@matmazelimsi
|
🎵🎶 l wana be yours
Helin Alev 'den ... Bir başkaydı artık nefes almak , gülmek , konuşmak , hatta ve hatta bakmak bile... Konuştuklarımız , gördüklerimiz değişmiş, ilgi odaklarımız farklılaşmıştı . Buraya gelene kadar ne zorluklara dayandığımızı sadece biz biliyorduk işte tamda bu yüzden dahada özgür hissediyorduk kendimizi . Özgürlüğün tadı bir başkaydı... Yabancıydı bu duygu bana fakat bir yerlerden hatırlıyor gibiyimde bunun hayalini çok kurmaktan olsa gerek . Bir adım...bir adım daha... Son bir adım ve işte geldim . Sınıfın kapısının önünde durmuş derin bir nefes alarak içeriye girmiştim . Heyecan ? Telaş ? Belki biraz gerginlik , Ama çokça mutluluk... Sağa baktığımda sanki birbirlerini yıllardır tanıyan ve neşeyle gülen bir arkadaş gurubu vardı, Soluma baktığımda ise kendi hallerinde takılan bütün ilgi odakları şimdiden ders olan başka bir gurup vardı. Ve ortalarında ben . Ben nereye aitim ? Hangi tarafı seçmeliydim ? Yeni yeni çiçek açan tarafımı mı yoksa çoktan solmuş tarafımı mı ? Hangisi daha özgür ve mutlu hissettirdi bana ? Cevabım hep soldan yana olurdu fakat bu kez ilk kez bir şans verdim yeni yeni filizlenen tarafıma . Bilemiyorum belki oraya ait değildim ama kaybedecek hiçbir şeyim yoktu çiçek açmak benimde hakkımdı... " merhaba ben Helin... Helin Alev ." bu benim kabuğumu kırışımdan sonra ilk kez yeni dünyam ile tanışmamdı ve bu herşeye değer gibiydi ... Lidya Mercan ' dan ... Belkide içimizde hep bir kırgınlık bir parça acı ve biraz da burukluk kalacaktı . Fakat bunlara rağmen değdiğini , değeceğini ve asla pişman olmayacağımı sınıfıma adım atar atmaz anlamıştım ... Bütün imkansızlıklara karşı , bütün yapamazsın diyenlere karşı işte buradaydım . Gülümseyerek sohbet eden insanların arasına karışmadan hemen önce içimde bir yerlerde bir sızı hissetim ... Kalbi paramparça olan ve bir enkazda nefes almaya çalışan küçük Lidya bana gururla bakıyordu . İşte bu her şeye değerdi , tüm zorluklara ve tüm direnişime Özgürlüğümüze ... ~ Aylardan Eylül , mevsimlerden sonbahar. İtalya sokaklarında hissedilen ise bir bahardan farksız... Okuldan çıktıktan sonra hiçbir yere gitmek istememiş İtalya sokaklarında sadece kaybolmak istemiştik . Ve galiba amacımıza ulaşmıştık çünkü gerçekten de kaybolmuştuk ... " of be Lidya soktun bizi değişik değişik sokaklara al bak kaybolduk işte ! " Anlaşılan Helin benim kadar mutlu değildi hallinden . Oysaki ben gerçekten de mutluydum . " ay ne var sanki ! bir gün zaten kaybolacaktık en azından bilinçli kaybolduk fenamı ..." Helin bana ciddi olup olmadığımı anlamak için dik dik baktı. " nasıl bir bakış açın var , nasıl bu kadar iyimser olabiliyorsun ben bilmiyorum gerçekten ! " " hayattan biraz zevk al Helin ! " kollarımı açtım ve temiz havayı içime çektim gözlerimi kapayarak . " Emin ol buna değecek . Farkında mısın şu an İstanbul sokaklarında değil İtalya da kaybolduk ? İtalya burası ya , hani hep hayallerini kurduğumuz o ülke...Düşününce ne kadar uçta olduğumuzu hissedebiliyormusun? Bakış açını değiştir... Etrafına bir bak Helin Alev mutlu olunabilecek bir sürü sebep var. " Helin gözlerimin içine baktı orada ne gördüğünü bilmesem de gülümsedi bana . İçten ama buruk bir şekil de . Kullaklarıma bir yerden bir şarkı sesi iliştiğinde kaşlarımı çattım . " sende şarkı sesini duyuyor musun ?" " evet nereden geliyor bu ses ? "dedi Helin. Kendi etrafımda dönmeye başladığımda sesi çıkaran hiçbir kaynağa ulaşamamıştım . Ama içimden bir ses Sola doğru gitmemi söylediğinde hem şarkı sesine hem de iç sesime ayak uydurarak sola doğru saptım . " nee şimdi de nereden geldiği beli olmayan şarkı sesini mi takip edeceğiz ? " arkamda kalan Heline baktım ve ona kocaman gülümseyerek kollarımı açtım . " ne kaybederiz ki ? " " gerçekten delisin Lidya Mercan ... gerçekten ! " sadece sese odaklandım ve bizi götürmesine izin verdim. Adeta çekiliyordum . Herşey netlik kazandı ve kulaklarıma o tanıdık melodi doldu . ve " UNA MATTİNA Mİ SONA ALZATO . O BELLA CİAO , BELLA CİAO , BELLA CİAO , BELLA CİAO " Şimdi gözlerinizi kapatın ve bir sokak hayal edin . Yolları taştan solunda bir göl ve sağında güzelliğinden büyüklenebileceğiz bir manzaraya sahip bir yer. Sonra çalan şarkıya kulak verin aynı zamanda ortada oynayan kahkalara gülen çiftleri izleyin. İşte biz tam olarak bir tablo gibi olan bu resmin içersindeydik . " ne olur bu bir rüya olmasın Allahım ..." anın büyüsüne o kadar kapılmıştım ki konuşamıyordum bile . " burası gerçekten de İtalya ..." Bir Heline baktım birde kalabalığa . Helinde aynı şeyi yaptığında ... " aklından bile geçirme ! " fakat çok geçti çünkü bu şahane tabloda bizde olmalıydık ! " geçirdim bile . " ellinden tutuğum gibi onu da kendimi de kalabalığın arasına soktum ve ikmize yer açtım . " UNA MATTİNA Mİ SONA ALZATO E HO TRAVATA l ' İNVASOR " Kahkalarım şarkıya , şarkı ruhuma , ruhum ise İtalya sokaklarına taştı . Sadece bağıra çağıra şarkı söylüyor ve durmaksızın dans ediyorduk ele ele . " " O partigiano , portami via . Ché mi sento di morir . E se io muoio da partigiano .Tu mi devi seppellir ..." " E SEPPELLİRE LASSU İN MONTAGNA . O BELLA CIA . BELLA CİAO BELLA CİAO , BELLA CİAO , BELLA CİAO ..." Bir ellimden İtalyan bir kadın Helini ise bir adam tutup yuvarlak olduk ve kendi etrafımızda zıplaya zıplaya dans ettik . Nefesim kesilinceye kadar , sesim kısılıncaya kadar ve ayaklarım beni taşıyamayıncaya kadar orada , o sokakta saatlerce dans ettik . İtalya bana umut olmuştu , nefes olmuştu , ev olmuştu , yuva olmuştu . ~ " inanamıyorum ." sarhoşlar gibi gecenin bir vakti bir o yana bir bu yana salana salana yürüyorduk sokakta . Galiba mutluluk sarhoşu olmuştuk . " çok mutluyum Lidya . Hiç olmadığım kadar . Hiç hissetmediğim kadar . Hiç varolmadığım kadar." " daha o kadar başındayız ki Helin ... bunca zamana kadar akıttığımız her bir gözyaşımızın acısını çıkarana kadar güleceğiz , kahkalara boğulacağız ve çok daha fazla mutlu olacağız hiç olmadığımız kadar ..." Sevgili hayattım ... Bana yaşattığın her şey için minettarım çünkü bu zamana kadar yaşadıklarımın birini bile yaşamasaydım şu an burada mutluluktan bu kadar sarhoş olamazdım ... Her ne olursa olsun , ne yaşattırsan yaşat hep ben kazanacağım ... Son .
~ Bazı insanlar hayatımızda hiç sönmeyen mum ışığı gibilerdir. Tüm zor anlarımızda karanlık çıkmaza girdiğimizde onların saçtığı ışıkla yolumuzu aydınlatırız. Bazen kendi alevlerinin derinliklerinde yanarken ne pahasına olursa olsun bizim için fedakarlık yaparlar. En ufak bir esintide ortadan yok olmak yerine mücadelemize ortak olup bizimle erimeyi göze alırlar. İşte sevgi ve sadakatin simgesidir mum ışığı. Sonunda eriyip bitmeyi göze alsalar da sevdiklerinin titrek alevin güçlendirmektir gayaleri. ~ mum ağlamadıkça alev sönmez . ~ Sizi o kadar çok seviyorum ki kızlar bana ve sizi okuyan diğer herkese umut oluyorsunuz . |
0% |