Yeni Üyelik
8.
Bölüm

~ H.K 8. BÖLÜM ~

@marsmelegi

-" Böyle kalalım..."

Savaş'tan

-" Böyle kalalım "

Almira'nın sarılarak söylediği cümle bende hiç hissetmediğim duyguları hissettiriyordu.

Sevgi desem değildi , acıma desen değildi . İçimdeki bu duygu ne bilmiyorum. Uzun zaman olmuştu böyle şeyler hissetmeyeli ve bu hiç hoşuma gitmiyordu .

Akşam üzeri sadece teklifimi ona hatırlatmak için gelmiştim yetimhaneye.

Çünkü bu iş uzadıkça sinirlerim bozuluyordu . Zaten kabul etse de etmese de evlenmek zorundaydı benimle .

Yetimhaneden içeri girdiğim ilk vakit herkese sordum fakat kime sorsam Almira'nın nerede olduğunu bilmiyordu.

Bu vakitte onun nereye gidebileceğini çok merak etmiştim.

Üzerinde önlük bulunan hafif kilolu kadına sorduğumda hiçbir cevap alamamıştım.

Hatta tuhaf bir şekilde benden kaçmıştı . Yüzünde ki o suçlu tavır biraz beni kuşkulandırmıştı .

Tam vazgeçip kendim arayacakken geçenlerde geldiğimde bana atar yapan hatırladığım kadarı ile Sıla endişeli bir biçimde parkta olabileceğini söylemişti.

Oraya vardığımda karşılaştığım şey beni sinirlendirmişti. Bir adam Almirayı kollarından tutmuş öpmeye çalışıyordu.

Almira'nin çığlık atan sesi içimde burukluk yaratmıştı. O an sadece aklımda adamı öldürmek geçiyordu. Almira'ya dokunan ellerini kesmek , kopartmak istiyordum.

Hızlı adımlarla ona dokunan adamı çekip yüzüne sert bir yumruk geçirdim.

Benim yumruğum ile adam yalpalayıp yere düştü. Bakışlarım az ilerde gözleri kapalı bir biçimde yere çömelen Almira'yı gördü.

Perişan görünüyordu.

Korkuyordu.

Kendini saran kollarına yüzünü gömmüş oturuyordu . Sarsılan omuzları ağladığının göstergesiydi .

Onun bu hali içimdeki volkanı uyandırmış gibiydi. Yerde yatan adamı daha hızlı yumruklamaya başladım.

Suratı kandan görünmüyordu . Tekrar yumruk atmak için elimi kaldırmıştım ki bir an da cebinden çıkardığı bıçakla elimi kesti .

Geriye doğru adımladığımda o da yerden kalkıp sarsak adımlarla uzaklaşmaya başladı .

Belimdeki silahımı alıp bir el ateş ederek onu kolundan vurdum. O pislik acı içinde bağırarak gözden kaybolduğunda Almira'nın yanına yaklaşmıştım.

Şu an ise kollarımda ağlıyordu.

Kısa süre sonra ellerinin boşluğa düşüşü ile kalbim korkuyla sıkıştı. Bayılmıştı .

Yaşadığı şeye bedeni daha fazla dayanamamıştı. Yüzünü ellerimin arasına alıp hafifçe sarstım. Ama Almira gözlerini açmadı.

Onu yerden kucağıma aldım ve az ileride bulanan arabamın yanına hızlı adımlara ilerledim. Almira'yı dikkatlice yerleştirip kemerini taktım.

Sürücü tarafına geçerek aracı hızlıca sürmeye başladım. Akşam saatleri olduğu için trafik yoktu .

Bomboş yollarda ilerliyordum . Bir elimle direksiyonu tutup telefonumu cebimden aldım .

Bilindik numarayı tuşlayıp kulağıma götürdüm .

-" Efendim Savaş ." Huzursuz sesi kulağıma ulaştığında yüzümü buruşturdum . Ağladığı çok belliydi .

-" Abla beni beklemeyin . Bir kaç işim var . "

-" Ne işin var ki ? Eve gelmen iyi olabilir Savaş . Mavi çok huzursuz ve seni seviyor . Onun yanında olursan mutlu olur en azından . " sesinde ki duygusallık çok fazlaydı . Telefonda ki birkaç sesten sonra Kayahan konuştu .

-"Savaş söylediğin o meseleden mi gelmiyorsun ? " ona her şeyi anlatmıştım . Belki de tek gerçeği bilecek kişi oydu . Bu yapmama onay vermiyordu .

-" Evet . " derin bir nefes alıp verdi . Arkadan ablamın ağlama sesi geliyordu . Ona dertlendiği çok belliydi .

-" Belki de en doğrusu budur . Ne yapacaksan elini çabuk tut Savaş . "

Almira'dan

Boşluk ...

Hissettiğim tek şey buydu . Boşlukta gibiydim . Duygularım birer birer beni terk etmiş , yalnız kalmıştım .

Sanki bedenim ağırlaşmış o da beni yavaş yavaş terk ediyordu .

Zaman ilerledikçe aldığım nefes zehir olmuş , genzimi yakıyordu .Boynumdan aşağı akan sıvı tüm bedenimi kapladı .

Bedenim de beni terk etti .

Genzimin yanışı ile öksürüp gözlerimi açtım . Titreyen ellerim boğazıma gitti .

Hissettiğim dokunuşlar yoktu . Ama neden nefes alamıyordum . Yattığım yerden kalkacakken komidinde ki bardağa çarptım .

Etrafı kaplayan kırılma sesi ve her tarafa dağılan parçalar ...

Odaya yansıyan güneş ışınları o parçalarla daha da parlıyordu . O parçaları umursamadan az ileride gördüğüm pencereye koştum .

Zar zor açtığım pencere ile kafamı dışarıya çıkartıp derin nefes aldım .

Genzimin yanışı bitmiş , hava şifa olmuştu bana .

-" Ne yapıyorsun sen ! " kapının duvara çarpılışının ardından duyduğum cümle buydu . Savaş inip kalkan göğsü ile tam karşımdaydı .

Buraya koşuşturmuştu ? Duyduğu kırık sesinden olsa ?

-" Ayaklarına ne oldu senin ? " dediği ile bakışlarımı ayaklarıma çevirdim . Koştuğum parke boyunca ayak izlerim vardı .

Kanlı ....

Kolumdan tutup yatağa doğru savurdu bedenimi . Yumuşak yatağa düşüşüm ile oturmuştum . Bir şey demek için ağzımı açsam da sesim çıkmıyordu .

Bu çoğu zaman olan bir şeydi . Psikolojik olarak bu tarz bir uyanışın ardından konuşamıyordum .

Şimdi olduğu gibi ...

Sesim beni terk etmiş , kim bilir hangi vakit gelecekti ?

-" Şu cam parçalarına bak ! Nasıl becerdin bunu salak ! " ayağımı eline alıp altına baktı . Her parmakları değişinde yeni yeni acıyı hissediyordum .

-" Cevap ver bana ! " sanki yüksek sesi duvarlara çarpıp geri bana dönüyordu sertçe . Ve ben o ses altında eziliyordum .

Nasıl cevap verecektim ? Ağzımı açık bir şeyler söylemek istedim ama olmadı .

O kara bakışları yüzümde dolanıyordu . Her ses çıkartmayışımda daha da koyulaşıyordu .

Bilerek konuşmadığımı zannediyordu . Derince yutkunup dolu bakışlarımı ondan çektim . Ellerimle ağzımı gösterdim .

Konuşamadığımı nasıl belli edebilirdim ki ?

Şu an içinde bulunduğum çaresizlik beni yok etsin istiyordum . Suskunluğum benim sonum olsun istiyordum .

-" Ne demeye çalışıyorsun ? Numara mı yapıyorsun yoksa ? " hayır dercesine kafamı sallayıp yatakta geriye doğru gittim .

Tuhaf bir şekilde geriye gidişime baktı . Anında o da geriye gitmişti . Bende uzaklaşıp tekli koltuğa oturdu .

Hiçbir şey demeden öylece bana bakıyordu . Ellerini birbirine kenetleyip önüne eğildi .

-" Benden korkuyor musun ? " korkuyor muydum sahi ondan ? Bazı anlarında evet bazılarında ise hayır .

-" Bunu evet olarak algılıyorum zaten diğer cevabın geçerliliği olamaz değil mi ? " gülerek alayla dediğinin ardından kalkıp dolaba ilerledi . İki kapağını açtığında ortaya çıkan poşetleri alıp bana doğru fırlattı .

-" Birazdan odaya iki kişiyi göndereceğim . Ayaklarına pansuman yapıp seni hazırlayacaklar . Sorun çıkartma ve şu konuşamama numarasına son ver . Sesine ihtiyacım var küçük bir cevap için . " bu dedikleri çok kırıcıydı . Ayrıca ne için hazırlanacaktı ki ?

Bunu ne kadar sormak istesem de sesim çıkmıyordu .

Hala bir şey demeyişimle derin bir nefes verip ellerini yumruk haline getirdi . Bana doğru bir kaç adım atsa da hemen çıkmıştı odadan .

Oturduğum yere biraz daha gömülüp kafamı yastığa koydum. En son olanlar geldikçe korkuyordum .

Ali'nin yaptığı şey mide bulandırıcıydı . Hem nereden öğrenmişti ki orada olduğumu .

Bilenler sadece Sıla ve Nezaket Abla idi

Ali nin annesi Nezaket Abla ....

Böyle bir şey yapmış mıdır ki ? Oğlunun davranışlarını biliyordu ve buna rağmen benim yerimi söylemiş olabilir miydi ?

Kapı hafifçe tıklatıldıktan sonra içeriye birileri girdi . Hemen yatağın önünde dikiliyorlardı .

-" Savaş Bey'in emri ile sizi hazırlamaya geldik . " bir şey demeyişim ile birbirlerine bakıp ellerinde ki çantaları koltuğa yerleştirdiler .

Sarışın olan kız bir kaç sargı ve kremle ayak ucuma oturdu .

Baktıkça yüzü buruşuyordu . Nazik bir şekilde ayaklarıma pansuman yapmaya başladı . Ama ne kadar nazik yapsa da acıyordu . Yanaklarımda akıp ilerleyen damlalar yastığı ıslatıyordu .

Bu benim için çok normaldi .

Sahi kaç gece bu yastılar gözyaşımla ıslanmıştı ? Saymayı bırakalı uzun zaman oldu .

Ben insanlara bir şeyleri anlatmayı bırakalı da çok oldu . Çünkü ben konuştukça kulaklarını kapatıyorlardı .

O yüzden sesimle değil de gözlerimle anlatmaya karar verdiğim de bu seferde yüzlerini çevirdiler .

Şimdi ben sizlere gözyaşıyla ıslanan yastığı tersine çevirip öyle yatmayı nasıl anlatayım ki ...

Hem de sağır ve kör olan sizlere ...

Ayak ucumdan kalkan kız diğerinin yanına gidip kulağına bir şey söyledi . Anında ikisinin de bakışları beni buldu .

-" Aymira Hanım elbisenizi giymenize yardımcı olalım mı ? Bu ayaklarla giymek zor olabilir . " aslında kendim oturarak da giyebilirdim . Zaten neden hazırlandığımı da bilmiyordum . Ama şu an hiçbir şey yapasım yoktu .

Boğazımda ki kısa süren bir acı ile yattığım yerden doğrulup öksürdüm . Öksürdükçe rahatlıyordum .

-" İyi misiniz Almira Hanım ? Su için rahatlarsınız . " uzatılan su bardağını alıp içtim . Bardağı geri verdikten sonra derince yutkunup konuştum .

-" İyiyim , sağ olun . " Biraz kısık çıksa da sesim geri gelmişti . İlk defa yaşasam korkardım ama çoğu kez yaşamıştım bunu .

Kızlar bana gülümseyip doğrulmamda yardımcı oldular . Ellerine aldıkları fırçalar ve makyaj malzemeleri ile tam karşıma geçtiler .

**********

-" Bunu da taktık mı tamamdır ." elinde ki oldukça şaşalı kolyeyi bana yaklaştırdığında bileğinden tuttum .

Onu takmaya niyetim yoktu . Bir yere falan düşürürsem ömrüm boyunca çalışsam da alamazdım .

-" Bunu istemiyorum . Hem bu üzerimde ki elbise biraz tuhaf , başka bir şey yok mu ? " cevap vermek için harekete geçtiklerinde onları susturan açılan kapıydı . Savaş hiçbir şey demeden hızla bana yaklaşıp kucağına aldı .

-" Ne yapıyorsun ? Neden kucağına aldın beni ? "

-" Bakıyorum da numarana son vermişsin . " Sorularıma cevap vermeyip bir de üzerine dalga geçmesiyle sinirlenmiştim .

-" Ben numara yapmadım . Hem sorular- "

-" Sus artık ! Zaman ilerliyor ve aşağı da nikah memuru bizi bekliyor . " dedikleriyle ellerim boşluğa düşmüştü . Şimdi üzerimdeki elbiseye anlam yükleyebilmiştim .

Beyaz ve gelinliği andıran elbise de daha en başından bir tuhaflık vardı . Ama ben pek takılmamış , son an da merakımdan söylemiştim .

-" Seninle evlenmek istemiyorum . İndir beni ! " dediklerime kulak asmayıp odadan çıktı . Uzun koridoru aştıktan sonra merdivenlerden indik .

Kocaman oturma odasında bir masa ve çevresin de iki takım elbiseli adam bir de nikah memuru vardı .

-" İstemiyorum evlenmek , bırak beni lütfen . " ne kadar durması için konuşsam da dinlemeyişi ile sertçe tokat attım .

Yürümesi durmuş , kafası yana yatmıştı . Etrafı kaplayan sessizlik nikah memurunun elindeki kalemi yere düşürüşü ile son buldu .

Odadakiler bana tuhaf bir şekilde bakıyorlardı . Sanki acıyarak ...

Yana yatan kafasını kaldırıp bana baktı . Derin yutkunuşumu ikimizde duymuştuk .

O kara bakışlarını odadakilere çevirdi . Onların yanında böyle bir şey yapmam kızdırmıştı onu .

-" Seni indirmemi istiyorsun değil mi ? " tehditkar ses tonuna cevap vermeye korkuyordum . Kafa sallamamla beni yere attı .

Kalçamda ki acı ile çığlık attım . Benimle aynı boya gelip çenemden tutup kendine baktırdı .

-" Cevaplara gerek yok . Sinan defteri getir imza atacak ! " takım elbiseli adam memur önünde ki defteri alıp yanımıza geldi ve ona uzattı . Aldığı defteri yere koyup ,cebinde ki kalemi çıkardı .

-" Bu kalem bana özel üretildi . Ve senin sonunu getirdiği için çok seviyorum artık . " Yere yaslı olan elimi alıp zorla kalemi tutturdu . Gözlerimin içine baka baka o deftere imzamı attırdı .

 

Loading...
0%