Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. Bölüm

@matemliruh

“Aaaa şuna bak sevgilin ölmüş mü ki” diye haykıran piç kurusu karnıma tekmeyi koyduktan sonra her yerim kanıyordu ve bu acı dayanılmazdı.

 

 

 

“İşkenceler mi yetersiz geldi söyle yüzbaşı” dediğinde yere eğilip gülerken Zehra’nın okşadığı saçları yollarcasına çekti ve kafamı patlatmak istercesine kafamı art arda vurduğunda kafamın artık dayanacak güçü yoktu.

 

 

 

Televizyona doğru bakmadan spikerin sesini duydum.

 

 

 

“Dün sabah saatlerinde Yüzbaşı Anıl Gökalp Taşkın’nın evi külle dönerkken bir askerimiz vuruldu ve herkesin aklında tek soru vardı Kahramanımız Anıl Gökalp nerede?”

 

 

 

spiker söze devam ederken sesi titriyordu.

 

 

 

“1 yaralı ve 1 ölü” dediğinde kalbimde bir boşluk hissi vardı.

 

 

 

“Zehraa ona bir şey yaptıysanız sizi gebertirim” dedim acı içinde inlerken karnım bir an guruldadı.

 

 

 

“Sevgilin hayatta mı acaba ya onu bize vericeksin oğlum” dedi hırıltılı haykırarak bir ses tam o an gözlerim kapanırken zar zor açtım.

 

 

 

“Baba sen” dedim titreyerek konuştum.

 

 

 

“Evet evlat sevgilin bizim dansözümüz olacak ve sen onu 22 yaşında elimizden almasaydın o da bizden olacaktı” dedikten sonra önüme Zehra’nın fotoğrafını attı.

 

 

 

Güzel bir kahve ton saten bir elbise giymişti ve dağları arkasına almış bir fotoğraftı.

 

 

 

O fotoğraf bana cesaret vermişti onun için dayanmalıydım.

 

 

 

“Güzel Gözlüm’e bir canını yak ben seni kendi ellerimle sikerim mezarda yerin olmaz sikik suratlı taşaksız piç” dediğim anda gözlerim karardı.

 

 

 

-Zehra anlatımıyla görev ve sonrası-

 

 

 

Cenazede herkes ağladı ve herkes üzüldü ama en çok ben yalvardım ona beni bu dünyada tek bırakmasın diye...

 

 

 

“Yalvarırım gitme ben sensiz yapamam” diye ağladığımda o tabutaydı ve bana bakmadı bana gülmedi.

 

 

 

İşte o gün geldi.

 

 

 

Anıl’ı kurtarma günümüz ondan önce her hafta binlerce kez abimin ve Duru’nun yanına mezara gittim.

 

 

 

“Abi ben büyüdüm ve operasyona katılacağım” dedim mezar taşından yavaşça kalkarken kıyafetimle ona mezara bakarak asker selamı verdiğimde kalbimde bir acı hissetim.

 

 

 

Nefesimi kesik kesik alırken mezar taşının yanına gidip taşı okudum.

 

 

 

“UZMAN ER YUSUF MERT GÜMÜŞÇÜ”

 

 

 

D:27/04/1993

 

 

 

Ö:26/04/2025

 

 

 

Ruhuna Fatiha

 

 

 

“Sen gittikten sonra cehennemin içine düştüm abi” dedim ve mezar taşına sarıldım.

 

 

 

“Ben Duru’nun yanına gideceğim abicim korkma” dedim ve yavaşça kalktım.

 

 

 

15 dakika sonra Duru’nun mezarına vardığımda sanki karşımda o var gibi konuşmaya başladım.

 

 

 

“Bu kıyafetle ve bu saç yakıştı mı sence sevdiğim adamı kurtarıcam” dedim heyecanla mezar taşına baktığımda dudaklarımı kıvırdım.

 

 

 

“Beğendin mi abla makyaj yapmadım ama kardeşin beğenir mi beni?” dediğimde mezar taşının oraya gittim ve toprağını elime aldım.

 

 

 

“Sulamam gerek mezarını hiç ışıltın sönmesin ve merak etme ben iyiyim eksik ama iyi” dedim ve başucundaki testiyi elime alıp su olduğunu fark ettim.

 

 

 

Sulamaya başladığım da yanıma koşma sesi geldiğinde Avni’nin mistik sesi;

 

 

 

“Yenge koş az sonra bizi buradan alacaklar sen dikkatli ol lütfen sana da bir şey olmasın sana da bir şey olursa Yüzbaşım yaşayamaz” dediğinde testiyi başucuna koyup beraber kapıya kadar yarıştık.

 

 

 

-Kurtarma operasyon-

 

 

 

Adamların dediği yere geldiğimde şık bir siyah takım ve altımdaki pantolon tam boyuma göre olduğundan ortaya çıkan mükemmel kalçam ve saçlarımın arkasına sakladığım dinleme cihazı...

 

 

 

Biraz ilerimde duran arabanın içinden iki tane biri lacivert biri de beyaz takım elbiseli biri 25 yaşlarındaydı diğeri ondan daha olgun ve kalıplıydı o da galiba 45 ya da 50 yaşındaydı.

 

 

 

25 yaşında dediğim adam uzun boylu beyaz takım elbise giymişti.

 

 

 

İkisi yanıma geldiğinde arabanın kapısı açıktı ve içeride en az 3 kişi vardı.

 

 

 

“Zehra hanım dimi” diye bana elini uzatan adama ter ters baktım.

 

 

 

Kulağıma gelen ses Murat’ındı.

 

 

 

“Arkadan adamları alın ve önden Zehra’yı koruyup onları etkisiz hale getirin Kartal Timi” diye kulağıma gelen intikam dolu sesten sonra kafama dayanan silah ve kolumdan sert bir tutuş...

 

 

 

“Bırak kolumu anlaşmada bu yoktu” diye hırçınca kolumu çekiştirirken adam benim kokumu içini çekmek için benim kolumu bir an bırakıp boğazıma bir an sağ eliyle yüklendiğinde nefes alamadım.

 

 

 

“Bak bak tek gel demiştim sana Zehra” dediği anda beni arabaya sürüklerken boğazıma bastırmadı ve nefes alabildim.

 

 

 

“SİKERİM ANLAŞMAYI BENİM OLAN SENSİN VE KARTAL TİMİ YERİNİZDEN KIPIRDADIĞINIZ ANDA ZEHRA’NIN BEYNİ DAĞILIR” diye bağırdığında nefesini hissetim ve benimle arabaya girdiğinde arabadan inmek için adamın boşta olan boğazımın biraz üstündeki elini ısırdığım anda elini çekti ve o an sol taraftan bir adam tam kapıdan kaçarken beni yakalayıp burnuma eter koklattı.

 

 

 

O an aklımdaki tek şey kim bize ihanet etti.

 

 

 

Babam ve Kartal timi dışında operasyonu kimse bilmiyordu.

 

Murat

 

Avni

 

Yusuf

 

 

 

Babam kim ihanet etmişti bize

 

 

 

----------------------------

“Bırak onu lütfenn yalvarıyorum sana ona dokunma” kesik bir acılı haykırış bu Anıl’a yakışmayan bir ses tonuydu.

“Baba bana işkence et ya da öldür beni” dediğinde gözlerimi açtığımda bir sandalyede bağlıydım ve etrafımda dönen en fazla 55 ya da 60 yaşında gibi duran üzeri tozlu ve pis bir adam elleriyle bir an bacaklarımı dokunduğunda sağıma soluma baktığımda ileride en fazla 10 adım ilerimizde yerde kanlar içinde yatan ve elleri bağlı onu gördüğümde kalbim kanadı.

Üstüme baktığımda dekolteli bir gecelik ve resmen kıp kısa bir kısalıktaydı ve adam ayaklarımı dokunurken ona karşılık veremiyordum.

“Babam helaldir bir bakalım kızımızın göğüslerine” diye kahkaha atarken adam ellerini göğsüme dokundurduğu anda Anıl’ın gözlerinden akan yaşları gördüm.

İlk defa biri benim için ağlıyordu bu çok acıvericiydi.

“Şimdik oyna diye ellerimi çözüp 25 yaşındaki o adam beni bir odaya zorla sürükledi ve bir tabureye oturttuğunda burnuma nane ve vanilya kokusu geliyorken adam dolabın birinden bir elbise çıkardı ve bana uzattırken soru sordu.

“Bakire misin Zehra?” dediği anda ses tonu çok yüksekti.

Giyinmem için elbiseyi göz ucuyla gösterirken elbiseyi kavrayıp yine kıp kısa bir elbiseydi ve kırmızı olduğu için onunla uyumlu kırmızı saten bir detayı vardı.

Adam odadan çıktığı an üstümdeki geceliği çıkardığımda çırılçıplak kaldığımda şoka girdim.

Ne külotume

Ne de sütyenim yoktu içimde...

Hızlıca giyinip dapdar kıyafetin bir de göğüs dekoltesi vardı.

Adam odaya girdiğinde beni bir an kucağına aldığında inmek için zorladım ama olmuyordu

Anıl’ın olduğu odaya girdiğimizde onun bir demire bağlı ve yerde oturuyor olduğunu gördüm.

Adam beni yere atığında yüzümü direk soğuk zemine vurduğumda Anıl’ın o hırlıyarak acı sesi ile;

“Sevgilim kaç buradan ona dokunursan seni” dediği anda saçlarımı geriye atarak ona baktım kafasında silah vardı ve başındaki adam onun kafasını bana baktırıyordu.

“Bakire mi Zehra söyle yüzbaşı söyle hadi?” dediği anda bir adam beni kucağına aldı ve bir sandalyeye oturup dekoltemi oynamaya başladı.

“Anıl yardım et hareket edemiyordum” diye haykırırken adam benim üst tarafıma yani göğüslerimi açmak için hamle yapıyordu.

“Sikik suratlı önce sizin teker teker sevdiğime dokunan ellerinizi alıp kesip onun üstünde sikicem sonra size elbise giydirip üstüne öyle de sikicem” dediği anda kıpkırmızıyı ve ben de halsizdim.

“Cemile’yi çağır bir tur dans edip bizi eğlendirsin sonra sende” diye beni yere attığını hissettim.

Yere düştüğümde odaya giren kadın ile kıyafeti giydiğimiz fark ettim.

Cemile denilen kadın sağa sola kıvırırken ağzı açık herkes onu izlerken kıvırttı ve yere dizlerinin üstüne eğilip arka kısmını onlara dönerek kıvırtığında bir adam kadını kendini çevirerek öperken kızın adam’ın gömleğini açtı ve odadan ayrıldıklarında şarkı başladı.

“Düm tek düm tek”

“Dans et güzelim o kalçalarını öpeyim” diyen 25 yaşında sandığım adam’a baktım.

Ellerini kalçama koyup beni ayağa kaldırıp benim arka kısmıma dokunduğunu hissetim.

Dans etmeye başladığım da gözlerim Anıl’a bakıyordum.

Kafasındaki silahlı adam ona acımazdı...

Kıvırırken bir an arkamı döndüm ve aynı Cemile gibi kıvıra kıvıra ayağa kalktığımda adamlardan bir az önce kalçamı tutan adam’a “Adem” dediğini duydum ve o an kollarımı birleştirip dekolteli şey ile eğilemedim.

Bana dokunsunlar ama onun yanında eğilemezdim.

O an Adem denen adam yanıma geldi ve dudaklarıma yapıştığında ondan ayrılmak için geriye adım attığım anda beni belimden kavradı ve o an midem bulandı,kusmak istedim ama yapamadım.

Daha sert öpüşürken bir an belimden tutmaya devam ederken benden uzaklaştı ve Anıl’a bakıp pis pis sırıttı.

“Abicim yengemin tadı güzelmiş yatakta nasıl söylesene ya da ilk defa burada mı?” diye mide bulandırıcı soru Anıl’ı kör etmişti ve gözlerinden alev çıkıyordu.

“Dokunursan kendini ahirette bulursun” dediğinde bize gelmek istiyordu ama zincirliydi.

Bir an adam beni kucağına aldığında diğer herkes çıktı...

Anıl’ın başındaki adam bile odadan çıktığında bacağımda bir acı hissetim ve o an terlemeye başladım.

Adem bana sırıtarak, “2 dakika sonra iğne etkisini gösterir karıcığım” derken tükürüğü yüzüme geliyordu.

Adem beni bir an bir an yere uzandırıyorken ben halsizdim ve bayılacak gibiydim.

Adem gömleğinin iliklerini açtığında Anıl bağırışını duydum.

“Zehra vur ona ben koruyamıyorum ÖZÜR DİLERİM” diye haykırışından sonra odaya biri girince Adem ona baktı ve “Yusuf Kale alın efendim” dediğinde Anıl tekrar bağırdı. “Yusuf oğlum yengeni kurtar” dediğinde Yusuf beni yerden kaldırdı ve kucağına oturtup sandalyeye oturunca her yerim yandığını hissetim.

Yusuf bir beni oturtup kendisi önüme geçti ve boxer’ı ile kalana kadar soyundu.

Anıl yırtınarak “Türk olduğum ve sevdiğim kadına dokunduğum için seni ordudan atıp evveliyatını sikiceğim” dediğinde bir yırtılma sesi o ses benim elbisemin ön kısmından geldiğinde gözlerim karardı.

Loading...
0%