@marsmelegi
|
-" Yangın yanar da söndüren olmaz mı ? " Almira'dan Omuzuma dokunulmasıyla duvarda olan bakışlarımı oraya yönelttim . Tüm gece boyunca bir gram uyumamış ne yapacağımı düşünmüştüm . Mavisiz bir hayat ölüm gibi olurdu . Acıyan gözlerimle bana endişeli bakışını görmezden geldim . -"Almira hadi kalk odana geç , burada böyle oturarak eline bir şey geçmez ki kızım. Hadi kalk, hem bak kahvaltı saati yaklaşıyor bana yardım etmen gerek " dedi. Görmezden geliyordu dün yaşananları , sanki Mavi'yi hiç tanımamış gibi . Bu haline dayanamadım ve sinirli bir şekilde konuştum . -"Dün ki yaşananları unutmuş gibi davranmayı keser misin? Nasıl bu kadar çabuk unutursun ? " Boğazımda ki ağrıyı yutkunarak geçirmek istiyordum . " -Onun benim her şeyim olduğunu biliyorsun. Hem o bensiz duramaz ki ,yemek yiyemez , Mutlu olamaz . Sanki bilmiyorsun ben işe giderken bile akşam geleceğimi bildiği için ağzına bir iki lokma atıp beni beklerdi." diyerek yavaşça ayağa kalktım. Dün geceden beri orada oturduğum için ayaklarım uyuşmuştu. Müdirenin odasından çıkarak Mavi'nin odasına girdim. Yatağı toplanmamış olduğu gibi duruyordu. Büyük ihtimalle uyurken götürmüşlerdi. Yavaşça yatağa yattım. Yastığına sıkıca sarılmaya başladım. Onu hissetmeye ihtiyacım vardı. Gözlerim yatağın kenarındaki oyuncak ayıda takılı kaldı. Gerçekten onu özlemiştim. Ellerimi hızlıca uzatıp ayıyı aldım. Büyük ihtimalle evlatlık verilmişti. Ya orda ona kötü davranırlarsa o buna nasıl dayanırdı ki. Onu yalnız bırakamazdım. Hırsla yaşlarımı silip saçlarımı düzelttim . Müdire hanım bana Mavi'nin nerde olduğunu söylemiyorsa ben öğrenirdim. Yataktan hızlıca kalkıp elimde oyuncak ayıyla odadan çıktım .İlk önce Nezaket ablanın yanına gidip Müdire hanımın odasında olup olmadığını öğrenmeliydim. Merdivenleri hızlıca inip mutfağa girdim. Nezaket abla dalgın bir şekilde kahvaltı için hazırlıkları yapıyordu. -"Nezaket abla, Müdire hanım odasında mı?" dememle sıçrayıp bana baktı. Sorduğum soruyu algıladığında bana değişik bir bakış attı . -"Hayır biraz önce çıktı. Sen niye onu soruyorsun?" ben sadece boş ver dercesine kafamı salladım. Tam arkamı dönüp gidecekken Nezaket abla arkamdan bağırdı . -"Eğer erken gelirse ben onu oyalamaya çalışırım. Eli çabuk tut." deyip göz kırptı. Ne yapacağımı anlamıştı. -"Teşekkürler." deyip hızlıca mutfaktan çıktım. Müdire hanımın odasının önüne geldiğimde bakışlarımı arkama çevirip etrafı kontrol ettim. Kimsenin olmadığına kaanat getirdikten sonra odaya girdim. Masanın önüne gelmemle üstündeki dosyalara bakmaya başladım. En kırmızı dosyayı elime alıp kapağını açtım. Mavi'nin resmini görmemle istemsizce yüzümde gülümseme oluştu. Bu fotoğrafın çekildiği gün nasılda heyecanlıydı. saçlarını defalarca tarayıp ona makyaj yapmam için gün boyunca yalvarıp durmuştu. Ben de dayanamayıp sade bir makyaj yapmıştım. O gün nasılda mutlu olmuştu bücürüm. Bilgiler kısmını okumamla şaşkınca bakakalmıştı. Bu adres buraya çok uzaktı ve oldukça zengin bir kesimdi. Genellikle zengin ve varlıklı kişiler oturuyordu. Bir kaç defa teslimat için oraya gittiğimde bir evin dışında bir düzine takım elbise adamlar bile görmüştüm. Mavi'yi o kesimde oturan aileye mi evlat vermişlerdi ? Bir an onun yanına gitmekten vazgeçer gibi olmamla hemen bu düşünceyi kafamdan kovaladım. Mavi benim , bende Mavi'nin her şeyiydim. Hem o benim emanetimdi. Büyüyünce ona gerçekleri anlatıp eğer isterse gerçek ailesini bulmasına yardım edecektim. Hızlıca adresi telefonuma kaydedip odadan çıkacakken Nezaket ablayla karşılaşmamla donakaldım. -"Almira Müdire hanım gelmek üzere hadi acele et" deyip odadan çıktı. Hemen bende onun peşinde çıktım. Tam odaya girecekken oyuncak ayıyı almayı unuttuğumu fark ettim. Eğer oyuncak ayıyı almazsam müdire hanım anlayabilirdi. Geldiğim yolu geri giderek odaya geri girip masanın üstündeki ayıyı aldım. Arkamı dönüp kapıya gidecekken odaya Müdire hanım girdi. İlk beni burada gördüğü için şaşkınlık vardı ama bu duygu yerini merak ve kızgınlığa bıraktı. Bana sorgulayıcı bakışlar atarak baştan aşağıya süzdü. En son bakışları elimdeki ayıda takılı kaldı. -"Almira bu konuyu dünde konuştuk. Sana Mavi hakkında bilgi veremem. Şimdi odadan çık ve hayatına devam et. Zaten 18 yaşına girmene haftalar var .Kendine yeni bir hayat kurman gerek. Değil mi?" deyip cevap beklercesine bana baktı. Ben ise sadece bir yere takılı kalmıştım. 18 yaşıma girmeme gerçekten de haftalar vardı ve benim ne işim ne de param vardı. Hatta benim bir arkadaşım bile yoktu. Mavi'yi gidip alırsam yine ayrı kalacaktık. Tabi bir farkla ben sokakta o ise yetimhanede. Hayır, Hayır ne olursa olsun Mavi'yi son kez görmem gerekiyordu. Hem oyuncak ayısı da burada kalmıştı . Son kez onu görüp orada mutlu mu yoksa mutsuz mu görmem gerekiyordu. Ne de olsa emanetimdi. Kendi kendime emanet edinsem de emanet emanettir nede olsa. Ben bunları düşünürken Müdire hanım çoktan masasına oturmuş benim çıkmamı bekliyordu. Ben de odadan çıkarak Nezaket ablanın yanına gittim. Yanına gelmem ile bana meraklı bakışlar atarak -"Ne oldu bulabildin mi? "diye sormasıyla tebessüm ettim . O da benim gibi onu merak ediyordu . -"Evet buldum. Ama oldukça zengin bir kesimde oturuyorlar." dedim sonuna doğru sesimde tedirginliğim belli oluyordu. Nezaket abla saçındaki örtüyü düzeltip yüzünü sıvazladı . -" Zaten dün geldiklerinde ben de fark ettim. Yani kıyafetlerinden varlıklı ve zengin oldukları belliydi." . Ona sadece kafa sallayarak odaya gidip üzerimi değiştirdim. Binadan çıkarken bir kez daha telefondan adrese bakıp bir taksi çevirdim. Paramın büyük bir miktarı buraya gidecekti fakat yürüyerek gitmem çok uzun sürerdi. Taksiciye adresi vermemle bana tuhaf bir bakış atıp ilerlemeye başladı. Tam taksi evin önüne doğru ilerleyecekken onu durdurdum. Teşekkür ederek parayı verdim ve arabadan indim. Benim inmem ile araba büyük bir hızla geriye dönüp gözden kayboldu. Az ötede duran eve bakmaya başladım. Gerçekten çok büyük ve görkemliydi. Hızla yanımdan geçip giden araba eve yaklaşmasıyla yavaşladı ve içeri girdi . Daha dikkatli baktığımda bu ara dün restorandan yetimhaneye giderken yanımda hızla giden arabaya çok benziyor. Hatta aynısıydı. Ben nasıl içeriye girecektim ki? .Bakışlarım evin arka tarafındaki patikada kalakaldı. Belki arka taraftan içeriye girebilirdim. Adımlarımı hızla o tarafa yönelttim. Arka tarafa yürüdükçe duvarlar daha da yükseliyordu. Tam vazgeçip geri dönecekken duvardaki küçük oyuk dikkatimi çekti. Buraya basarak duvardan karşı tarafa atlayabilirdim. Oyuğun önüne gelip sakince ayağımı oraya koydum. Düşündüğümden daha da zor olacağa benziyor. Ya Allah deyip kendimi yukarı çekip sıkıcı duvara tutundum. Tamam buraya kadar tamamdı. Sol ayağımı duvarın üstüne atıp oturdum. Duvarın arka tarafı diğer tarafından daha yüksekti. Gözlerimi kapatıp aşağı atladım. Yavaşça gözlerimi açtığımda az ileride şaşkın bakışlarla bana bakan Mavi'yle göz göze geldik. Hani bir bakışla çok şey anlar ,anlatırsınız ya şu an bunu yaşıyordum. Mavi kırmızı gözlerle bana bakıyordu . Ağlamış mıydı ? -"Anneabla" diye ağlayarak bana koşmaya başladı. Hemen onunla aynı boya gelip sıkıca sarıldım. Gözlerimden damlalar bana ihanet edercesine düşüyordu. Saçlarını okşayıp öptüm . Mis gibi kokusuna hasret kalmıştım . -"Sen bana yalan söyledin "demesiyle anlamaz gözlerle ona baktım . Ne konuda olduğunu anlamamıştım . -"Ne yalanı mı gördün bücür?" ellerini saçlarıma götürüp yavaşça okşadı . Bana şu an kızgın olsa da özlediğini biliyordum . -"Hani bu kolyeyi sıkıca tutarsam seni hissedebilirdim . Aslında dün gece hissetmiştim ama bu kolye bozuldu galiba " Tatlı tatlı konuşması ile Kendimi tutamayarak kahkaha attım. Elimi kaldırıp kalbine dokundum . -"Beni hissetmek için kolyeye ihtiyacın yok ,kalbinin sesini dinleyerek de hissedebilirsin bücürüm" -"Seni çok özledim. Hem biliyor musun simiti de kaybettim. Onu bir türlü bulamadım" -"Simit kim bücür?" dedim merakla .Arada bazı şeylere böyle garip isimler takardı . -"Senin aldığın oyuncak ayı. Onun adı simit" dedi. Sanki dünyadan soyutlanmışçasına konuşuyorduk. O yumuşacık saçlarını tekrar okşadım . Tombul yanaklarını da defalarca öptüm . -"Anneabla biliyor musun bu evde bana anne ve babam olduğunu söyleyen kişiler var ama ben onlara inanmadım "deyip eliyle yan tarafı işaret etti ve devam etti. -"Çünkü onları sen tanıyorsun ama onlar seni tanımıyor ve bana onların işleri olduğunu söylemiştin " demesiyle şok olmuştu. Ne yani Mavi evlatlık alınmamış mıydı? Kafamı yana doğru çevirmemle ikinci bir şok daha yaşadım. Bunlar dün akşam restorana gelen aileydi. Bakışlarımı her aile üyesinde en son Çığırtkan kadın Oya'da takılı kaldı. Bana yine sinirli bir bakış atıyordu. Bende ona sinirli bir bakış atıp yanında oturan kadına baktım. Bu kadın o kadar çok Mavi'ye benziyordu ki annesi olduğunu anladım. Gözlerinde ki o özlem, sevgi o kadar bariz bir şekilde belliydi ki kadına içim parçalanmıştı. Buraya gelerek belki de büyük bir hata yapmıştım. Her anne parçalanırdı çocuğunun başkasına anne demesine ve ben onun bu hakkını istemeden de olsun almıştım. O an içimden bir ses buradan benim için ne kadar zor da olsa gitmelisin diyordu. Ama önce emanetimi gerçek sahibine kavuşturmalıydı. Mavi'nin elini tutup kadına doğru ilerlemeye başladım. Ona doğru ilerledikçe kadının bakışları merakla aralandı. Adımlarım kadının önünde durmasıyla Mavi elini kadının avuçlarına bıraktım ve buruk bir gülümsemeyle bücürüme döndüm . Kaşları şimdiden çatılmış , bu yaptığımdan hoşlanmamıştı . Dolan gözlerime inat derince gülümsedim . -"Bücürüm sana yaptığımız sürprizi beğendin mi?" dedim. Mavi ise bu dediğimi anlamadığı o kadar belliydi ki . -"Anne ve babanla sana böyle bir sürpriz yaptık . Onların artık işleri bitti ve seni yanlarına alabilirler " boğazımdaki yumru neden böyle büyüktü . Neden yutkundukça daha da büyüyordu . Kalbimin acısı da cabasıydı . -"Artık sana bakmak zorunda değilim. Ne de olsa senin artık bir ailen var ve ben bu aileden değilim .Beni anlıyorsun öyle değil mi ?" Mavi'nin gözleri dolmaya başladı. Elimi cebime atıp oyuncak ayıyı aldım ve Mavi'ye uzattım. Simiti de ona verdiğime göre gidebilirdim . -"Bu oyuncak sende kalabilir ama ben seni artık görmek istemiyorum Mavi . Senin bir ailen var ve bence seni onlar sevmeli , ben değil." diyerek arkamı döndüm ve az ileride olan görkemli kapıya doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan Mavi'nin seslerini duyabiliyordum .Son bir kez kafamı çevirip ona baktım. Annesi onu kolundan tutmuş bana doğru gelmesini engelliyordu. Buruk bir gülümsemeyle annesine baktım. O gözlerde minnet duygusu o kadar belli oluyordu ki .Kapıdan çıkıp yürümeye başladım. Bundan sonraki günlerimde, yıllarımda Mavi olmayacaktı. Doğru mu yaptım bilmiyorum ama o an aklımdan en doğrusu olarak bu geçmişti ve hiç tereddüt etmeden yapmıştım. Bir anda kolumdan tutulup çekilmemle bu düşüncelerimden ayrılıp sert bir bedene çarptım. Anın verdiği şaşkınlıkla bakışlarım kalakalırken yavaşça suratına baktım. Bu restorandaki Savaş denilen adamdı. O gün yaptığı hareketi hatırlar hatırlamaz hemen kolumu ondan çekip biraz geriye gittim. O ise sinirli bir bakışla bağırmaya başladı . -"Senin amacın ne ?" dedi bu adam neyde bahsediyordu. -"Benim bir amacım yok, hem şu sesini biraz alçalt karşında sağır yok" dedim sinirle. -"O zaman neden buraya geldin? Seni Mavi'nin hayatında, yakınında bile görmek istemiyorum. Senin varlığın onun için iyi gelmiyor .Yeni hayatında senin bir yerin yok." . İyide ben bunları zaten biliyordum. -"Onun hayatında bundan sonra yerim olmadığını bende biliyorum. Bunu sadece annesi için yapıyorum. Merak etme artık Mavi'nin hayatında olmayacağım ." -" Bu en doğru karar . Eğer tekrar seni ailemin çevresinde görürsem kaçacak delik ara ! "
|
0% |