@marsmelegi
|
-" Oysaki güvercinler bulutları incitmezdi 🥀"
Yazar'dan -" Erkan Sancar , Erkan Sancar . Kim ki bu adam ? " Arama butonuna yazdığı isim hakkında o kadar çok bilgi çıkmıştı ki . Sayfalar dolusu hakkında haber yapılmıştı. ~Ünlü doktor Erkan sancar'ın oğlu Serkan Sancar yurt dışında büyük bir başarıya imza attı .~ ~Erkan Sancar'ın yıllar önce ortadan kaybolan gelini hakkında hala haber yok~ ~Serkan Sancar , restoran çıkışı modacı Serenay ile görüntülendi .~ Sancar ailesi hakkında bu ve buna benzer bir sürü haber vardı . Oğlu , yeğeni , kendisi hepsi birer mağazin tarafından kovalananlar arasındalardı. -" Böyle ünlü birisi , nasıl olur da benim ismimi bilir ? Beni nasıl tanır ? " Ekranı biraz daha aşağı indirdiğinde tüm Sancar ailesinin bulunduğu tabloyu görmüştü. Bir etkinlikte hep beraber kameralara gülümsemişlerdi . En önde Erkan Sancar dururken , iki yanında da kendisine çok benzeyen adamlar vardı . Birisi Serkan Sancar , diğeri ise Serdal Sancardı . Büyük ve küçük oğulları . ~SMA hastası çocuklar için düzenlenen etkinlikte Sancar ailesi rekor bağışı yaparak adını altın harflerle yazdırdı .~ Bir arada oluş nedenleri de , hemen altında büyük harflerle yazıyordu . Bu ve bunun gibi onlarca haber vardı . Her birinde ayrı bir detay bulunsa da onun ismini bilmesini açıklamıyordu. Derin bir nefes vererek ekranı kapatıp , sehpaya yerleştirdi . O kadar çok araştırma yapmıştı ki saçı başı dağılmıştı . Elinin tersi ile önüne gelen saçlarını geriye atsa da kısa oluşları nedeniyle az önce ki halini geri alıyordu . Saatlerini devirdiği koltuktan kalkarak mutfağa ilerledi . Ocağa su dolu tencere koyarak altını açtı . Pek fazla yemek seçeneği yoktu . Makarna dan kolayı da olmadığı için onu hazırlaması mantıklıydı . Zaten hiç uğraşası da yoktu . Dirseğini mutfak tezgahına dayayıp göz gezdirdi etrafta . İlk başlarda bu sessizlik ona mucize gibi gelse de sanki artık öyle değildi. Korkutuyordu onu . Yalnızlığın sesi olur muydu ? Veya sessizliğin sesi ? Artık bağırıyor gibiydiler . Her düşüncelerinden uzaklaşıp o iki kelimeye sığınsa , kulaklarını kapatası geliyordu. Yalnızlık ve sessizlik ... Ocak üzerinde ki kaynayan su ile paketi açıp içini koydu ve karıştırmaya başladı . Kısa süre sonra pişmiş , masaya oturarak yemeye başlamıştı . Her çatalını makarnaya batırışında mürekkep lekesine bakmadan edemiyordu. Savaş en son imza attıktan kalemi sonra gözünün önünde kırmıştı. Kırılmanın etkisiyle damlamış , leke bırakmıştı . Öylece karşısında duruyordu . Ne kadar temizleyici ile çıkarmaya çalışsa da sanki o günü hatırlatmak ister gibi çıkmamıştı. Sanki mürekkebe bulanmıştı gözüne konan öpücük. Çıkmıyordu hem hissiyatı hem de verdiği duygu. Neden unutamıyordu bir türlü öpücüğü ? Derin bir nefes bırakarak düşüncelerinden uzaklaştı. Yarısı yenmiş, yarısı duran makarnayı tezgaha koyarak odasına çıktı . Her zaman hayal ettiği gibi dizayn etse de Mavi'yi arıyordu. Onun o yatmadan önceki hayallerini , tüm gün boyunca yaptığı şeyleri anlatışını ... Hepsini özlüyordu . Pikeyi kaldırıp yatağın içinde girdi. Koca yatakta küçücük kalmıştı . Kafasına kadar çektiği pike nefessiz bıraksa da onu , önemli değildi . En azında sıkıca sarılınmış hissiyatı veriyordu. ******* Koskoca yemek masasında kimseden ses çıkmıyordu . Herkes kendi içinde bir şeyler söylese de sessizlik ortaya hakimdi. Baş köşede oturan Hakan bey karıştırmaktan soğuyan çorbaya tiksinç bakışlar atıp , kaşığı bıraktı . Yediği yemekten hiçbir şey anlamıyordu . Diğerlerine de göz gezdirdiğinde kendisinden bir farkları yoktu . Oğlu Savaş bile öylece karşı duvara bakıyordu . Sanki cenaze sahipleri gibiydiler . Kızı ve damadı , torunu Mavi'ye bir şeyi çaktırmamaya çalışıyor , onunla sürekli konuşarak bir şeyler anlatıyorlardı . Elinin üzerine konan başka bir el ile yanı başına baktı . Kaç yıllık eşi sanki düşündüklerini anlıyor gibiydi . -" Düşüncelerin içinde boğulma daha fazla . " -" Nasıl düşünmeden durayım Validem. Bu sabah oğlumuz boşandı , yetim bir kızın ahına aldık . Koskoca Özdemir ailesi sarıp sarmalayamadık onu . " Üzerinde ki gömleğinin düğmelerini çözüp koca bir yudum su içti . Ahına girmişlerdi yetim bir kızın . Bu bile yemek yemesine engeldi . -" Herşey için çok geç değil Hakan . Almira ölmüş gibi konuşuyorsun. Bak koca dana orada oturuyor, yoluna girer sıkıntılar korkma . " Oğlunun dalgın halini gözleri ile işaret etmişti. İma dolu gülümseme de yüzüne konmuştu . -" Validem düşündüğümüz şey aynı mı ? " Kıkırdamasını son anda durdurup kafasını salladı Valide Hanım . -" Aynı şeyi düşünüyoruz baba korkma . Ay anne sen varya ne fenasın ha. " Kaan başından beri şahit olduğu konuşmaya dahil olarak konuşmuştu . Babasının soğuttuğu çorbayı kendi önüne koyarak yemeye başladı . -" Ee plan ne ebeveynlerim . Şu danayı nasıl halledeceğiz ? Anlat anne , düşman taraf değilim ben . " Yakalanmanın şokunu anlatamadan önünden çorbasının alınışını görmüş , oğlu üçüncü kaşığı alamadan geri koymuştu kendi önüne . -" Sanane be . Dön önüne Validem ile konuşmama dahil olma. Hem sen ne ara geldin yurt dışından ? " -" Aşk olsun baba . Dün geldim ya , hatta beraber kahvaltı yaptık . Bu kadar dışlanıldığımı belli etmeyin please . " Küskünce yandan bakış atıp ekmek sepetini kendi önüne çekmişti . Ağzına tıkadığı koca ekmek ile onlardan tarafa dönmüyordu . -" Haa hatırladım , Hakime rüşvet teklif etmiştin dimi sen bu sabah. " Babasının dediklerine kafa sallıyor , ekmek parçasını çorbaya batırıp ağzına atıyordu . -" Hakim de seni mühebbet hapisle tehdit edince , ben kurtarmıştım . " Babasının bu cümlesine kocaman gülümseyip eliyle kalp işareti yapmıştı. -" Dilim tutulaydı , ayağım kırılaydı da kurtarmasaydım . " O gülüş gitmiş , ağzında ekmekle babasına bakmıştı . -" Baba var ya bak , bak , bak ben şey ederim , şey anladın sen . " Tehdit de edemiyordu ki . -" Tamam , tamam alınma kerata. Alt tarafı gömdük şunun şurasında . Diğer gömmelerden farkı laflarımla yapmış oluşum . " -" Baba ! Siz istediniz , abi annem ve babam senin hakkınd- Ahh , çorbayı içmeyi düşünüyordum baba ! " Savaş'dan Herşey yeni mi başlıyordu yoksa geç mi kalmıştık ? Hayatım benden habersiz o kadar hızlı ilerliyordu ki , bittikten sonra haberim oluyordu . Şaşırmak , kendime gelmek bunlar birer anlamsız eylemdi . Olmuştu işte . Ruhunu ona geri vermiş , özgür bırakmıştım. Çünkü biliyordum artık . Bu hikayede en masum o idi . Onu o adliye salonunda görünce ne yapacağımı şaşırmıştım . Öncekine nazaran kesilen saçları ile güzeldi. Güzeldi... Boşanma kararı verildiğinde ki o gülümsemesi ve ardından gözyaşları dökmesi ... Mutluluktan ağlamıştı. Adliye önünde bile ablam her ne söylediyse ağlamaya devam etmişti. Eve geldikten sonra sorsam da cevap vermemişti . Oysaki onu ağlatan şeyi deli gibi merak ediyordum . Diğer merak ettiğim şeyler gibi . En sevdiği yemek , renk , aktivite , kitap , film ... Oysa ki onunla günler geçirmiştim . Sadece kısa bir an sohbete dalsaydık bunları bilmiş olurdum . -" Baba ! Siz istediniz , abi annem ve babam senin hakkınd- Ahh , çorbayı içmeyi düşünüyordum baba ! " Kaan'ın her yeri kaplayan sesi ve ardından etrafa saçılan çorba ... Kaan ilk önce yerinden kalkmış , üzerine göz gezdirmişti. Her yeri çorba olmuştu. Dili ile dudak kenarlarını yalayıp , masanın üzerinde ki peçeteler ile yüzünü temizledi . Daha doğrusu temizlemeye çalışmıştı . Tüm yüzüne sıvazlayarak daha da beter hale getirdiğini fark edince peçeteyi masaya fırlatıp yemek masasında ayrılmıştı. -" Her yeri batırdın Hakan . " Annem hafifçe sol koluna vurarak Kaan'ın peşinden gitmişti. -" Ne yapayım o da sessizce otursaydı yerinde . " Çorbayı susturmak işin Kaan'a fırlatmıştı . Bunun farkındaydım . Sadece fazla takmıyormuş gibi yapacaktım ki gece olduğunda gidip Kaan'ı sıkıştırayım . Hem bu sabah ki hareketinin cezasını çekecekti hem de az önce ne söyleyecekse onu söyletecektim. ***** Kahveden son bir yudum alıp , sehpaya bıraktım. Koca oturma salonunda yalnızca ben , annem ve babam vardık . Yemekten sonra herkes odalarına dağılmıştı. O her akşam beraber kahve içip sohbet eden bizler nedense bugün bunu gerçekleştirmemiştik. Zaten bende kendimi yorgun hissetmeme rağmen babamın ısrarı üzerine kahve içmiştim . Koltuktan kalkarak odadan çıkacaktım ki babamın seslenişi üzerine durmuştum . -" Nereye ? Dışarı mı çıkacaksın ? Yoksa birinin yanına mı gidiyorsun? Kim o ? Ka- " hiç hız kesmeden sorduğu sorulara ne cevap vereceğimi şaşırmıştım. -" Baba odama gidiyorum ! " -" Haa odana gidiyorsun , iyi Allah rahatlık versin oğlum, git sen odana hadi . " Annem arada koluna vuruyor , susması için uyarıyordu onu . Kesinlikle bir şey yapmaya çalışıyorlardı ve açıkcası gizlemek konusunda hiç de iyi değillerdi. -" Size de Allah rahatlık versin , iyi geceler . " Annem bana öpücük atarken , babam da kafa sallamış sıcak kahveyi tek yudumda kafasına dikmişti . Zaten kahve soğumuş olmalıydı zira bir an olsun bakışlarını benden çekmemişti . Kaan'ın odasının önüne geldiğimde kapıyı çalmadan pat diye girdim . Çalışma masasında oturmuş , film izliyordu . Yanına giderek kollarından tuttuğum gibi kaldırıp yatağa fırlattım . O gıcık sesiyle çığlık atarak kaçmaya çalışsa da ayağından tutmuş , durdurmuştum . -" Ne yapıyorsun lan ? Bırak ayağımı suratına geçiririm, ayakkabı numaramın izin çıkar vallahi . 42 numara olarak gezer-" -" Kes sesini ! O ayağını alır g*tüne sokarım . 42 numara ayakla gezersin sende . " Benim dediğim ile iyice sinmişti . -" Ne yaptım yine ? Ne daldın eşkiya gibi odama . " Kedi gibi mırıldamış , başında ki kayan bandajını düzeltmişti . -" Bugün ki yaptığın neydi öyle ? Gidip itiraz ediyorum diye Hakime bağırarak ne yapmaya çalıştın ? " -" Ne yapmaya mı çalıştım ! Benim amacım kötü değildi tamam mı ? Sadece vermiş olduğunuz ani kararı tekrar düşünün istedim . " Tuttuğum ayaklarını benden kurtararak yataktan kalktı . Tam karşımda dimdik durmuş , hırsla başında ki bandajı fırlatmıştı . -" Biraz olsun çabalasaydın , bugün bu olay yaşanmamış olurdu Abi . " Çabalamaktan bahsediyordu bana . -" Hemen boşanma kararı alıp , düşünmeden gerçekleştirdiniz. Hem de bize sormadan , danışmadan . Tıpkı evlendiğiniz zaman ki gibi. " Bağırarak sarf ettiği sözlerin ardından yatağa çökercesine oturmuştu. -" Ne yapsaydım Kaan ? Benden ruhunu istiyorken ne yapsaydım? Mutlu değildi , o ilk zaman ki Almira değildi artık . Gözlerinde ki çöküşü gördüm . " Yanına oturarak ağrıyan başımı ellerimin arasına alıp sıktım . Düşünmekten zonkluyordu. -" Hiçbir şey için geç değildi . Ona biraz zaman verseydin , kendi haline bıraksaydın sizin için iyi olabilirdi. " Hep ihtimaller dahilinde konuşuyordu. Bir de yaşanılanları unutmuş gibi konuşuyordu. -" Ya geçmişte yaşanılanlar . Ben de dahil ailede ki herkes kimsesizliğini vurdu yüzüne. Mutlu olmalıyız , gitti işte . Hem de bize Mavi'yi kazandırarak gitti ." Sanki olanları hatırlamış gibi gözleri buğulanmıştı. -" Anne ve babam , Almira ile bir şansınız daha olabilir diye düşünüyor . Ama dediğin gibi olanları düşününce pek de bir şans yok gibi ortada. " Şimdi anlamıştım. O yemek masasında ki olayı . Demek Kaan söyleyecekken babam susturmak amacıyla çorbayı dökmüştü . -" Belki Almira başkası ile tanışır , ona aşık olur . Hatta evlenip , çocuk sahibi bile olurlar . Sonra çocukları büyür, torunları olur . Bayramları gelir elini öpüp, harçlıklarını al- " Yanı başımda duran yastığı alıp sertçe kafasına vurdum . Mal mal şeyler söylüyordu . Kime aşık olurdu o . Olamazdı , olmamalıydı . Yani olsundu ama başka bir erkeğe değil . -" Nereye evleniyor lan , pezevenklik yapma çarkına s*çarım senin . Torunları olacakmış , olsa olsa bizim torunlarımız , bizim çocuklarımız olur . " Hırsımı alamamış bir de komidin üzerinde ki su dolu sürahiyi boşaltmıştım üzerine . -" Leş gibi çorba kokuyor , gelmiş bir de konuşuyorsun piç herif . Terket burayı ! " Kaan yüzünde ki suyu kolunun tersi ile silip benden uzaklaşmıştı . -" Nereye gideyim ? burası benim odam . " Doğru söylüyordu . Elimde olan , az önce onun kafasına vurduğum yastığı sertçe ona fırlatıp odadan çıktım . -" Pislik bir de evlenir diyor . Nereye evleniyor ki , hem kim o adam , o çocuklar , torunları. Kimler yani ! " -" Henüz öyle birileri yok ! Onun için Almira'nın birisini bulması gerek Savaş . " Duvar kenarında , duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu. Ne zaman gelmişti ? Ve burada ne işi vardı ?

❤️❤️
|
0% |