@marsmelegi
|
-" Belki de hayat yalnış anlayınca güzeldi ... "
Yazar'dan -" Bana ruhumu geri ver Savaş . " bu cümle defalarca kez beyninde tekrarlanıp duruyordu . Oturduğu bankta gerilmiş , alnından akan soğuk terleri silemiyordu bile . Almira'nın eskisi gibi ışıltılarla bezenmeyen gözlerine bakıyordu . Gözleri solmuştu . Evde yaşanılan olayı büsbütün taşıyordu bedeninde . -" Ruhumu geri verecek misin ? " Savaş'ın kendisine dikkatli bir şekilde bakışını göz ardı ederek can alıcı soruyu sormuştu . Şu dakika evet dese ne yapacağını da bilmiyordu . Belki yurda döner son bir kez daha şansını denerdi . Şayet Müdire Hanım'ın yurt kapısından alacağı bile kesin değildi . Akan gözyaşlarını çaresizlikle silip genç adama baktı . Dudaklarını aralayıp bir şey demediği her saniye omuzları düşüyordu . Kendine çektiği bacaklarını eski haline getirip , yanaklarında ki ıslaklığı elinin tersiyle silip burnunu çekti . -" Almira bunu yapamam . Hem Mavi ne olacak ? O sensiz o evde yaşayamaz ki . Anlaşmayı da unutma 1 yıl evli kalmalıyız. " Her cümlesinde kırılan kalbinin sesini duymuyor muydu ? Buğulanan gözlerini görmüyor muydu ? Ruhunu vermemeyi seçmişti karşısında ki genç adam . Bir esir misali elinde tuttuğu özgürlük kanatları, her zerresine zincir vurulmuş haldeydi . -" Artık kimseyi düşünecek gücümün olmadığını görmeyecek kadar kör birisin . Başkaları için yaşayamıyorum artık . " Mavi'den vazgeçtiğini mi söylemeye çalışıyordu. Bu düşünce içini korku ile doldurmuştu. Onu yanında tutan hatta evlenmesine neden olan Mavi idi . Vazgeçmesi demek artık onu bağlayan bir nedenin olmaması demekti . -" Saçmalayı kes Almira ! Anlaşma var ortada , bunu görmezden gelemezsin . " Banktan kalkıp bir ileri bir geri yürüyordu . Elleri durmaksızın hareket ederken , gözleri sürekli genç kız hariç her yerde dolanıyordu . İçinde ki bu kaybetme duygusu da neydi ! -" Anlaşmayı bitiremeyiz . " Almira 'nın tam önüne gelerek gözlerinin içine bakmış , bir kaç söyleyeceği şey olmasına rağmen susmayı seçmişti. Birisi Ruhunu vermezken , bir diğeri katiline bakmaktan çekinmemişti . Eller kırmızıya boyanmıştı . Tam karşıda ki bembeyaz tabloya acımadan renk katacaktı. ******** Hastane koridorun da gezinen adam tedirgince odadan çıkacak olan doktoru bekliyordu. Sadece saatler önce babası bir an da gözleri önünde fenalaşmıştı. Öylece yıllarca güçlü gördüğü babası yığılmış , kötüleşmişti . O koskoca evde bu zaman kadar her türlü sesini duyuran adam sessizce kendinden geçmiş , kimseye duyuramamıştı fısıltısını . Ameliyathane yazılı kapının açılma sesiyle o tarafa yürüdü . Doktor elinde ki eldiveni çıkarıp kısık gözlerle kendisine bakmıştı . -" Ne oldu Hüseyin ? O nasıl ? "Derin bir nefes vermiş olan doktor bunca zaman tanıdığı kişinin bu halde hastaneye getirilişi ile korkutmuştu . Tıpkı karşısında duran dayısı gibi. -" Serkan dayı dedemin durumu hiç de iyi değil . Bu üçüncü kalp krizi geçirişi. Bir dahakini kaldıramayabilir . Onu bu denli üzen şey ne ? " Sorulan soruya cevabı yoktu . O da bilmiyordu . Zaten bilse şu an bu durumda olmazdı babası . -" İnan ki bilmiyorum Hüseyin . Ama yıllar sonra onun adını ağzına aldı . Narin dedi bana . Narin ... " Adını söylerken bile kalbi hızlanıyor, kokusu burnuna doluyordu. Bakışları , her konuşmasında yanağında oluşan çukur , mutluyken mavi gözlerinin ışıl ışıl olması ... Unuttum derken bile hatırlıyor oluşu , en acısı ise eskisi gibi acı vermiyordu . Onu anımsamak , özlemini gideriyordu . -" Narin mi dedi ? " Başını sallayarak en yakında olan koltuğa oturdu . Aklını yitirecekti . Düşünceleri birer mahkum ipi gibiydi . Her saniyesinde asılmaya yaklaşıyordu . Kendi idamını hazırlıyor gibiydi . -" Yıllar sonra o adı söyleme nedeni neydi acaba ? Onca olandan , onca kaybettiğimiz kişilerden sonra adını söylemesi garip . " Serkan yanında yer alan yeğeni Hüseyin'e bakıp sadece gülümsemişti . Kayıplar vermişlerdi . Hayatından iki kişi ayrılmış . Eşi ve doğmamış kızı . Narin ve adını Müberra koymayı düşündükleri kızları . Hüseyin onun acı dolu gülümsemesini görünce pişman olmuştu . Acı kayıplar verdikleri doğruydu . Ama bunu hatırlatması hele de dedesi bu haldeyken hataydı . -" Dayı ben boş b- " -" Hayır evlat , kayıplarımız var ve bunlar unutulmayacak kadar değerliler . " Eliyle Hüseyin'in bacağına bir kaç kez vurup nefeslerini sıkılaştırmıştı . Zira titreyen burnu ağlamaya yakın olduğunu kanıtıydı . ******** -" Sabaha kadar burada oturacak mısın yani ? " Defalarca aynı soruyu soran adama bıkkınlıkla kafa sallamıştı . Israrla eve gitmeleri gerektiğini söylese de Almira'nın buradan gitmeye pek niyeti yoktu . O ev gitmek ona iyi gelmiyordu. Ve artık kendisi için ne iyi ise onu yapacaktı. Madem ruhunu geri vermiyordu. Onu da ruhundan etmek için herhangi bir engel göremiyordu. -" En azından bir otele gitseydik. " İsyan edercesine utanmadan kendi bankından kalkıp Almira'nın yanına oturmuştu. -" İstemiyorum . Hem sen kendi bankına gitsene , hadi ." Laf arasında yanına oturmasına göz yummamıştı. Hala hareket etmeyişi ile omzundan itip uzaklaştırdı . Ani gelen itilme darbesiyle şaşırsa da gözlerini kısıp , kalktığı gibi eski yerine gitmişti. -" Soğuktan donalım o zaman . Hatta burnumuzdan buz kristalleri çıkıp uzun bir ok haline gelsin . Sonra da kırılıp ayağımıza düşsün . Artık gözümüzü hastane de mi açarız ya da sorguda mı bilemiyorum . Sen b- " -" Savaş üç maymunu oynama artık . Sanki dakikalar önce ki konuşmamız hiç olmamış gibi davranıyorsun . " Konu kapanmamıştı. Savaş'ta farkındaydı. Sadece kısa bir süre de olsa onun negatifliğini dağıtmaya çalışmıştı. -" Üç maymunu oynadığım yok . Konuşmamızı da yok saymıyorum. Sen istedin ben de kabul etmedim . " Öyle kolayca söylemişti ki . Sanki herhangi bir şey için istekte bulunmuştu. Gamsızlığı pes dedirtecek düzeydeydi. -" Varlığını hissetmek istemiyorum. Sanki burada yokmuşsun gibi oturacak , seni yok sayacağım ." Derin bir nefes alıp onunla olan bakışmasını keserek ağaçlara doğru dönmüştü. Onların o rüzgarda uçuşan dallarını izlemek ve çıkardığı sesleri dinlemek en iyisiydi . -" Yok mu sayacaksın ? Hem de beni ! " Almira bozuntuya vermeden karşıya bakmaya devam ediyordu . -" Almira az önce ki yok sayma meselesini açıkla . Heyy ! " Sordupu onca soruya cevap vermeyip hafif bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı. Yok sayılıyordu ! Belki de daha en başından olması gereken bu davranış için geç kalınmış sayılmazdı . Saçlarını omzunun oraya toplayıp uçlarını düzeltti. Dediği gibi yapıyordu. Sanki koca parkta Sadece o varmış gibi davranıyordu. -" Hasta olacağız . " Kendisini dinlemeyen kıza gözlerini devirdi. Bu havada burada oturmak ve geceyi geçirmek hiç iyi bir fikir değildi. Onu burada bırakıp gidemeyeceği için geriye tek bir yol kalıyordu . Az önce ki kendi bankın meselesini yok sayarak genç kızı belinden tuttuğu gibi omzuna atarak yürümeye başlamıştı. Almira bir an da baş aşağı duruma gelince ne yapacağını şaşırmış , bağıramamıştı bile . Her bir adım atışında etrafa yayılan şaçlarını nefesiyle geriye itip , genç adamın sırtına sertçe yumruğunu geçirdi . -" Bıraksana beni ! Bu şekilde davranarak nereye varacaksın ! Beni o eve götürmen yalnızca senden daha da nefret etmemi sağlayacak ." Tekrar aynı yere vururak genç adımın acı içinde inlemesine neden olmuştu. Bir an o acı dolu sesi duyunca pişman olsa da anında üçüncüyü geçirmişti. -" Seni yok sayıyorum Almira . Aslında bakarsan şu dakika üç maymunu oynamaya karar verdim ." -" İyi de o senin günlük rutin halinde yaptığın davranışlar , şu dakikaya özel değil ! " Sonlara doğru arabaya bindirilmesi ile ses tonu yükselmiş , inmek için atak yapsa da Savaş kolu ile engellemişti. Kapıyı kapatır kapatmaz sürücü tarafına geçmiş , motoru çalıştırmıştı . Hareket eden araç ile çaresizce etrafa bakınıyordu . -" Beni o eve götürme lütfen . " Koca aracın içinde ki o sessizliği bozan mırıltı Savaş'a ulaşmıştı . Isıtıcıyı açmak için uğraşan eli durmuş , arabanın hızı azalmıştı . Acı ile istenilen istek , karşılıksız kalmayacaktı . Söylediğine alamadığı cevap ile başını eğerek sırtını koltuğa yaslamıştı . Dakikalar sonra o eve ulaşmış olacaklardı Belki de Oya ve Kumsal o alay dolu gözleriyle onu bekliyordu . Onların karşısında güçsüz kalmış , ağlamıştı . Bunu yüzüne vuracaklardı ,rencide edeceklerdi . Açık olan yolda akıp giden araç yavaşça durmuş , Savaş aşağı inmişti . Hala kafası eğik olan Almira kendi kapısının açılmasıyla tekrar Savaş'a baktı . Bir eli kapıyı tutarken , diğer eli ona doğru uzatılmıştı. Uzatılan eli görmezden gelerek arabadan inmiş , etrafa göz gezdirmişti . Karşılaştığı bu yer hiç te tanıdık değildi . O eve gelmemişlerdi . -" Takip et beni . " Tutulmayan eli nedeniyle huysuz çıkan sesi ile koca rezidansa doğru ilerlemişti . Yandan bakış attığında Almira'nın geldiğini görünce binaya girmişlerdi. Cebinden çıkardığı kartı asansöre dokundurarak düğmeye basmış , açılmasıyla içeri girmişti . Şaşkın bakışlarla yanında yer alan genç kıza gülmemek için zor duruyordu . Bu tepkilere bakıldığında onu o eve götüreceğini beklediği açıktı . Sahi o da bundan bahsetmemişti ya . -" Üç maymunu çok güzel oynuyorsun Savaş. " Bildiğin onunla oyun oynamış, araba kurbanlık koyun gibi beklemesini sağlamıştı . O eve götürecek korkusuyla neler düşünmüştü . Bu şekilde davranamazdı . -" Ne ? " Duyduğu ile şaşırmıştı normal olarak . İlk duyacağı şey bu olmamalıydı . Belki bir teşekkür beklemiyordu evet ama bunu da beklememişti . -" Üç maymunu diyorum güzel oynadın . Madem buraya gelecektik , neden araba da bahsetmedin . O halim hoşuna gidiyor değil mi ? Almira korku içinde böyle devam etmeliyim diye düşünüyorsun . " Savaş cevap vermek için ağzını açsa da duran asansör ile kapılar açılmış , Almira dışarıya çıkmıştı . Yalnızca iki kapı bulunuyordu koca katta . Savaş'ın asansörden inişini , kapıya anahtarı sokuşunu hepsini sakince izlemiş , açılmasıyla ilk önce o eve girmişti . Koca bir koridor onları karşılamıştı onu . Hemen bitişinde de görünen merdiven ile iki katlı olduğunu anlamıştı . Koridor boyunca görünen kapılar ve hemen önlerinde ki kolilerle yeni alındığı belli oluyordu . Çoğu eşya hala kolilerin içinde gibi görünüyordu. İlk kapıdan içeri girmesiyle mutfakla karşılaşmıştı . Siyah ve gri den oluşan dolaplar vardı . Tam ortada bulunan masanın üzeri koliyle doluydu . -" Ankara'ya gelir gelmez aldım evi . O yüzden çoğu şey kolilerin içinde . Bir ara beraber yerleştiririz . Eğer beğenmediğin bir şey olursa da söyle alışverişe çıkar is- " -" Ne önemi var ki ? 22 Ağustos'da bu evlilik bitecek . Ha beğenmişim ha beğenmemişim , bir kaç ay sonra bunların hiçbiri , sen de dahil hayatımda olmayacak . "

|
0% |