@marsmelegi
|
-" Ne kadar inkar edersen et , hissettiğin yere aitsin yani bana , bu aileye. "
Almira'dan Uçsuz bucaksız , kimsesiz bu yemyeşil orman sanki ayaklarımın altında gibiydi. Esen rüzgar her saçımı yalayıp geçerken , kulağımı gıdıklıyordu. Sabah ezanının sesiyle uyanmış , soluğu bu güzel manzara da almıştım . Sanki orman sessizliğe bürünmüş de ezanı dinliyor gibiydi . Hayvanlar bile susmuştu. Gözlerimi sımsıkı kapatıp derin bir nefes aldım . Hava biraz soğuk olduğu için üşümüştüm . Tabi üzerimde kalın bir şeyler olmadığı için de olabilirdi . Ellerimi balkon demirlerine koyup buz gibi dokuya tutundum . Erken saatler olduğundan dolayı soğuktu . Kaç saniye , kaç dakika o şekilde durdum bilinmez ama omzuna konulan şal ile gözlerimi araladım . Her kim ise öylece yanımda dikili duruyordu . -" Hava çok güzel değil mi ? " Hatice ninenin o sıcak sesi sanki soğuk hava ile savaşıyordu . Kafamı hafifçe ona dönderip onu onayladım . Pek konuşasım gelmiyordu . Daha çok dinleyen taraf olmaya alışmıştım . Sanki o da anlamış gibi devam etmişti . -" Her sabah bende burada durup hem ezanı dinlerim hem de şu mucizevi manzarayı izlerim . Ey güzel Rabbim ne de güzel yaratmış . " Gözleri kısa bir süre kapatıp , tekrar açtı . Benden tarafa biraz dönüp elini kalbimin üzerine koydu. -" Tıpkı kalbin gibi ." Gözlerimin şaşkınlıktan büyümesini engelleyememiştim. Tıpkı Kalbin gibi... Hatice nine benim şaşkınlığıma kocaman gülümseyip yaşlılıktan buruşan beyaz elleri ile omzumu sıvazladı. Her elinin hareket edişinde bünyem sıcacık oluyordu. Sevildiğimi iliklerime kadar hissediyordum . Ben karşımda ki bu kadın tarafından seviliyordum . İstemsizce burnumu çekip başımı eğdim . Gözlerim istemsizce doluyordu. Bu sevgiye alışamıyordum . -" Gözlerin dolmasın güzel gelin kızım . " Başımı yavaşça sallayıp elimin tersiyle yaşlarımı temizledim. -" Hatice nine ... " Ben sildikçe akan yaşlarım sinirimi bozmuştu. Genzime kadar dizilen hıçkırıklar boğuyordu beni . Derince yutkundum. Hiçbir şey demeden başımı omzuna yaslattı . Sanki ağlamam için yer vermişti bana . O an ben sessizce ağlarken , o benim yanımda beklemiş her ağlayışımda omzumu sıvazlamıştı . ********** -" İkinizin de gözleri kırmızı olmuş . " Kahvaltı masasında sevinçle cıvıldayan Mavi'ye baktım . Bakışları bir bana , bir de Hatice nineye gidip geliyordu . -" Bakın üzerimde ki elbisemle aynı renkte gözleriniz . " Gözlerimizi kast ettiği renge baktım . Çiçeklerle dolu olan elbisesini gösteriyordu küçük parmağıyla . -" Güzel torunuma bak hele . " Hatice nine tam çaprazında oturan Mavi'nin örülü saçlarını okşamaya başlamıştı . -" Gece çok televizyon izlemişler , ondan böyle kırmızı renk olmuş gözleri annecim . " Sevda abla ekmeğe reçel sürerken bir konuşuyor bir de bana bakıyordu . Sanki ne olduğunu anlamaya çalışır gibi. -" Ahh evet gece çok televizyon izleyip , uykusuz kaldık miniğim . Ondan kırmızı olmuşlar. " Dudağımı sarkıp , kafamı hafif yana eğdim . Her ne kadar yalan söylemekten uzak dursam da ağladığımı söylemek istemiyordum . -" Nezaket abla senin gece yatmadığını duysa çok kızardı eskiden . Onu ne zaman göreceğiz Anneabla ? Hem ben mızıkçı Pelin'i de özledim. " Nezaket ablanın adını duyar duymaz tüylerim diken diken olmuştu . Günler önce yaşadığım o an gözlerimin önünden geçti . Ali'nin o parkta yaptıkları, Savaş'ın gelip beni kurtarması ve patlayan o silah ... Hepsine yıllarca tanıdığım o kadın neden olmuştu . Abla dediğim , en zor zamanlarımda yanımda olan ve yanında olduğum kadın . Derince yutkunup diken diken olan bedenimi hareket ettirip gülümsemeye çalıştım . -" Bir gün gideriz beraber miniğim. Eminim onlarda seni özlemiştir . " Sesimin sonlara doğru kısılmasına mani olamamıştım. -" Oleyy , gidelim Anneabla. " Onun oturduğu yerden mutlu mutlu dans etmesine gülümseyip , buharı üzerinde tüten sıcacık çayımı yudumladım . Onunla uzun zaman sonra belki de tekrar görüşecektik. Ne tepki verecekti bana ? Ya da ben nasıl bir tepki verecektim ? -" Almira , canım ? " Yan taraftan bana seslenilmesi ile o tarafa dönücekken bardağı masaya koyduğumu zannedip üzerime dökülmesine neden olmuştum . Oturduğum sandalyeden kalkıp devrilen bardağı düzelttim. Bacağımda boydan boya oluşan acı ile yüzümü buruşturdum . Masada oluşan sesli gürültünün ardından hepsi başıma toplamıştı. Hatice nine giydiğim pantolonu çekiştirip , ıslak yerle olan temasımı kesmeye çalışıyordu . Zerrin hanım masadan aldığı soğuk suyu dökülen yere serpiştirirken , Sevda abla da pantolonun düğmesini açmaya çalışıyordu . Girdiğim o acı dolu boşluktan Mavi'nin bağırışı ile çıktım . Bana olan endişe dolu bakışlarını arkama doğru çevirmiş , kapı kısmına bakar hale getirmişti . -" Dede , Baba , Dayı ... " İşte duyduğumuz bu üç kelime hepimizin durulmasına neden olmuştu . Hepsi o tarafa bakarken benim sırtım hala onlara dönüktü . Ellerimin titremesi artmıştı. Sakince sıcak çayın döküldüğü yere dokundum . Küçücük bir temasla bile canım acımıştı. -" Gelin kızım , gel hele banyoya gidelim de soğuk su dökün . Hemen ardından da merhem sürdük mü bir şeycik kalmaz . " İki kolumdan da tutup banyoya ilerletti . Masadan uzaklaşmadan önce kapı eşiğine bakışlarım kaydığında onu gördüm . Savaş'ı ... Eskiden bir tane bile tüy bulunmayan yüzü şimdi kirli sakallıydı . Başına taktığı siyah şapka ile Hakan Bey'in yanında dikiliyordu . Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi yanık bacağımda ki bakışlarını gözlerime dikti . Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Son kez göz göze geldikten sonra Hatice ninenin beni banyoya sokması ile kesilmişti . İlk önce üzerimde ki pantolonu çıkartmış , ardından duşa kabine girmiştim. Yeşil büyük kovaya çeşmeden su akarken Hatice nine aynalı dolaptan kahverengi bir şişe alıp yanıma geldi. Kapağını açıp yavaşça yanan yere sürdü . -" Kova dolana kadar biraz sürülü dursun , su değince canının yanmasını engeller kızım . " Arkamda ki tabureyi biraz çekip üzerine vurdu otur dercesine . Sıcak tarafa dönük olan çekmeyi kovanın yarısı dolunca soğuğa dönderdi. -" Onların buraya geleceğinden haberin var mıydı Hatice nine ? " Kovanın içini kontrol eden eli bir süre kalakalmış , ardından da içinden çıkartmıştı. -" Suyun sıcaklığı çok iyi gelin kızım . Sen bu suyla güzel bir duş al , çıkınca güzelce krem süreriz. " Sorumu es geçmişti. Hatta duymamazlıktan gelmişti. Yavaşça yanımdan ayrılıp banyo kapısına yürüdü. Onun çıkıp gideceğini zannederken, öylece durmuştu. -" Senin iyiliğin için çağırdım onu kızım . Herkesin tutunacak bir dalı vardır , sen onu bulmuşken kaybetme diye. " Dedikleri yanık bacağımdan daha da acıtmıştı . Tutunacak bir dal olarak ben Savaş'ı seçmiştim öyle mi ! -" Ben çevremde tutunacak bir dal aramayı bırakalı çok oldu Hatice Hanım . Ne zaman bıraktım biliyor musunuz ? " Arkasını dönüp bana bakınca gözlerimi çekip , ellerime baktım . Ne de olsa kırgınlıklar en önce gözlere yansırdı. Bir kişiye daha olan kırgınlığımı bilmesinler istiyordum. -" Ağacın kendisi olduğumu anladığımda ... " ********** Kremi yavaşça bacağıma sürüp elimle havalandırdım. Krem gittikçe canımı yakıyordu. Dudağımı dişlerimin arasına alıp yatağa oturdum . Kremi parmağıma sıkıp kalan kısımlara sürmeye başladım . Küçük iniltim tüm odayı kaplarken dudağımda ki baskıyı artırdım. Gözümün önüne gelen ıslak saçlarımı arkama çekiştirip derince yutkundum. Hastaneye gitsem daha iyi olacaktı. Daha fazla kendime işkence çektirmemek için yataktan kalkıp dolaba ilerledim. Geniş eşofmanımı alıp giyindim. Her tenime değişinde bacağımı acıtıyordu . Telefonumu bir cebine koyup cüzdanımda ki son parayı aldım elime . Gitmeme yardımcı olurdu ama gelmeme yetmezdi . Telefondan taksi durağının numarısını bulup aradım . Kaldığım odadan çıkarak herkesin oturduğu oturma odasına gidecekken içeride ki kahkaha dolu sohbet dolandı kulağıma . Hepsi bir aile gibi konuşuyor , gülüyorlardı. Benim yüzümden kaç gün hasret kalmışlardı. Suçluluk ile omuzlarım çökmüştü . Onlara her ne kadar haber vermek istesem de bu sohbeti bozmak yakışmazdı bana . Hele de mutlu aile sohbetini ... Son kez gülüşlerini dinleyip dış kapıya ilerledim . Sessizce kapıyı açıp dışarı çıkarken arkamdan kapatmıştım. Biraz ses çıksa da duyacaklarını zannetmiyordum . Yavaş adımlarla yol kenarına gidip , eşofmanı çekiştirdim. Değmedi müddetçe sorun yoktu şu anlık . Sızısını saymazsak tabi ... Kaç dakika geçti bilmiyordum ta ki karşıdan gelen korna sesi ile . Taksi beni görür görmez önümde durmuştu . Arka kapıyı açıp binecekken başka bir el tarafından açtığım gibi kapanmıştı . Burnumu yakan koku tam dibimdeydi . Yanımdan geçip ön tarafı açık cama yaklaştı . -" Taksiye ihtiyacımız kalmadı . " Cebinden para çıkarıp taksiciye uzattı ve uzaklaşmasını izledi . Taksi gözden kaybolduktan sonra tam önümde durmuş , beni süzmüştü . -" Neden taksi çağırdın ? " Sakin ve tok sesi ile gözlerimi ondan kaçırdım . -" Hastaneye gitmek için . " Sinirli gülüşünü duyuyordum . -" Ben dururken neden taksi çağırdın ki ? " Bağırması ile kaşlarımı çakıp yüzüne baktım . -" Neden çağırdım öyle mi ? Canım yanıyor , acıyor , kanıyor . Ve ben kendim tedavi edemiyorum. " Her kelimem ile sesim yükselmişti . Gözlerimden taşan yaşlarım akarken , burnumu çektim . Az önce ki sinirli hali gitmiş , yerine durgunlaşan Savaş gelmişti . Bir kaç adım ötemde dediklerimi dinliyordu. -" Mutlu , huzurlu aile sohbetinizi de bozmak istemedim . Şimdi anladın mı neden seni çağırmadığı mı ? " Öylece kalmaya devam ediyordu . Konuşmuyordu. Onun bu sessiz kalışlarından bıkmıştım . -" Anladın mı dedim sana ? Anladığını söyle bana ! " Bağırarak göğsüne iki elimle de vurup bir kaç adım geriye gitmesine neden oldum. Her vuruşum da engel olması gerekirken o olmuyordu. -" Anladığını söyle ! " Hıçkırıklarım durmuyordu . Son kez göğsüne vuracakken tek eliyle bileklerimi tuttu . Beni kendisine çekerek başımı göğsüne yaslayıp boşta ki eliyle geri çekilmemi engelledi . Etrafın sessizliği içinde öylece göğsünde ağlıyordum. Sessizlik bile kapatamamıştı feryadımı ... -" Anladım Hayat kokulum . Herşeyi anladım . Kendim olmam için bende eksik olan tek şeyin sen olduğunu anladım . "
|
0% |