@matmazelimsi
|
Helin Alev ' den ...
Ruhunu karanlıkla besleyen kızlar , siyahın tadını aldıklarında ondan vazgeçemezler . Demiş birisi .
Siyah bir parça , umudu da tırnak izi gibi geçirmişti ruhuma . Babasından hakettiği sevgiyi alamayan kızlar hep yarım kalırdı bu hayatta ve o bir parça sevgiyi alabilmek için o yolda paramparça olurlardı . Ben paramparçaydım , ben yarımdım , ben eksiktim , ben o siyaha mahkum ama beyazı seven o kızdım . Ruhumun sesini duyurmaya çalışıp , satırların arasında nefes almaya çalışan kelimelerin arasında boğulan kimsesiz bir kız çocuğuydum hala .
Nefret en hakiki duydur . En acısı . En başedilmezi .
Siz hiç babanızdan nefret ettiniz mi ?
Ben ettim .
Sizde ettiniz .
Belki de benden daha fazla ama asla daha azı değil .
Her baba en az bir kez katleder kızının ruhunu . Ve bilir Katledilen ruh bir kez o esaretten kurtulduğunda bir daha aynı bakamazlar babalarına .
Satır satır beni takip eden gözlerinden , sıkışan göğsünden bildim küçük kızım . Senide üzmüşler . Bin parçaya bölmüşler . Seni bin parçaya böldüklerinde dökülen parçalarınla umarım aynı yerden yüz parçaya bölünürler .
Geçti Küçüğüm ... Artık özgürsün ... Artık beyazsın ... Artık kimsesiz değilsin ...
Sarmaşıklar dolanmış ruhuma artık dikenler batmıyordu çünkü ben çiçek açmayı öğrenmiştim .
Elimden düşen kalem ve hocanın sesiyle gerçek dünya'ya hızla geri döndüm .
" evet arkadaşlar dediğim gibi kemiklerin belirli bir biyomekanik araya gelerek oluşturdukları iskelet , organizmanın çatısı desteği konumundadır ... İstiyorsanız bunları not alabilirsiniz . " hocanın dediklerini defterime bir yandan not alıyor bir yandan da onu dinleyip kendi kafamda Türkçeye çevirmeye çalışıyordum .
" Hemen hemen her organ veya sistem ya doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan bu çatıya bağlanmıştır ... " hoca cümlesini bitirdiğinde ben hâlâ yazıyordum .
" şimdiii kim bana kemik hücrelerini söylemek ister ? " gözlerimi sınıfta gezdirdiğimde bir kaç kişinin el kaldırdığını gördüm tam geri yazmaya dönecekten hocanın sesini tekrar duydum .
" evet canım sen bize söylemek istermisin ? " yüzündeki kırışıklıklar uzun yıllardır hayatta olduğunu beli ediyordu . Gözlerindeki yorgunluk ise oraya artık yer etmişti . Profesörin ela gözleri benim gözlerime değdiğinde o şanslı kişinin ben olduğumu anladım ! ~
İtalya ' da bir akşam üzeriydi. Gün batmış her yer turuncu bir renge bürünmüştü . Sonbaharın getirdiği huzur ise çokça farkediliyordu . Temiz havayı içime çekip şehrin karmaşasından kendimi soyutladım .
Buraya gelebilmek için Lidya' yla çok şeyimizi feda etmiştik . Ama her defasında içimden iyi ki diyordum. İyi ki önümdeki bütün engelleri bütün duvarlarımı yıkıp buraya geldim. Kendimi buldum , keşfettim , özgür oldum . Hayallerimden bile daha güzel olan bu şehir bana umut veriyordu .
O sırada bir ara sokak dikkatimi çekti . Dar, uzun ve bir o kadarda kasvetli gözüken bir sokaktı . Fakat biraz daha yaklaştığımda müzik sesi kulaklarıma dolmuştu . Sanki o sokak aynı ben gibi kendini şehrin kalabalığından , insanların gürültüsünden soyutlamış sadece keşfedilmek istiyordu . Adımlarım beni istemsizce o sokağa soktu . Her adımımda iki duvar arasında aşağıya doğru sarkan rengarenk ışıklar yandı . Her bir adımda biraz saha gülümsedim . En sonunda sokağın sonuna gelmiştim sadece bir dükkan vardı. Rengarenk ışıklarla süslenmiş müziğin ev sahipliği yaptığı bir dükkandı bu . Kasveten ise çok uzaktı. İçeriye göz attığımda birisini göremedim ama yinede girmeye mani olamadım . Ben kapıyı açınca üzerindeki zil şıngırdadı buna rağmen hiç kimse gelmedi . Tam karşımda koskocaman bir plak standı ve pikap vardı . Sağımda ise boydan boya çok eksi parçalar olduğu beli olan kitaplar. Adeta dükkanın içinde bir yaşanmışlık vardı .
" Benvenuta bella ragazza !"
Arkamdan gelen sesle korkuyla irkilmiştim . Kadın benim korktuğumu görünce keyifle gülümsedi.
" Non intendevo spaventarti tesoro, mi dispiace ." ( seni korkutmak istememiştim tatlım kusura bakma.)
Bu tonton teyze karşısında bende gülmeden edemedim .
"Non importa, signora. Il tuo negozio ha una texture molto bella che ho scoperto per caso ." ( önemli değil hanımefendi. Dükkanınızı tesadüf eseri keşfettim çok güzel bir havası var.)
Tonton teyze dükkanın içinde bulunan koltuğa oturdu . Onunda çok garip bir havası vardı . Aslında biraz gotik birine benziyordu . Masmavi gözlerini asla gözlerimden çekmiyor devamlı gülümsüyordu . Korkmalımıydım ?
" Dopo tutto, solo chi ha vissuto questa vita conosce questo posto, figlia mia. Coloro che veramente guardano, sentono e sentono sono una persona speciale. ( Zaten burayı ancak bu hayattı gerçekten yaşayanlar keşfedebilir kızım . Gerçekten bakanlar, hissedebilenler ve duyabilenler, sen özel bir insansın. "
Her bir cümlesi kafamda yeni bir soru işareti yaratıyor beni bambaşka düşüncelere sürüklüyordu . Burayı bulmam bir tesadüfen çok daha fazlası gibiydi . Kadının söylediklerini derin bakışlarıma rağmen tebessümle onayladım .
" Questo pick-up è andato molto di me, ne ho un altro di questo? Voglio comprare per il mio amico ." ( bu pikap benim çok hoşuma gitti acaba bundan bir tane daha varmı? Arkadaşım için almak istiyorum da .)
Kadın ağır ağır yerinden kalktı pikapın başına ilerledi ve bir ona bir bana baktı .
" Tutto quello che vedete qui è una bella ragazza tatika quindi purtroppo questa è l'unica. Questo è il tika con me per molti anni. Mi fa sentire come se non fossi sola, mette a tacere i pensieri nella mia testa, affascina le persone e le porta qui."! ( Burada gördüğün her şey bir atika güzel kızım o yüzden maalesef bu tek. Çok uzun yıllardır benimle bu atika. Bana yanlız olmadığımı hissettiriyor kafamdaki düşünceleri susturuyor ve insanları büyüleyip buraya getiriyor.) dedi yaşlı teyze kahka atarak .
Söyledikleri geçmişte yaşayan Helini hatırlatmıştı bana . O yüzden bu pikapı daha çok istemiştim . Evimizin en güzel köşesine koyup Lidyayla saatlerce dinlemek , karşısında birer kadeh şarap içmek ve derin bir sohbetin içinde bulunmak istemiştim . Ama bu pikap yaşlı kadının yol arkadaşı gibi duruyordu ve ondan yol arkadaşını almak istememiştim .
" Ok allora il problema è che posso guardare altre cose. ( tamam o zaman o halde sorun değil ben başka şeyler de bakabilirim . )
" Ti piacerebbe avere una tazza di caffè caldo con me ? " ( benimle bir fincan sıcak kahve içmek istermisin ?)"
Bu teklifi beni her ne kadar ürkütmüş ve biraz da germiş olsada nedense içimde bu yaşlı kadınla konuşma isteği doğmuştu. Bilge birine benziyordu ve bu beni kendisine çekmesi için yeterli bir sebepti . Başımı tebessümle salayarak onayladım onu .
" Mi piacerebbe. " ( çok isterim .)
Karşılıklı iki koltuğa oturmuş kahvelerimizden ikimizde birer yudum içmiştik .Ve bir anda bu yaşlı kadın bana tarot falı bakmak istemişti . Sürekli gülümsüyor ve gözlerini asla benden ayırmıyordu .
" Nella tua vita, c'è una persona che ti guida con la sua luce, che ti ama con tutto il suo cuore e che diffonde l'amore del suo cuore ovunque, non è vero? " ( senin hayatında sana ışığı ile yol gösteren umut veren seni tüm kalbiyle seven ve kalbisinin sevgisini her yere bulaştıran birisi var öyle değilmi ? )
Lidya... Işığım , umudum ...
" Sì, lo è, come hai fatto a saperlo? "
" I tuoi occhi sono ragazza. Dall'onda dei tuoi occhi, dal vento che soffia, anche le tue emozioni più profonde sono evidenti . " ( gözlerin güzel kızım. Gözlerinin dalgalarından , esen rüzgarından en derin duyguların bile anlaşılıyor . ) oysaki beni bu yaşıma kadar hiç kimse anlayamamıştı .
" Sei stato molto difficile in ogni fase della tua vita, ciò che non sei stato in grado di superare, ciò di cui non sei stato in grado di parlare, le cose che hai accumulato in esso sono così tanto che governa tutta la tua vita. Hai sofferto molto, ma ora sembra che tu abbia la pace che hai sempre desiderato. Sei così attaccata a qualcuno con tale amore e lealtà che mia bella ragazza, non lasciare quella persona perché la stanza è legata a te con lo stesso amore. Il tuo destino è la mia bella ragazza legata con una corda rossa. Questa corda può aggrovigliarsi, può consumarsi, ma non si rompe mai. Possiedi il tuo amore. " ( hayattının her evresinde çok zorlanmışsın, aşamadıkların, konuşamadıkların içinde biriktirdiğin şeyler o kadar fazla ki bütün bir hayatını yönetiyor. Çok zorluklar çekmişsin fakat şimdi artık o hep istediğin huzura kavuşmuş gibisin . Birine o kadar büyük bir sevgi ve sadakatle bağlısın ki güzel kızım sakın bırakma o kişiyi çünkü oda sana aynı sevgi ile bağlı . Sizin kaderiniz kırmızı bir ip ile bağlı bağlı güzel kızım . Bu ip dolanabilir, yıpranabilir ama asla kopmaz . Sevginize sahip çıkın . )
" Vedo anche un'altra persona con un bel cuore qui. Sei molto fortunata, figlia Mia, avrai persone nella tua vita che ti amano molto Come ho capito sei arrivata a questa età con una grande mancanza, ma non essere triste perché sarai completata e non dimenticare che il tuo amore farà rivivere un giovane il cui cuore è congelato . ( Burada güzel bir kalbi olan başka bir insan da görüyorum. Çok şanslısın kızım, hayatında seni çok seven insanlar olacak Anladığım kadarıyla bu çağa büyük bir eksiklikle geldin, ama üzülme, çünkü tamamlanacaksın kalbi buz tutmuş bir genci senin sevgin yeniden canlandıracak unutma . )
Geçmiş ve gelecek birbirine karışmış zihnim bambaşka yerlere gitmişti. Kalbi taşa dönüşmüş olan ben kalbi buz tutmuş birini sevgimle nasıl iyleştirebilirdim ki ? Onu bir kenera bırakıp gerçekliğe döndüm . Lidya ve ben buradayım , buradaydık ve hiçbir yere gitmiyorduk . Çok şey yaşamıştık , yaşayacaktık , yaşıyorduk . Bu hiçbir zaman bitmeyecekti o kırmızı ip yıpransa bile kopmayacaktı . Onun yanında gerçek gülümsemelerimi , gerçek düşüncelerimi , gerçek beni saklamıyordum . Saklasam da anlıyordu ya neyse ... Lidya iyi ki hayatımdaydı ve hep olacaktı . Bizi birbirimize böylesine bağlayan şey aynı şeyleri yaşıyor olmamız ve bu yaşanmışlıkların arasında kaybolmamız . Bizi hiç kimse görmüyordu bizden başka ...
Kahveler içilmiş kartlar toplanmıştı artık buradan gitme vaktiydi . Yaşlı teyzeye veda etmiş tam kapıdan çıkacakken beni sesiyle durdudu .
" hey te ne sei dimenticato! " ( heyy bunu unuttun ! )
Helin ve Lidya 2015 ' den ...
" Helin sence biz bir gün hep o hayal ettiğimiz yere gelebilecek miyiz ? " demişti Lidya yaptığı kahveyi içerken .
"sanırım başka şansımız yok Lidya . Burada sıkışıp kaldık , kurtulmamız gerekiyor . iki genç kızda henüz 15 yaşında olmalarına rağmen omuzlarında kendilerinden bile büyük dertler taşıyorlardı . Lidya ' nın heyecanla gözleri parladı .
" varmısın haritadan bir yer seçip orada okumaya . " Helin Lidyanın koluna hafifçe vurdu .
" salakmısın Lidya ? Öyle şey mi olur ?" Lidya sandalyeden kalkıp yatağa Helinin yanına oturmuştu .
" ne var yani ? Hayal etmesi bedava değil mi ? Hem belimi olur belki gerçekten de gideriz . " arkadaşına umutsuz bir vaka gibi bakan kız bu sefer saçlarını okşamıştı ve yüzünde bir tebessüm oluşmuştu .
" ah benim canım , güzel arkadaşım ... kur tabi hayalini hayal kurmak güzel ama sencede fazla imkansızı oynamıyor muyuz ? " Lidya arkadaşının ona inanmaması ile üzülmüş , yüzü düşmüştü.
" imansızlıklar bile imkan dahilindedir Helin . Bir gün istediğimiz her şey olacak . " Arkadaşına kıyamayan Helin onun istediğini yaparak haritaya gözleri kapalı rastgele parmağını koymuştu ve gözünü açtığında çıkan yer İtalya' ydı . İmkansızlıkların bile imkan dahilinde olduğunu iki genç kız İtalya ' da evlerinde çeşit çeşit yemekler hazırlayınca anlamışlardı ...
Lidya Mercan'dan...
Masaya çatal , kaşık ve bıçaklarıda dizdikten sonra geri çekilip son bir kez baktım masaya . Bu gün yemeğe yeni tanıştığımız arkadaşımız Yeona geliyordu . Onunla her ne kadar kötü tanışsakta yeni bir başlangıç yapmak istemiştik . Oda bizim davetimizi geri çevirmemiş hatta seve seve geleceğini söylemişti . Bu gün okuldan ben erken geldiğim için yemekleri hazırlamıştım Helinde şimdi gelmek üzeredir .. Din ... Dan ... Don Hatta gelmişti bile ! Koşa koşa gidip kapıyı açtım .
Kapıda ayakta dikilen bir kutu vardı ! Ayakta dikilen kutu ?
" bu ne ya ? " kutu yana kaydı ve karşımda Helin belirledi .
" ben geldimmmm !!! "
" Helin ! Bu ellindeki ne böyle ? " Helin heyecanla içeriye girip elindeki kocaman kutuyu yere bıraktı . Ellerini beline koyup biraz soluklandı .
" sana hediye aldımmm ! " dedi nefes nefese bir şekilde bağırarak . Şokla ona döndüm .
" hediyemi aldınnn , gerçekten mi ? Bakayım . " bende onun heyecanını paylaşarak kutuya yöneldim . Çok güzel bir şekilde hediye paketi yapılmıştı koli . İkimizde yere oturup kutuyu açmaya çalıştık ve açtığımızda hayattımda hiç bu kadar çok hissetmediğim bir şok etkisi oldu .
" sen ... sen ... ciddi olamasın . Bu bir şaka değilmi ? " bir yandan kahka atıyor bir yandan ağlıyordum . Heline koskocaman sarıldım öyle çok sarıldım ki kendimi tutamadım .
" sana inanamıyorum Helin . Bu benim için ne kadar değerli ne kadar özel bir şey farkında mısın ? Hep istediğim bir şeydi . " artık Helin de hem kahka atıyor hem de gülüyordu .
" beğenmene çok sevindim . Bu gün çok enteresan bir gündü ama günün sonunda senin çıldıracak kadar çok seveceğin bir şey buldum . "
Artık evimizin en güzel köşesinde bir pikapımız ve bir sürü plaklarımız vardı ... ~
" aynen öyle işte Yeonacım . Taaa Türkiye'den buralara geldik . " Yeona gelmiş yemeklerimizi yemiş ve tatlılar eşliğinde Yeona nın getirdiği şampanyamızı yudumluyorduk .
" gerçekten size hayran kaldım kızlar ne büyük bir cesaret . Hiç bilmediğiniz bir ülkeye tek başınıza gelmek , okumak , çalışmak çok zor olsa gerek bunlar . " gözlerim Helinin parıldayan gözlerine değdi .
" bütün Dünyaya karşı sadece ikimiz dedik bu yola çıkarken ve bütün imkansızlıkları , engelleri aşıp sadece birbirimize tutunarak ilerledik . " Yeona nın gözlerindede aynı parıldamaya şahit olmuştum . O gerçekten iyi bir insandı .
" eee Yeona birazda sen anlat hayatını hep biz konuştuk . " Heline karşı Yeona gülümseyerek şampanyasını kafasına dikti ve kadehi kenara bıraktı .
" öncelikle anladığınız gibi Güney Koreliyim . Annem İtalyalı babam ise Koreli . Annem ve Babam evlendikten sonra buraya gelmişler ve ben burada Dünya'ya gelmişim . Daha sonrasında 2-3 yıl öncesinde babam memleketini özlediği için Koreye dönmek istedi ve annemde onu kıramayarak gitti . Ama ben Kore'ye gitmek istemediğim için burada kaldım . İyi ki de kalmışım çok seviyorum İtalya'yı . "
" ne kadar güzel iki farklı kültür . Gerçi biraz zor olsa gerek aynı anda ikisinide yüürtmek . "
" offf gerçekten çok zor inanamazsınız . Belki biliyorsunuzdur Kore kültürü inanılmaz geleneklerine bağlı bir millet . E hal böyle olunca ister istemez bir tarafım onlara uymak zorunda kalıyor . "
" tabi canım ila ki öyledir . Avantajları olsada dejavantajları da vardır . Bizde Lidyayla Koreyi çok severiz mutlaka bir gün oraya da gitmek isteriz . " Yeona sevecenlikle gülümsedi .
" tabi ki Kore güzel ülkedir kesinlikle görmelisiniz ben sizin rehberinizde olurum hem . "
Zaman o gece sanki önemini yitirmiş ve adeta bir su gibi avuçlarımızdan kayıp gitmişti. Saatlerce hiç susmadan sohbet etmiş kendimizi açmıştık birbirimize ve ilk defa Helin den sonra başka birini kendime bu kadar yakın hissetmiştim o an Helinle beraber anlamıştı ki artık Yeona bizim gerçek bir dostumuz olmuş ve hayatımıza onu kucaklayarak kabul etmiştik . Bir dost ne yazık ki kolay kazanılmıyırdu dostlarım ... Son .
~ 2023 ' ün ilk bölümüne hoşgeldiniz sevgili dostlarım :) Umarım 2023 bol bol bölümlü bir yıl olur...
~ Lidya ve Helini yazmaya karar verirken hiçbir zaman bu kadar zorlanacağımı düşünmemiştim. Ama maalesef işler hiç öyle olmadı kızların içindeki duygu yoğunluklarını buraya dökerken çok zorlanıyorum çünkü ikiside aslında duygularını çok içinde yaşayan ve abartarak yaşayan karakterler bu yüzden onların tutkularını aktarabilmek zor ama bir şekilde yazıyoruz :)
~ her ne kadar Lidya ve Helini sevsekte ve onların bu kadar güçlü ayakta durabilmesine hayran olsakta kalplerini çalacak beylerede bir o kadar hayran olacağız gibi ...
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere sevgili dostlarım 🖤 |
0% |