Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.Bölüm : Biz Kazandık

@matmazelimsi

🎵🎶 I love you baby

~

Her ağaç günün birinde çiçek açar , isterse günler , aylar hatta yılar geçse bile mutlaka açar . Eğer ağacı sulamayı ihmal etmesen , sevgi ve ilgi gösterirsen , umut edersen o ağaç elbet bir gün sana çiçekte verir meyvede . Sen yeter ki umudunu kaybetme...

Bu yüzden Helin ile olan bağımızı Hayat ağacına benzetirim hep . Aslında hayat ağacının bir çok anlamı vardır . Genellikle bu , evrendeki her şeyin birbirine bağlı doğasını temsil etmektedir. Köklü olduğumuz fiziksel alem ve ulaştığımız manevi alemin ebedi bir bağı . Hayat Ağacı , Toprak Ana ile evrensel bağlantımızın ve büyümesi , gelişmesi için ona olan bağımlılığımızın bir hatırlatıcısı olarak hizmet eder. Hayat ağacı motifi , karmaşık dal düzeni aracılığıyla aile ile bir bağlantıyı temsil eder. Bu ortak kökler, bizi geçmiş ve gelecek nesillere bağlamaktadır.

Bir ağacın yaşamı; ailenin büyümesini sembolize ediyor gibi görülebilir. Bir ağaç bir tohumdan filizlenir. Büyüyüp dallandıkça, sonraki nesillere de yeni meyveler ve hayat verir. Ağaçların yaşam döngüsü gibi; yaşamlarımız da karanlık ve aydınlık, ölüm ve yeniden doğum mevsimleri yaşayabilir. Hayat Ağacı sembolü bu nedenle yeniden doğuşu, pozitif enerjiyi ve yeni başlangıçları temsil etmektedir.

Biliyordum ki günün birinde Helin ile yepyeni bir hayata başlayıp sadece içimizde pozitif enerjiler taşıyacaktık . Bundan sonra benim tek Ailem Helindi Ve şu an o yeni hayatımızın belkide en pozitif anını yaşıyorduk ...

" gerçekten burası bizim evimizmi ? " dedi Helin kısık çıkan sesiyle.

" bizim evimiz ? "

" bizim evimiz ." adeta ikimizde büyülenmişcesine evin önünde durmuş dakkilarca boş boş seyrediyorduk .

" yemin ederim evden çıkmadan önce , havalimanına giderken , uçağa binerken ve İtalyaya geldikten sonra bile bunların hepsininin bir rüya olduğunu ve birazdan uyanacağımı düşünüyordum ta ki bizim evimizin kapısında durana kadar. "

" biz bunları gerçektende yaşıyoruz değilmi Helin ? Biz şu an gerçektende İtalya da kendi evimizin kapısının önündeğiz değilmi ? " aynı anda birbirimize dönüp aynı soruyu sorduk.

" biz gerçektende kazandık mı ? " ve aynı soruya aynı cevabı verdik.

" biz kazandık . " konuşmamızın sonu ise birbirimize sarılma ile bitti. Biz sarılırken cırtlak bir ses birbirimizden ayrılmamızı sağlamıştı.

" heyy siz yoksa Türkiyeden gelen yeni kiracılarmısınız." dedi karşımızda duran yaşlı İtalyan bir kadın . Bu kadını tanıyordum kendisi bizim ev sahibimiz Bayan Lauray dı. Yanında ki ise kocası Patrick olmalıydı .

"merhaba bayan Laura ve bay Patrick biz yeni kiracılarınız Lidya ve Helin." ilk defa gerçek bir İtalyanla konuşmanın heyecanını yaşarken zar zor cümle kurmuştum . Buraya gelene kadar hep İngilizce konuşmuştuk . Yaklaşık bir yıldır Helin ile beraber hem İngilizce hemde İtalyanca eğitimi alıyorduk . Benim bölümüm İngiliz Dili ve edebiyatı olduğu için artık İngilizceyi ana dilim gibi biliyor olmuştum fakat aynı şeyi İtalyanca için söyleyemiyordum . Bayan Laura sevecen bir tavırla Helinle bana baktı ve elini uzattı . İlk önce Helin elini tutup bayan Laura ile selamlaştı. Kısa bir selamlaşma vaslından sonra bay Patrick konuştu .

" sizi biz daha fazla tutmayalım kızlar yeni evinize hoşgeldiniz umarım telefonda beğendiğiniz gibi beğenirsiniz evi . Üstelik kirayı hiç sorun etmeyin ne zaman elinize para geçerse o zaman ödersiniz konuştuğumuz gibi 1.500 euro kiranız var."

"çok teşekkürler bay Patrick Sadece Telefonda konuşmamıza rağmen ev için çok yardımcı oldunuz bize . Kirada da aksatma yapmamaya çalışacağız . " yaşlı çifti orada bırakıp binaya girdik . Evimiz çok hoş bir mimari yapıya sahipti . Taştan duvarları, ahşap kapısı ile tam bir İtalyan eviydi .

Balkonundan çiçekler sarkan ev ise bizimdi . Bayan Laura çiçekleri almayı teklif etsede kalmalarını söylemiştim onlar sanki o balkonun bir parçasıydılar. Bayan Laura ve eşi hemen yan tarafta yaşıyorlardı . Binanın sarmaşıklarla kaplı merdivenlerini çıktıktan sonra evin kapısının önünde durduk.

" şimdi bu eve adım atacağız ve artık burası tamamen bizim olacak hazırmısın Helin ? " dedim Heline bakarak .

" hiç olmadığı kadar Lidya."
Gülümsedim ve anahtarı deliğe sokup bir kaç kez çevirdikten sonra kapıyı açtım . Helin tam içeriye gireceken kolundan tutum .

" ayy dur eve girmeden önce dua edelim ki huzurla oturalım evimizde ."

" haklısın haklısın , iyi düşündün . Sen et hadi . " ellerimi açıp gözlerimi yumdum.

" Allahım sen evimizde huzurla oturmayı nasip et yarabim , sen evimizden bed , bereketi kesme, gülüşlerimizi daim ettir Allahım aminnnn . " Helinle amin dedikten sonra evimize girdik . Ve içim anında huzurla dolduğunu hissetim. Artık kendi evim vardı insanı bundan daha huzurlu edebilecek ne vardı ki ? Bu evi İtalya da bulduğumuz bir emlakçıdan kiralamıştık. Emlakçı bizi görüntülü aramayla evi gezdirmiş her bir yerini ayrı ayrı göstermişti zaten ilk gösterdiği evin de tutmuştuk . Biz gelmeden 2 gün önce evi temizletmiş temiz temiz girelim demiştik fakat yinede bir temizlik şartı tabi .

Şu anda evin içinde hiçbir eşya yoktu hepsini kendi zevkimize göre dekore etmek istemiştik . Bavullarımızı girişe doğru bırakıp etrafı gezmeye başladık . Herşey telefonda göründüğü gibiydi hatta dahada güzeldi. Biz evin güneş almayacağından korkmuştuk fakat şu an saat 12 buçuk olmasına rağmen gayet güzel güneş alıyordu .

" ev çok güzel değilmi ya? Aynı telefonda gördüğümüz gibi ama en güzeli yeri kabul etki balkonu bakarmısın şuraya burada ne güzel kahveler içilir , dedikodular döner , ders çalışılır. Her ne kadar küçük olsada sığarız bir şekilde . " diyordu Helin balkondan . Onunda benimle aynı şeyleri düşünmesi güzeldi . Balkonda yanında gidip bir kolumu omzuma atım ve kendime çektim.

" peki şimdi İtalya sokaklarının tozunu artırmaya ne derseniniz Helin hanım? "

" şimdimi ? " dedi sesine bulaşan şaşkınlıkla .

" tabi , neden olmasın ? Saat daha 1 ne yapacağız evde ? " oda bana karşı çıkmadı ve birlikle hazırlanmak üzere boş odalarımıza geçtik . Bavulumdan en üste duran beyaz elbisemi çıkartım . Tabikide kombinim hazırdı buraya gelmeden önce !

Üzerime Beyaz , Uzun kollu , tüm kumaşı büzmeli olan ve iddialı bir göğüs dekoltesine sahip elbise giydim . Sonra diğer valizimi açtım ve ona uygun olan topuklu ayakkabılarımı kenara koydum makyaj yapmak üzere .

İlk önce gözlerime her rengin hakim olduğu , ışıltılı Eyeliner ile bitirdiğim bir makyaj yaptım . Daha sonrasında yüz makyajıma geçtim . Az miktarda fondöten , alık ve glitter sürüp bitirdim . Dudaklarıma ise sürdüğüm lipgloos geçip bitirdim . Belime kadar olan kahverengi saçlarımı tarayıp sağ ve soluna olacak şekilde üçer tutam ördüm ince ince .

" ya kızım çıksana artık ne kadar süslendin be ! " dedi Helin sabırsızca . Alalacele Kenarda duran beyaz , ipli topuklu ayakkabılarımıda ayağıma geçirip odadan çıktım . Ve karşımda gördüğüm manzarayla adeta gözlerim fal taşı gibi açıldı . Helin şu anda normalde olduğu Helinden o kadar farklı ve güzel gözüküyordu ki ... Tarzı buydu . Fakat tarzını yansıtmazdı , yansıtırmazlardı . Şimdi hep olmak istediği o kadına benziyordu ...

Ben konuşmadığımda o konuşmaya başladı .

" kıyafetimi çok sevdim ve çıkartmak istemiyorum sakın ısrar etme ! " kollarıyla göğsünü sarmıştı olası bir hamlem için . Omzuna hafifçe vurup sarstım onu .

" sen delimisin ! O kadar güzel olmuşsun ki Helin , hep giyinmek istediğin gibi . "

" gerçek ben gibi değilmi ? " dedi gülümseyerek . Sonra bir anda Elimi tutup beni etrafımda döndürmeye başladı .

" asıl sen kendine bir bak ne kadar güzel gözüküyorsun ! " ikimizde bu dediğine gülmüştük . Asıl gülme sebebimiz bu kadar özgür olmamızdı . Helinin Kıyafeti güzeldi ve çıkartmaya niyetim yoktu fakat ufak dokunuşlar yapmaktan zarar gelmezdi değilmi ? Kolundan nazikçe tutum ve onu kendi odama soktum . Helin ise ne yapacağımı henüz anlamamıştı .

" kıyafetin çok güzel zaten birtanem ama eksik . " bana anlamaz gözlerle bakıyorken yatağa oturdu . Koca bir çantanın için olan malzemeleri çıkartıp Heline gösterdim .

" hayır yaa hayırrrr ! "

" evet evet ve evetttt ." kötü adam kahkamda eksik kalmamıştı .

Heline 20 dakikanın sonunda büyük gayretlerim sonucu gayet şık ve soft bir makyaj yapmıştım .

Dudaklarınada en sonunda lipgloos sürüp bıraktım .

" sen gerçekten delisin ." diyordu söylene söylene . Son 20 dakikadır yağdığı tek şey buydu .

" söyleneceğine teşekkür et bebeğim . Ayrıca o ayağındaki spor ayakkabıları çıkartıp sana yeni aldığım beyaz stiletoları giy ."

" etmeyeceğim , giymeyeceğim ! " diyordu karşı odadan bağırarak . Gerçekten çok inatçıydı ...

~

Evden kolumuzdaki çantalarla ve topuklu ayakkabılarımızın taş yerlerde çıkarttığı seslerle İtalya sokaklarında yürüyorduk .

" İtalyaya geldiğimize göre pizzamı yesek makarnamı ? " dedim Heline dönerek .

" makarna ? "

" pizza ? "

" makarna ? "

" iyi makarna . " dedim en sonunda Helinin isteğini kabul ederek . İçime derin bir nefes çektim . Buranın çiçeği bile gözüme bir farklı gözüküyordu .

" bir gün burada seninle beraber yürüyeceğimizi hiç tahmin etmemiştim . Bir gün gerçektende başarabileceğimizden emin değildim ." dedi Helin sesi titrek gözleri ise dolu doluydu . Bir kolumu omzuna attıp kendime çektim , saçlarına küçük bir öpücükte bırakmayı ihmal etmedim .

" başaramazsınız diyen herkese inat biz çok güzel başardık Birtanem . "

Dudaklarının arasından neşeli bir kahka döküldü .

" hep yanımdaydın Lidya ."

" ve hep yanında olacağım Helin ."

~

Buraya bir amaç uğruna gelmiştik. Hayallerimizi gerçekleştirmek için elimizden gelen herşeyi yapmıştık . Gece gündüz ders çalışmış çalışmadığımız zaman ise para kazanmak için çalışmıştı . Çok yorulmuş çok bıkmıştık ama asla pes etmemiştik çünkü biliyorduk ki emeklerimizin karşılığını alacaktık . Aldıkta zaten . Helin tıpı kazanmış ben ise İngiliz Dili ve Edebiyatını kazanmıştım ve şimdi burada kırmızı şarap eşliğinde makarnalarımızı yiyorduk . Yılardır beklediğim şarabın tadına nihayet bakabilmiştim ...

" peki şimdi ki planımız ne yani okul açılmadan önce ne yapacağız ? " elime şarap bardağımı alıp arkama yaslandım .

" öncelikle sipariş verdiğimiz mobilyalar bir gelsin sonra evi yerleştiririz bu sıradada iş araştırmayı ihmal etmeyelim bankada yüklü miktarda paramız var ama hazıra dağ dayanmaz hem çalışıp hemde okumamız lazım . "

" aynen öyle işlerimizi yoluna koyduktan sonrada yolumuza bakarız bir şekilde . "

" öyle , bakalım bizi İtalya da neler bekliyor Helin hanım ? Helin bardaklarımıza biraz daha şarap doldurduktan sonra oda benim gibi oturduğu sandalyede biraz arkasına yaslandı .

" umarım çok güzel şeyler bekliyordur öyle heyecanlıyım ki..." dedi Helin iç çekerek . Kadehimi masaya koyup biraz eğildim ona doğru .

"sence gerçek aşkı bulabilirmiyiz dersin ? " oda aynı benim gibi yapıp fısıldar bir tonda konuştu .

" bizi bilmem ama onların bulacağı kesin . Bunca sene beklediğimize değer umarım ." dudaklarımdan küçük bir kahka kaçtı .

" çok bekledik değilmi ? Gerçek aşk hiç kapımızı çalmadı . "

" umarım şimdi en doğru kişi kapımızı aşındırır . "

O akşam İtalya'daki ilk günümüz Çakır keyif bir şekilde bitmişti ve aradan 2 hafta geçtiğinde sabah gözlerimizi salon takımını getirmek için gelen teslimatçılar sayesinde açmıştık .

" Per favore , facciamo attenzione a non avere nulla al posto di uno ! " teslimatçılara koltukları dikkatli taşımalarını söylüyordum çünkü her an düşecek gibi tutuyorlardı .

" Non si preoccupi, signora, stiamo facendo molto bene il nostro lavoro ! " teslimatçı işlerinde iyi olduklarını ve merak etmememi söylüyorlardı . Ama tabiki içim asla rahat değildi . Bir yandanda diğer adamlar Helinin odasını taşıyorlardı. Salon takımı ile aynı yerden aldığımız için onun eşyalarınıda hep beraber getirmişlerdi .

" Si prega di notare che lo specchio si frantumerà nelle tue mani in un moment ! " Helinde kendi odası ile ilgileniyordu ve oda anlaşılan hiç memnun değildi aynayı her an kırabileceklerini söylüyordu . "

Aradan yaklaşık 2 saat geçti Teslimatçılar eşyaları taşıyıp kurduktan sonra onları yolcu ettik ve hemen yerleştirmeye başladık salonu . Salon bittikten sonra ise Helinin odasınıda el birliği ile hallettik . Bütün işlerimiz bittikten sonra salonumuzda karşısında durup ikimizde elimizi belimize atıp gururla baktık .

" çok güzel olmadımı ama ya baksana ? " dedim Helini dürterek .

" gerçektende çok iyi oldu , bu kadar güzel duracağını hiç tahmin etmemiştim ."

" ne yalan söyleyeyim ben etmiştim biliyormusun . Tamda böyle bir şey bekliyordum . Eeee zevkli kızız hayatım tabi güzel olacak . " dedim neşeyle gülerek . Helinde bana uydu gülümseyerek .

" peki bu yorgunluğun üzerine birde senin özel tarifli kahvenden içsek güzel olmazmı Lidya sultan . "

" hehh çok iyi düşündün sen geç balkona ben geliyorum . " bu gün balkonumuzuda tertemiz yapmış oturulacak hâle getirmiştik. Açık ara evde en sevdiğim yer balkon olmuştu. Ve en sevmediğime gelirsek ise mutfağıydı hem biraz küçük hemde fazlasıyla eski olması benim çokta sevebileceğim bir şey değildi açıkçası.

Tam olarak mutfağı yerleştiremesekte lazım olan şeyleri şimdilik elimizin altına koymuştum. Kahveyi dolaptan aldım ve iki fincan çıkardım. Granül kahveyi kaynar su ile biraz ıslatıp karıştırdın ardından evden getirdiğim özel vanilya şurubunu 5 damla damlatıktan sonra ise süt ile birleştirip biraz buz ekledim ve bitirdim . Bunu Helin çok beğeniyordu normalde kahve içmeyi pek sevmesede. Aksine ben kahveye bayılır yedi yirmi dört içerdim . Olsun olsun onuda alıştıracaktım Kahveleri alıp balkondaki eski kiracının bıraktığı sandalyelerden birine oturdum . Şimdilik burayı düzenleyene kadar durmasında sakınca yoktu .

" oh ohh mis gibi kokuyor, ellerine sağlık canımm ."

" afiyet olsunn ."

" yarın ev ile ilgili alışverişe çıkmamız gerekiyor . Araç gereç hiçbir şey yok ." dedi Helin .

" olur olur çıkarız ."

" baban aradımı hiç ?" elimeki kahve fincanını masaya bırakıp derin bir nefes çektim içime . Yüzüme hiç yakıştırmadğım buruk tebessümümü yerleştirdim mecburen .

" aradı ... çok aradı ama açmadım . Açamadım Helin . Korktum . Kendimi tutamayıp ağlarsam , gücümü kaybedersem diye çok korktum ." ve dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım orada . Helinin bana sımsıkı sarılması ise saniyeler sürmüştü .

" geçecek birtanem ... geçecek ." ve böyelikle 22 Haziran 2018 bizim dönüm noktamız olmuştu.

~

" Helin kuşummm kahvaltı hazır , Hadi ge..." olduğum yerde korkuyla irkilip bir iki adım geriye gittim .

" ayyyy tövbe estafur ne zaman geldin be hoştt ! " Helin esneyerek mutfaktan içeriye girdi ve ada tezgahın sandalyelelerine oturdu .

" eee çağırdın kalktım . "

" hayatım seni çağıralı 3 saniye oldu ! Ne ara kalkında geldin ?

" sen çağırmadan önce kalkmıştım zaten . "

" oooo anladımm en sevdiğim insan modeli bir defa çağırınca gelen . Canım benim yaaa . " dedim Helini uzaktan severek . O ise bana kısık gözleriyle boş boş bakıyordu . Kesinlikle Helin Alev sabah insanı değildi ! Beraber kahvaltılıkları içeriye , salondaki masaya tanışıdık .

" en son hatırladığım şey beni yastık sanman Lidya ? " dedi Helin ağzına bir peynir atarak .

" olabilir! Ben o an ne yaptığımı biliyormuyum sence arkadaşım ."

" salak en son ayağınla bütün belimi sarmıştın nefes alamıyordum ! "

" ne yapabilirim seni yastık sanmışım ! "

" SENCE YASTIĞAMI BENZİYORUM LİDYA ! "

" EVET , OLABİLİR !"

" allahım sabırrrrrr ! " dedi Helin ellerini yukarıya doğru açarak . Yastığa benzemek bir suç değildi (?) çok yumuşaktı ne yapabilirim arkadaşlar !

Kahvaltımızı hızlıca yapıp mutfağı topladık ve hazırlanıp evden çıktık . İlk önce odamı almak için İkeaya gittik . İnternete gördüğüm herşeyi orada bulabilmiştik neyseki , o yüzden işimizi orada hemen haletik . Odamı 15 gün iş içinde getireceklerini söylemişlerdi . İkeadan ikimiz için nevresim takımı , ev için biraz süs eşyası , mumlar ve mutfak eşyaları alıp ellerimiz kolarımız dopdolu bir hâlde çıktık mağazadan .

" burada halı beğenmedim ben ya bu ne ya böyle nalyon , nalyon . İki yıkamada çöp olacak ." diyordu Helin elindeki poşetlerle zar zor yürürken .

" türk olduğumuzu nasıl beli ediyoruz ama ..." dedim kahka atarak . Gerçektende damarlarımızda vardı .

" allah aşkına öyle değilmi ama yani bu ne böyle? İnsan iki düzün bir şey yapar eve sericez biz bunu ! " dedi Helin sinirle . Anlaşılan halı işini çok ciddiye almıştı .

" biz de oradan halı almayız canım boşver başka yermi yok sonuçta ."

" yani artık öyle yapacaz . "

" önce bir yemek yemeğemi gitsek ne dersin ? " Helin bir anda bana döndü ve adeta gözleri parladı . Korkmalımıydım ? Çünkü şu an beni yiyecek gibi bakan bir arkadaşım vardı karşımda .

" ağzını yerim senin , evet evet hadi gidelim ." beni kolumdan çekiştirip daha hızlı yürümemi sağladı .

" senin bu yemek aşkını ne yapacaz biz ya ?"

" yemek yiyeceğiz güzelim , bol bol yemek yiyeceğiz ."

~

Bir caddenin köşesine kurulan halükarde restoranda Koca bir peynirli pizza sipariş verdik . Pizza geldiğindeyse Helini tutmak mümkün değildi .

Yemeğimizi yedikten sonra bir kaç Cafeye yardmcı arayıp aramadıklarını sorduk ve onlarda bazı cafe isimlerini verdiler . Daha sonrasında beş cafe'den iki tanesi ile anlaşıp işimizide bulmuş olduk . Helin ile çalıştığımız yerler arasında 2 sokak vardı bu demek oluyordu ki birbiririmzden çok uzak kalmış olmayacaktık . Okul başladığında ikimizinde çok yoğun olacağını biliyordum .

~

2 Ay Sonra Helin Alevden ...

Her güzel masal mutsuz sonra biter derlermiş fakat artık ben buna inanmıyordum . Buna 7 yaşındaki Helin , 10 yaşındaki Helin , 15 yaşındaki Helin çok inanmıştı şimdi 19 yaşındaki Helin bunun bir yalan olduğunu kabullenmişti .

Burada hayallerine giden yolun başlangıç çizgisinde duruyordu . İtalyanın en iyi okulunda tıpı kazanmışken henüz herşey daha yeni başlıyordu. Bu onun kendi yazacağı masalıydı ve kötü sonlara yer yoktu .





Son .



 

Loading...
0%