Yeni Üyelik
6.
Bölüm

4 BÖLÜM KORUYCUM..

@masalindunyasi

+ 4 BÖLÜM KORUYCUM..

               

ŞİRİN KAYA

O günkü çiçekten sonra hiçbir şey demeden masadan kalkıp giderim. Bu adamın ne yapmaya çalıştığını ne için hala peşimde olduğunu düşünmekten kafayı yiyordum.. gözlerim dolu. Kafam karışık. Öfke ve korkuyla Eskişehir. İsmet in de insanları umur zamanda öylece sokaklarda geziniyordum. Ta ki gözüme siyah montlu. Yüzünü gizlemiş bir adam görene kadar bu sefer peşini bırakmayacaktım. Adam arkasını dönüp giderken ben ise hiç vakit kaybetmeden peşinden giderim. Isız bir sakağa girmişti. Hiç kimse yoktu ama ben koşmaya devam ederim ta ki karşıma çıkmaz bir sokak çıkana kadar. ‘’sokak bitti’’ diyerek sinirlenirim. Sonra bir ayak sezi gelir arkama dönüp bakarım ama hiç kimse yoktu. Ayak sesleri yükselmeye başlamıştı. Bu sefer boş duvara kafamı çevirirken bir el bir pamukla. Ağasımı kapatarak beni bayıltır. Son gördüğüm şey fotoğrafını çektiğim adamın beni bayıltması ve son sözleri şu olmuş tu ’’iyi uykular güzelim’’ ve gözlerim yavaş yavaş kapanır. Gözümü açtığımda bir odada uyanmıştım başım hala dönüyordu bir yatakta uzanmıştım. Kafamı sola doğru çevirdiğime arkası dönük bir adam tişört giyiyordu. O adamdı beni kaçırmıştı. gördüklerimle geçmişe giderim o kara gece gelir gözümün önüne. Hayır hayır aynı şeyi yaşayamam. Olduğum durum sanki daha önce yaşamıştım sanki. gözlerim dolmuş bir şekilde korku ile titriyordum. ‘’hayır hayır…’’sezimi duyan adam arkasını dönüp beni görünce endişeli bir şekilde koşar adımlarla. Yanıma gelir ‘’şirin şirin iyi misin’’ deyip elini omuzuma koyar. O anın etkisiyle irkilip hızlıca yatağın en tepesine giderim ve dizlerimi karnıma doğru çekip yüzümü kapatırım. ‘’tamam sakin güvendesin’’ ellerini havaya kaldırarak der. Ben ise sözleri duyduğumda kafamı kaldırıp yerde çökmüş bir adam bana endişeli bir tavırla bakıyordu. Sonra her şeyin farkına varıp oyunu başlatmaya karar verip etrafa göz gezdiririm odanın içi simsiyahtı. Odada tek iki kişilik koz koca bir yatak ve üstü çarşafla kapalı bir tablo vardı. Korku ile ‘’sen de kimsin ben buraya nasıl geldim kimsin sen..’’ diyerek bağırırım adeta. Adam ise sakin bir tavırla ayağa kalkar ve bana elini uzatır ben ise bana sarar verir gibi geldiği için korku ile arkaya doğru daha da kayarım. ‘’vurma’’ diyerek. Adam ise daha yaklaşıp yatağın bir ucuna oturur ve ‘’olur mu öyle şey ben sana asla sarar vermem’’ o an duyduklarımla şok yaşarım benim hayatımı karartan adam bana hiç sarar vermediğini söylemişti bunu nasıl diye bilir benim babamı hayatımı karartı bide yüzüz bir şekilde söylüyordu. Bana daha ne kadar sarar vere bilir ki beni kaçırmıştı. ‘’kimsin sen benim bur da ne işim var’’ diyerek tam hayatımın katilinin gözlerinin içine bakarım. Ama ne tuhaftır ki sahilde etkilendiğim ve yorgun gördüğüm gözlerdi sanki bana bunları yaşatmamış gibi davranıyordu. ‘’ben Alvir karahan benim evimdesin’’ der ben ise daha çok korkarak yataktan kalkıp koşar adımlarla odanın kapısını açıp giderim ‘’şirin nereye gittiğini sanıyorsun’’ der ve arkamdan koşarak gelir. Ben ise evin içinde bağırarak ‘’Yardım edin kimse yok mu yardım edin’’ derken bir anda birine çarpıp yere düşerim kafamı kaldırdığımda alvirin tıpa tıpı karşımdaydı elinde içkisiyle bana sırıtıyordu. ‘’bir kaçağımız var ‘’ der o sırada arkadan biri koşarak gelir ben ise yavaş yavaş şaşkın bir şekilde ayağa kalkıp bana sırıtan adama bakarım ‘’şirin..’’ gelen alvir di biri si sağımda biriside solumdaydı ikisi de birbirine çok benziyorlar dı, ben neyin içe düşmüştüm hangisi benim hayatımın katiliydi sağdaki mi yoksa soldaki mi. Hangisi benim babamı gözlerim önünde öldürdü. hangisi beni tecavüz etti. Ben buraya kimden intikam alacağımı. bile bile düşmüştüm bu tuzağa ama şu an Arafta. Kalmıştım. Bir sağa bir sola bakıyordum kafamda dönen sorular ve ikiside birbirine bensen iki adam duruyordu. Alvir benim adımı sesleniyordu ama ban sanki bir yankı gibi geliyordu kulağıma anın şokuyla ve yaşadığım korkuyla bedenim bunun kaldıramıyordu daha fazla dayanamayıp bayılırım o esnada hiç anamadığım bir hızla alvir yanıma gelip beni tutar ‘’şirin bana bak iyi misin şirin. ne bakıyorsun çekil’’ der alvire benzeyen adama beni kucağına alarak bir koltuğa uzandırır benim ise gözlerimin kapandığını hissetmiştim. Bir süre sonra yavaş yavaş gözlerimi açarım. Sabahın güneş ışıkları gözlerime vuruyordu. Elimle yüzümü kapatıp güneşten korurum. Saten ağlamaktan kupkuru olmuştu bide bu kadar ışığı kaldıramaz. ‘’Abi uyanıyor’’ der birisi önüme biri geçip güneş ışığından korur beni. Ellerimi yüzümden çekince karşımda olan kişiye bakarım. Alvirdi durmuş bana dik dik bakıyordu. Uzandığım koltuktan kalkıp otururum hala başım dönüyordu. ‘’iyi misin’’ der Alvir. Ben ise etrafa bakınırken koltukta yayılmış kişiyi görürüm ve ‘’kim o siz ‘’ derim arkam da ki kız yanıma gelerek ‘’o benim abim Altay karahan. Alvir abimle ikiz onlar o yüzden benziyorlar. Bende Gonça Alvir abimin küçük kız kardeşiyim.’’ Resmen beni kaçırıp ailesini tanıtıyordu. Ben ise sinirden yüzümde bir gülümseme olur. Yavaş yavaş ayağa kalkıp yüzümdeki tebessümü silip sinirli bir tavır ile ‘’siz şaka mısınız he.. şakaysa çok komik kimsiniz siz kimsin sen kardeşim’’ deyip parmağımı havaya kaldırıp ona çeviririm. O ise o hamlede kolumdan tutup kendine bastırır. Ben ise yine o büyülü gözleri beni yakalar neden her gözlerinin içe baktığımda kendimi zayıflamış hissediyorum neden her o yeşil gözlere baktığımda her şeyi unutup orda bana bir dünya olduğunu görüyorum. O benim zayıf noktam mıydı. Hayır o benim babamın katiliydi o benim tecavüzcümdü. O zaman neden bu kadar saçmalık. Neden bu oyun. Neden kardeşlerin. sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyorlardı. Kafamda dönen yine onlarca zoru. O yeşil gözlerinden bir ses duyarak uyanırım adeta o an Alvir de kendine geldiğini fark ederim İkimizde bir anda bize gülen kişiye döneriz. koltukta oturan Altay kahkaha atarak fındığını yer. O anda kolumu ondan kurtarıp ger çekilirim. Sonra bir şey hatırlamış gibi yapıp. ‘’bir dakika sen o sun çarşıdaki sen..’’ diyerek şaşırmış gibi yapıp ‘’sen beni takip etin.. o çiçeklerde senden-‘’ diyerek Alvir sözümü keserek ‘’Ne çiçeği’’ der dalga geçerek ‘’hadi ya bırak şu ayakları kimsin sen onu şöyle ne istiyorsunuz benden’’ derim etrafa göz atığımda Gonca ve Altay bizi izliyordu sanki film izliyorlar. ‘’NE ÇİÇEĞİ’’ diyerek bağırır bu sefer Alvir. Sen ise gerçekten korkmuştum ve sus pus gezilirim. Alvir derin bir nefes alıp öfkeye verir sinirine hakim olmaya çalışıyordu galiba. ‘’ bak özür dilerim ben sana bağırmak istemezdim’’ o an yerde olan dolu gözlerim bir anda yüzünü bulur. Ne için özür babamı öldürdüğü için mi. bana tecavüz etiği için mi. Yoksa çocukluğumu hayellerimi mi aldığı için miydi bu özür. O an akmak üzeri olan göz yaşımı elimin tersiyle hemen silip kendime gelirim o ise bunu görmüş ve daha da kendine sinirlemiş elini sehpanın kenarına vurup elini keser ben ise o sesle ile gözlerimi ve ellerimle kulağımı kapatıp korkuyla sıkarım dona kalmıştım. Son kez bana hüzün nü gözlerle bakıp elinden akan kanı yere damlıyordu hiç anamadığım bir hızlıca gider. ‘’Abi.’’ O sırada gonca alvirin arkasından giderken Altay durdurur ve ‘’sen dur ben bakarım’’ deyip gider ben ise kendime gelmem gerekiyordu o benim hiçbir şey bilmediğimi biliyordu benimde öyle davranma gerekiyordu kendine gel şirin. O an omzuma biri eli yerek yerimden sıçrarım. ‘’yenge iyi misin’’ yengemi dedi o ‘’he.. ne yengesi be siz kimsiniz o manyak neden kaçırdı beni ben sizi tanımıyorum.’’ Derim o ise ‘’ ama o manyak seni on yıldır sana aşık’’ Ne dona kalarak kendimi koltuğa bırakıp oturup ellerimi saçlarıma geçirip neler döndüğünü anamaya çalışıyordum beynim durmuştu.

 

 

ALVİR KARAHAN

 

Şirine bağırdığım ve incittiğim için kendime sinirleniyordum. ama bunu yaparken bile şirinin canını yakıyordum. Kendimi dışarı atarım derin bir nefes alıp veririm sonra elime bakarım iyileşmişti sanki hiç yokmuş gibiydi ama hala kan vardı. ‘’iyi misin’’ der Altay. Ben ise arkama dönüp sertçe bakıp Altay ya yürüyerek sinirli bir tavırla. ‘’iyi miyim sence iyi miyim Altay he senin yüzünden kızın canı çok yandı şimdi bir daha bizim yüzümüzden yanmasın diye korumaya çalıştıkça canı yanıyor’’ derim bağırarak adeta o sırada Altay sigarasını yakmış ve bir yudum çekmişti. ‘’ne yapa bilirdim onun babası bizim annemizi öldürdü senin yapamadığını ben yaptım’’ der sigaradan bir yudum daha alıp ‘’ya o yapmadıysa’’ derim bu sefer Altay donup kalır ve kafasını bana kaldırarak ‘’ne demek istiyorsun’’ der ben ise birkaç adım daha atarak ona yaklaşırım ‘’ya o yapmadıysa ya o annemizi öldürmediyse’’ bu sefer daha fazla dayanmaz ve elindeki sigarayı yere atarak burun buruna geliriz ‘’o yaptı kendi gözlerimle gördüm nasıl öldürdüğünü simdi sırf o kızı seviyorsun diye gözümde hainin kızı olmadığı anlamına gelmiyor.’’ Der ben ise sözünü bitirir bitirmez elimle boğasını tutup duvara serçe ittirip yine boğasına yapışırım. ’’senin yüzünden aşık olduğum kızdan on sene uzak durdum. Senin yüzünden sevdiğim kızın gözlerinin içine bakamıyorum her baktığımda sanki ona bu açıları ben yaşatıyorum sanıyorum ama diyemiyorum ki kardeşim öldürdü senin babanı diyemiyorum ki bizim yüzümüzden öldü çünkü senin baban bizim annemizi öldürdü açıklama bu diyemiyorum-‘’ Altay beni iter ve sözümü keser. ‘’e.. yeter be bunca şeyi yapamıyorsan niye getirdin o zaman kızı bunca şeyden korkuyorsan kızı niye içerde bin soruyla bırakıp gittin.’’ O an susup kalırım söyleyecek bir şey bulamam. Altay bana yaklaşıp kulağıma ‘’nasıl söyleyeceksin bir kurt adam olduğunu’’ deyip bir anda yok olur kurt adamlar o kadar hızlıdır ki bir anda hızlıca yok ola bilirler. Bende yapa biliyordum ama ilk defa bunu yaptığım için üzülürüm şimdi ne yapacaktım.

Akşama kadar evin önünde gezinir dururum. Sonra içeri girip salana doğru yavaş adımlarla giderim. O sırada gonca yemek getiriyordu mutfaktan Altay ise yemek masasında oturmuş içkisini yudumluyordu. Ama şirin yoktu ‘’şirin nerde’’ derim gonca ise masadan kafasını kaldırıp ‘’lavaboya gitti abi’’ der gonca ben ise yukarı çıkarak banyonun kapısına geldiğimde. Kapıyı çalıp ‘’şirin yemek hazır bir şeyle ye şirin’’ sez gelmez ben ise ona bir şey olduğunun korkusuyla kapıyı kırarım. İçeri girdiğimde şirin elini yıkıyordu kapının kırılmasıyla yerinden sıçrar ve ‘’ha manyak ne yapıyorsun,

sen hayvan mısın kapıyı çalsana’’ der ben ise gözlerimi ondan kaçırıp duruyordum. ‘’çaldım ses gelmeyince sana bir şey oldu sandım ‘’ kendimi savunarak derim o ise sinirli bir tavırla banyodan çıkarken ‘’hay alla hım ya öküz ‘’ giderek der benim ise anamadığım bir şekilde yüzümde bir tebessüm olur ‘’öküz mü’’ hiçbir şey anamdan arkasından giderim salona geçip yaklaşıp on iki kişilik masada sadece gonca ve Altay oturuyordu şirin masanın yanında durup ‘’gel yenge bur da otur sana en sevdiğin yemeği yaptım’’ fırında tavuk ile pilava bakar şirin. ‘’bana yenge deme neyse nerden biliyorsun benim bu yemeği sevdiğimi.’’ Gonca bana bakar şirin ise goncanın bana baktığını görünce bana dönerek. ‘’siz mafya mısınız’’ der o sırada yemek iyen Altay gülerek boğulur gonca hemen Alta ya bir bardak su vererek suyu içer o sırada benim gözlerim Altay’da iken şirin bana dik dik bakıyordu. ‘’mafya mı’’ der gülerek Altay sonra gonca bana dönerek ‘’abi her şeyi anlatman gerek’’ der ben ise şirine bakarak ‘’önce yemek hadi şirin’’ derim ama tam şirin bir şey diyecekken. Sözünü gezerek. ‘’yemek yiyeceğiz ondan sonra ana tırım şirin’’ deyince sesiz ce goncanın yanına giderek oturur gonca ise şirine servis yapar ben ise Altay’ın yanına oturarak suyumu yudumlarken şirinin bana dik dik baktığını far ederim ‘’afiyet olsun’’ derim şirine ‘’eline sağlık canım’’ derim gonca ise oturarak ve bana gülümseyerek ‘’afiyet olsun abi cim’’ der ben ise o konuşmanın gelmesini hiç istemesem de geleceğini biliyordum.

                                            

ŞİRİN KAYA

Yemeği yemiştik ve salona geçip oturmuştuk. Gonca elinde kahvelerle gelip önce Altay ya sonra sonrada Alvire verir bana geldiğinde daha fazla dayanamayıp yerimden kalkıp ‘’evet anlatacak mısın artık Alvir’’ o sırada Alvir kahvesini içiyordu benim sesimi duyunca bir anda kahve sini içer bitirir ve ayağa kalkarak oturmamı işaret eder. Bu sefer sakin olamam gerekiyordu çünkü şu an neler döndüğünü duyacaktım. Hiçbir şey söylemeden sesiz ce koltuğa oturarak dine meye başlarım sadece ben değil gonca ile Altay da sesiz çe diniyordu. ‘’evet şirin sen beni tanı masanda ben seni on senedir tanıyorum. Nerden tanıdığımı boş ver asıl konu seni neden kaçırdım. Ben seni kuzenim Yaman karahandan korumak için kaçırdım yaman yaklaşık on bir sene önce amcamız öldükten sonra bur dan gitti yurt dışına ve bunca sene sonra bizde intikam almak için geri döndü hem de yanız değil kızıyla beraber bir kızı olduğunu bilmiyorduk dün öğrendik ve Yamanda seni tanıyordu yani bizi yıllardır uzaktan takip ettiriyormuş o yüzden seni de tanıyor yani benim canımı yakmak için sana sarar verecekti. Ondan önce ben davranıp seni buraya getirdim’’ der Alvir ben ise gerçekten şaşırmıştım ve susmuş sadece diniyordum ‘’ne istiyor sizden yada daha doğrusu neden düşünsün bana sarar vermenin senin canını yakacağını’’ ayağa kalkarak Alvirin yanına giderim ve tam karşısına geçip tam gözlerinin içine bakarım. Gözlerini benden kaçırıyordu ‘’ben senin için kimim Alvir nerden tanıyorsun beni ‘’ derim ama Alvir hiçbir şey demez ‘’desene bir şey yay o zaman neden senin için bu kadar önemliyim NERDEN TANIYOSUN BENİ ALVİR.’’ Diyerek bağırırım. Sonra o da gözlerimin içe bakıp ‘’bundan yaklaşık on sene önce seni okulda gördüm. Lisede aynı liseye gidiyorduk bir sürü çocuk sana aşıktı o çocuklardan biride bendim ama onlar gibi cesaret edip sana söyleyemedim.’’ Gözlerinden bile anıyordum yalan söylediğini ama inanmış gibi yapmam gerekiyordu. ‘’hangi lise’’ derim bir tam gözlerinin içene bakarak. ‘’Atatürk güzel sanatlar lisesi’’ lisemi biliyordu ama doğru söylemiyordu. Sonra ‘’artık söyleyecek misin Alvir yoksa ben mi söyleyeyim mi’’ ayağa kalkıp der Altay ‘’neyi?’’ derim ama yine susar Alvir ve yine gözlerini kaçırır. ‘’neyse bana kaldı bak biz kardeşler olarak bir omega soyundan geliyoruz babamız bile hata dedemiz bile omega soyundan geliyorlar. Ama annem beta soyundan geliyor yani sonradan olma bur da stiles yani insanlar dediğimiz kişiler gibi bize ait kanunlar var.’’ Der Altay. Ne saçmalıyordu hiçbir şey anamıyordum. Altay’ın sözünü keserek ‘’bir dakika bir dakika sen ne diyorsun hiçbir şey anamıyorum’’ derim Alvire doğru baktığımda hiçbir şey demiyordu yine buz kesilmişti. ‘’bak sana karışık geldiğini anaya biliyorum biz birer kurt adamlarız’’ der Altay ben ise anam sız ve şaşkın kalmıştım şaka mıydı. Ama gözükmüyordu. Gülerek ‘’çok komik bak çok güldüm şaka bittiyse gerçeklere dönelim olur mu mesela benim bur dan nasıl gittiği mi izleyin’’ kapıya doğru gitmeye başlarım kimse bir şey demiyor du kimse beni durdurmuyordu diyecekken. Bir anda Alvir önümde oluverir ben ise korku ile sıçrarım. ‘’ ben bir kurt adamım ‘’ der Alvir sakin bir tavırla. ben ise korkudan ölüyordum. Sonra gözleri mavi olur. o yeşil gözleri kaybolur adeta. kulakları büyür. dişleri bir kurt gibi keskin ve dişli olur. Sonra öyle güçlü ve öyle bir büyük sesle kükrer ki. O kara gece de bağıran kurt sesleri kadar olur. Beynim de yankılanır. Onu bir kurt adam gibi görünce’ korkudan yine başım döner ve gözüm kararır. Ve bayılırım Alvir beni son anda tutar ve eski haline gelir. Son gördüğüm şey o yeşil gözleriydi.

Büyük bir baş ağrısıyla uyanırım. ‘’ ah.. başım’’ doğrulmaya çalıştığımda karnımda bir el hissederim ve üstümden çekmeye çalışırken Alvir uyanır küçük bir odadaydım bu sefer tek kişilik yatakta uzanıyordum. Bir boy aynasıydı ve bir dolap vardı o siyah odadan sonra beyaz oda bana yabancı geliyordu. Alvir galiba bütün gece bu sandalyede uyuya kalmıştı. Yatakta oturma vaziyeti alıp Alvire doğru bakarım gözlerini sıkıp acıyordu. ‘’iyi misin sen’’ der Alvir bana dönerek. Ben ise ‘’telefonumu istiyorum.’’ Derim ‘’şirin ‘’bana bak benim arkadaşım avukat eyer bana ulaşamazlarsa polise giderler çünkü beni birinin takip etiğini biliyorlardı en sonra yanlarından ayrıldığımda o çiçek vardı’’ derim. alvir nefes alır ve kafasını sallayarak ‘’ tamam bir şartla’’ der ben ise ‘’neymiş o ‘’ derim o ise telefonumu cebinden çıkarıp bana uzatır ben tam alacakken bir anda geri çeker ve ‘’o çiçek kimden geldi. ‘’ne biliyim ben doksan dokuz güldü bir not vardı en sonda A.R.K yazıyordu Alvir karahan yani senin adın değil mi.’’ Derim alvir ise ‘’benim adımla yolanmış. nerde not? ‘’ der ben ise ‘’çantamdaydı’’ derim. O ise hemen yerinden kalkıp dolaba doğru gider ve açar çantamı çıkarıp içinden notu bulup çantamı yerine koyar. Tam odadan gidecekken. ‘’telefonum’’ derim Alvir arkasını dönüp telefonumu bana fırlatır ve ‘’ yarın alırım’’ deyip gider ben ise ‘’manyak ruh hastası’’ derim o ise sesimi duymuş ve kapıdan kafasını göstermişti ‘’bir şey mi dedin.’’ Ben ise kafamı sallayarak. ‘’yo.. yok bir şey’’ derim o ise bana gülümseyerek. Gider. Ben ise yerimden kalkıp son kez etrafı göz atıp kapıyı kapatırım. Ve yatağa oturup telefondan elife ararım. ‘’alo elif ‘’ derim ‘’şirin kızım neredesin ya öldük meraktan iyi misin’’ der elif ‘’iyim merak etmeyin o kaçırdı beni alvirmiş adı yani istediğimiz şey burdu beni kaçırmasınız bekliyorduk saten bazı değişikler olsa da iyim şu an beni ailesinin evine getirdi bir ikiz kardeşi var ona çok benziyor yani önce kimin bana bu kötülüğün yaptığından amin olmam lazım Alvir gibi ama emin değilim’’ derim ‘’ne kardeşi de mi var ‘’ der elif ben ise derin bir nefes alıp veririm o sırada telefona ‘’alo şirin iyisi dimi bak eyer bir şey yaptıysa o şerefsiz ve söylemiyorsan-‘’ Dilanın sözünü keserek ‘’iyim canım iyim valla hiçbir şey yapmadılar hata fazlaca iyiler. Ama ben eminim o iki ikizden biri yaptı’’ derim dilan ise çıkışarak ‘’bak gel sen beni dine o saten sana yeterince sarar verdi bir daha yaşamanı istemiyorum o yüzden bırak devlet haletsin olur mu bırak hapse tıkayalım.’’ Der dilen ben ise sakin bir ses tonuyla ‘’dilan ben ne dediysem o bende bunu istiyorum ama daha hangisi benim.’’ Duraksayarak derim ‘’önce hagisi onu bulup delil bulmam lazım yoksa hepsi boşuna gider delil olmadan ne kadar tutarlar dilan iki gün ü üç ay mı’’ derim ama telefonun karşısındaki dilan cevap veremez çünkü biliyordu delil olmadan onu hapiste tutamayacağını. ‘’ sizinle ne konuştuysak o size hep arayamam sakın sizde aramayın ben size haber veririm hadi çok öptüm sizi görüşürüz kızlar’’ derim ‘’ama şirin’’ der dilan ben ise hiçbir şey demeden kapatırım ‘’bana ne kadar sarar verdiysen hepsi kabuk bağladı. Ama biri hariç o acı öyle bir yakıyor ki canı bunu asla unutamam’’ diyerek gözümden yaşlar akmaya başlar. ‘’senin yüzünden on beş yaşımda hamile kaldım on beş nasıl anne ola bilirdim ama zamanla içimde büyüyordu o bana ben ona alıştım ama küçük olduğum için doğumda. Doğumda kaybettim kızımı.’’ Ağlayarak konuşuyordum adeta duvara ‘’her şeyi unuturum ama bunu asla unutmam Alvir karahan’’ keşke bir yol olsa bir kez bile kokunu çekmek için hayatımdan vazgeçerdim yeter ki bir kez kokunu hissetsem tenimde. Olmadı meleğim olmadı hayat bize bunu da çok gördü umarım Allahtan tek dileğim ölüm meleği olarak seni yollaması. Sen üzülme annem benim görmediğim anne sevgisini cennete ben sana yaşatacağım sen yeter ki yerinde rahat uyu annen gibi hep sulu göz olma.

 

 

 

UMARIM BEYENİRSİNZİ CANLARIM BEYENİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARIM..

KARA GECENİN YAZARI MASAL SİZE SEVGİLER VE SAYGILAR YOLLAR HAFTAYA AYNI SAATE GÖRÜŞÜRÜZ UNUTMAYIN HER HAFTA CUMA GÜNÜ SAAT 21.00 DA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                               

 

Loading...
0%