemiş dedirten bir şehirdir Trabzon . " İnsanlık lafıyla Almira bir an gülmek istemişti . Hem de kahkaha atarak ... -" İnsanlık sanki dün duyduklarımla beraber kollarımda can vermiş gibi ... "
|
0% |