Yeni Üyelik
31.
Bölüm

~H.K 31. BÖLÜM ~

@marsmelegi

-"O kurtuluş diye söz ettiğiniz macera , başkası için bir vazgeçiş ..."

 

Yazar'dan

Satır satır yazılan cümleler anlam kazanıyordu . Her bir kelimenin sonu sanki ölüme çağrı idi .

Sayfaları çevirdikçe ortaya çıkan fotoğraflar, delil olarak oraya yerleştirilmişti .

Sanki dosyayı hazırlayan kişi inanmıyorsan git ve oraya bak bütün deliller sizi bekliyor diyordu .

Her bir karenin altında küçükçe açıklamalar yazılıydı .

Tıpkı ilk fotoğrafta olduğu gibi . Bebek ultrason fotoğrafı oldukça eski gibi görünüyordu .

Köşeleri yıpranmış, siyahtan griye geçişler mevcuttu .

Arkasını çevirince de güzel el yazısı ile yazılan cümle görünmüştü.

Benim kurtuluş olarak gördüğüm bu acımasız macera o ve karnında ki için vazgeçişti .

İlk pişmanlığım

Savaş'ın okudukça bulanan ve sessizleşen zihnine yavaş yavaş kardeşinin görüntüsü ve sözleri girmişti .

-" Sana inanamıyorum abi . Bunu diğerlerinden saklamayı nasıl düşünürsün . Hem dosya hakkında da yalan söyledin . Kesinlikle gizli saklı iş yapmamalıyız . "

Kaan elinde ki dosyayı sertçe masaya bırakıp boynunda ki kravatı gevşetmişti.

Koskoca şirket onlara dar geliyor gibiydi . Savaş öğrendiklerinin ağırlığı altında ezilirken , Kaan'ın da ondan bir farkı yoktu

Defalarca dosyayı okumuş , resmen ezberlemişlerdi . İçerisinde ki her bir kelime öylesine şaşırtıcıydı ki .

Bunca şey tesadüf müydü diye düşündü Savaş . Mavi 'nin kaçırılışı , hayatlarına giren Almira ...

Kaan bu konuda hiçbir şey bilmiyordu . Onun tahmin ettiği şey belki de düşünce olarak bile içinde yoktu .

Hem kim böylesi bir şeyi düşünürdü ki .

Almira'nın aslında Müberra olabileceğini yalnızca Savaş ve belki de Yiğit biliyordu . Daha doğrusu tahmin ediyorlardı.

-" Henüz doğru düzgün bir şey bilmiyoruz. Ortada bir şey yok iken velveleye vermek de neyin nesi . "

Savaş bir umut , gerçekleri sorgulanmasının ardından başka bir gerçek bekliyordu . Bu öğrendiğinden daha masum bir gerçek ...

-" Bundan başka ne gibi bir şeye ihtiyacımız var ki , her şey ortada . Babaannem yani namı değer Hatice Hanım ve , ve o lanet olası ihtiyar her şeyi hal- "

-" Kes sesini !! " suratına fırlatılan dosya ile bir kaç adım geriye giden Kaan hırsla abisine bakmıştı .

Gerçekleri tek tek söylediği için fırlatılan dosyaya bakmak dahi istemiyordu .

Zira abisi ondan gözünü dahi ayırmıyor , şoktaymış gibi ona bakıyordu.

-" Gerçekler her daim acıdır Savaş . Şimdi bir gerçek daha söyleyeceğim . Benim için hayalkırıklığısın . "

Abi yerine ismini söylemesi mi daha kötüydü?

Yoksa onun gözünde hayalkırıklığı olması mı ?

Savaş sadece bir an duyduklarını daha fazla sindiremediği için refleks olarak en yakınında bulunan dosyayı fırlatmıştı.

Ama hedef edindiği kişi kesinlikle kardeşi değildi .

-" Kaan ... " abisinin ağzından sesini duyar duymaz elini kaldırıp durmasını ve tek kelime daha etmesini engellemişti .

-" Senin ve benim aramda ki bu atmosferi daha sonraya bırakalım . Çünkü şu an ki konu ve kabullenemediğin gerçekler daha mühim . "

Hızlıca yere eğilip az önce suratına fırlatılan dosyayı alıp sertçe masaya koydu ve ilk sayfasını açtı .

İlk başta metin gibi gözükse de yazılan şey günlüktü . Her bir dakikası, saniyesi yazılan bir günlük ...

-" Adam bildiğin sanki çok güzel bir gün geçirmiş ve unutmak istemiyormuş gibi günlük yazmış . Narin ve Müberra'nın yaşadıklarını daha doğrusu yaşattıklarını umursamıyomuş gibi. Acaba Müberra ve o nerede ? Yaşıyorlar mıdır ki ?"

Kaan fikirlerini sıralarken ,Savaş tekrar ilk sayfayı okuyarak gözden geçirmişti .

İlk cümleler bir kurtuluşu ifade ederken sonlara doğru hiç de öyle değildi .

O kurtuluş diye bahsedilen şey aslında bir kadın ve karnında ki bebeğiydi .

Her şey notta yazdığı gibi acımasız maceraydı fakat bir o kadar da vazgeçişdi .

Titrek elleri ile takım elbisesinin iç cebine koyduğu peçeteyi çıkardı . İçine koyduğu bir kaç saç teline kısık gözler ile bakıyordu .

Buradan çıkan sonuçlar ise onları tekrar acımasız bir maceraya sürükleyecekti .

Tek fark ile vazgeçiş onları temsil edecekti .

-" Nedir o ? O saç tellerinin orada ne iş- yoksa sen , bir dakika ..." Kaan dolan gözleri ve almayı unuttuğu nefesi ile abisine bakmıştı . Sadece bir inkar bekliyordu.

Asla gelmeyecek olan inkarı .

Yığılırcasına tekli koltuğa oturup , kafasını salladı . Olamazdı, olmamalıydı . Almira'nın o bebek olmaması gerekiyordu .

Olmasındı ...

Genzini yakan, tuttuğu nefesini bırakıp az önce gevşettiği kravatını sertçe çıkartarak uzağa fırlattı.

Her şey şimdi kafasına uyuyordu. Abisinin gizli saklı yaptığı bu şeyler ve Almiradan gizlenen bilgiler .

Babaannesi ve O Erkan denen ihtiyar yapmıştı .

Vazgeçişin sebepleri olan bu iki insan , kaderden kaçamamışlardı . Almira yani Müberra ki henüz belli olmasa da buradaydı .

O dosyanın yatağın altına konulmasının sebebi buydu . Birileri gerçekler ortaya çıksın istiyordu.

*******

Defalarca başa dönmesine rağmen ne okuduğunu anlıyordu ne de kitabı bırakabiliyordu .

Aklında ki düşünceleri sanki kitap okuyarak mantıklıca eleyebiliyordu .

İlk önce bir kelimeye odaklanıyor, cümleyi okumaya odaklandığı an da öylece dalıp gidiyordu.

İşin tuhafı saniyeler sonra da düşüncelerini unutuyordu . Sanki hiç orada yoklarmış gibi oluyordu .

Kitabın kapağını kapatıp bacaklarına koydu . Her iki tarafından tutup üzerinde ki desenin kabartmalarına dokundu .

Her bir kitap , bir yaşanışı temsil ediyordu gözünde . Onunkine benziyen bir kitap bulabilir miydi ?

Göğsünü kabartacak cinsten bir nefes alarak , sallanan sandalyeden kalktı . Bu koca kitap odasından çıkma vakti gelmişti .

Elleri arasında ki kitabı sanki hiç okumamış gibi yerine koyup odadan çıktı

Uzun koridoru geçtiği an merdivenlerden çıkan adam ile karşılaşmıştı.

Dağınık saçları her basamak çıkışında hareketlenip , alnını kapatıyordu . Ondan gelen buram buram sigara kokusu vardı .

Son basamağı da çıktığında yere eğik başı kalkmış ve o gözleri kendisini bulmuştu .

Kocaman elleri sanki düşecekmiş gibi merdiven trabzanına tutunmuştu.

Hatta bir ara Almira ona doğru giderek tutmak bile istemişti . Sanki gücü çekilmişti genç adamın .

-" Nasılsın ? " hali olmayan sesiyle sorduğu soruya omzunu kaldırarak cevap verdi Almira .

Yalan söylemek ya da nasıl hissettiğini bildirmek istemiyordu.

-" Cevabı iyiyim olarak kabul ediyorum öyleyse. Dün oldukça etkilenmiştin. Umarım düzgün bir şekilde dinlenmişsindir. " buna da omzunu kaldırıp indirerek cevap vermiş , yanından geçerek merdivenleri inmeye başlamıştı.

Bir iki basamak inmişti ki Savaş'ın tekrar seslenmesi ile durmuştu .

Gözlerini kısa süre kapatıp açtı ve ifadesiz yüzü ile ona döndü .

-" Aslında dün gece yatağının altına bakınca , bakınca ben ..... ben bir şey bulmayı umut etmiştim. Ama gel gör ki hiçbir şey yoktu. Polislerde herhangi bir parmak örneği ve delil bulamamışlar. "

Almira boğazında ki yumruyu yutup istemsizce cebinde ki telefonu tuttu . Aklında o kadar düşünce ve eylem vardı ki ,

Her an o telefonu suratına fırlatıp burada ki gelen mesaja bak öyleyse pislik diyesi vardı .

Düzenlemesi zor olan nefesini hizaya getirip sanki beklemiyormuş gibi yapmayı tercih etti .

-" Polis hiçbir şey bulamamış mı ? Öyleyse gelen o mesajlar neydi ? Ondan da bir şey çıkmadı mı ? "

Almira'nın şaşkın ve meraklı soruları kalbine hançer gibi işliyor , pişmanlık duyuyordu .

Ama ona göre olması gereken buydu . Gördükleri, duydukları ve öğrendikleri eğer doğru ise dışarı bir yerde bilinmeyen bir düşman vardı .

Kim olduğu belli olmayan bir düşman .

-" Hayır hiç bir şey bulunamamış , hat herhangi birinin üzerine kayıtlı değil ve o geceden sonra tekrar kullanılmamış . "

Karşısında ki bu adam kendi telefonunu vermiş, ona ait olanı ise almışken hangi kanıtlardan bahsediyordu.

Polise asla teslim edilmeyen , mesajların geldiği telefondan mı ?

-" Anladım . " Duyduğu yalanlara katlanamıyordu . Savaşın tekrar bir şey demesine izin vermeden kalan merdivenleri indi .

O gözden kaybolup giderken Savaş omuzları çökük bir halde odasına çekilmişti .

Üzerinde ki ona ağır gelen takım elbiseyi yavaş hareketlerle çıkartıp daha rahat giysiler giyindi .

-" Bunu onun için yapmalıydı. Onun için , en iyisi buydu. En iyisi buydu . " verdiği telkinler bir süre sonra anlamını yitirmişti .

Kandıramıyordu bile kendini .

*******

Oturduğu bankta her iki tarafı kontrol edip beklese de ne gelen vardı ne de giden .

Kot pantolonun cebinde ki telefonu çıkarıp gelen mesaja tekrar baktı.

-" O kurtuluş diye bahsedilen macera , senin için bir vazgeçişti. Bir şeyleri öğrenmek için her zamanki kaçış yerine gel . "

Her zamanki kaçış yeri bu park , bu banktı .

Ama hiç kimse yoktu . Ayağa kalkıp bir ileri bir geri yürüyüp etrafa bakındı .

Zaman ilerledikçe ayakları ağrımış , tekrar banka oturmak için ilerlemişti ki köşesinde ki siyah poşeti fark etti .

O birisini beklediği için hiç etrafına bakmak gelmemişti aklına . Poşeti eline alıp parmaklarıyla kontrol ettiğinde içerisinde ki anlayamamıştı.

Ağzını açıp içerisindekini çıkardığında karşısında dosya bulmuştu.

Ama önemli olan şey dosya değil , üzerinde ki logo idi .

Özdemir logosu...

 

 

Loading...
0%