@marsmelegi
|
-" Gerçeklerle öl , yalanlarla değil ! "
Yazar'dan Dosyayı sıkı sıkı tutan parmakları , öylece logoyu inceleyen gözleri birer çıkmazdı . Koskoca Özdemir şirketine ait dosya ya da bilgiler elindeydi. İyi de neden ? O gece yaşadığı korku bundan dolayı mıydı ? Yatağının altına konulan bu dosya mıydı ? İnsana ağır gelince düşünceler yutkunamaz hale gelirmiş . Almira ne kadar zorlasa da olmuyor , yutkunamıyordu. Sakince dosya kapağını aralayıp satırlarda gözlerini gezdirdi. Bir günlük bulmayı beklemiyordu. Kimin günlüğüydü? En önemlisi Özdemir logosu bulunan dosya da ne işi vardı bu günlük yapraklarının . Günlük yapraklarını daha sonra okumaya bırakıp sayfalara bakındı . Sayfaları çevirdikçe ortaya çıkan bir kaç fotoğraf dikkatini çekmişti .Küçük bir bant yardımı ile yaprağa yapıştırılmış fotoğrafı yavaşça çıkarıp baktı . Ultrason fotoğrafı idi . Bir bebeğe, bir anneye ait . Alt köşede duran tarih baya eskiydi . 18 yıl öncesine ait , doğan her kim ise aynı yaşlarda olacak birisine. Az evvel aldığı yere fotoğrafı tekrar yapıştırıp bir sonraki sayfayı çevirdi . Köşeleri zarar görmüş sanki imha edilmek üzere iken kurtarılan bir doğum belgesinin fotoğrafı vardı . 22/10/2005 - Ankara Bu benzerliği dolu gözleri ile görmezden gelip hızlıca diğer sayfayı çevirdi. Ultrasonda ki bebek doğmuş, hatta ilk verildiği yetimhaneye ait bilgi belgesi vardı bu seferde . Saliha Edip Yetimhanesi 28/10/2005 Bir zamanlar kendisinin de kaldığı fakat ansızın ayrılmak zorunda bırakıldığı yetimhane. Gecenin bir köründe hızlıca hazırlanıp oradan ayrılmıştı. Daha doğrusu ayrılmak zorunda kalmıştı. Ne olduğunu , neden ayrıldığını bilmiyordu bile . 10 yaşlarındaydı. Maviyi bulmadan bir kaç gün önce olmuştu bunlar . Yeni bir bina , yeni çocuklar , yeni çevre derken o bile unutmuştu . Sanki kendini bildi bileli en son ki yetimhanede büyümüştü . Bunları neden okuyordu ? Neden bu dosyayı okunması istenmişti ? En önemlisi bu dosyayı buraya bırakıp , bulmasını sağlayan kimdi ? Elinde sıkı sıkı tuttuğu telefon hafifçe titreyip tekrar kendini belli edince kararsız bir şekilde kendine çevirdi ekranı . Yeni bir mesaj gelmişti . " Gerçekleri öğrendiğini zannediyorsan yanılıyorsun Müberra . Katilleriniz ile en kısa sürede buluşman dileğiyle. Gerçeklerle öl , yalanlarla değil. " Müberra kimdi ? Etrafına bakınmaya başladı . Nedense üşüyordu . Tüylerinin diken diken olması , sanki izlenildiğini düşündüğü içindi . Karanlık ve parkı çevreleyen ağaçlar yüzünden çevre pek gözükmüyordu . Tekrar ekrana bakıp defalarca okudu mesajı. Gerçeklerle öl, yalanlarla değil. Ne demek istiyordu ? Aslında bu olanları anlamamak için salak olmak gerekiyordu . Açık bir şekilde bu dosya içinde ki o fotoğraflar , bilgi belgeleri ona aitti . Gece ansızın kendisine gelen 'yatağın altına bak ' mesajın da , eğer kaçmayıp gidip baksaydı bulacağı şey buydu . Ama kaçırdığı bir nokta vardı . Savaş neden bakmasına izin vermemişti ?Neden saklamıştı ondan bunu ? Belki de bunların cevabını bulduğu an ortada dönen bu olayı da çözecekti . Dosyanın kapağını kapatıp poşete koyacaktı ki , dibinde gördüğü kutu ile dosyayı koltuk altına koyup kutuyu eline aldı . Simsiyah kutu orta boylardaydı . İçinde her ne varsa hareket edip duruyordu . Kapağını açıp katlı halde duran kağıdı ve flash belleği aldı . Bu flash bellek önemli olduğunu vurgulamak istercesine kıpkırmızı idi . Üzerinde de 2005-2012 sayıları sivri uçlu bir şey ile kazınmıştı . Bu yüzden biraz üzeri aşınmış , eski bir görüntüye sahipti . Katlı duran kağıdı açmaya başladı . Daha doğrusu yavaşça kendini belli eden fotoğrafı . Güzeller güzeli , uzun saçlı , gözleri kapalı bir şekilde yerde uzanan kadın ve kucağında ağlayan bir bebek vardı fotoğrafta . Bebek yeni doğmuş olmalıydı , Kadında sanki birini andırıyor gibiydi . Sonra bir şey dikkatini çekti . Bir kaç cm ötede duran silah , etrafa saçılmış mermiler ve kadının kalbinin olduğu yerde ki kan lekeleri. Oluk oluk kan akıyor gibiydi sanki. Elini istem dışı kendi kalbine doğru götürüp sertçe bastırdı . Aklına gelen olasılığın olmamasını diliyordu . Gözlerinin kapalı oluş sebebi ölü olması mıydı ? Ellerini bu sefer kalbinden ağzına götürerek içinde tuttuğu hıçkırığın çıkış anında ses çıkarmamasını sağlamıştı . Yere doğru süzülen fotoğraf yüz üstü düşmüştü. Arkasında yazan yazıyı gözyaşlarına rağmen okuyabiliyordu .Öylesine güzel yazı ile yazılmıştı ki okumamak mümkün değildi . İnfaz edilemedi , infaz etti . Ne infazıydı bu ? Kim tarafından yapılmak istenmişti . Ayaklarının titreyişi bedenin isyanıydı . Daha fazla ayakta duramazdı . Kendini zar zor banka atıp yavaşça arkasına yaslandı. Rüzgarı hissetmek bir az olsun sakinleşmek istiyordu. Şayet hızlı atan kalbini yeni hissediyordu. Burnundan soluklanması ciğerlerine yetmiyordu . Ağzından derince nefes alıp eliyle kalbine baskı uyguladı . Kalbi hissetmiş gibiydi o kadını . Acısını acı kabullenmişti . -" O benim annemdi öyle değil mi ? Ondan bu kadar hızlı atıyorsun. " Koltuk altında duran dosyayı sertçe banka koyup günlük sayfalarını incelemeye başladı . Bu kadar yeterli diyemiyordu. Bugün , şu dakikalarda herşeyi öğrenmek istiyordu.
Bebek için yaşamalıydı. Ona ne olduğunu bilmiyorum . Bulduğum an ki hali ile biraz da olsa fark vardı. İyileşiyordu , yaraları kabuk bağlıyordu ama sanki daha ruhsuz gibiydi . Geldiği andan beri ağzından çıkan tek kelime Serkan iken bugün ilk defa Müberra dediğini duydum . 08/06/2005 "
Müberra ... Tekrar karşısına çıkmıştı bu isim . Biten sayfayı poşetin içine tıkıp diğerine geçti .
" Haftalardır görüp durduğum adam gece tekrar evin önüne gelmiş , saatlerce izleyip her zaman ki saatinde gitmişti . Sanki o da hissediyor gibiydi. O adam geldiği ve gittiği zaman boyunca kapı eğişinde oturuyordu. Karnı büyüyordu her geçen gün ve ona ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Geçen sabah ilk defa konuşmuş az da olsa cümleler kurarak kendini anlatmıştı. Kaçıyordu birilerinden . 20/06/2005"
Kimden kaçıyor olabilirdi ? Hem de hamile hali ile. Hem evin önüne gelerek izleyen adam kimdi ? Amacı neydi ?
" İlaçları nasıl vermem gerektiği hakkında bir şeyler söyleyip gitmişti. Yapmak zorundayım. Teklif ettiği para oldukça iyi . Oğlumun işleri kötüye gidiyor , torunlarım var. Onların geleceğini düşünmem gerekiyor . İlaçları küçük parçalara bölüp yemeğine koydum . Yerken ilk defa bana gülümsemişti . Yemeği alıp çöpe dökmek istesem de yapamadım . Öylece yemesini izledim . Yapmıştım. 28/08/2005" Yemeğine ilaç koymuştu. Hem de Hamile bir kadının yemeğine . 2 ay da ne gibi şeyler olmuştu , kim ilaç hakkında bilgi vermişti ? Koyduğu ilaç neydi ? Ne gibi bir etkisi vardı ? Deli gibi merak ettiği sorulara cevap bulamıyordu.
" Bana dediği gibi ilacın yan etkileri başladı . Her geçen gün karşımda deliren bu kadın için yapabileceğim bir şey yok . Her gece yaşadığı sinir krizleri bu defa da kanaması ile bitmişti . Ölü gibi yatıyor , sesini bile çıkartmıyor . Bana dolu gözleri ile bakıyordu . Elini karnından çekmiyor , her ona yaklaşmam da daha sarıyordu. Geçen gece yalvarmasına rağmen iğneyi yapmak zorunda kaldım. Uyuyunca da ilacı içirmiştim. İsmi Narin miş . O adam söyledi , ilk zamanlar verdiği sözü tutmuş oğlumun işleri düzelmişti . Her gün haberlerde görüyorum başarılarını. Ailem içindi bu yaptıklarım . 03/09/2005" Hıçkırıklar içinde ağlayarak okumuştu . Narin'in çektiklerini, yaşadıklarını birer birer hayal etmişti . Hamile bir kadına yapılan bu eziyeti okumuştu az önce .
" Ellerini yatak başlığına bağlamıştı . Ne kadar yalvarsam da beni dinlememiş, ona bu eziyeti reva görmüştü. Gencecik kızın çektiklerine sessiz kalamıyordum artık . Bana sadece rahatlatıcı, uyumasını sağlar diye verdiği ilaç , düşük yapıp bebeğin ölmesi içinmiş . Ve bunu bana kendi ellerimle yaptırmak istemişti . Günlerce kanlar içinde kalan kızın , karnında ki bebek hayata tutunmuştu . Hem de verdiğim ilaçlara rağmen . Serkan eşiymiş , bunu ona reva gören kişi ise kayınbabası. Karnında ki bebeğin başkasından olduğuna inanıyordu Erkan . Oğlunun eşi olmasına rağmen bu eziyeti yapıyordu . Narin'in kasılmaları artıyordu . Yarın bir gün doğum yapıcak . 18/10/2005"
Erkan ? Oturduğu banka göz gezdirip dişlerini sıktı. Bastonu ile oldukça iyi olan yaşlı adamı hatırladı .
" Ben yaşayamam artık . Öylece bedeni karşımda duruyor . Aynı odadayız onunla . Saatler önce doğum başlamıştı. Zor da olsa bebeğini dünyaya getirdi . Tatlı bir kızı olmuştu. Elleri bağlandığı için yara içindeydi. Ona rağmen bebeğini alıp öpmek istese de Erkan ilk başta izin vermedi ama sonradan vicdana gelip uzattı . Ama Erkan yapmadı , yapamadı. Ne ara silahı aldığını bilmiyor ama sıkmış öylece Narin . Kendi canına kıymış . Daha fazla dayanamamış . O güzel mavi gözleri açılmamak üzere kapandı . Hem de bebeğine doyamadan .Odadan gelen silah sesini hatırlıyorum , bebeğin ağlama sesini . Bir de utanmadan resmini çekip , bebeği alıp gitti . Engel olamadım götürmesine . Bunların hepsi benim suçum . Oğlum Hakan'ın, torunlarımın suratına nasıl bakacağım . Her geçen gün Özdemir soy ismi büyüyor ama ben küçülüyorum . Özür dilerim Narin , Müberra . 22/10/2005" Özdemir soy ismi demişti . Oğlu Hakan Bey idi . Hatice Hanım'ın yazdığı günlüğü okumuştu az önce . İki dosyadan biri Almiraya verilmişti. İki suçlunun yazdığı günlükler bu dosyalara yerleştirilmişti . Hatice Hanım'ın günlüğünü okumuş , gözyaşları içinde bankta kalakalmıştı. İçinde kabullenişin kırıntıları dahi olmasa da okuduğu hayat annesine aitti . Kendisinin kokusunu dahi zar zor içine çeken annesine. Onu uzaktan izleyen Erkan Bey elinde ki bastona daha da yüklenip , onun zar zor ayakta durduğunu fark edip yanına gelmek üzere olan korumayı durdurdu . Gözyaşlarını onların varlığını önesemeden sildi . Hepsi şaşkındı . Acımasız Erkan ağlıyordu . Bunca zaman boyunca onca gözyaşına rağmen kimseye acımamıştı. Biliyordu bu sefer de ona acınılmayacaktı. Bunca zaman bu acı ile yaşamış Hatice Hanım'ın susmasını söylemesine rağmen yeterdi . Gerçekler ortaya çıkmalıydı. Suçsuz , iftira atılan gelini Narin'in hakkını aramalıydı kızı . O bir katildi hem de torununun annesinin katili . Karşısında ki bu kız da onun katili olmalıydı. Narine ne yapıldıysa ona da yapmalıydı. Daha ilk defa görür görmez tanımış fakat emin olamamıştı . Sanki Narin varmış gibi hissetmişti . O çilleri ve koca mavi gözleri ile ona benziyordu . Eve gelir gelmez onu araştırmış, hissettiklerinin doğruluğu ile daha fazla dayanamayarak fenalaşmıştı . Keşke ölseydi , tekrar açmasaydı gözlerini . Şayet o ki zordu ölümü . Yaşattıklarını çekmeden ölmeyecek gibi hissediyordu.
-" Erkan Bey , Serkan Bey kriz geçiriyormuş . İsterseniz eve gidelim . " Oğlunun ismi ile nefes alamaz hale gelmişti . Onu suratına bakamıyordu. Her ona umutla baktığında , kafasını eğiyordu . -" Gidelim evlat , gidelim . "
|
0% |