@marsmelegi
|
-" Sen , sen ol . Birisinin hayali ol ama asla hikayesi olma . "
Almira'dan Dile getirmediğim sürece kırıldığım anlaşılmadı . Gözlerimle her baktığımda içimde yansıttığım onca acı görmezden gelindi . Sorun var demediğim sürece herşey yolunda sanıldı . Hem de içimde ki onca çıkmaz soruna rağmen . Yatağın yanında duran ağzı yarım şekilde açık olan kutuya sertçe tekme atarak, hareket etmesine neden olmuştum . Dolaba doğru gitmiş , ağız ucunda duran çerçeve yere düşmüştü . Elimde ki yatak çarşafını sertçe bırakıp , çerçeveyi yerden aldım . Bu eve geldiğim an mutfağa küçük göz gezdirmiş sonra da Savaş'ın yönlendirmesiyle bu odaya gelmiştim . Epeydir bu odadaydım . İçeri girer girmez bir sürü koliyle karşılaşmış , adeta boğulmuştum. Her kutuya elimi attığımda daha önce hiç görmediğim, kendime ait olmayan eşyalar çıkıyordu . İşin garibi Savaş bu odanın bana ait olduğunu söylemişti. Kıyafetler alışveriş poşetindeyken , süs amaçlı olanlar kolilere doldurulmuştu . İlk başta öylece bırakmak istesemde saniyeler geçtikçe odanın dağınıklığı beni rahatsız etmişti. Çerçevenin arkasını elimle silip fotoğraf kısmını çevirdim . Beyaz bir bina ve hemen önünde dizilmiş bir sürü kız çocuğu ... Hemen en sağ tarafta öylece tek başına duran ve fotoğraf karesine zar zor sığan küçük bedeni hemen fark etmiştim . İnsan kendini hemen görürdü . Gerek bir anı parçası olsun , gerekse acı birer kalıntı . Titreyen elimi durdurmaya çalışsam da büyüdüğüm , yalnızlığımı duvarlarına kazıdığım o bina ve insanlar bu karedeydi Yalnızlığı gözlerine işlemiş o kızın ilk önce saçlarını okşadım . Kendi yalnızlığıma kendim şifa oldum . Bu fotoğraf buraya nasıl gelmişti ? Kim getirmişti ? Kendi yüzümde gözüküyordu çerçeve camında . Dolan gözlerim ve o küçük çocuğa acıyan bakışlarım göründü çerçeve camında . Kendime acıyordum ... Kapının tıklanışını duydum . Kapı ağzında kim olduğunu bilsem de sesimi çıkarmadım . Kendi yansımama bakmak daha cazip geliyordu. Kapı cızırtısı ve hemen ardından da Savaş'ın bedeni girdi odaya . Beni ayakta öylece fotoğrafa bakarken gördüğüne şaşırmış olmalı ki , olduğu yerdeydi hala . -" Sevda Ablam , Mavi'nin bir kaç eşyasını almak için gittiğinde Müdire hanım vermiş . Sen onlardan hangisisin ? " Sorduğu soru ile bakışlarımı ona çevirdim . Elimde ki fotoğrafa göz gezdiriyordu . -" Şunun gözleri seni andırıyor gibi . " İşaret parmağı ile fotoğrafta ki kıza dokunmuştu . En ortada , çevresinde ki kızlarla sarılı halde Özlem idi o . Hayır dercesine kafamı salladığımda bu sefer de başka bir kız göstermişti. Parmak ucunun dokunduğu o kız yetimhane de bile kalmıyordu . Müdirenin yeğeni , her oraya geldiğinde kıyafetlerine ve ayakkabılarına gıpta ile baktığımız Merve idi . Tekrar hayır dercesine kafamı salladığımda başka birisini göstermek için hareketlendi . Onu engelleyerek kendimi gösterdim . -" Küçük Almira , bu Savaş . " Belki de bu karede en beklemediği kişi çıkmıştı . Buram buram kimsesizlik kokan bu küçük kız , beni andırmıyordu . Ya da andırıyordu . Bir fark yoktu aslında . Yine ailem yanımda değildi . Sadece bana zarar veren bir kaç kişi vardı çevremde . Onlarda zaten yeterince kimsesizliğimi söylüyorlardı. Gerek kalmıyordu düşünmeye ya da hissetmeye . -" Küçük Aymira da oldukça yalnız gözüküyor değil mi ? Ama buna rağmen onu kıskanıyorum . " Elimden çerçeveyi alarak yatağın yanında duran komidine yüz üstü , gözükmeyecek şekilde koydu . Bakışlarını sanki çerçeveden ayıramıyor gibiydi . Öylece dalmış şekilde izliyordu . -" Neden kıskandığımı sormayacak mısın ? " İlk önce elleri hareketlendi . Sonra da yüz üstü koyduğum çerçeveyi alıp görünecek şekilde yerleştirdi . -" Gözlerinde ki ışıltı sönmemiş küçük Almira'nın . " Verdiğim cevaba acı ile gülümsedim . Doğruydu . O zamanlar , o çocuk aklı ile hep bir umut içindeydim . O umut beni bir ilkbahar mevsiminde açan çiçek gibi hissettiriyordu . Geçeçiydim ama unutulmazdım da . Özeldim . Çökercesine yatağa oturup başını ellerinin arasına aldı . Bir kaç kez saçlarını çekiştirmiş , yüzünü sertçe sıvazlamıştı . -" O ışıltılar tekrar geri gelmez mi ? Elinde Mavi'nin oyuncağı ile duvardan atlayan o kızın ışıltılarını tekrar geri nasıl getirebilirim ? " Bu istekler anlamsızdı . Ben bu soy ismi taşıdıkça bu mümkün değildi . -" Bana o meşhur kaleminle attırdığın imzadan sonra bu dediklerin mümkün değil . " Ona son kez bakarak odadan çıktım . İlk defa arkamda bıraktığım enkazdan mutluydum. ******** Pişen makarnaları tabaklara bölüştürerek masanın üzerine koydum . İlk zaman ki dağınıklık yoktu mutfakta. Ben kaldığım oda ile uğraşırken Savaş'ta burayı düzeltmiş olmalıydı. Koliler ortada değildi , içindekiler güzelce dolaplara yerleştirilmişti. Bir kaç şeyi daha hazırlayıp onları da masaya yerleştirdim. Oldukça açıkmıştım ve gece olması yemek yememe engel değildi . Saat gece yarısını çoktan geçmişti . Oysaki biz parka gittiğimizde yeni yeni hava kararıyordu . Çatalımı batırıp saatlerdir boş olan mideme bir kaç lokma gönderdim . Nedense aç olmama rağmen lokma ağzımda büyüdükçe büyüyordu . Bir bardak su içerek zor da olsa yuttum . -" Hayatım da sevdiğim her şey zehir olmaya başladı . Buna daha ne kadar dayanmak zorundayım ? " Kendi kendime konuşsam da bunları Savaş'ın duymasını isterdim . Her şey onun ve ailesi yüzünden zehir olmuştu . Ne yediğimden anlıyordum , ne de sevdiğim şeylerden . Son bir kez çatalımı makarnaya batırıp ağzıma atacaktım ki kapı ağzında duvara omzunu yaslayan Savaş ile durmuştum . Gözlerinin doluluğu , ellerinin yumruk oluşu ... Yavaşça sandalyeyi çekip oturdu . İki elini de masaya koymuş , sıkıca avucunda ki kağıdı sıkıyordu . İlk önce konuşmak için ağzını açsa da geri kapanmıştı . Koskoca adam ne diyeceğini bilmiyordu . Konuşmamayı seçmiş olmalı ki o buruşturduğu kağıdı düzeltip benim önüme koydu . Kırış kırış olduğundan dolayı çoğu yazısı gözükmese de can alıcı kısmı görmüştüm . Boşanma belgesi Çatalı tabağın üzerine geri koyup dolu gözlerle kağıdı elime aldım . Çok geçmeden gözyaşım firar etmiş , arkasından devamı da gelmişti . Ruhumu geri veriyordu. -" Bunu kendime itiraf etmesi çok uzun sürdü . Ben kötü biri değilim Almira . Sana bu gece , bu ev ve masa da ruhunu ama en önemlisi o küçük Almira'nın gözlerinde ki ışıltıyı geri veriyorum . " Hafifçe hareketlenip cebinden çıkardığı kalemi bana uzattı . Evlenmek için bana zorla imza attırırken , kullandığı kalemi tutuyordu . Titrek ellerimle alıp uzunca baktım kaleme . O günün acısı hala üzerimdeydi . O ezilişim , çıkmasa giren düşüncelerim ... Özgürlümü kısıtlayan kalemle bana ruhumu geri veriyordu .Yavaşça ismim yazan yere imza attım . Kağıdı alıp ona verirken gözlerinde ki acı beni şaşırtmıştı . Benden boşandığı için mi üzülüyordu yoksa Mavi için mi ? O da imza attıktan sonra derin bir nefes verip , kalemi hiç beklemediğim bir hızla ortadan ikiye kırdı . Masanın üzerine damlayan bir kaç mürekkebe şaşkınca baktım . -" Yaşadıkların için Özür dilerim . Bundan sonraki hayatında her daim sana yardımcı olacağım ama hayatında yer edinmeyeceğim . " Sanki bu dediklerini kabul etmek istemediği gerçekler gibi söylemişti . Acı gerçekler ... Mutfak dolabının kapağını açıp bir dosya çıkardı . Makarna pişirirken bile dikkat etmemiştim . Hatta orada bir dosya olduğunu bile görmemiştim . Bir kez dosya da göz gezdirip , önüme koydu . -" Bu evin , senin olduğunu gösteren belgeler . Hiç istemiyorum tarzı cümleler kurma , bu senin hakkın . Az önce de dediğim gibi sana yardımcı olucağım . " -" Son bir şey daha yapıp , gideceğim . " Cümlelerim , kelimelerim neredeydi ? Onca şey söylemiş , yapmışken neden bir şeyler söyleyemiyordum . Hafifçe eğilip benimle aynı hizaya geldi . Geriye çekilsem de sandalyeden dolayı uzaklaşamamıştım . İlk önce dudaklarıma bakmıştı , ardından da gözlerime ... Tenimizin birleşmesine milimler kala gözlerimi kapattım . Her iki gözümde de hissettiğim dudaklar ile yutkunmuştum . Veda ediyordu . Ben Almira . Ruhumu veren adam ile vedalaşmış , onun benden uzaklaşarak gidişini hissetmiş , en son da kapının kapanışını dinlemiştim . Ve bunlar olurken gözlerimi açamamıştım . Ağırlık doluydu sanki . Bu nasıl bir his'ti . Bu nasıl bir ikilemdi .
Savaş'tan Ayağımın altında ki gaz pedalına daha da yüklenip yan şeride geçtim . Arkamdan bir kaç arabanın korna sesini duymuştum. 200 250 300 İbre gittikçe yükselirken ellerimin arasında ki direksiyonu parçalamak ister gibi sıkmadan duramıyordum . Dakikalardır öylece araba sürüyordum . İçimde ki o fısıltıların birazda olsa susması içindi bu sürüş . Ama susmuyorlardı. Hatta çığlık çığlığa bağırıyorlardı . Evden çıktıktan sonra başlamıştı . Her çığlıkta hata yaptığımı hissettiriyordu . Öyle değildi işte . Ben ışıltısı sönmüş bir çocuğun benden istediği şeyi vermiştim . Bana o parkta ruhumu geri ver derken aslında karşımda Almira değil , o fotoğraf karesinde ki çocuk vardı . Mutlu da olmuştu . Gözyaşları ilk defa üzüntüden değil de mutluluktan akmıştı . Zaten sürekli ağlıyordu ama bu sefer ki farklıydı . Mutlu olmuştu . Yüzü gülmese de gözlerinin içi gülmüştü. İlk defa içimden keşke istediği dakika yapsaydım derken bulmuştum kendimi . Düşüncelerimin hissiyatı arabaya yansımış o hızla giden araba yavaşlayıp en sonunda kenarıya çekilmişti . Derin nefesler içinde kafamı direksiyona yasladım . Sadece bir kaç dakika sessizlik içinde oturmuştum ki çalan telefonum ile bu kısa sürdü . Işığı yanıp sönen telefonumu yan koltuktan alıp ekranına baktım . Sevda ablam arıyordu . Soracağı onca soruya henüz hazır olmasam da açtım . -" Efendim ab- " -" Saatlerdir seni arıyoruz . Neden açmıyorsun telefonunu. Oya aradı , olanları anlattı . Almira nasıl ? İyi mi ? " Nefes almadan sıraladığı sorular ile yutkundum . -" Cevap versene ! Biz Ankara'ya geldik . Oya ve Kumsal saatlerdir ağlıy- ". O ikisinin ismini duyar duymaz konuşmasına daha fazla izin vermedim . -" O ikisinin de adını ağzına alma . Ben eve gelince daha net konuşuruz . " Arka taraftan Oya ve Kumsal'ın ağlayarak bir şeyler söylediğini duyabiliyordum . Telefonu kapatıp , yan koltuğa koydum . Hızla yola koyulurken şimdiden evde oluşacak kaosu hissedebiliyordum . Almira'ya her ne dedilerse onu o hale getirmişlerdi . Sinir krizi geçiren bedenini hala hatırlıyordum . İki yana açılan koca demir kapılarla arabayı gelişi güzel park edip eve girdim . Oturma odasına adım atar atmaz , ailem ayağa kalkmış , sorularını sıralamaya başlamıştı. Hiçbirini dinlemiyor , sadece ikisine odaklanıyordum . Yan yana oturmuş , ağlayarak bana bakıyorlardı . -" Ne dediniz Almira'ya ? Ne dediniz de o hale geldi !! " Bağırtım ile yerlerinden sıçrasalarda geri adım atmaya niyetim yoktu . O soru soran ailem bile susmuş merakla Oya ve Kumsal'a bakıyorlardı . Oya hıçkırıkları arasında gözlerini yummuştu. -" Bir şey demedik Savaş . O bir an da , bizi görünce bağırmaya başladı . Yalvardı bize konuşmamamız için , kulaklarını tıkadı böyle . " Tıkayış şeklini yaparak ağlamaya başlamıştı . -" Bizden korkuyordu Abi . Öylece kaçtı geriye doğru . Her ne kadar ona kötü söz söylemesek de o öyle yapacağımızı zannetti. " Kumsal yerinden kalkarak anneme yönelmiş , sarılmıştı ona . Kolları arasında ağlarken annem onun sarılışına karşılık vermemiş , hatta onu kendinden uzaklaştırmıştı . Hepimizden uzaklaşarak koltuğa oturup , babama sırtını yaslamıştı . Belki de kızının Almira üzerinde bıraktığı etkiye üzülüyordu . -" Anne... " Kolları boşluğa düştüğünde ağlaması artmıştı . Annem ondan yana hiç bakmamıştı. -" Almida nerede Savaş ? O nasıl ? " Bu sorulara cevap vermek yerine cebimde buruşan kağıdı ortada duran sehpaya koydum . Geldiğimden beri öylece köşede duran Kayahan , gelerek aldı ve göz gezdirdi . -"Ama bu boşanma belgesi . " Ablam elini ağzına götürüp şaşırırken , annem babama yasladığı sırtını dik hale getirmişti . -" Savaş oğlum bu ne demek oluyor ? Ne boşanması . " -" Benden ruhunu geri vermemi istedi . Ben de verdim . "
Savaş'ı ilk defa sevdim desem yeridir 😅 Boşanma belgesi imzalandı sizce neler olacak ? |
0% |