Yeni Üyelik
9.
Bölüm

~H.K 9. BÖLÜM ~

@marsmelegi

-"Umut belki de gelecek sayfadadır . Kapatma kitabı sadece okumaya devam et ... "

Almira 'dan

Gönül yorgunluğu nasıldır biliyor musunuz ? Kırık cümle kurarsın , ağzını açamadan vazgeçersin , zorunda kalırsın , susturulursun .

İncinme değildir bu aslında , insana olan inancını yitirmek , boşluğa bırakmaktır .

Yaranı evde bırakıp çıkarsın sokağa , tüm keder o evde , dört duvar arasında kalır .

Yaranın şifası öyle bir uzaklıkta ki , şikayetin sularını çoktan geçtin . Ve bu yol boyunca gönül yorgunluğun feryat ediştedir .

İnsan boylu boyunca hastalık ...

İnsan korku ...

İnsan yıkım ...

Ve insan ölüm ...

Karşımda koltuğa oturup bacağını diğer bacağının üzere atan adam korkuydu , yıkımdı dahası ölümdü .

Yüzünde ki o hoşnut ifade benim ölüm fermanımdı . Zorla evlenmiştim . Sadece bir imza ile kafese konulmuş güvercindim .

Ve kafesin anahtarı da ,kilidi de Savaş'tı .

Hala beni yere attığıyla duruyordum . Üzerimde ki elbisenin ağırlığı ve hissiyatı aynı kefen gibi gelmeye başlamıştı .

Boğazlı bir elbise olmamasına rağmen nefesimi kesiyordu .

İmzayı attıktan hemen sonra nikah memuru ve takım elbiseli iki adam gitmişlerdi .

Savaş'tan korktukları belliydi . Her adımında geriye gidiyorlar , kafalarını yerden kaldırmıyorlardı .

İğrenç biriydi o benim gözümde .

-" Senden nefret ediyorum . " yüzünde ki gülümse korkutucu bir şekilde büyümüştü . Bacağını indirip tam gözlerimin içine baktı .

-" Duygularımız karşılıklı . " yanağımdan süzülen yaşı elimin tersiyle silip , tüm gücümü bileklerime verip yerden kalktım .

Ayaklarım çok acıyordu ve belli etmemek için dudaklarımı dişledim .

İçim intihar etmiş gibi hissediyordum . Tek merakım bedenimin ne zaman pes edeceğiydi .

Daha fazla acıya dayanamadığım için arkamda ki koltuğa oturdum . Ağlamaktan gözlerim acıyordu . Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım .

Koltuktan kalktığını gösteren sesler geliyordu Savaş'tan .

Sert adımlarla yanımdan geçip gitti .

*********

Koluma değen parmaklar o kadar rahatsız ediciydi ki . Kaşlarımı çatıp elimle parmaklara vurdum . Ama vurmama rağmen hala dürtüyordu .

-" Uyansana artık ! " o sert ses kulağımı delip geçtiğinde gözlerimi araladım . Tam karşımda oldukça yakın bir vaziyetteydi .

Nefesi tam gözlerime çarpınca kırpıştırdım ve yüzümü diğer tarafa çevirdim .

Oturduğum koltukta uyuyakalmıştım ve akşam olmuştu .

Odanın perdeleri açıktı ve dışarıda ki ay ile süslenmiş gökyüzü bana göz kırpıyordu .

-" Nihayet . " rahatsız olmuşa benziyordu . Üzerindeki gömleği hızlıca çıkartıp sehpanın yanında bulunan ceketi giydi .

Bir yere mi gidiyordu ?

İyi de beni neden uyandırmıştı o zaman ? İki adımda yanıma gelip beni kucağına aldı .

-" Ne yapıyorsun ? " öfkeli ses tonumla bana yandan bakış atıp odadan çıktık .

Tek eliyle dış kapıyı açıp dışarıya adım attı . Anında suratıma çarpan buz gibi havayla titremiştim . Üzerimdeki tülden beyaz elbise beni hiçte ısındırmıyordu .

Korumuyordu bile .

-" Sinan ! " kükrercesine bağırışıyla sıçramış ona bakmıştım . Çene kasları daha belirginleşiyor , sinirleniyor gibiydi .

Evin önüne yaklaşan siyah bir araba göründü . Hızla tam önümüzde durdurup sürücü kısmından biri indi .

Bu adam , o iki takım elbiseliden biriydi . Savaş ona sinirli bir bakış atıp beni ön koltuğa oturttu . sertçe kapısını kapatıp yürümeye başladı .

Ben onun sürücü koltuğuna geçeceğini zannederken o Sinan'a yumruk atmıştı . Korkuyla bir çığlık atıp , ellerimi ağzıma götürdüm .

Bunu neden yapmıştı ? Adamın ne suçu vardı da o yumruğu atmıştı .

Yumruğun etkisiyle yalpalayan Sinan sanki hiç bir şey olmamış gibi ellerini önünde birleştirip kafasını eğmişti .

-" Bir daha dediklerim vaktinde olmazsa , bir yumrukla sınırlı kalmam . Öldürürüm seni ! " yakalarından tutup bir yumruk daha attı .

Kapıyı açmak için harekete geçmiştim ki araca bindi . Bir elim kapı kulpunda hareketlerini izledim .

Elinin üzerinde yara oluşmuştu ama o bunu önemsemeden anahtarı çevirip arabayı çalıştırdı .

-" Arabadan inip ona yardım mı edecektin ? " hiçbir duygu barındırmadan sadece soru sordu . Sanki önemsiz bir şeymiş gibi .

Ama işte öyle değildi , tınının altında yatan hesap sorma şekli korkutuyordu .

-" Yine mi suskunluk numarası yapacaksın ? Öyle olsun . " akşam vakti insanlar işten döndüğü için yollar biraz doluydu .

Savaş ilk başta yavaş yavaş ilerlese de direksiyonu tutan elleri beyazlaştı .

Gaza yüklenen ayağını hırsla bastırıp arabalara makas atıyordu . O kadar hızlıydı ki koltuğun yanlarına tutundum.

Bunu konuşmam için mi yapıyordu ? Araba içinde yankılanan kilit sesi ile başımı ona dönderdim .

Bunu yapmamalıydı . Kilitlememeliydi .

-" Aç kilidi ! " beni duymuyordu . Elimle koluna tutunup bana bakmasını sağladım .

-" Lütfen kilidi aç ! " şaşırıyordu . Akan gözyaşlarımı silip kapı kolunu açmaya çalıştım . Buradan kurtulmalıydım .

Kapıyı kilitlemişti ! O gün olanlar gibiydi bu yaşadıklarım .

-" Dur ne yapıyorsun ? Tamam , tamam bak açtım kilidi ." kilidin açıldığına dair bir ses duymamıştım .

Tekrar kapı koluna uzandığımda tek kolu ile beni koltuğa yaslayıp , arabayı kenarı çekti .

Kolunu sertçe kendimden uzaklaşıp kapıyı açtım . Dediği doğruydu . Kilidi açmıştı ama ben o an ki korkudan duyamamıştım .

Yüzüme vuran soğuk rüzgarı aldırmadan adımlamaya başladım . Ayaklarım acıyordu ama yürümeye devam etmeliydim .

Her adım atışımda rahatlıyordum . Nefes alabiliyordum ve korkuyla atan kalbim yavaşlıyordu .

-" Nereye gidiyorsun sen ! " arkamdan bağırışı umursamadan ilerlemeye devam ettim . Arada ayağım aksıyordu .

Karşıdan karşıya geçmek için harekette bulunduğum da kolumdan çekip geriye savurdu .

Kolumu hala bırakmıyordu .

-" Nereye gittiğini sordum sana ! "

-" Rahat bırak beni ! Sana daha önce de demiştim , ben arabadayken kilitleme diye . " az önce ki korkumdan mıdır bilmem ama bağırmaktan boğazım acımıştı .

Parmağımı ona uzattım .

-" Sen acımasız , iğrenç birisin . Anlayışsız , kötü , şeref- " tuttuğu kolumdan çekip kendine yaklaştırdı ve eliyle ağzımı kapattı .

-" O kelime ağzından çıkarsa seni mahvederim anladın mı ? " beni hafifçe sarsıp , kolumu bıraktı . Çenesini eliyle sıvazlayıp bana arkasını döndü . Sonra hızla geri dönüp " Benimle asla bir daha böyle konuşma ! " gömleğinin bir kaç düğmesini açıp arabaya doğru yürüdü .

Ayaklarımın acısına daha fazla dayanamadığım için olduğum yere çöküp onun gidişini izledim .Bu gün o kadar yorulmuştum ki , bedenen bir yorgunluk değildi bu .

Ruhen bir yorgunluktu . Nefes aldıkça ruhum batıyordu , acı veriyordu . Ayaklarımın acısı bile bunu yanında hiç bir şeydi .

Sürücü koltuğuna oturup araba motorunu sertçe çalıştırdı . İlk önce lambalarını açıp , son gaz önümden geçip uzaklaşmaya başladı .

Burada bu akşam vakti bırakıp gitmişti . Dediklerimin hepsinde haklıydım .

Acımasızdı .

Kötüydü de .

Sanki zoraki evlendiren benmişim gibi , dayanamıyordu varlığıma . Buğulanan gözlerimi ellerimle sildim .

Hava biraz esiyordu ama o kadar da soğuk değildi . Ama bu değildi ki oturmaya devam edeceğim .

Ayaklarım acısa da ayağa kalkıp yavaş ve sarsak adımlarla ilerlemeye başladım . Her iki adım atışımda yalpalıyor , düşecek gibi oluyordum .

Karşıdan bir araba geliyordu ama ışıkları yüzünden göremiyordum . Zaten karşı taraftan olduğu için yardım isteyemezdim .

Ben başka yere gidiyordum o başka yere . Yanımda olan bir ağaca tutunup biraz soluklandım .

Sızı artıyordu ve bu gidişle pansuman namına bir şey kalmayacaktı . Hem ben nereye gidecektim şimdi ?

Çoktan Müdire Hanım eşyalarımı toplatmış olmalıydı .

-" Kimsesizsin yine Almira . Her zaman ki gibi . " bu dediklerim birer kabullenişti kendimce . Haklı kabullenişler .

-" Mavi'yi ne çabuk unuttun ? Hem de onun için seninle evlenmişken . " bacaklarıma ve belime sarılan kollarla havaya kalktım .

Baş aşağıya doğru durmamla koca bir çığlık attım . Savaş her adım atışında yüzüm sertçe sırtına çarpıyordu .

-" Bıraksana beni ! Az önce ne güzel çekip gitmiştin ne diye geri geldin ? "

-" Gerçekten seni bırakmamı istiyor musun ? " sorduğu soruyla beline tutundum .

Bu biraz zor olmuştu ama bu konu da şaka yapmadığını acı bir şekilde öğrenmiştim .

-" Hayır bırakma ! "

-" Bende öyle düşünmüştüm . " kapıyı açıp beni koltuğa yerleştirdi . Kemerimi takıp sıkılaştırdı .

-" Merak etme bu sefer kilitlemeyeceğim . " Suratıma bakmadan söylediği ile geri çekileceğini düşünmüştüm ama öyle yapmadı .

Torpido gözünden bir çanta alıp içinden bir kaç şey çıkardı . Onları benim kucağıma fırlattıktan sonra olduğu yere eğilip ayağımı kendine çekti .

-" Her zaman başa bela mısındır ? " hem soru soruydu hem de ayağımdaki sargıyı çıkartıyordu .

Alaylı tavır kullanmayı ne zaman bırakacaktı ?

-" Kişisine göre muamele desem . " tek kaşını kaldırıp burnundan güldü . Tam gözlerimin içine bakıp elindeki kremi yavaş olmayacak şekilde sürdü .

O sürdükçe acı daha da artıyordu . En sonunda dayanmayıp kendime çektim ayağımı .

Ama bırakın hareket etmeyi kımıldamamıştı bile .

-" Acıtıyorsun . "

-" Yavaş sürürsem daha çok yanacak ! Konuşmada hızlıca sürüp , sarayım . "

***********

Araba kapısını açıp beni tekrar kucağına aldı . O pansumandan sonra eve sürmüştü .

Evin yanan ışıklarıyla biraz ürpermiştim . Çünkü bu evde ne kadar iyi insan olsa da kötü de vardı . Oya , kumsal ...

Onların benim hakkımda ki düşüncelerini tahmin edebiliyordum .

Kesin Savaş'ı ayarttığımı ve bu sayede onu kandırıp evlendiğimi söyleyeceklerdi . Hem de gerçekleri bilmeden .

Bahçede ki korumalardan biri bizden önce gidip evin kapısını açtı . O kadar hızlı yürüyordu ki Sanki bir an önce oraya gitmeliymiş gibi .

-" Ailemden bir kişiye bile saygısızlık yaparsan seni kimse elimden kurtaramaz . Karım olabilirsin ama herkes yerini bilmeli öyle değil mi ? " kulağımdaki ürperti dolu ses ile yaklaştı .

Seslerin yüksek olduğu yere ilerleyip içeriye girdik . Anında sesler azalmış , yok olmuştu .

Şok içinde ben ve ona bakıyorlardı . Oya elindeki telefonu yere düşürmüş , Kumsal ağzı açık şekilde bakakalmıştı .

İlk tepki veren Kaan'dı . Önünde ki tatlı tabağını alıp keyifle yemeye başladı . Ağzında ki doluluğu umursamadan konuşmuştu .

-" Hoş geldin Özdemir gelini . " çatalı bana doğru uzatıp , başıyla selam verdi .

-" Bu nasıl o-olur ? Şaka mı bu ? " Kumsal kızgınca oturduğu yerden kalkıp bize doğru geldi . Onun kucağında oluşum onu sinirlendirmişti .

Kaan bize ilerleyişi boyunca onun taklidini yapmış , koca bir kahkaha atmıştı .

-" Deccal geliyor . Abi karını da al kaç buradan ." Savaş onun dediklerini dinlemeden beni kurtlara bırakırmış gibi Oyanın yanına oturtturmuştu .

Dolu gözlerimle ona baktım . Bir an vazgeçer gibi oldu ama arkasını dönüp çıktı odadan .

Yanımda oturan Oya sertçe kolumdan tutup ayağı kaldırdı . Sızlayan ayaklarım yüzünden yüzüm buruşmuş , parmak uçlarıma yüklenmiştim .

Sevda Abla ilk başta engel olmak için harekette bulunsa da Kumsal onu engellemişti .

-" Sen nasıl bu eve gelirsin ? Hangi hakla ? Kaan'ın dediğine inanmıyorum , Savaş senin gibi küçük bir fareyle evlenmez , bu kadar düşmez !! " sarsa sarsa söylediğiyle kolumu ondan çektim . Sertçe itip kendimden uzaklaştırdım .

Ayağında ki topuklular yüzünden geriye gitmişti .

-" Bana bu şekilde davranamazsın ! "

 

 

Loading...
0%