Yeni Üyelik
2.
Bölüm

~ H.K 2. BÖLÜM ~

@marsmelegi

-" Bazen dünyanın en zor mesleğidir kendi duygularına tercüman olmak . "

 

Almira'dan

Şu an Çağrı bey' in odasında oturmuş onları bekliyordum. Saat epey geç olmuştu ve ikisi de gelmek bilmemişlerdi.

Ve biraz daha oturmaya devam edersem sıkıntıdan patlayacaktım . Çok acıkmıştım öğleden beri bir şey yememiştim.

Gelseler de yetimhane gidip Nezaket ablanın yemeklerine yumulsam diye düşünürken odanın kapısı açıldı ve Senem hanım girdi.

Ama yüzünde öyle bir korku ifadesi vardı ki tırsmadım değil.

Hızlıca yanıma gelip karşıma oturdu. O kırmızı renk , uzun tırnaklarını bir müddet masa da tıkırdattıktan sonra hızla kucağına koydu .

-"Senin cesaretine çok hayran kaldım ama sadece Oya hanıma karşı , Savaş Bey'e bu şekilde davranmamalıydın. O biraz sinirli gibiydi. Ne birazı baya baya burnundan duman solacağını falan zannettim." dedi sanki kendi kendine konuşuyordu. Ansızın kafasını kaldırıp bana baktı .

Bariz bir şekilde korkuyordu .

Bir dakika burada korkması gereken ben değil miydim ?

-"Oya Hanım senin gitmenin ardından her tarafı birbirine kattı . Bu arada kovuldun ama içeriyi temizledikten sonra paranı alabilirsin .Şimdi kalk ve temizliğe başla." dedi.

Az önceki o tırsak hali gitmiş , bana yukarıdan bakan kişiliği gelmişti .

Bipolar ?

-"Benim ne suçum var Senem hanım , bunların tek suçlusu çığırtkan kadın olan Oya hanım bana ne laflar söylediğini sizde duydunuz, hele o Savaş denen adam "haddini bil" ya ben ne haddimi bileceğim . İlk önce onların haddini bilmezi gerek ukala zenginler işte , ne beklersiniz ki size "hiç problem değil olur böyle hatalar demesini mi ? "deyip odadan çıktım.

**********

Elimde paspas yerlerin pisliğini temizliyordum. Saat olmuş 12 ben hala çığırtkan kadının pislettiği yerleri paspaslıyordum.

Nihayet temizliğin bitmesiyle bende bitmiştim. Ayaklarımı Senem hanımın odasına yönlendirmişken bir anda güçlü bir hapşırmayla olduğum yerde sallandım.

Tabi ne bekliyorsam yemiştim bir bardak suyu kafamdan aşağıya . İçimde kalmıştı o kadına dökemediğim su .

Senem hanımın odasından çıkıp restorandan ayrıldım. Yetimhanenin önüne gelince yanımda hızlı bir arabanın geçmesiyle olduğum yerde kalakaldım.

Yavaşça arkamı dönüp giden arabaya baktım . Son model zengin işi bir arabaydı işin tuhaf yanı bu lüks arabanın bu sokakta , bu saate ne işi vardı ?

Bu olayı düşünmeyi bırakıp yetimhane kapısından içeri girdim. Güvenlikçi amca yerinde yoktu.

Adımlarımı hızlandırıp binanın içine girdim. Mutfağa Nezaket ablanın yanına gitmeden önce odaya çıkıp Mavi 'yi görmem gerekiyordu.

Erken gelmediğim için beni merak etmiş olmalıydı. Odaya girdiğimde Mavi'nin yatağı boştu.

Adımlarımı banyoya yönelttim ama orası da boştu. Bir an aklıma terasta olabileceği geldi ama Mavi ben yokken asla oraya çıkmazdı.

Özellikle orayı yasaklamıştım ve benim sözümü dinlerdi .

Telaşın bütün benimi sardığını hissediyordum. Kötü düşünmek istemiyorum gecenin bir yarısı nereye gidebilirdi ki değil mi?

En iyisi Nezaket ablanın yanına gitmek belki gece korktuğu için onun yanına gitmiştir.

Nezaket ablanın yanına mutfağa girdiğimde onu küçük masaya oturmuş ağlarken buldum.

-"Nezaket abla" diye seslenmemle bana baktı. Gözleri kıpkırmızı olmuş ağlıyordu.

İlk başta ne olduğunu ,neden ağladığını anlayamadım. Ama bu işte bir iş vardı.

-"Nezaket abla neden ağlıyorsun ? bir şey mi oldu? hem Mavi nerde odasında yoktu." bu dememle ağlaması daha da çoğaldı. koskoca kadın karşımda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu."

-" Almira kızım ,mavi...... mavi" deyip sustu. Benim aklım sadece Mavi 'nin isminde takılı kaldı.

-"Mavi'ye ne oldu?" dedim sadece. Cevap vermeyişi beni daha da tedirgin ediyordu .Ona bir şey mi olmuştu?

Tam mutfaktan çıkıp onu aramaya koyulacakken Nezaket abla benim şaşırtacak bir şey dedi .

-"Gitti " Adımlarım durdu . Hızlıca ona dönüp yanına gittim.

-"Ne demek gitti abla , nereye gitti ? Başına bir şey mi geldi ? Konuşsana abla bücürüme ne oldu ?" dedim ama konuşmuyordu. Mavi'ye ne olduğunu sadece bir kişi bilebilirdi.

Hızlıca kapıyı çalmadan içeriye girdim. Kendimi zor tutuyordum şuracıkta ağlamamak için.

Müdire hanım ben içeri girince telefonda olan bakışları bana döndü. Gözlerinde tedirginlik , acıma , üzüntü vardır .

-"Müdire hanım Mavi'yi bulamıyorum. Nezaket abla bana gitti gibi şeyler söyledi ." deyip daha fazla tutamadım gözyaşlarımı .

Teker teker yanaklarımdan aşağı indiklerini hissediyordum.

-"Almira bak kızım" deyip oturduğu sandalyeden kalkıp karşıma dikildi. ve konuşmaya devam etti.

-"Sana pek fazla bilgi veremem ama Mavi yi ne kadar sevdiğini biliyorum .Bilmen gereken tek şey Mavi'yi bir daha göremeyeceğin gerçeği ." Bu kadar mıydı? Dalga mı geçiyordu bu kadın benimle?

-"Müdire hanım ne dediğinizin farkındasınız değil mi ? O benim her şeyim ve siz bana onu bir daha göremeyeceği mi söylüyorsunuz. Bu saçmalık tek kelime ile saçmalık." ağlamaya başlamıştım . Onu bir daha görememe düşüncesi hıçkıra hıçkıra ağlamama neden oluyordu.

Ayaklarım bana ihanet edercesine tutmamaya başladı zaten bende kendimi ayakta kalmaya zorlamayıp bıraktım.

-"Gitti "dedim. Müdire hanım beni yalnız bırakmak için odadan çıkmıştı. Kaç dakika yerde oturup ağladım hatırlamıyorum bile.

Gözümü duvara dikmiş bir elim kolyemde sadece oturuyordum. Kolyemi sıkıca tutmaya başladım .Belki onu hissedebilirim diye.

Savaş'dan

"Emin misin diğer kameralarda gözükmediğine ."dedim sakin bir tavırla. Ama ben aksine çok sinirliydim.

Yeğenimi bulmaya bir adım kalmıştı ama bu işe yaramaz adamlar bir türlü işlerini düzgün yapmıyorlardı.

-"Evet Savaş bey sadece bu yol ayrımına kadar gözüküyor ,Oradan sonra araba izini kaybettiriyor "dedi emin bir sesle ve devam etti.

-"Şey efendim bu yol ayrımı sonrasında bir veya iki km ötede bir yetimhane var , ben iki adam gönderip araştırmalarını söyledim ." bakışlarımı adama çevirdim. Bu önemli bilgiyi neden en sona bırakıyordu ki ?

-"En kısa zamanda araştırıp öğrendiğiniz her şeyi bana getirin .Yeğenimi hemen bulmalıyız. Zaman dar anlıyorsun öyle değil mi ? "dedim o ise hızlıca kafasını sallayıp odadan çıktı.

***********

Hemen ayağa kalkıp elimdeki dosyayla odamdan çıktım. Araştırma sonucu önemli bir bilgiye ulaşmıştık.

O gün o gece sadece bir bebek getirilmişti . Sanırım bulmuştuk. Hızlıca Kayahan'ın odasına girdim. Kaan ve Kayahan ikisi de dün geceden beri en ufak bir ipucu arıyordu.

-"Önemli bir bilgi bulduk "deyip ortaya bombayı patlattım. Ben böyle deyince gözlerinin içinde büyük bir umut ışığı belirmişti.

Bir anda arkamdan Kaan'ın sesini duymam ile ona döndüm.

-" Ne buldun abi ?" Kayahan'ın karşısına oturup yetimhane olayını ve sadece o gece bir bebeğin oraya bırakıldığı anlattım.

İkisi de karşıma geçmiş ağlıyordu. Kayahan, ablam Sevda'yı aramış her şeyi ona da anlatıyordu.

Ben tam karşısına oturmuş onun sevinçle kızını buluşumuzu ağlaya ağlaya karısına anlatışını buruk bir gülümsemeyle izliyordum.

Hayat gerçekten mucizelere gebeydi.

Kim derdi ki şans eseri bunca zaman öldü bildiğin evladının bir şerefsiz tarafından kaçırılıp yetimhaneye verildiğini, onu bir şekilde bulup yeniden kavuşacağınızı .

Kayahan telefon konuşmasını bitirip ayağa kalkmasıyla bende kalktım.

Üçümüzde odadan çıkıp otoparka yöneldik. Ben kendi arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Arkamdan da Kaan ve Kayahan geliyordu.

Hızlıca arabayı evin bahçesine park edip arabadan indim.

Ben eve varıncaya kadar Kayahan ve Kaan da arabaları park etmiş peşimden geliyorlardı.

Tam elimle zili çalıcağım an kapı açılmış ve bir adet ağlamaktan gözleri şişmiş ablam ile karşı karşıya geldim.

Ona burukça gülümsedim .Hızlıca boynuma sarılmasıyla bende ona sımsıkı sarıldım.

Bu hayatta benim için ailemden daha önemli hiçbir şey yoktu .

Onlar benim her şeyimdi. Ablam bende ayrılıp yeniden ağlayarak Kayahan'a sarıldı. Ben onları yalnız bırakarak oturma odasına yöneldim.

Bütün aile buradaydı .Benim içeriye girmemle bütün gözler bana yöneldi.

Hepsine baş selamı verip koltuğa yönelecekken kız kardeşim Kumsal'ı gördüm.

Kendisi üniversite için Fransa'ya gitmişti. Arada bir yaz tatillerinde birkaç haftalığına buraya gelirdi. Onu burada görmek beni şaşırtmıştı.

Oturduğu koltuktan kalkıp bana sarıldı. Ben ise şaşkın bir şekilde ona karşılık verdim.

-"Abi olayları öğrenmemle ilk uçağa atlayıp geldim. Sizi yalnız bırakamazdım." deyip devam etti.

-"Bence bunu kutlamalıyız. Yarında gidip yeğenimi alırız. Ne dersiniz.?" diye bir fikir söyledi. Tabi hemen ardından Oya

-"Aynen bu sabah gittiğim bir yer vardı .Şimdi arar yer ayırtırım .Sizler hazırlanın da bir an önce gidelim." dedi

-"Aynen Oya hem Türk yemeklerini özlemişim. Eminim gittiğin yer çok güzeldir." diye o da fikrini sunup Oya ' ya göz kırptı. Bu ikisi yine ne işler çeviriyordu bilmiyorum ama bir şeyler çıkacağı kesin .

-"Siz ben ve Kayahan 'dan önce gidin bizim birkaç işimiz var .Onları halledip geliriz." deyip odama yöneldim. Yeğenimi alma işini yarına bırakamazdım.

O yüzden ondan önce yetimhaneye gidip evrak işlerini alıp restoran dönüşü onu alabiliriz. Hem gece almamız daha iyi oradaki ortamından sabah ayrılması iyi olmayabilirdi.

Banyoya girip kıyafetlerimi çıkartarak soğuk suyu açtım. kısa süre sonra duştan çıkıp odaya yöneldim.

Hızlıca üzerime siyah takım elbise giyip odadan çıktım. Hızlıca arabaya doru gittiğimde Kayahan'ın çoktan arabaya bindiğini fark ettim.

Arabaya binip bahçeden çıkarak yetimhaneye doğru sürdüm.

Bir süre sonra yetimhaneye vardığımızda saat biraz geç olduğu için bahçede kimse yoktu.

Binadan içeri girip Kayahan ile beraber müdire hanımın odasına girdik .Müdire hanım bizi görünce hemen ayağa kalkıp bana elini uzattı.

Ben uzatılan eli es geçip koltuklardan birine otururken Kayahan kadının elini tutup başıyla selam vermişti.

Benim bu hareketime bozulan kadın Kayahan'ın elini tutmasıyla fazla bozuntuya vermeden oda yerine oturdu.

Kayahan boğazını temizleyerek;

-"Sizinle daha önce adamlarımız irtibata geçtiği için neden burada olduğumuzu biliyorsunuz." dedi . Kadın ise

-"Evet Kayahan bey işlemler için sadece imzalar ve birkaç protokol kalmıştı ama biraz önce adamlarınız tarafından getirildiler." dedi ve imzalanacak yerleri Kayahan' a uzattı. ben;

-"Onu görebilir miyiz ?." dedim kadın ise;

-"Tabi Savaş bey işlemler tamamlandı. İsterseniz şimdi Mavi 'yi alabilirsiniz ."

İsmi Mavi miydi ? Ne kadar güzel bir ismi vardı yeğenimin .Gözlerimi Müdireden çekip Kayahan' a baktım. Onun da benden farkı yoktu.

Ben ayağa kalkıp odadan dışarıya çıktım. Arkamdan da Kayahan ve müdire geliyordu.

İsmi Mavi'ydi ve biz şimdi öğreniyorduk. O şerefsizi elime geçirdiğim an ölmek için yalvartacaktım.

Binadan çıkıp arabaya doğru gidecekken kapı önünde güvenlikçiyle beraber dikilen bir kız çocuğu dikkatimi çekti.

Başımı çevirip arabaya doğru yöneldim.

-"Mavi " Müdirenin seslenmesiyle başıma büyük bir hızla geri küçük kıza yönelttim.

Bu kız benim yeğenim miydi?

Küçük kız kafasını müdireye dönmesiyle şaşkına uğradım. Bu kız kesinlikle ablamdı. Aynı onun küçüklük haliydi.

-"Efendim Müdire hanım "diyerek yanımıza geldi. Yanımda dikilen Kayahan 'ın bana yaslanmasıyla ona baktım.

Bütün ağırlığını bana vermiş Mavi'yi izliyordu. Bende ona baktım.

-" Hadi odana git." müdire hanımın söylediği ile arkasını dönüp binaya yöneldi.

Binanın içine girmeden önce arkasını dönüp bize baktı. Şirince el sallayıp arkasını dönüp içeri girdi.

Kayahan'ın omuzlarından tutup kendime dönderdim.

-"Hadi gidip ablamı alıp geri gelelim ve kızınızı gerçek yuvasına götürelim." dedim. Kayahan ise çökmüş omuzlarıyla sadece kafasını salladı ve

-"İyi ki varsın Savaş " dedi .Ardından sarsak adımlarla araya bindi. Bende arabaya binip Oya'nın bahsettiği restoranda sürmeye başladım.

Restoranda varınca araban indik. Daha önce birkaç defa iş anlaşması yapmak için geldiğim sayılı yerlerden birisiydi.

İçeriye girip masaya doğru yöneldik ama masanın başında Oya elinde bulunan su bardağını garson olduğu belli olan kızın başından aşağı döküyordu.

Kayahan ile ayakta olup biteni anlamaya çalışıyorduk.

Ta ki kızın masada bulunan diğer bardağa uzanmasıyla ne yapacağını anlamıştı.

Hızlı adımlarla yetişip kızın elinden bardağı aldım.

O kadar hızlı olmuştu ki kız gibi diğer aile ferdleri de şaşırmıştılar. Kız şaşkın bakışlarla kafasını bana çevirdi. Tam bir şey diyecekken ben konuştum.

-"Bu kadar yeter küçük hanım . Haddini bil . Senin karşında sıradan insan yok" dedim ve elimdeki bardağı masaya bıraktım. Bu sırada Kaan bana bakarak

-"Savaş abi hoş geldin" deyip gülümsedi ve masadaki peçeteyi kıza uzattı .

Kız ise peçeteye bakıp bana döndü. Tam bir şey diyecekken telefonunun çalmasıyla gözlerini benden çekip endişeli bakışlarını telefona çevirdi.

Biraz uzaklaşıp telefona cevap verdi. Sevimli olduğunu zannettiği sesle cevaplar veriyordu.

Ardından telefonu kapatıp bana doğru geldi ve beni sinirlendiren sözleri söyledi.

-"Bu sabah Oya hanıma dediğim gibi kendinizi bu kadar büyük görmenize gerek yok . Nihayetinde benim görebildiğim kadar büyüksünüz" bu kız kendini ne zannediyordu. tam cevap verecekken arkasını dönüp ilerleyip gitti.

Sinirli bakışlarımı Sinem ve Çağrı'ya yönelttim

-"Garsonlarınızı daha iyi seçmenizi öneriyorum. Aksi halde bu restoranın kapanması çok uzun sürmez" dememle sadece kafalarını salladılar.

Oya sinirle masadaki yiyecekleri yere fırlatmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. Üstüne giydiği kıyafeti kirlenmişti.

Rezalet gözüküyordu. Ardından bakışlarımı Kumsal'a çevirdim. O da Oya kadar sinirli gözüküyordu.

Kayahan'ın omzuma dokunmasıyla ona döndüm. Yanında sabırsız bakışlar atan ablamla bana bakıyordu.

-"Kayahan ablam ile sen arabaya bin , ben babama bilgi verip geliyorum" dedim ve babama doğru yöneldim.

Zaten onunda bakışları bendeydi. Babama kısaca olup biteni anlatıp Mavi'yi almaya gideceğimizi söylediğimde onlarda yetimhaneye gelmek istediğini söyleyip bakışlarını anneme çevirmişti.

Kısa bir süre sonra masadan kalkıp arabalara yöneldik. Annem ve Babam torunlarını görecekleri için çok heyecanlı gözüküyorlardı.

Yetimhane binasına girmemizle karşımıza tombul bir kadın çıktı. İlk önce sorgulayıcı bakışlar atıp tam konuşacakken Müdire hanımın sesini duydum.

-"Savaş Bey, Kayahan Bey bu taratan lütfen." deyip yolu gösterdi. Bir üst kata çıkmaya başladık .

Pembe kapılı bir odanın önünde durmasıyla bütün bakışlar oraya yöneldi.

Odadan içeri ilk giren Sevda ablam oldu. Hıçkırık atarak duvar kenarında yatan bedene bakıyordu. Yatağın yanına gidip küçük bedene baktım.

İlk önce yanında duran oyuncak ayıyı kenara koyup küçük bedeni kucağıma almamla ;

-"Anneabla" diye fısıldadı. Anneabla da neydi? Kafama çok takmadım nede olsa o daha küçücük bir çocuktu.

Büyük bir ihtimalle rüya görüyordu. Diğer aile fertlerini geride

bırakarak Sevda ile odadan çıktık. Binadan çıkıp arabaya yöneldim.

Arabanın kapısını Sevda açıp koltuğa oturup Maviyi kucağına vermemi istedi. Mavi'yi onun kucağına yatırıp yüzüne bakmaya başladım. Ağzımdan istemsizce ;

-"Yeni Hayatına Hoş geldin MAVİ" dedim.

 

 

Loading...
0%