Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Bölüm 11. 'Mesaj'

@matmazellyaziyorr

'Tesadüf olan hayat,
Güzelliklerle doluydu.'


☆▪︎☆▪︎☆

Gitse insan yol yorganı olmayacak bir hayata adım atsa... Engel olan insanlar olmasa sanki faydaları varmış gibi zarardan başka birşey değillerdi. Bıraksalar hayatımı belki mutlu bir şekilde sürdürebilirdim zor olurdu. Savaşırdım yenilirdim belki, belki de kaybederdim savaşı? Ama en azından denemiş olurdum. Kaybetsem de benim kaderim der susardım ama insanlar hayatıma burunlarını sokmakta fazlasıyla ısrarcılar...

Kader benimdi ama kalem başkasının elinde oyuncak olmuştu...

Derin bir nefes alarak gökyüzündeki yıldızları seyrettim. Hava üstüne örttüğü karanlıkta gizleni vermişti. Yeni bir gün bahşetmek için kararmıştı. Gözlerim karanlıkta sessizce gezerken telefonumun sesini duymamla bakışlarımı arkamda yatağın üzerinde olan telefona bir süre baktım. Otururken uzattığım ayaklarıma kaydı bakışlarım yavaşça yutkunarak esen rüzgarda savrulan saçlarımın özgürce uçuşunu izin verdim. Ben özgür değildi bari biraz da olsa onlar özgür olsun.

Boş bakışlarım dolanırken telefonumun melodisi kulaklarıma geldiğinde oturduğum yerde oflayarak kalktım. Elime aldığım da tanımadığım bir numara aradığı için kaşlarımı çattım. Çaldı, çaldı, çaldı. En sonunda kapanınca ardından o numaradan gelen mesajlara kaydı bakışları.

"Efnan iyi misin?" 23.00

"Benim Berzan! Orda mısın?" 23.10

Kaşlarım havalanırken anlamsızca gelen mesajlarda bir süre dolandı. Gelen yeni mesajla bakışlarım hızla okumaya başlamıştı.

"Telefonu ne diye kullanıyorsun? Süs olarak mı! Aç yoksa. Yukarıya çıkarım konağın önündeyim." 23.20

Son okuduğumla gözlerim irice açılırken bu adamın burda ne yapmak istediğini anlamıyordum.
Hızla mesaj yazmak için tuşlara dokunmuştum ki! Gelen arama ile bir kere çalmasına izin verdim.

"Efendim?" Telefonu açar açmaz onun konuşmasına izin vermemiştim. "Telefonun niye açılmıyor?" Sert sesi kulaklarıma ulaştığında bana kızmasını anlamsız bulmuştum. "Sen sor diye!" Aynı terslikle çattığım kaşlarımla gerisim geriye cam kenarına doğru ilerledim. "Sordum cevap ver!?" Ya sabır dileyerek bakışlarımı dışarı da onu aradım. "Her dakika telefonun başında sen arayacaksın diye mi bekleyeceğim." Arabasına yaslanmış bir şekilde bakışlarını havaya kaldırdığında kara gözlerindeki sınırı görebiliyordum.

"Gerekise evet! Camdan bakmayı bırak ve aşağıya in." Gözlerimi devirdim. Hemen padişahım! O dediği ne kadar da kolaydı. "Hemen, sizi beklettiğim için özür dilerim." Elinde yeni fark ettiğim sigarasını gözleri gözlerimde iken yara atarak ezdi. "Benimle dalga mı geçiyorsun sen?" Gözlerimi gökyüzüne kaldırıp tekrar ona çevirdim. Çatmış olduğu kaşlarının ardından bana bakarken gözlerini de kısmıştı. "Bu saatte benim dışarıda elin adamı ile ne işim var!" Gerçekten bu adamın sağı solu belli olmuyordu.

Yaslı olduğu arabadan çekilerek giydiği siyah gömleğinin kollarının düğmesini açtı. "Elin adamı değilim! Kocan olacağım. Şimdi iniyor musun?" Tehdit dolu sesi rengimi attırırken başımı dik tuttum eve girecek hali yoktu ya. "Hayır! Bu saatte dışarı çıkamam." İnatsa inat bir de bu olay yüzünden azar yiyemezdim. "Efnan! Son kez soruyorum?" Meraklı ve sesinde tınısı tedirgin etsede! Bu adamın ne kadar ileriye gideceğini ciddi anlamda merak ediyordum. "Uykum var iyi geceler!" Cevap vermesine dahi izin vermeden telefonu yüzüne kapattım.

Elindeki telefona bir süre baktı. Ardından ağır bir şekilde bakışlarını bana döndü. Şuan korkutucu durmuştu gözümde ama umursamadım gecenin bu saatinde konağın kapısına dayanacak değildi ya! Bir süre daha bana baktıktan sonra hızla arabasına binerek gaza basıp gitti.

Omzumu indirip kaldırdım. Bu kadardı elimdeki telefonu yatağa fırlatarak banyoya ilerledim. Bir süre rutin işlerimi halledip üzerimdeki günlük kıyafetlerimi çıkarıp kısa bir şort ve askılık giyerek odama girdim. Hava fazlasıyla sıcaktı ve ben fazlasıyla yorgundum ne kadar bir gün boyunca uyumuş dahi olsam bedenim inkar ettiği gerçekleri unutmak istiyordum.


Yavaşça yatağıma uzanarak bakışlarımı çatının tavanına çevirdim. Yorgunluk bedenimi esir alırken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordum...

Hafif bir kıpırtı sesi kulaklarıma ulaşınca bedenim tedirginlikle kasıldı. Bakışlarımı cama çevirdiğim de irice açılan gözlerimle aniden gelen bağırma isteğini dudaklarıma ellerimi bastırdım. "Berzan!" Kısık olsa da sesim ona ulaşmıştı. Küçük penceremden iri bedenini iterek ilk adımını atarak içeriye girmişti. "Adam sen cidden manyaksın!" İçeriye girdiğin de üzerindeki gömleği düzelterek şaşkın bakışlarla ona bakan bana dönmüştü. "Ben ne dedim! Sen inmezsen ben gelirim." Tek kaşını kaldırarak hafif kıvrılan dudakları ile gözlerimin içine baktı.

Hızla gözlerimi kırpıştırdım. Arkamı dönerek odamın kapısını iki defa kitledim. Dediğim dedikti resmen bu adam olacak dediyse bitmiştir. Yavaşça arkamı dönüp devirdiğim gözlerimle kara gözlerinin içine baktım. "Tamam. Geldin gördün ve geri in!" Tedirgin sesimle başımı camı gösterdim. Nasıl geldiğini bile anlayamazken bu adamın deli olduğunu artık açıkça anlamıştım. "Nasılsın?" Bi anda sorduğu soruyla bedenim gerilindi öylece kara gözlerinin içine baktım.

Cidden nasıldım, iyi miydim? Başımı iki yana salladım. İyi değildim belki ama kötü de değildim bir arafın ortasında hiçlik gibiydim. "İyi değilim, ama kötü de değilim." İlk defa bu adama dürüstçe sorgusuzca cevap vermiştim. Elini uzattığı an daha ne olduğunu anlayamadan onun iri bedeninin altında minicik kalmıştım. Sarılmıştı, adam bildiğin bedenime sarılmıştı. İri bedeninin yanında ufacık kalırken kollarını biraz daha doladı. Kafasını saçlarımın üstüne bastırınca hızla atan kalbim ve bu yakınlık bana çok garip geliyordu. Garip ama hoş bir his bırakıyordu içimde.

Ellerim iki yanında öylece tarafsızca kalırken ne yapacağımı bilemedim. "Bazen küçük bir çocuk gibi yaramaz oluyorsun, ve çok sorguluyorsun." Sitem dolu sesine kaşlarımı çatarken sessiz kaldım. "Bazen de büyümüş bir genç kıza dönüşüyorsun. Akıllı bir kız oluyorsun." Havada kalan ellerimi sertçe sırtına geçirdim. "Kes dalga geçmeyi!" Ağır sigara kokusu yavaş yavaş bedenime nüfus ederken artık alışmaya başlamıştım.

"Dalga geçmiyorum Sulugöz!" Dudaklarımı öne doğru uzattım ama sert bedenine çarpınca yanlış birşey yaptığımı fark ederek hemen düzelttim. Adamın memesini öpüyorum ya! (Sbsbsbsbbs randomsuz olmazdı.) Gözlerimi kaldırarak esmer boynunda gezindi. O iriydi, ben küçüktüm.. Garipti bu durum ama bir yandan da çok hoştu. Derin bir nefes aldığını duydum bedenim titredi. Beni mi kokluyordu o? Sardığım ellerimi çözerek kendimden biraz itti.

Başta dirense de sonunda beni bırakmıştı. "Gördün git artık." Ne diyeceğimi bilmiyorum çünkü bu adam bana hala yabancıydı. Kara bakışları bir süre yüzümde dolandı derin bir nefes alarak başını salladı. Arkasını döndüğün de boğazımı temizledim. "Teşekkür ederim." Belki başkası olsa düşünüp gelmezdi. En azından Rojbin, Şeyma dışında ilk defa biri beni düşünmüştü. "Teşekkür etmene gerek yok! Hayatıma dahil olacak kadınsın." Beni düşünmesi çok hoşuma gitmişti. Belki de Rojbin'in dediği gibi biridir.

"Peşimden gelme!" Çatık kaşları bir süre daha üzerimde dolanınca anlamsız bir şekilde ona baktım. "Göğüslerin ortada böyle bakma pencereden!" Açık sözlülüğü ile kızaran yanaklarım hızla önüme çevirdim. Nerdeyse yarısına kadar açık olan tenimle daha da bir kızarırken hızla önümü kapattım. "Benim yanımda gizlemene gerek yok! Keyifle izlerim. Dışarıya koru kendini." Sanki daha ne kadar beni kızartacağını bilemeyen adama şaşkınlıkla baktım.

"Berzan!" Küçük bir çığlığımla kulaklarını kapatmıştı. "Bağırmasana kızım kulağımı sağır ettin!" Dişlerimi bir birine bastırdım. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım zor oluyordu ama işe yararken elimde sırtından biraz itekledim. "Çabuk çık odamdan sapık adam!" Sessiz olsam da sinirim ap açık belli oluyordu. "Aaa bak olmadı bu! Sapık olsam da evleneceğim kadına sadece!" Göz kırptı çapkınça çıldırmamak elde değildi.

Anam adam bildiğin açıldı. "Sen eski Berzan'ı çağırsana o daha iyiydi." Kalın kaşları yukarıya kalkarken gözlerini kapattı. Açtığın da kaşlarımı çattım ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. "Aradığınız kişi şuan da bilmem kaçıncı rüyasını görmekte." Dediğiyle daha ne kadar şaşıracağımı bilemiyordum. Derin neferler alarak sakin olmaya çalışıyordum ama pek bir işe yaramıyordu. "Berzan! Hadi çık odamdan basılırsak hiç iyi olmaz!" Kısık ama sinir dolu sesimle anlayışla başını sallamasına rahatlamıştım.

"Tamam, tamam çıkacağım." İri gövdesini iterek ilerlemisini sağlamıştım çok direnememesi neyse ki onu itmeme fayda sağlamıştı. Şuan olan olaylar önceki olanları nerdeyse aklımda unutturmuştu. Bu adam gerçekten çözemeyeceğim kadar çok karışıktı.

Başını camdan uzatarak aşağıya baktı. "Buranın çıkması hoş, inmesini nasıl becereceğim. Onu da bilmiyorum artık!" Kendi kendine söylenmesine güldüm. Başını çevirince dudaklarımdaki tebessümü görmüştü. "Gül sen! Ben nasıl ineceğim.?" Meraklı sesine dudaklarımı öne doğru uzatıp omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Nasıl çıktıysan öyle in!" Dedim bir çırpıda çıkmasını nasıl becerdiyse inmesini de öyle beceremesi gerekiyordu.

Benden istediği cevabı alamamış gibi arkasını dönüp sağ ayağını camdan dışarıya attı. "İnsan bir der; kıyamam gel benimle kal!" Hızla kaşlarımı kaldırıp gözlerimi irice açtım. "He birde diyeyim koynuma da gir!" Sinirle söylediğim şeyi ciddiye almış gibi başını hızla arkasına çevirdi. "Ciddi misin?" Kirpiklerimi hızla kırpıştırdı.

"Berzan! Lütfen gider misin!?" Şuan sakin olmaya çalışıyorum. Kaybetmiş gibi başını sallayıp geri önüne döndü biraz zorlansa da çatının üzerinde ki tuğla taşlara basarak en sonunda merdivenlere ulaşmıştı. "Dikkat et ayağın kaymasın!" Endişeli sesimle sinirli bakışlarını kaldırıp bana baktı. "Düşünsen yanımda yat derdin!" Sitem eden sesine tebessüm ettim.

"İyi geceler Berzan!" Gülümseyerek söylediğime başını iki yana salladı. "İyi geceler!" Merdivenlerin sonuna gelince bi bakış atıp geri önüne döndü. Hızla konaktan ayrılana kadar sessizce camdan onu izlemişti. Bi anda gizemli bir adama dönüşüyor bi anda da eğlenceli hiç çözemeyecektim.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle hızla yatağıma geri döndüm. Kaşlarımı kaldırırken gelen mesaj yine utanmaz adamdan başka biri değildi.

"Gir içeriye teninden geçen rüzgar bile kıskanır seni! Heleki birinin gözünün değmesi... Geri çıkmamı istemiyorsan içeriye gir!"

Başımı iki yana salladım. Bu adam manyağın tekiydi. Gülümseyerek yatağıma uzandım karanlık odamda yansıyan ay ışığını bir süre sessizce izlerken perdem rüzgar ile dans ediyordu...

☆▪︎☆▪︎☆

Bölüm hakkındaki fikirleriniz nedir.?

Berzan?

Efnan?

Ilerleyişimiz?

Oy yorumlarınızı atın.

Allaha emanet. ♡

Loading...
0%