Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6.Bölüm

@matemliruh

-Zehra uyku ilacının etkisi Anıl anlatım-

“Ona dokunma Yusuf lütfen” diye haykırırken duraksadım.

“Söyle ilişkiye girdin mi kızla” dediğinde Yusuf kafama çok ağır bir tekme atınca dik durmaya çalıştım.

“Zehra sevgilim ben” dediğimde onlara baktım.

Zehra’yı soymuştu ve ona dokunuyordu,benim kıyamadığım ve arzuladığım vücuda dokunuyordu.

“Sen buraya dokundun mu?” diyerek Zehra’nın boynundan aşağıya doğru öpmeye başladığında göğüslerine gelince sağ elinin işaret parmağıyla onun göğüslerinin uçlarına dokundu ve bir an dokunmayı bırakıp orayı öpmeye başladığında zincirleri kırıp onu öldürmek için çırpınırken küfür savurdum.

“O elbiseyle seni askeri binada sikeceğim” dediğimde önüme Zehra’yı attı.

“Sevgilime dokunduğun için seni vatanım için sikiceğim” dedim ve o an Yusuf bana bakarak;

“Vatanını sikeyim senin yüzbaşı ve sevgilin değil o benim karım” dediğinde odaya iki adam girdi ve benim gözlerimi bağlarken ona bağırdım.

“Hem Vatanıma ihanet ettiğin ve sevdiğim için senin Evveluyatıni siktiğimin kancığı” dediğimde ağzımı bantlayıp benim arkamdaki zinciri çözdükleri anda benim kafama silah yaslayan adam ağzımdaki bantı söktü ve ;

“Yüzbaşı önüme gel yoksa sevdiğinin ölüm günü” dediğinde Yüzbaşı unvanımı kenara bıraktım ve onun önüne sürünerek yanına geldiğimde ağzımı ve ellerimi bağlayıp beni odadan zor zar çıkartılar.

Gözlerimi açtığımda askeri binanın yakınlarında olduğumuzu anladım çünkü nerede olsam memleketimi tanırdım.

“Bırakalım zaten bugün boş olur” dediğinde boş gün sadece toplantılar da olurdu.

“Zehra bizimle ama sen bu aptal bayrağa aitsin yüzbaşı” dediğinde iki kolumdan tutup beni zar zor beni binanın önüne atıp oradan uzaklaştıklarında askeri binasından çıkan Barış ve Avni’yi görünce sayıkladım.

“Murat” dedim ve yaralarım acıyordu.

Murat ve Avni yanıma koşunca kelepçeler yoktu ve beni kaldırdılar ve o an yüzüme çarpan o rüzgar esintisine lanet okudum.

“Ona dokundu Yusuf” edim ve Avni anlasa bile ortamı yumuşatmak için yersiz yersiz şey dedi.

“Dokundular mı ne var sen de dokunuyorsun?”

dediğinde bir an Murat gergin bir tonla yüzümdeki maskeyi çıkarıp soru sordu.

“Oğlum hangisi yaptı bunu sana neredeler ya da hatırla ne gibi bir yerdi?” diye sorunca beni askeri binanın dinlenme odasının önüne kadar taşıdılar bir an onun kahkahasını duydum.

“HAHhahaha” kahkahasından sonra dinlenme odasına ne kadar yaralı ve her yerim kanama durumunda olsa bile onun oraya koşup onu yere itip yumruk çaktığım anda Avni ve Murat odaya arkamdan daldı.

“Sen yaptın adi herif sen ona dokundun bu elinin mi işaret parmağıyla dokundun ona” dediğimde ona art arda yumruk atarken onun üstünden kalktım.

Ve onu da Avni yerden kaldırınca onu sağ elimin avuç içiyle onu ittirince yere düşen kolyeye baktım.

Ve o an aklıma Zehra uyurken göreve gitmeden önce onun yastığının altına kolye ile aynı olduğunu görünce burnumdan soluyup ona bakıp onu duvara yapıştırdığım anda ona baktım ve olmadı ona vuramadım.

Resmen bedenim ona vurmak için doğru an değildi diyordu..

Yusuf cebinden duvara dayalı şekilde fotoğraf çıkarıp bana uzattı.

“Aynur hemşirenin boynunda aynı kolye var” dedi ve dudaklarını yukarı doğru kıvırınca onu bırakıp yerdeki kolyeyi elime aldım.

Bir an Zehra’nın kolyesine yaptırdığım o yazı belirdi.

“Z&A” işte o an sinirden deliye dönüp onun o çırpınışını izlemek için tekrar duvara dayayıp boğazını sanki onu komaya sokacak gibi sıkarken bir an onu yere fırlatıp ayağımın altındaki o yara izleri için değil Zehra için nefes bile almadan onu tekmelerken Fatih beni kenara itip bana baktığında onun gelişini bile duymamıştım.

Avni’nin sesli dua edince herkes ona baktı ellerini açmış konuşuyordu.

“Allahım ben evin tek çocuğuyum ve beni koru lütfen ama beni yanına almana hayır demem ben ölmekten değil Melis’i bulamasam diye korkuyorum ve Murat’ı dövdür onu da öldürme Zehra’yı bulalım.” dedi ve nefesini vererek devam ettiğinde herkes onun gibi ellerini açtı.

“5 yıl oldu Allahım onu benden alalı o Melis’e benzeyen Zehra’yı bize bağışla” dediğinde bir Fatiha okurken ben de okuyup yüksek bir sesle hepimiz bir ağızdan;

“AMİN” dediğimizden herkes önüne döndü.

Murat ve Avni Yusuf’u odadan çıkarırken yere bakıyordum.

“Tecavüzcü yüzbaşı” diye tıslayan Yusuf odadan çıktığında yere dizlerimin üstüne çöküp Fatih bana sarıldığında gözlerim bir an o gülen ve kan kusturacak kadar acemi gözlerim sevdiğim için ağladı...

Gözlerimle ona baktık,bana gülümseyip koltuğun uçunda bana bakan Zehra’ya...

Ayrıldım ve ona yürüdüğüm ona ulaştığımda elini gösterdi ve konuşurken titriyordu.

“Yara bandım yok ve üşüyorum Anıl”

“Anıl bana dokunuyorlar lütfen buna çare bul” dediğinde bana baktığında saçımı okşaması içimi ısıttı.

Öptü benim kanayan yaralarıma ufak ufak küçük öpücüklerle iyileştirdi.

“Uyanma ben burada kalırım yoksa aşk çiçeği” dediği anda üstümde bir ağırlık hissetim.

“Uyan aptal uyan rüya Zehra yok” diye üstümde bana tokat atan Gamze’den sonra etrafa baktım.

“Anıl sakin ol Anıl”

“Titriyor Fatih yardım et”

“Fatih tutun şunu ölecek yoksa” diyen Gamze’nin sesi ve o an her şey bulanıklaştı ve sesler boğuktu ama duyabiliyordum.

Bana orada işkence yaptıklarında hissettiğim gibiydim.

“Anıl dayan lütfen yüzbaşım” diyen bir ses Avni’nin korktuğunda yaptığı ses tonuyla söylediğinde Fatih konuştu.

“Oğlum dayan sen kan kusturuyorsun herkese herkes korkuyor senden gitme sensiz olmaz o gitti ama sen gitme” dediğinde o kimdi? Anlamamıştım.

Zehra yaşıyorsa ölen ablam...

Ben Anıl Gökalp Taşkın herkese kan kustururken biricik ablamı koruyamamıştım.

“Anıl üşüdüm ve açım bana yardım et” denilen ses ve “Uf mu yaptın burayı?” soran gözlerle bana bakan Zehra 9 yaşındaydı bunu bana 17 yaşında ya da 18 yaşındaydım ve o an kapının ucundan bana bakan Zehra’yı süzdüm.

Bir an gücümün farkında olmadan üstümde ve yanımda olan Gamze,Fatih,Avni ve Murat’ı bir hışımla yere fırlattım ve onun yanına koşup koskoca bir adam olarak elini tuttum.

Koridor boyunca sessizce el ele koşuyorduk ve o kahkaha atıyordu.

Artık kalbimde boşluk hissi yoktu ve o an o karşıdan gelen kişiyle arkama sakladığında bir an ileri bakarken onun kafasını okşadım.

Yusuf bizde doğru gelirken bir an karşımda durunca Zehra’nın kolunu tutup sıkıca kavradım ve onun yanında ona bakarak geçtim.

Onunla çimlere doğru koştuk ve hiç elimi bırakmadı.

Koskoca 28 yaşındaki Yüzbaşı Zehrası ile çimenlere oturuyordu, ona bakarken bir an çimlere yatıp bana gülerek baktığında derin derin nefes alıp verince arkadan gelen seslere döndüm.

Murat

Avni

Fatih

en önde Gamze...

Zehra yerinde yoktu ve bir an o yere yatınca aklıma o sahne geldi.

Babam öz babam benim sevdiğim kadını tecavüz ederken dediği iğrenç laf kulağımda yankılandı;
“Babam kızın her yeri alev gibi ve çok güzel” diye ona dokunduğu görüntüsü gözümün önüne gelince bir an bağırdım.

“Ona dokunma iğrenç adam ellerini onun güzel yüzünden çek” dediğim anda hepsi birden bana sarıldılar ve içimdeki alev sönmedi ama onlar olmasa yapamazdım ve onlar iyiki varlardı...

-Zehra-

10 ay geçti ama o gelmedi ve asla da gelmeyecek...

Gelmeyecek gibi ama umutlarımın bitmesine az kalmıştı.

Her gün her dakika korkuyordum ve onlar bana her dakika dokunuyorlardı ve tecavüz ediliyordum.

Muhabirin sesini duyuyordum;

“Her yeri didik ediliyor ama Zehra Gümüşçü hiçbir yerde yok 10 aydır kayıp olan Yüzbaşı Anıl Gökalp Taşkın ve Kartal timi aramalara katılmadılar neden?” dedi ve o an sesler kesildi.

Her akşam bana zorla sahip olduklarında ağlamamak için kendimi tutmam sadece fiziksel değil,ruhsal da bir savaştı.

Yusuf odaya girince ondan uzaklaştım evet oydu ama bana bir kere bile dokunmamıştı ve o elindeki tepsideki yemekleri yere koyup elime bir şey uzattığında sessizce ağlamaktan şişen gözlerimle ona baktım ve soruyu sordum.

“Bu ne?” dedim vücudum titreyerek elindekini aldım.

“Ped kadınsal şeyin için ben özür dilerim mecburum buna ama sana söz az kaldı kurtarılacaksın” dedi ve sırıtıp kamerayı yere koydu.

“Mecbursun benim gibi sevdiğin için bir video çek bizden olduğunla alakalı” dedi ve sesi kısık devam etti.

“Anıl’ın anlayabileceği bir şey de konumuzla alakalı yoksa ikimizi de doğrarlar” dedi ve devam ederken kapıya yürürken;
“Abicim koyuyor sana dokunmaları” dedi ve odadan ayrıldı.

Kamerayı elime alıp bir yere koydum.

Titreyen ellerimle dağınık ve tozlu saçlarımı geriye attım.

Tek çare Yusuf’un dediği şeyi yapmaktı.

Kayda başladım ve o an gözyaşım aktı ve titreyerek konuştum.

“Ben Zehra Gümüşçü ve bu bir açıklama videosudur.Ben buraya Matem Çeleğinden geldim ve buraya aidim...” bir süre sustum ve cümlelerimi toparladım.

“Sevgilim beni unut ve orada Aynur ya da Yasemin hemşire mutlu ol ben hiçbir zaman sana ait olmadım zaten ben buraya aittim.”

ve tek bir cümle daha ekledim.

“Matem Çeleğinden buraya geldik” dedim ve en az birkaç dakika kameraya baktım ve kaydı durdurdum.

Videomu onlara vereli 1 oldu ve 11 ay oldu bu lanet yerde olalı ve kendimden beklenmedik şekilde karnım çok fazla her şey yemek istiyordu.

Ve bir ses geldi.

Silah ve çatışma sesi ayağa kalkınca bir an kapıdan gelen ses; “Sevgilim neredesin?,Murat sen diğer odaya Avni koçum sen ikimizi koru yardıma ihtiyacın olursa bağır” diyen Anıl’ın korkutucu sesi ve o an

yere düştüm doğru ya yarım saat önce bir iğne etkisi bedenim kitlenirken bir an kapımı tekmeleme sesi ya onlar değilse düşüncesi beynimi yedi bitirdi.

Anıldı bu kapı kırılınca onun o masum olmayan ve herkesi öldürmeye yemin etmiş olan suratından okunuyordu.

“Zehra sen” dedi ve beni sıkıca kucağına alınca her şey o an soğuk tenim ateşlendi.

“Matem Çeleği dimi sevdiğim” diyen Anıl anlımdan öptü ve bana baktı.

“Matem Çeleği sonra koşmasak adamların kurduğu bomba patlayacak” diyen ses Avni’nindi ve Murat ile koşuyordu ve o an arka kapının oldu noktadan koşarak ilerlerken tek hatırladığım onun benimle helikoptere binmesiydi...

Loading...
0%