Yeni Üyelik
33.
Bölüm

~H.K 33. BÖLÜM~

@marsmelegi

-" Kim daha temiz ?

Üstü başı parlayan mı ?

Yalan konuşmayıp yüreği ışıldayanmı ?"

 

Yazar'dan

-" Narin ! Hayır gidemezsin ! Lütfen yalvarırım gitme nefesim ... " Kan ter içinde kalan adamı her ne kadar tutmaya çalışsalarda nefesi kesiliyor gibiydi .

-" Nefesim , Narinim . " İri elleriyle kendi boğazını yırtarcasına tutmuş , hırıltılı nefesler çıkartmıştı.

Genç ve çelimsiz hizmetçi kız gözlerinden düşen yaşlara rağmen titrek elleriyle onu tutmaya çalışıyordu .

-" Erkan Bey ne zaman gelicek Yiğit Bey ? " Yiğit kendisi gibi tutmakta zorlanan kıza dönüp baktı . Odada ve evde bulunan diğer herkes gibi endişelilerdi .

Serkan yani amcası her bu hale geldiğinde onu sakinleştiren hep dedesi olurdu .

-" Bilmiyorum, aradık . En kısa sürede burada olur . " Genç kız kafasını sallayarak Serkan Bey'in ellerini boğazından çekmeye çalıştı .

O kadar çok boğazını sıkıyordu ki kızarmıştı.

Biraz daha baskı kurup çekmişti ki geri doğru savrulmasıyla son anda koltuk kenarına tutunmuş, ayakta kalmayı sağlamıştı.

-" Serkan , oğlum iyi misin ? Hepiniz çıkın dışarıya, boşaltın odayı ! " Hızla boşalan oda ile Erkan Bey yatağın köşesine oturup oğlunun başını ellerinin arasına aldı .

-" Serkan kendine gel oğlum . Lütfen ..." Sonuna doğru çaresizlikten kısılan sesi acı doluydu. Senelerdir bu şekilde sabahlıyorlardı oğluyla .

Acı ve kederli

Yalnız ve acımasız

En önemlisi çaresiz ve pişmanlıkla

-" Narinim! Gitme lütfen , gel yanıma. " Narin , ne de çok duyar olmuştu bu ismi son günlerde . Hem de daha olaylar yeni yeni yaşanmışken bu ismi yasaklayan kendisi iken .

-" Serkan ! " Oğlunun giderek moraran yüzü ile korku dolmuştu yüreği . Çevik ve hızlı hareketle ceketinde ki iç cepden kurtarıcısını çıkardı .

Kırmızı çiçeklerle dolu , el yapımı bandanayı oğluna doğru yaklaştırdı . Yorgun ve baygın , yarı açık gözler onu görür görmez dolmuştu.

Serkan yavaşça onu alıp ağlamaya başlamıştı . Koskoca adam , küçük bir çocuk gibi ağlıyordu. Akan burnunu elinin tersi ile silip bandanayı kokladı .

-" Kokusunu alamasam da hissediyorum baba , Narinim ... " Erkan beye doğru arkasını dönüp elinin içine hapsetmişti. Kalbini , canını , ruhunu tutuyormuş gibiydi .

Az önce tükenen nefesi geri gelmişti . Narini yanındaydı .

-" Narinim, nefesim . " Ak düşen saçlarını okşamak için elini uzatsa da dokunamamıştı Erkan .

Oğlunu bu kadar küçük şeye muhtaç eden o iken nasıl dokunurdu ki ?

İstemsizce dolu gözlerle bandanaya baktı . Daha dün gibiydi o bandanayı alışı .

********

22.10.2005

Uzun uzun baktığı kapıdan gelen bebek ağlayışı ile oturduğu koltuktan kalkıp tedirgince odaya girdi .

Hatice alnındaki biriktirmiş yerlere rağmen kanlı ellerini su dolu leğende yıkıyordu . Tam karşılarında sessiz sedasız öylece oturan kızı görmemek imkansızdı .

Başında ki taktığı bandana boynuna doğru inmiş , oradaki terleri örtmüştü. Saçı başı dağılmış , ellerini karnında tutuyordu .

Sanki hissetmişti gibiydi.

Tedirgin bakışlarla Erkan'a baktı . O da kendisine bakıyordu . Hiçbir duygu barındırmayan bakışları korkutuyordu onu .

İşte o an iki bakışı ayıran ses duyuldu . Müberra bebeğin ağlaması . Narin çaresizce karnında ki ellerini ona doğru uzattı .

Bebeğinin sütüne ihtiyacı vardı. Onu doyurmalıydı öyle değil mi ? Süt dolu göğüslerinde akıp giden sıvıyı hissetti o an .

Anne olmuştu .

Onca şeye rağmen hayata tutunan bebeği doğmuş, ona muhtaç bir şekilde ağlıyordu . Hatice uzatılan ellere bakıp bebeği ona doğru götürmüştü ki hızla çekilmesiyle Erkan'a baktı .

-" Hayır , hayır ver bebeğimi bana . " Narin çektiği acıya rağmen kalkmaya çalışmıştı ki Erkan onu ayağı ile engellemiş , eski haline getirmişti .

Tek eli ile bebeği kucağında sabitleyip belinde ki silahı ona doğru doğrulttu . Az sonra bunu çekecek, herşeyi bitirecekti .

-" Bebeğimi koklamama izin ver lütfen . Bir defa koklamak istiyorum onu . " Kendisine doğru çekilen silah ile öleceğini hissetmişti .

Bir anne olarak isteğini dillendirmişti. Kokusunu almalıydı . Ölmeden önce cennet kokusunu içine çekmeliydi .

Erkan sızlayan burnunu görmezden gelerek ; çok da yaklaşmayacak şekilde bebeği ona doğru uzatmasıyla, Müberra sanki tanımışçasına elleriyle saçlarına dokunmuştu.

Küçük ve sabırsız elleri saçlara sıkıca tutunmuş, bandanayı sımsıkı kavramıştı.

Narin daha doğru dürüst doyamamışken bir an da bebeğin çekilmesi ile hıçkırıklarını tutamamıştı .

-" Gözlerini kapat ve sakın açma . " Acımasız sesi ile hıçkırıkları çoğalmış, tüm odayı kaplamıştı .

Hatice kapı ağzından öylece herşeyi izliyor , ne diyeceği bilmiyordu. Olayların böyle sonlanacağını bilmiyordu.

-" Erkan ne yapıyorsun? Bırak şu silahı, böyle konuşulmamıştı . "

-" Kes sesini ! " Olağanca bağırışı bebeği ağlatmıştı . Zaten odaklanamıyordu işine . Hem bebeğin hem de Narin'in ağlayışı zorlanmasını neden oluyordu .

Yüzünü sertçe sıvazlayıp , ağlayan kadına doğru hırsla baktı . Son bir kez silahı çekmişti ki , yenilmişlikle geri indirdi.

-" Çık dışarı . " Hatice'ye bakmadan söylemiş, bebeği ona doğru uzatmıştı. Ortalığın az da olsa durulmasıyla bebeği hızlıca alıp odadan çıkmıştı .

Odada yalnız kalan iki kişi sessizlerdi . Öyle ki bu sessizlik bile birer isyandı .

-" Ben şimdi sana nasıl kıyıcam Narin ? Ben şimdi bu tetiği nasıl çekicem ha söyle bana kızım ? " Narin eliyle gözyaşlarını silip eliyle hıçkırıklarını gizledi.

-" Sen benim öz olmasan da kızımdın, canımdın . Oğlumun cananıydın. Nasıl yaptın bunu bize , ailene , kocana . Ben nasıl derim hainin sen olduğunu oğluma ! " Silahı köşeye fırlatıp yere çömeldi .

Ellerini kafasının arasına alıp gözyaşlarını gizledi.

-" Baba ... "

-" Bana baba deme ! Onca şeye rağmen eğer söyleseydin seni affederdim, kurtarırdım! Bu kadar ileri gitmemeliydin. " Narin yaşlı adamın ellerini tutup yüzünden çekti .

-" İkinizi de infaz etmemi söylediler. Ben size nasıl kıyardım ki ? " Erkan öylece ağlayarak bunları dile getirmiş , susmuştu.

-" Baba , babam. İnfaz etmedin ikimizi de . Onca şeye rağmen bebeğimi almadın benden . Bakma bana öyle biliyordum ilaçların bana birşey yapmayacağını. Teşekkür ederim ve, ve özür dilerim. "

Yavaşça o görmeden silahı alıp kendisine yakın tuttu .

-" Serkan'ı çok seviyorum, o benim nefesim baba . Herşeyim, canım, cananım. Müberraya iyi bak olur mu ? " Erkan bey anlamamış bir şekilde bakarken onun akan yaşlarını sildi .

-" Öldüğümü bilmesin Serkan . " Patlayan silah ile gözlerini kapatmıştı . Kafasını iki yana sallayarak bağırarak ağlamış , elleriyle omuzlarından tutarak sımsıkı sarılmıştı kızına .

Hızlıca açılan kapı ile Hatice'nin çığlığını duymuştu . Gözlerini yavaşça silip eski duygusuz haline geri dönmüştü.

Yavaşça kızının bedeninden ayrılıp, ayağa kalktı . Hatice'den bebeği alıp yavaşça Narin'in kucağına koydu. Hızlıca ona bakmadan fotoğrafı çekip, bebeği de alarak evden çıktı .

Bir kaç dakika sonra da bir sürü adam etrafı kaplamış, eve doluşmuştu.

-" Çivi'nin kızı infaz edilemedi, infaz etti . " Bindiği minibüsün içinde ki adamlara hitaben konuşmuş, açıklama yapmıştı .

-" Bebek ne olacak ? " Siyah akrep den gelen soru ile Müberra'ya baktı . Ona emanetti .

-" O da infaz edilecek . " küçücük elinin birinde siyah bandana , diğer eli yumruk halinde etrafı inceliyordu. Sakince bandanayı alıp iç cebine koydu .

-" Yeniden görüşmek üzere Müberra . O gün geldiğinde ölümüm senin elinden olsun kızım . "

*********

Bastonunu koyduğu yerden alıp yavaş adımlarla balkona ilerledi . Daha kapısı açar açmaz yeni yeni nefes aldığını hissediyordu .

Eskileri hatırlamak yüreğini yakmıştı .

Bandanayı çıkardığı iç cebinden diğer değerlisini çıkardı bu seferde . O kara günü hatırlatan infaz fotoğrafı tekrar tekrar çıkarıyordu.

Pis hissediyor , parmaklarının ucundan kan kokusu geliyordu.

-" Kim daha temiz kızım ? Üstü başı parlayan mı ? Yalan konuşmayıp yüreği ışıldayan mı ? Senin yüreğin ışıldarken nasıl yalan söyleyebildin bana ? "

-" Peki hangisi gerçek güzel kızım ? Ölüm mü ? Yaşam mı ? Yaşarken bile ölümü hissediyorum Narinim. "

Balkon demirlerine tutunup bastonun yere düşüşünü dinledi . Parmakları ile demirler arasında kalan fotoğraf karesine göz ucuyla baktı.

-" Yeniden görüşmek üzere demiştim kızına . O gün geldi Narin . O artık çoğu şeyi biliyor ve eminim ki ne yapacağını öğreneceği günlerde gelecek .

Almira'dan

Akıp giden yola odaklanmaya çalışsam da olmuyordu. Elimle sımsıkı tuttuğum poşetin ve içindeki bilgilerin varlığı buna engeldi .

Ne hissedeceğini bilmez miydi bir insan ? Ben bilmiyordum. Ağlamalı mıydım, ne yapmalıydım ?

Bu acı dolu hayatı okuduktan sonra intikamını nasıl almalıydım, kimden, nasıl alacaktım?

Sorular , sorular...

Hissizlemiştim. Duygularım sökülmüştü. Daha bir kaç gün öncesine kadar annemin katili sayılan kadın ile dertleşmiş, onun omzunda ağlamıştım.

Hiç mi utanmamıştı? Yüzüme bakarken tuhaf hissetmemiş miydi ?

Omuzumdan aşağı inen ürperti ile taksi şöförüne baktım . Bana soru soruyor gibiydi .

Kulaklarım derin bir suyun derinlerinden çıkmış, sesleri yeni algılamaya başlamıştı.

-" Abla iyi misin? "

-" Evet evet iyiyim , kusura bakmayın ne dediğinizi pek iyi duyamadım. "

-" Site güvenliği daha fazla içeri almıyor, en fazla buraya kadar getirebilirim . " Konuşmaya mecalim olmadığı için kafamı sallayıp ücreti ödedim ve aşağı indim .

Güvenliğe kısa bir bakış attıktan sonra sitenin içinde ilerleyek binaya girdim . Asansörlerin hepsi en üst katlarda olduğu için onları beklemeyi es geçerek merdivenlere ilerledim .

Yavaş yavaş basamakları çıkmak nefesimi kesmiş, beni yormuştu.

Allah'tan daire yüksek katlarda değildi. Son bir kaç kat kala çantamdan anahtarı aramaya koyulurken yanımdan hızla geçip giden beden ile sarsaklamış duvara tutunmuştum.

Geniş omuzlu, giydiği deri ceketi tüm bedenini kaplayan kişiyi tanıyordum .

-" Savaş? " Mırıltı halinde olmasına rağmen beni duymuştu. Öyle ki adımları yavaşlamış, başını hızla bana çevirmişti.

Endişe dolu gözler ?

Bunlarla karşılaşmıştım. Neden endişeliydi ki ?

-" O telefonun ne s*kime yarıyor ! Neden cevap vermiyorsun? Saatin farkında mısın ha ? " Bağırarak sorduğu sorulara ne cevap vereceğimi bilemedim .

Sessiz kalışımdan dolayı yanıma gelip kolumu tuttu .

-" Senin yüzün neden bu kadar soluk böyle? " Dibime kadar girip , elinin tersi ile alnıma dokundu .

-" Ateşinde yok . Neden telefonlara cevap vermedin ? Bu saate kadar dışarı da ne yaptın tek başına ? " Ardı ardına sorduğu sorular o yorucuydu.

-" Saatin farkında değilim ve telefonum sendeydi hatırlamıyor musun ? " Duyduğu gerçek ile kaşlarını kaldırmış, şaşkın bakışlarını gizlemeden bana uzunca bakmıştı.

Sonra yavaş yavaş gözleri elimdeki poşete gitti. Bir müddet orada takılsa da uzun sürmemişti.

İşte o an bir gerçeğin farkına vardım . Belki de karşımdaki kişi gerçekleri biliyordu.

Ben ulaşamasam da Savaş ulaşmıştı. İyi ya da kötü benim ile ilgili şeyler vardı orada.

Bunu nasıl öğrenecektim. Direkt pat diye elimde ki dosyaları göstermeli miydim ?

Bunlar olmuş Savaş , benim annem hani eksikliğini sürekli söylediğiniz annem var ya kendini öldürmüş mü demeliydim ?

Islanan yanaklarım ile başımı eğdim. Ne yapacağımı bilmiyordum.

-" Ne oldu ? Neden ağlıyorsun Hayat ko-.. Almira ? " Hayat kokulum diyecekti.

-" Savaş ben , ben annemi ... " Pür dikkat onu izledim. Daha anne kelimesini duyar duymaz kaskatı kesilmişti.

Ardından getireceğim daha doğrusunu getirmek istediklerimi biliyordu . Annemi biliyordu !

Nefesim kesildi .

-" Annemi özledim. Onu tanımasam da saçma şekilde özlüyorum. " Gözlerimi kapatıp merdivenleri sakince çıktım.

Arkamdan o da geliyordu .

Dairenin önüne gelince çantamda nihayet bulduğum anahtar ile açıp içeriye girdim . Arkamdan kapıyı kapatmamıştım.

Ayakkabılarımı çıkarıp ev terliklerini giydikten sonra eve bir kaç saniye göz attım . O geceki gibi duruyordu.

Hiçbir değişiklik yoktu .

Poşetle beraber odama gidip sadece uyumak istiyordum ama bir şey eksikti bunun için . Arkamı dönüp ayakta dikilen adama baktım .

Bana bakıyordu .

-" Yatağımın altını kontrol eder misin ? " Kızlar babalarından bunu isterlerdi değil mi ? Öcü var mı diye kontrol edilmesi hoşlarına gidiyordu.

Ben de Mavi'nin yatağına bakardım . Kendiminkine de bakmadan öylece yatardım. Korksam da bir şey fayda etmeyecekti ki .

Hiçbir şey demeden merdivenlerden çıkıp gözden kaybolmuştu. Açık kalan dış kapıyı kapatıp bende yukarı kata ilerledim .

Odamın içinde heryere bakarken bulunca onu burukça gülümsedim .

Dolap kapaklarına kadar bakmıştı.

-" Öcü yok değil mi ? "

-" Hayır yok . " Bir an onun gideceğini hatırladım. O gece ki gibi yalnız kalacaktım.

-" İyi geceler . " Sessizce mırıldanmış, odadan çıkmıştı.

" İyi mi geceler Savaş ? "

*********

Gördüğüm kabus ile ter içinde kalkmış , üzerimde ki pikeyi hızla yere atmıştım. Narin gelmişti rüyama .

Göğüs kısmı o fotoğrafta ki gibi kanlıydı. Işıl ışıl gözleri ile bana bakmış, saçlarımı okşamıştı.

Sarsak adımlarla yataktan çıkıp gitmek istemiştim ki pikeye takılmamla yere düşmüştüm.

Acıyan dizlerimi görmezden gelip hızlıca yerden kalkmış, odadan çıkmıştım . Sersem halimden dolayı merdivenlerden düşmem an meselesiydi gibi hissediyordum.

Koridorda ilerleyip mutfağa girecekken oturma odasında ki silüeti gördüm. Savaş koca bedenine rağmen küçük koltukta uzanmış uyuyordu.

Perdenin hafif hareket edip uçuşması, pencerenin açık olduğunu gösteriyordu ki oda gerçekten soğuktu .

Koridorda ki dolaptan pike alıp ona doğru yaklaştım. Rahatsız olduğu yüzünden belliydi . Belli ki gerçekten sığamamıştı koltuğa .

Üzerini örtmek için pikeyi kaldırmıştım ki kolumdan çekilememle çığlığımı engelleyemedim.

Düşmemin ardından belimden ve sırtımdan sıkıca tutulmuş bir yastık gibi kullanılmaya başlanmıştım.

Savaş uyanıktı bildiğin.

Pikeyi elimden alıp tek eli ile heryerimizi örtüp, öncekine nazaran daha da sıkı sarıldı bana .

-" Savaş bırak beni . " Kıpırdanmaya çalışsam da olmuyordu. Sıkıca tutmuştu hayvan .

-" Bıraksana be , bırak diyorum sana . " Uğraş verdiğim her an yüzüm sıcaklıyordu. Tuttuğum nefesimi ona doğru verip daha hareketlendim .

-" İkimizde uyuyamıyoruz. Bırak güzelce uyuyalım . Sen korkmadan , ben ise bu güzel kokuyu solarak ." Hareketlerim durmuştu.

O da bunu fark eder etmez koltukta yan dönüp beni yanına yatırmıştı. Ellerimi göğsüne koyup yüzünün her bir yanını izledim .

-" Sen de korkuyorsun Savaş . Eminim ki öğrendiklerin seni de korkutuyor . " Onca şeye açılmayan gözleri bu dediklerim ile sonuna kadar açılmıştı.

-" Beni bile korkuturken seni düşünemiyorum Savaş . Her zaman ki gibi üç maymunu oynayacaksın . " Bildiğimi anlamış mıydı ?

-" Almira ne diyorsun ? " Narin diyorum, Müberra diyorum. Ailem , ben , sen diyorum Savaş .

İçin bunlarla çırpınırken ben yalnızca susup gözlerimi kapattım. Başımı az önce ellerimin bulunduğu göğsüne koyup derin bir nefes aldım .

-" Almira ne demek istedin? Neyden bahsediyorsun? Ne korkutuyor seni ? " Sorularını duymamazlıkdan gelerek suskunluğumu korudum .

O da sorularının cevapsız kaldığını görünce susmuştu. Her nefes alıp verdiğinde hareket eden göğsü ninni gibiydi .

-" Keşke herşeyi sana anlatabilsem Almira . Bir şeyleri çözmeden , aklımda ki şüpheleri gidermeden sana bunlardan bahsedemem . Bu sadece seni yorar . "

 

 

 

Herkese yeniden merhaba 😊

Düşüncelerinizi gerçekten merak ediyorum . Lütfen çekinmeden paylaşınn.

 

 

 

Loading...
0%