
DUYURU:Kitap mutsuz bitse bile size gelecekleri olsaydı nasıl olurdu onu yazıyorum.
Baran, eve adımını attığında içini garip bir his kapladı. Etrafını bir an boşluk sardı, içinde derin bir kaygı belirdi. Karısının evde olmadığını düşündüğü an, korku tüm vücudunu ele geçirdi. Ayakları titrerken, odalarına doğru hızla koştu. O an, hiçbir şeyi umursamıyordu.
"Ülkü… Hayatım?" diye seslendi, sesi titrek ve endişeliydi.
"Hayır… Karıcığım, yapma!" diye mırıldandı panikle.
Bir an sonra gördüğü manzara yüreğine su serpti. Hâlâ oradaydı. Evlilik fotoğrafları yerli yerindeydi. Baran hızla dolabı açtı, Ülkü'nün kıyafetlerini tek tek incelerken içindeki korku yavaşça azaldı ama hâlâ tamamen geçmiş değildi.
"Gitmemiş… O da beni bırakmamış. Rabbim, şükürler olsun."
O an eli, dolabın içindeki bir elbiseye gitti. O elbiseyi hatırlıyordu. Ona evlilik teklifi etmek için gittiği gece… Bıçaklandığı an gözlerinin önüne geldi. O şerefsiz adam, karısına dokunmak üzereyken yetişmişti. O gece Ülkü'yü kurtarmıştı… Evet, kurtarmıştı.
Nefes alıyordu. Hem de o nefesleri alabilsin diye, kendi yaralarını unutmuştu. Kavgada ağır yaralanmıştı ama Ülkü o an nefes almasa, Baran için her şey bitmiş olacaktı.
Ülkü, onun ciğeriydi. Ve insan, ciğerinden asla vazgeçemezdi.
Tam o sırada kapının açılma sesiyle gelen hıçkırıklar yankılandı kulağında. O an ne düşünüyorsa unuttu, kalbi hızla çarparken adımlarını da peşinden sürükledi. Az önce girdiği odadan aynı hızla çıktı, soluğunu bile tutamayarak Ülkü’nün yanına koştu.
“Dünyamın anlamı… Ne oldu?”
Sesi endişeyle titredi. Ancak Ülkü’yü gördüğü anda dünya bir anlığına durdu. Koyu kırmızı, gül kurusu bir elbise içinde duruyordu Ülkü. Yüzünde hüznün ve aşkın izleri vardı. Baran, düşünmeden ona sarıldı. O an, evren onların aşkını bir destan gibi satır satır yazdı; içinde hem ukdeyi hem de sonsuz sevgiyi taşıyan bir destan.
Ülkü’nün içi titrerken, gözyaşları birer birer yanaklarından süzülüyordu. Baran, onun bu haline dayanamadı. İçinde bir şeyler kırıldı, kaygısı katlandı ve hemen sordu:
"Ne oldu canım? Ne oldu, gözyaşına kurban olduğum?"
Sesi endişeyle titrerken, sanki ruhu bedeninden ayrılmış, sadece onun cevabına kilitlenmişti. Ülkü, derin bir nefes aldı, kendini toparlamaya çalıştı ama sesi yine de titrek çıktı:
"Hamileyim… Baba oluyorsun."
Baran’ın gözleri büyüdü, nefesi kesildi. Sanki dünya bir anlığına durdu.
"Hamilesin… Baba oluyorum…"
Kelimeleri tekrarladı ama zihni hâlâ bunu tam olarak kavrayamamıştı. Sözler dudaklarından dökülüyordu ama anlamı kalbine varamamıştı. Gözleri Ülkü’nün yaşlı gözlerine takılı kaldı. Sonra birden, içini tarifsiz bir duygu sardı. Şaşkınlık, mutluluk, inanamazlık… Ve en çok da aşk.
"ALLAHHH!"
Baran, heyecanla salonun içinde koşar adımlarla ilerledi. Ülkü, onun bu halini görünce korkuyla arkasından gitti. Üzüldüğünü, belki de bir şeylerin ters gittiğini düşündü. Ama Baran’ın gözleri parlıyordu; o dolabı açıp içinden seccadeyi çıkardığında, Ülkü şaşkınlıkla olduğu yerde kalakaldı.
Baran, seccadeyi büyük bir özenle yere sererken bir an duraksadı. Abdest almadığını fark etmişti. Tam doğrulacağı sırada, arkasından sıcacık bir dokunuş hissetti. Ülkü, ona sıkıca sarılmıştı ve sesi telaşla titriyordu.
"Ne oldu? Sevinmedin mi?"
Baran, önce şaşkınlıkla ona döndü, sonra dudaklarına kocaman bir gülümseme yerleşti.
"Sevinmek mi?" diye mırıldandı ve devam etti.
"Ben mutluluktan havalara uçtum!"
Bir anda Ülkü’yü belinden kavrayıp kollarına aldı, havaya kaldırdı. Kadının kahkahası salonun içinde yankılanırken, Baran’ın gözleri sevinçle parlıyordu. O an dünyada yalnızca ikisi vardı… Ve artık küçük bir mucize de onlara eşlik ediyordu.
"BABA OLUYORUM!" diye bağırdı Baran. Sanki dünyada ilk ve tek baba olan adam gibi sevindi. İleride, evde ona "baba" diye sarılacak bir kızı ya da oğlu olacaktı. O zamana kadar Baran, aşk dışında tarifsiz bir duygu yok sanırdı… Ta ki baba olacağını duyana kadar.
O an arkada, evlenme teklifi ettiği gün çalan şarkı yankılandı. Baran, Ülkü’nün belini sararak onu kendine çekti. Göz göze geldiklerinde ikisi de aynı şeyi düşündü:
Bu, aşklarının en güzel melodisiydi.
" Şimdi senden vaz mı geçmeli?
Masal olup yola devam mı etmeli?
Ben kalpten sorumlu
Aşka sorunluydum
Anladım, her şey sensin
… Şimdi senden vaz mı geçmeli?
Masal olup yola devam mı etmeli?
Ben kalpten sorumlu
Aşka sorunluydum
Anladım, her şey sensin
Anladım, her şey sensin
Koydum sevinçlerimi önüme
Baktım, hepsi sensin
Yazdığım şiirlerin her hecesi
Üzüldüğüm tüm filmler"
O gece bir doğuştu, yeniliklerle dolu bir başlangıçtı. Bir zamanlar canından bir parça olan oğlu ona sırtını dönmüş, onu derin bir acıya mahkûm etmişti. Ama hayat, ona bambaşka bir mucize sunmuştu. Karnında büyüyen yeni bir can, tüm yaralarını saracak, geçmişin acısını silerek ona yepyeni bir umut verecekti.
Ve yanında, ona her daim gönülden bağlı bir eşi vardı. Baran’ın gözleri, Ülkü’ye minnetle baktı. Hayatın getirdiği tüm fırtınalara rağmen, onunla birlikte olmak en büyük şansıydı.
O gece dünyalar Ülkü’nündü.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 37.86k Okunma |
1.72k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |