Yeni Üyelik
28.
Bölüm

~H.K 28. BÖLÜM~

@marsmelegi

-" Oysaki güvercinler bulutları incitmezdi 🥀"

 

Yazar'dan

-" Erkan Sancar , Erkan Sancar . Kim ki bu adam ? " Arama butonuna yazdığı isim hakkında o kadar çok bilgi çıkmıştı ki .

Sayfalar dolusu hakkında haber yapılmıştı.

~Ünlü doktor Erkan sancar'ın oğlu Serkan Sancar yurt dışında büyük bir başarıya imza attı .~

~Erkan Sancar'ın yıllar önce ortadan kaybolan gelini hakkında hala haber yok~

~Serkan Sancar , restoran çıkışı modacı Serenay ile görüntülendi .~

Sancar ailesi hakkında bu ve buna benzer bir sürü haber vardı . Oğlu , yeğeni , kendisi hepsi birer mağazin tarafından kovalananlar arasındalardı.

-" Böyle ünlü birisi , nasıl olur da benim ismimi bilir ? Beni nasıl tanır ? " Ekranı biraz daha aşağı indirdiğinde tüm Sancar ailesinin bulunduğu tabloyu görmüştü.

Bir etkinlikte hep beraber kameralara gülümsemişlerdi . En önde Erkan Sancar dururken , iki yanında da kendisine çok benzeyen adamlar vardı .

Birisi Serkan Sancar , diğeri ise Serdal Sancardı . Büyük ve küçük oğulları .

~SMA hastası çocuklar için düzenlenen etkinlikte Sancar ailesi rekor bağışı yaparak adını altın harflerle yazdırdı .~

Bir arada oluş nedenleri de , hemen altında büyük harflerle yazıyordu .

Bu ve bunun gibi onlarca haber vardı . Her birinde ayrı bir detay bulunsa da onun ismini bilmesini açıklamıyordu.

Derin bir nefes vererek ekranı kapatıp , sehpaya yerleştirdi . O kadar çok araştırma yapmıştı ki saçı başı dağılmıştı .

Elinin tersi ile önüne gelen saçlarını geriye atsa da kısa oluşları nedeniyle az önce ki halini geri alıyordu .

Saatlerini devirdiği koltuktan kalkarak mutfağa ilerledi . Ocağa su dolu tencere koyarak altını açtı .

Pek fazla yemek seçeneği yoktu .

Makarna dan kolayı da olmadığı için onu hazırlaması mantıklıydı . Zaten hiç uğraşası da yoktu .

Dirseğini mutfak tezgahına dayayıp göz gezdirdi etrafta . İlk başlarda bu sessizlik ona mucize gibi gelse de sanki artık öyle değildi.

Korkutuyordu onu .

Yalnızlığın sesi olur muydu ?

Veya sessizliğin sesi ?

Artık bağırıyor gibiydiler . Her düşüncelerinden uzaklaşıp o iki kelimeye sığınsa , kulaklarını kapatası geliyordu.

Yalnızlık ve sessizlik ...

Ocak üzerinde ki kaynayan su ile paketi açıp içini koydu ve karıştırmaya başladı .

Kısa süre sonra pişmiş , masaya oturarak yemeye başlamıştı . Her çatalını makarnaya batırışında mürekkep lekesine bakmadan edemiyordu.

Savaş en son imza attıktan kalemi sonra gözünün önünde kırmıştı. Kırılmanın etkisiyle damlamış , leke bırakmıştı .

Öylece karşısında duruyordu . Ne kadar temizleyici ile çıkarmaya çalışsa da sanki o günü hatırlatmak ister gibi çıkmamıştı.

Sanki mürekkebe bulanmıştı gözüne konan öpücük. Çıkmıyordu hem hissiyatı hem de verdiği duygu.

Neden unutamıyordu bir türlü öpücüğü ?

Derin bir nefes bırakarak düşüncelerinden uzaklaştı. Yarısı yenmiş, yarısı duran makarnayı tezgaha koyarak odasına çıktı .

Her zaman hayal ettiği gibi dizayn etse de Mavi'yi arıyordu.

Onun o yatmadan önceki hayallerini , tüm gün boyunca yaptığı şeyleri anlatışını ...

Hepsini özlüyordu .

Pikeyi kaldırıp yatağın içinde girdi. Koca yatakta küçücük kalmıştı . Kafasına kadar çektiği pike nefessiz bıraksa da onu , önemli değildi .

En azında sıkıca sarılınmış hissiyatı veriyordu.

*******

Koskoca yemek masasında kimseden ses çıkmıyordu . Herkes kendi içinde bir şeyler söylese de sessizlik ortaya hakimdi.

Baş köşede oturan Hakan bey karıştırmaktan soğuyan çorbaya tiksinç bakışlar atıp , kaşığı bıraktı .

Yediği yemekten hiçbir şey anlamıyordu .

Diğerlerine de göz gezdirdiğinde kendisinden bir farkları yoktu . Oğlu Savaş bile öylece karşı duvara bakıyordu .

Sanki cenaze sahipleri gibiydiler .

Kızı ve damadı , torunu Mavi'ye bir şeyi çaktırmamaya çalışıyor , onunla sürekli konuşarak bir şeyler anlatıyorlardı .

Elinin üzerine konan başka bir el ile yanı başına baktı . Kaç yıllık eşi sanki düşündüklerini anlıyor gibiydi .

-" Düşüncelerin içinde boğulma daha fazla . "

-" Nasıl düşünmeden durayım Validem. Bu sabah oğlumuz boşandı , yetim bir kızın ahına aldık . Koskoca Özdemir ailesi sarıp sarmalayamadık onu . "

Üzerinde ki gömleğinin düğmelerini çözüp koca bir yudum su içti .

Ahına girmişlerdi yetim bir kızın .

Bu bile yemek yemesine engeldi .

-" Herşey için çok geç değil Hakan . Almira ölmüş gibi konuşuyorsun. Bak koca dana orada oturuyor, yoluna girer sıkıntılar korkma . " Oğlunun dalgın halini gözleri ile işaret etmişti.

İma dolu gülümseme de yüzüne konmuştu .

-" Validem düşündüğümüz şey aynı mı ? " Kıkırdamasını son anda durdurup kafasını salladı Valide Hanım .

-" Aynı şeyi düşünüyoruz baba korkma . Ay anne sen varya ne fenasın ha. " Kaan başından beri şahit olduğu konuşmaya dahil olarak konuşmuştu .

Babasının soğuttuğu çorbayı kendi önüne koyarak yemeye başladı .

-" Ee plan ne ebeveynlerim . Şu danayı nasıl halledeceğiz ? Anlat anne , düşman taraf değilim ben . " Yakalanmanın şokunu anlatamadan önünden çorbasının alınışını görmüş , oğlu üçüncü kaşığı alamadan geri koymuştu kendi önüne .

-" Sanane be . Dön önüne Validem ile konuşmama dahil olma. Hem sen ne ara geldin yurt dışından ? "

-" Aşk olsun baba . Dün geldim ya , hatta beraber kahvaltı yaptık . Bu kadar dışlanıldığımı belli etmeyin please . " Küskünce yandan bakış atıp ekmek sepetini kendi önüne çekmişti . Ağzına tıkadığı koca ekmek ile onlardan tarafa dönmüyordu .

-" Haa hatırladım , Hakime rüşvet teklif etmiştin dimi sen bu sabah. " Babasının dediklerine kafa sallıyor , ekmek parçasını çorbaya batırıp ağzına atıyordu .

-" Hakim de seni mühebbet hapisle tehdit edince , ben kurtarmıştım . " Babasının bu cümlesine kocaman gülümseyip eliyle kalp işareti yapmıştı.

-" Dilim tutulaydı , ayağım kırılaydı da kurtarmasaydım . " O gülüş gitmiş , ağzında ekmekle babasına bakmıştı .

-" Baba var ya bak , bak , bak ben şey ederim , şey anladın sen . " Tehdit de edemiyordu ki .

-" Tamam , tamam alınma kerata. Alt tarafı gömdük şunun şurasında . Diğer gömmelerden farkı laflarımla yapmış oluşum . "

-" Baba ! Siz istediniz , abi annem ve babam senin hakkınd- Ahh , çorbayı içmeyi düşünüyordum baba ! "

Savaş'dan

Herşey yeni mi başlıyordu yoksa geç mi kalmıştık ?

Hayatım benden habersiz o kadar hızlı ilerliyordu ki , bittikten sonra haberim oluyordu .

Şaşırmak , kendime gelmek bunlar birer anlamsız eylemdi .

Olmuştu işte . Ruhunu ona geri vermiş , özgür bırakmıştım. Çünkü biliyordum artık .

Bu hikayede en masum o idi .

Onu o adliye salonunda görünce ne yapacağımı şaşırmıştım . Öncekine nazaran kesilen saçları ile güzeldi.

Güzeldi...

Boşanma kararı verildiğinde ki o gülümsemesi ve ardından gözyaşları dökmesi ...

Mutluluktan ağlamıştı.

Adliye önünde bile ablam her ne söylediyse ağlamaya devam etmişti. Eve geldikten sonra sorsam da cevap vermemişti .

Oysaki onu ağlatan şeyi deli gibi merak ediyordum .

Diğer merak ettiğim şeyler gibi .

En sevdiği yemek , renk , aktivite , kitap , film ...

Oysa ki onunla günler geçirmiştim . Sadece kısa bir an sohbete dalsaydık bunları bilmiş olurdum .

-" Baba ! Siz istediniz , abi annem ve babam senin hakkınd- Ahh , çorbayı içmeyi düşünüyordum baba ! " Kaan'ın her yeri kaplayan sesi ve ardından etrafa saçılan çorba ...

Kaan ilk önce yerinden kalkmış , üzerine göz gezdirmişti. Her yeri çorba olmuştu.

Dili ile dudak kenarlarını yalayıp , masanın üzerinde ki peçeteler ile yüzünü temizledi .

Daha doğrusu temizlemeye çalışmıştı .

Tüm yüzüne sıvazlayarak daha da beter hale getirdiğini fark edince peçeteyi masaya fırlatıp yemek masasında ayrılmıştı.

-" Her yeri batırdın Hakan . " Annem hafifçe sol koluna vurarak Kaan'ın peşinden gitmişti.

-" Ne yapayım o da sessizce otursaydı yerinde . " Çorbayı susturmak işin Kaan'a fırlatmıştı . Bunun farkındaydım .

Sadece fazla takmıyormuş gibi yapacaktım ki gece olduğunda gidip Kaan'ı sıkıştırayım .

Hem bu sabah ki hareketinin cezasını çekecekti hem de az önce ne söyleyecekse onu söyletecektim.

*****

Kahveden son bir yudum alıp , sehpaya bıraktım. Koca oturma salonunda yalnızca ben , annem ve babam vardık .

Yemekten sonra herkes odalarına dağılmıştı. O her akşam beraber kahve içip sohbet eden bizler nedense bugün bunu gerçekleştirmemiştik.

Zaten bende kendimi yorgun hissetmeme rağmen babamın ısrarı üzerine kahve içmiştim .

Koltuktan kalkarak odadan çıkacaktım ki babamın seslenişi üzerine durmuştum .

-" Nereye ? Dışarı mı çıkacaksın ? Yoksa birinin yanına mı gidiyorsun? Kim o ? Ka- " hiç hız kesmeden sorduğu sorulara ne cevap vereceğimi şaşırmıştım.

-" Baba odama gidiyorum ! "

-" Haa odana gidiyorsun , iyi Allah rahatlık versin oğlum, git sen odana hadi . " Annem arada koluna vuruyor , susması için uyarıyordu onu .

Kesinlikle bir şey yapmaya çalışıyorlardı ve açıkcası gizlemek konusunda hiç de iyi değillerdi.

-" Size de Allah rahatlık versin , iyi geceler . " Annem bana öpücük atarken , babam da kafa sallamış sıcak kahveyi tek yudumda kafasına dikmişti .

Zaten kahve soğumuş olmalıydı zira bir an olsun bakışlarını benden çekmemişti .

Kaan'ın odasının önüne geldiğimde kapıyı çalmadan pat diye girdim . Çalışma masasında oturmuş , film izliyordu .

Yanına giderek kollarından tuttuğum gibi kaldırıp yatağa fırlattım .

O gıcık sesiyle çığlık atarak kaçmaya çalışsa da ayağından tutmuş , durdurmuştum .

-" Ne yapıyorsun lan ? Bırak ayağımı suratına geçiririm, ayakkabı numaramın izin çıkar vallahi . 42 numara olarak gezer-"

-" Kes sesini ! O ayağını alır g*tüne sokarım . 42 numara ayakla gezersin sende . " Benim dediğim ile iyice sinmişti .

-" Ne yaptım yine ? Ne daldın eşkiya gibi odama . " Kedi gibi mırıldamış , başında ki kayan bandajını düzeltmişti .

-" Bugün ki yaptığın neydi öyle ? Gidip itiraz ediyorum diye Hakime bağırarak ne yapmaya çalıştın ? "

-" Ne yapmaya mı çalıştım ! Benim amacım kötü değildi tamam mı ? Sadece vermiş olduğunuz ani kararı tekrar düşünün istedim . " Tuttuğum ayaklarını benden kurtararak yataktan kalktı .

Tam karşımda dimdik durmuş , hırsla başında ki bandajı fırlatmıştı .

-" Biraz olsun çabalasaydın , bugün bu olay yaşanmamış olurdu Abi . " Çabalamaktan bahsediyordu bana .

-" Hemen boşanma kararı alıp , düşünmeden gerçekleştirdiniz. Hem de bize sormadan , danışmadan . Tıpkı evlendiğiniz zaman ki gibi. " Bağırarak sarf ettiği sözlerin ardından yatağa çökercesine oturmuştu.

-" Ne yapsaydım Kaan ? Benden ruhunu istiyorken ne yapsaydım? Mutlu değildi , o ilk zaman ki Almira değildi artık . Gözlerinde ki çöküşü gördüm . "

Yanına oturarak ağrıyan başımı ellerimin arasına alıp sıktım . Düşünmekten zonkluyordu.

-" Hiçbir şey için geç değildi . Ona biraz zaman verseydin , kendi haline bıraksaydın sizin için iyi olabilirdi. " Hep ihtimaller dahilinde konuşuyordu.

Bir de yaşanılanları unutmuş gibi konuşuyordu.

-" Ya geçmişte yaşanılanlar . Ben de dahil ailede ki herkes kimsesizliğini vurdu yüzüne. Mutlu olmalıyız , gitti işte . Hem de bize Mavi'yi kazandırarak gitti ."

Sanki olanları hatırlamış gibi gözleri buğulanmıştı.

-" Anne ve babam , Almira ile bir şansınız daha olabilir diye düşünüyor . Ama dediğin gibi olanları düşününce pek de bir şans yok gibi ortada. "

Şimdi anlamıştım. O yemek masasında ki olayı . Demek Kaan söyleyecekken babam susturmak amacıyla çorbayı dökmüştü .

-" Belki Almira başkası ile tanışır , ona aşık olur . Hatta evlenip , çocuk sahibi bile olurlar . Sonra çocukları büyür, torunları olur . Bayramları gelir elini öpüp, harçlıklarını al- "

Yanı başımda duran yastığı alıp sertçe kafasına vurdum . Mal mal şeyler söylüyordu . Kime aşık olurdu o .

Olamazdı , olmamalıydı .

Yani olsundu ama başka bir erkeğe değil .

-" Nereye evleniyor lan , pezevenklik yapma çarkına s*çarım senin . Torunları olacakmış , olsa olsa bizim torunlarımız , bizim çocuklarımız olur . " Hırsımı alamamış bir de komidin üzerinde ki su dolu sürahiyi boşaltmıştım üzerine .

-" Leş gibi çorba kokuyor , gelmiş bir de konuşuyorsun piç herif . Terket burayı ! " Kaan yüzünde ki suyu kolunun tersi ile silip benden uzaklaşmıştı .

-" Nereye gideyim ? burası benim odam . " Doğru söylüyordu . Elimde olan , az önce onun kafasına vurduğum yastığı sertçe ona fırlatıp odadan çıktım .

-" Pislik bir de evlenir diyor . Nereye evleniyor ki , hem kim o adam , o çocuklar , torunları. Kimler yani ! "

-" Henüz öyle birileri yok ! Onun için Almira'nın birisini bulması gerek Savaş . " Duvar kenarında , duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu.

Ne zaman gelmişti ?

Ve burada ne işi vardı ?

 

 

❤️❤️

 

Loading...
0%