Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@marziyelendim

Fırat konuya nasıl gireceğini bilemiyordu. kardeşi Hanife'nin bile bu denli hassas olduğu bir konuda kim bilir Sema ne hâle gelirdi.. Cümlelerini toparlamaya çalışarak değirmen merdivenindeki genç kızın yanına oturdu. Sema bu hareketini bakışlarıyla azarlarken içeriden bir kütük alıp biraz ilerisine oturdu. tabi bu sırada laf sokmayı ihmal etmemişti.

"Buralar şehir yeri gibi değildir Fırat hoca. Burda Bir kızın dibinde oturursan yanlış anlaşılır."

Fırat öyle bir şey bir şey düşünmediğini belirterek " öyle bir amacım yoktu" dedi. Sema o kadar sert ve korunaklıydı ki kimse ona ulaşamazdı..

"Hayat her zaman amaçladığın gibi gitmeyebilir Fırat hoca!"

"Yeter! artık bana Fırat hoca deyip durma." Resmen sızlandı Fırat."Fırat ağabeye noldu?"

Sema burnundan verdiği nefesiyle çıra gözlerini Fırat'a dikti. "açık söylemek gerekirse sen hiçbir zaman benim abim olmadın Fırat hoca. Sen benim çocukluk arkadaşımdın, hatta çocukluk oyuncağımdın. Belki de benim hiçbir zaman açamayacağım kapıları açan bir anahtar.. Üzgünüm bu seni kullanılmış hissettirebilir ama abim olmadığın gerçeğini değiştirmiyor. Yine de her şey için teşekkür ettiğimi söyleyebilirim. Şimdi ise aramızda büyük bir statü farkı var. Daha acı söylemek gerekirse, o kadar farklısın ki Fırat öğretmen.. Artık buraya bile ait değilsin. Doğduğun bu topraklara bile bu denli yabancılaşmışken abi kardeş türünden yabancılaşmalar ufak ve önemsiz kalıyor."

Fırat acı bir tebessüm yerleştirdi yüzüne " Demek beni bu köye yakıştırmıyorsun. hâlâ dilin zehir gibi Sema!"

"Tatlı bir dil vaadettiğimi hiç hatırlamıyorum. Beni olduğum gibi kabul etmekte zorlanan sizlersiniz! Neyse, kısa bir süre kalıp sonra basıp gidecek birinin yapacağı köy romantizmini kaldıramayacağım, ben gidiyorum!" Hışımla kalktı Sema. Aynı hızla kalkan Fırat, genç kızın kolundan hırsla tutup karşısına dikilecekti ki Sema'nın etek belinden çıkardığı küçük çakıyla yüzyüze geldi.

Genç kız çakısının ucuyla Fırat'ın çenesini hafif dürterek konuştu.

"Size dokunmamanız gerektiğini daha kaç farklı yolla anlatabilirim Fırat hoca? Emin olun en yakın arkadaşımın abisini öldürmek istemiyorum." Sesi fısıltıdan ibaret olan kızın gözleri alev alevdi..

Fırat bu gösteriden zevk mi almıştı? Gözlerine kadar ulaşan gülümsemeyle ellerini teslim olur şekilde kaldırarak koyu bir kahkaha patlattı.

"vaaoww! Gerçekten ilk günümde böyle karşılanmayı beklemiyordum." Dışı böyle söylemesine rağmen Fırat'ın içi coşuyordu. Korkulan olmayacaktı. Sema, ne kendisine ne komutana ne de başkasına varamayacak kadar kabuğunun içindeydi. Bu ferahlık hissi Fırat'ın aklını başından aldı. Ona ilk ulaşan o olmalıydı!

"Az önce ölecek birine göre fazla keyiflisin?" En son hatırladığı dingin Fırat'tan geriye kalan bu garip adam da kimdi? Sema onu şaşkın ve sinirli bakışlarla süzdü.

Fırat onunla çakmak gözlerinin parıltısı altında başka şeyler konuşmak istese de ciddi konulara geçiş yapmak zorunda kaldı.

Sesindeki ciddiyetle "Sema" dedi.

Genç kız onun sesindeki ciddi tonu sezdi. O bal rengi gözlerini ciddiyetle kısarak kahverengi gözlerine dikti.

"Köyde kaldığım bir ay sürede matematik dersi vereceğim."

Sema'nın kasları daha da çatılarak " eee bana ne bundan" diye söylendi.

"Üniversiteyi matematiği yapamadığın için kazanamamışsın, Hanife öyle dedi."

o sırada 'hayy ben o hanifeyi..' diye söylenişini görmezden gelmişti.

Sema hayalkırıklığıyla yumruklarını sıkmıştı."Sana öyle mi söyledi! Salak mıyım ben niye yapamayayım?"

"Sema gel itiraz etme, sana yardımcı olayım. Hanife senin bırakmak istemediği için yıllarca üniversite hayatını erteledi."

Sema dolu gözleriyle bağırdı. " ben ondan böyle bir şey istemedim." gözünde akan birkaç yaşı silerek "merak etme onunla konuşacağım.Hatta o kadar iyi ikna edeceğim ki bir ay sonra seninle şehire gidecek."

Fırat her şeyi bosvererek sordu. "Neden yapıyorsun bunu kendine? " Eğer onu kırmayacağını bilse tüm gücüyle sarsar üstüne bir de tokat atardı kendine gelmesi için. Sinir ve ızdırapla yumruklarını sıktı. Daha çok bağırdı. "Niye yapıyorsun bunu kendine?"

Fırat o kadar çok bağırdı ki Sema irkildi. Gözlerini kaçırarak "bana bağırma" diye hafifçe bağırarak konuştu.

Fırat sakinleşmeye çalışarak bir adım atıp tekrar sordu. "Sema bunu kendine niye yapıyorsun?"

Sema onun gözlerine acıyla baktı. "Biliyor musun Fırat hoca, bunu asla anlayamayacaksın."

"Her şey çocuklukta kaldı ve artık kapıları senin anahtarın bile açamaz. Beni aptallığımla başbaşa bırak."

Fırat sinirle ağzından çıkan sözlere mani olamadı. "aptal olduğunu kabul ediyorsun yani!"

Bu zehir zemberek sözler Sema'nın hiç duymadığı sözler değildi. Hatta duymaya en çok alıştığı sözler olabilirdi. Ama Fırat'tan.. Göğsünü yakan bir acıyla zorla gülümsedi. Ne ara sıktığını bile anlamadığı küçük çakısının elini kestiğini farkettiğinde kanın akmasına izin vererek çakıyı Fırat'ın ayağının dibine fırlattı.

"Evet ben bir aptalım!" Elinden toprağa akan kanları göstererek "Bu da mührü!"

Sararan benziyle Fırat'ı oracıkta bırakarak gitti..

 

Loading...
0%