Bir Labirentin İçindeydim Sanki, Düşünce Labirenti, Sağıma,Soluma,Arkama, Önüme Dönüyor Bir Türlü Yolumu Bulamıyordum. Düşünmek, Yalnızca Düşünmek, Geçmişi, Geleceği, Yaşanılanları......
Okadar Çok Düşünülecek Şey Var ki; Düşünceler İçinde Savrulduğum Zamanlar Çoğu Kez Hangisini Düşünüyor, Hangi Düşünceme Çözüm Arıyordum, Acaba! Diye Düşündüğüm İse Çok Olmuştur..
Acaba Hiç birşey Düşünmemek Nasıl Bir Duygu?
Peki İnsan Yalnızca Yastığa Kafasını Koyduğu Zaman mı Düşünür?
Eğer Öyleyse Ben Nekadar Bahtsız Bir İnsanmışım.
Yürüdüğüm de,Koştuğumda , Konuştuğum da, Güldüğüm de, Ağladığımda , Hatta Uykuda Bile Düşündüğüm Olmuştur.
Hiç Unutmam Bir Gece,Düşüncelerimin Ağırlığından Öyle Sancılar İçinde Uyanmıştım ki; Beynimin İçinde Uçuşup Duran Düşüncelerin Zihnimi Ele Geçirdiklerini, Parçalayıp, Savurduklarını Düşünmüştüm.
İnsan Aynı Anda Kaç Tane Şeyi Düşünebilirdi. Bir, Beş, On, Yüz?
Düşüncelerim Eksilmiyor, Sürekli Yenileniyordu.
Başım Patlayacak, Avucumun İçinde Olan üçüncü Ağrı Kesiciyi Kullanmak Üzereyim, Bir Faydasını Gördüğümden Değil, İyi Geleceğine Olan İnancımdan Kullanıyordum. İnancım İse Yine Beni Yanıltmıyor, Aldatıyordu.
Beni Öylece O Odada Bırakıp Gitti, Beni Kendi Karanlığımda Yalnız Bıraktı. hayır Ona Kızmıyorum, Beni Yaralarım İle Kabul Etmek Zorunda Değil.. Herkes Ben Değilken Üstelik. Ben Hep Başkalarının Yaralarına üfler Dururdum, Onlar İse yarama Bastırır Acı İçinde Kıvranmama Neden Olurlardı.
Ona Yaralarımın Yerini Gösterirken, Onu Kaybedeceği mi Biliyordum. Daha Önce Beni Yaralarım Ve İzlerim Yüzünden Kabul Etmeyenler Olmuştu. Hatta Sırtımda ki İzlerden Ve Kesiklerden Midesinin Bulandığını Söyleyen Bile Olmuştu. onun Kaçıp Gitmesine Şaşırmamıştım...
Kendimi Ona Tamamen Kaptırmadan, Daha da Büyük Yaralar Almadan, Anlatmam İyi Olmuştur Belki de..
Sabah Ezanı Okunuyor, Beni Odada Bırakıp Öylece Gittiğinden Beri Gözüme Uyku Girmemiş, Ruh Gibi Geziyordum Evin İçinde. Dün İtibarı İle İznimiz Son Bulmuş, Bugün İşe Tekrardan Dönüyorduk. Uykusuzluktan Olması Lazım, Gözlerimin Altı Hem Morarmış Hemde Şişmiş, Tabi Diğer Bir Sebep de Gözyaşlarım.. Onları Hiç Bir zaman Durduramamıştım ki Zaten,, Şimdi Dursunlar...
Mutfağa Geçtim de Ayşe'nin Masanın Üzerine Bırakmış Olduğu Sigarayı Yakmış İçiyordum.
Kaç Tane İçtim Bilmiyorum Açıkçası, Kültabağı Sigara İzmaritleri İle Dolmuştu.. İlk defa Sigara İçiyordum, Canavarın Bedenimi Kültabağı Olarak Kullanmasından Ve Bedenimdeki Sigara İzlerinden Dolayı Sigaradan Nefret Eder hiçbir şekilde Ağzıma Koymazdım. Kültabağına Bastırılan Her Sigara Benim Bedenime Bastırıldığını Düşünür, Kim İçerse İçsin Aynı Acıyı İliklerime Kadar Hissederdim
Yanlış Mı İçiyordum Bilmiyorum, Sigarayı İçime Her Çekişimde Bogulacagımı Zannediyordum.
Geçen Gece Ayşe'ye sormuştum.
-Kızım Ne Anlıyorsun, Şu Zıkkımdan İçme Artık Yeter.. Sadece Dumanı Var, Üstelik O Dumanın Bir Faydası Yok Seni Zehirliyor Yavaş Yavaş...
Gülümseyip Yanıt Vermişti.
-Bir şey Anladığımdan Değil, İyi Geldiğinden İçiyorum.. Belki Senin Zehir Dediğin Benim Panzehirimdir. Dediğinde Burnumu Sıkıp Bırakmıştı.
Benim Kalbim O Zehirin İzleri İle Doluyken, Ayşe Panzehirim Diyordu.
Bir zehir aynı Zamanda Nasıl Panzehir Olabilirdi?
İyi Gelsin İstedim, Her İçmem de İyi Gelmediğini, Yaramı Daha da Derinleştirdigini Hissettim.
Ayşe Beni mi Kandırıyor du Kendisini mi Acaba?
Bir işe yaradığı Falan Yok Bu Zehirin. Elim de Tuttuğum Sigara Paketini Çöpe Fırlatmıştım.
-Eflinnn
-Mutfaktayım.
-Erkencisin, Ne O Yoksa İşimi Özledin.
-Yok Seni Özledim de, Baktım Prensesler Gibi Uyuyorsun, Uyandırmaya Kıyamadım, Ozaman Kahvaltı Hazırlıyayım Prensesimize Dedim.
Ayşe'nin Gözleri Kültabağına Kaydı, Masanın Üzerinde Bakındı, Heralde Sigara Paketini Arıyordu.
Benim içmediği mi, Hatta Nefret Ettiğimi Bilir, Masanın Üzerindeki Gözlerini, Gözlerime Çevirdi, yapmacık Gülümsemem ile Gülümsedigimde İse, Kalbimin Üzerine Baktı. Canımın Çok Yanmış Olduğunu Anlamıştı, Gözleri Dolmuştu. Farkettigimde İse Buz Dolabına Yaklaşıp Su Şişeni Ağzına Dikmişti.
Bana Dönmüyordu. Ben İse Onun Bana Bakmasını Bekliyordum. Arkasını Dönmeden.
-Ben Duşa Giriyorum, Kahvaltıyı İş Yerinde Yaparız, Sende Hazırlan İstersen Geç Kalmayalım.
-Ayşee
-Efendim.
-Bir şey Söylemeyecek misin?
Bana Döndü, Gözyaşlarını Akıtmamak İçin Direndiği, Açıkca Ortadaydı.
Ellerimi Tuttu. Gülümsedi Ve Banyo'ya Girdi.
Bir gün Çok Fazla Alkol Almış, Sohbet Ediyorduk, Ayşe Bana;
-Eflin, Hiç Mi Sigara İçmeyeceksin?
-İçerim Belki.
-Nezaman.
-Canım Çok Yandığında.Seninde Dediğin Gibi, Zehiri, Panzehiri Temizler. Belki Benim de Günün Birinde Canım Çok Yanarsa, Panzehir Olarak Kullanabilirim..
-Ozaman Desene Hiç İçmeyeceksin.
-Neden!
-Çünküüü, Ben Senin Yanında Olduğum Sürece Canının Yanmasına İzin Vermeyeceğim, Seni Kim Üzerse Onun Korkulu Rüyaları Olacağım..
Dediğinde İse İkimizde Gülmüştük.
Aptallığım Onun Üzülmesine Neden Olmuştu.
#####
Ayşe Yıldız'ın Ağzından;
Düşünüyorum da; İnsan Kendinden Esirgedigi Merhameti Bir Başkasına Nasıl Böyle Gösterir.
Ne Yaparsam Yapayım, Onun Kalbindeki Yaraları İyileştiremiyordum.
Sadece Yaram Burada Gel Bak Diyenin Yarasımı, Yoksa Yarasının Üzerine Çiçekli Bantlar Geçirip Gizleyenlerin Yarası Mı Ağırdır.?
Yara Ne Kadar Derin İse Canın Okadar Çok Yanarmış. Canım Her Yandığında Üzerine Tuz Basar, Kendi Ellerim İle Yaralarımın Derinleşmesini, Hatta Çürümesini Sağlardım. Günün Birinde Kaldıramayacağım Acı, Dayanamayacağım Yaramın Olmaması İçin. Kendi Yaralarım İle İlgilenirken, Onu Yaraları İle Başbaşa Bırakamazdım Hemde
Yetimhanenin Mutfağındayız, Yanımda Cemile, Sessizce Girdiğimiz Mutfakta,Yemek Kazanlarının İçine, Tuz Torbalarını Boşaltıyoruz, Gelen Yemekler Saman Gibi Kimse Yiyemiyor, Hepimiz Aç Kalıyorduk, Keriman Hanıma Söylediğimiz de İse Hayatımızda Yemek Mi Görmüşüz, Yemek Dediğin Böyle Olur, Siz Bulduğunuza Şükredin, Demişti.
Cemile Dik Bakışlı, Korkusuz Herkeze Ağzının Payını Veren, Kimseden Çekinmeyen Birisiydi.
O Gün Keriman Hanıma Kuracağımız Tuzağın Planını Yapmıştık, Öncelikle o Çok Sevdiği Yetimhaneye Gelir Gelmez Ayağına Geçirdiği Terliğin Altına Sabun Sürmüştük, Geldiği Gibi Terlikleri Ayağına Geçirmiş, Alt Katta Bulunan Yemekhaneye İnmek Üzereydi. Merdivenlere Geldiğinde ise Merdivenlerden Kaymış Soluğu Cemile Ve Benim Ayağımın Dibinde Almıştı. Gülmemek İçin Dudaklarımızı Isırmıştık. Dışarıdan Üzülüyormuşuz Görüntüsü Verip, İçimizde Bayram Sevinci Yaşıyorduk. İyi Olmuşdu, Yaşlı Cadoloza..
Daha Sonrasında, Yemek Kazanından Çorbasını Doldurduğunda, Heyecanla Bekledik, Tansiyonu Yükselsinde Bir An Önce Tahtalı köyü Boylasın İstedik..Hiç Birimiz Çorbadan İçmiyor, Onun İçmesini Bekledik, Diğer Çocuklara Çorbadan Almamaları Gerektiğini Söylemiştik, Çorbasını Alıp Yerine Geçti, Kibirli Bakışı Altında Çorbasından Bir Yudum İçmiş, Geri Boşaltmıştı. Hepimiz Gülmüştük.
O ise Gart Sesi İle Bağırıyor, Hatta Anırıyordu.
-Kim Yaptı Bunu.
Kimseden Ses Çıkmıyordu. Herkez Ciddi İfadeye Bürünmüştü.
Her zaman Yanında Bulundurduğu Sopasını Koyduğu Masadan Eline Alıp.
-Ben Sizi Konuşturmasını Bilirim.
Dediğinde Ön Tarafta Günahsız Olan Bir Kız Çocuğunu Ayaklarının Altına Alıp Öldüresiye Dövmüştü. Sopayı Kız Çocuğun üzerinde Kırdığında.
-Yine Böyle Eşşek Şakaları Yapmaya Kalkışırsanız, Bu sefer Tek Bir Kişiyi Değil, Hepinizi Tek Tek O Hücreye Kapatıp, Canınız Çıkana Kadar Canını Okurum Haberiniz Olsun. Dedi.
Kırmış Olduğu Sopayı İse Yerde Baygın Yatan Kızın Üzerine Fırlatmıştı.
Kimse o Kıza Yardım Etmedi.
Herkes Yerine Oturdu. Öylece Kız Çocuğunu İzleyip Durduk.
Yetimhaneye Geleli Nerdeyse Bir Ayı Doldurmuş, Kimseyle Konuşmayan, Yemeği Bile Zorla Yemeye Çalışan Küçük Kız Çocuğu. Geceleri Uyumayan, Uyuduğu Zaman Bağırarak Ve Ağlıyarak Uyanan Küçük Kız Çocuğu. Alev Rengi Saçları, Yeşil ve Mavi Arası Gözleri İle Öyle Güzel Bir Kız Çocuguydu ki. Eflin.

Minik Kalbini Suçlayan, Kendisine Bebek Katil Diye isim Takmış Eflin.
Onun Gözlerine Bakan Herkes Ondan Merhametini Esirgemezdi, Yalnız Bu Durum Biz Yetim Çocuklar İçin Geçerli Değil di, Bizden Esirgenen Mutluluğu, Merhameti, İlgiyi,Biz Ona Veremezdik..
Bir Süre Sonra Kendine Gelmişti, Yüzümüze Bile Bakmadan Odaya Doğru Sarsak Adımlar İle Gittiğinde,
Cemile de Yerinden Kalkıp Onun Arkasından İlerlemişti. Bende Arkasından Yürüdüm,Eflin Battaniyenin Altına Girmiş, Hıçkırarak ağlıyordu. Cemile İse Küçük Buz Dolabını Açıp İçinden Yarısı Buz Tutmuş Su Şişesini, Battaniyeyi Üzerinden Çektiği Eflin'in Suratına Boşaltmıştı.
Zavallı Küçük Kız, Cemilenin Bu Davranışı Yüzünden Öyle Çok Korkmuştu ki, Yanımızdan Uzaklaşıp Kendisini Lavobaya Kilitlemişti, O Gün Gece de Dahil Kapıyı Kimseye Açmamıştı, Geceyi Lavaboda Geçirmişti.
Anlam Verememiştim, Cemilenin Kalbini Biliyordum, O kimseye Bu Şekilde Acımasız Davranmazdı.
-Cemile Yaptığın Şey Çok Korkunç.
-Hayir Ayşe Korkunç Olduğunu Düşündüğünüz Şey, Sizi Aynı Zamanda Güçlendirecektirde.
Ne dediğini tam Olarak Anlamamıştım. Güçlü Olmakla ,buzlu Suyu Onun Yüzüne Dökmenin Ne Alakası Vardı.
Daha Sonra Cemile, Eflin'in Yaşaran Yatağını Kendi Yatağı İle Değiştiriyordu.
-Şimdi Napiyorsun Peki.
-Yaş Yatağı, Kendi Kuru Yatağım İle Değiştiriyorum.
-Neden Vicdana mı Geldin Yoksa.
-Vicdansız mıyım Sence?
-Sence, Sen Bu Soruya Nasıl Cevap Verirdin.
-Onun İyiliğini Düşünüyorum.
-Bu Nasıl İyiliğini Düşünmek Yöntemi, Onu Çok Korkuttun.
-Ayşe, Yaralarının Yerini Bana Gösterir misin?
Ne yapmaya Çalıştığını Anlamamıştım, Görünürde Bedenimde Bir Yara Yoktu, Sadece Geçen Gün Kazara Parmağımı Kesmiştim, O Yarayı Gösterdim,
-Kabuk Tutmuş, Bu Sayılır mı?
Dediğimde Gülmüştü.
-Ayşe Onun Yarası, Senin Yaran Gibi Bedeninde Değil, Yüreğinde, Ruhunda, Onun Canı Senin Parmağın Kesildiğinde Hissettmiş Olduğun Ağrıdan Daha Büyük, Üstelik Baksana Senin Ki Kabuk Tutmuş, Onun Yarası İse Hiç Birzaman Kabuk Tutamayacak Kadar Derin. Tıpkı Benim Yaralarım Gibi..
-Öyleyse Neden Tekrardan Yara Açtın Onun Ruhunda.
-Yara Açtığımı Düşünecek Tıpkı Senin Şuan Düşündüğün Gibi..
-Gercekten Birşey Anlamıyorum, Şunu Düzgün Anlatırmısın..
-Ayşe Şu Hiçbir şeyden Anlamayan Hallerin Bazen Beni Çıldıtıyor, Acaba Sen Gerizekalı mısın.?
-Sen Düzgün Anlatmayınca Gerizekalı Olmuyorsun Çünkü.?
-Bak Şimdi Ayşe, Keriman Cadolozu, Bı Kızı Aşağıda Gözümüzün Önünde Öldüresiye Dövdü Değil mi.?
-Ee, Evet.
-Peki , Eflin Naptı.
-Hiç Birşey.
-Neden Yapmadı.
-Henüz Küçük O Yüzden.
-Peki Buyumeyecek mi.
-Büyüyecek.
-Ozaman, Büyüdüğün de Başına Gelen Her olaya sessiz Kalacak Kendisini Hiç Koruyamayacak, Yaraları Katlandıkca Katlanacaktı.Böyle Öğrenmiş Olacaktı. Devamlı Ezilen Birisi Olacak, Üstelik Onu Koruyacak Kimsede Olmayacak, Tıpkı Aşağıda ki Gibi Sadece İzlemek İle Yetinecekler..
Ona kötü Davranmalıyız, İnsanların Kötü Olduğunu, kimseye Kolay Kolay Güvenmemesi Gerektiğini Anlayacak, Kötülüğe İyilik İle Değil Kötülük İle yanıt Verecektir.
Cemile Söylediklerin de Haklı Mıydı Ozamanlar Bilemiyordum, Şu an Cemilenin Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarttığını Yeni Yeni İdrak Ediyordum. Cemile Ailesinden Böyle Görmüştü, O Bu Çözümün Kendisine Göre Doğru Olduğunu Varsayıyordu. keşke Engelleseydim, Keşke Bulduğu Çözümün Yanlış Olduğunu Söyleseydim.Keşke Efline O Kötülükleri Yapmasaydım, Yapmasına Da İzin Vermeseydim, Onun Bu Halde Olmasının Bir Diğer Nedeni Bizim Davranışımız dı.
Eflin, Melek Kalplim, Öylesine Temiz Kalpli ki, Söylenen Herşeye Çok Çabuk Kanıyor, Karşıdakine İnanmak İstiyordu. O Yüzden de Yaraları Sürekli Açık, Kanamaya Hazırdı.
Eflin'in Kalbi Pamuk İpliğinden Yapılmış, O Ne Yaparsa Yapsın Kötü Biri Olamaz, Ona Karşı Yapılan Her Kötülük İse, Onu Dahada Sindirmiş, Hep Birilerinin Koruması Altında Olması Gerektiğini Düşündürtmüştü.
Belki, Cemilenin Aksine Ona İyi Davransaydık, Şu An Karşımızda Duran, Gözleri Korku İle Bakan Eflin Değil de, Ayaklarının Üzerinde Duran, Sevgiyi Sürekli Yanlış Kişide Aramayan, Güçlü Bir Kadın Olur du Belki de, Kim Bilir.? Eflin'in Güçlü Olduğu Zamanlar Tabi ki Vardı, Onun Yanında Olduğum Zamanlar..
Banyo'ya Geçtimde, İçimde Bastırmış Olduğum Gözyaşlarımı Bırakıvermiştim. Ellerimi Hıçkırıklarımın Duyulmaması İçin Dudağıma Bastırmıştım. Onun Canının Yanmasını İstemiyordum, Ona Çare Olamamak Yarasını İyileştirememek, Beni Kahrediyordu.
Yetimhanedeyken, Eflin, Cemile Ve Benden Çok Korkar Bizi Gördüğü Zaman Yolunu Değiştirirdi.
Bizden Korktuğu Bir Gece Korkudan Uyuyamamıştı.
Sadece Uyusun İstemiştim, Zaten Çok Yorgun Gözüküyordu, Amacım Yemin Ederim ona Zarar Vermek, Onu İncitmek Değildi, Elimde Tuttuğum Cam Bardağı Ona Değilde Ranzanın Demirine Doğru Fırlatıp Uyuu Diye Bağırmıştım. O An Çok Korkmuş Kaçmaya Çalışırken Bardak Ona İsabet Etmişti.Bende Çok Korkmuştum. Daha Sonralarında İse Bizden Korkmamaya Başlamıştı, Bizi Gördüğün de Kaçmıyor, Yüzümüze Gülümsüyordu. Özellikle de Cemileye Karşı Çok Farklı Davranırdı, Bir Kaç Kez Koşarak Ona Sarıldığına Şahit Olmuştum. Cemile İntihar Ettiği o Gece, Çok Mutluydu. Bana Eflin İyileşti Galiba, Onu İyileştirdik, Gönül Rahatlığı İle Gidebilirim Demişti. Nereye Diye Sorduğum da Dünyanın En Güzel Yerine Demişti. Arkasını Bana Dönüp Uyudu. Birdaha da Uyanmadı Zaten.
Cemile Eflin'i Bana Emanet Etmişti.
"EFLİN BENİM EMANETİM'Dİ" En Yakın, En Çok Sevdiğim Arkadaşım, Tarafından Bana Emanet Edilmişti.
Cemilenin Ölümü Beni de Perişan Etmişti. Ben de Toparlanamamıştım,Sadece Toparlanmış Gibi Numara Yapıyordum.
Efline O Hastane de Yalan Söylemiştim. Üstelik Bunu Onu Düşündüğüm İçin Söylemiştim. Söylediğim Yalan Kalbime BAtıyor, Sızım Sızım Sızlatıyor, Beni Affet Eflin. Herşey Senin İçin. güzel Kızım..
Banyodan Çıktığım da Eflin Karşımda Gülümseyerek Bana Bakıyordu, Ona Sarıldım, Odama Geçip Hazırlandım, İşe Gitmek İçin Yola Koyulmuştuk.