Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Bölüm 4. "Özgürlük vaati!"

@matmazellyaziyorr

Keyifli okumalar...

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Korkuyla atan kalbimin Sesini kulaklarımı uğuldatırken bakışları üzerimde olan adamdan rahatsız olmuştum. Tanımadığım bir adamın arabasına binmem başlı başınca yanlıştı fakat başka çarem yoktu. Ya babamlara yakalanıp ölecektim hiç bir savaş vermeden, yada kaçıp savaşacaktım.

 

Gözlerimi sıkıca yumdum kuruyan boğazımı temizleyerek. Siyah gözlerinin ardından arasa bana arada yola bakan adama çevirdim. "Özür dilerim arabanıza bindiğim için ama buna mecbur kaldım." Kısa bir açıklama yapmam gerektiğini bildiğim için onunda merakını az da olsa gidermek istedim. "Hiç bir mecburiyet tanımadığın bir adamın arabasına binmeni açıklayamaz!" Sert sesiyle beni azarlaması ile dikiz aynasına çevirdim bakışlarımı.

 

"Bindirdiğiniz an indirebilirdiniz!" Sinirle kara gözlerinin içine baktım saniyelik. "İnsanlık yapalım suçlu olalım öyle mi? Efnan hanım!" İsmimi söylemesiyle gözlerim irice açılırken tanımadığım bu adamın ismimi bilmesine anlam veremedim. "Se..n beni nerden?" Kekeleyerek başlayan cümlelerimi son anda toparlayabilmiştim.

 

Korkuyla atan kalbim şok olmuş gözlerim onun kara gözleriyle saniyelik çakışıyordu. "Berzan ŞahinKara!" Duyduğum isim beynimde çakarken nefes alışlarım sıklaştı. Dumura uğrarken put olmuş bir şekilde öylece dona kaldım. Ben evleneceğim adamdan kaçarken onun arabasına mi binmiştim? Hızla başımı iki yana salladım. "Durdur arabayı!" Bağırışım arabanın içinde yankı yaparken korkuyla titreyen bedenime mani olamıyordum.

 

Ani bir fren sesi asfaltta yankı yaparken arabanın duruşu kafam koltuğa çarpmıştı. Bunu umursamadan hızla arabadan indim karanlık olan ormanla göz göze gelirken umursamadan yolda hızla ilerlemeye başladım. "Bu ıssız yolda nereye gitmeyi düşünüyorsun?" Durdurmadı söyledikleri beni yolda hızla ilerlemeye devam ettim. "Duyduğuma göre buralarda ayı varmış." Bi adım dahi atamazken öylece yolun kenarında durdum.

 

Hızla başımı çevirdim. "Gitmemem için bana yalan söylüyorsun!" Aramızdaki mesafeye rağmen sesim yüksek çıkmıştı. "Sen bilirsin." Cümlesinin ardından arabanın önünden yaslamış olduğu bedenini çekerek kapısına doğru ilerledi. "Ayıların seni yemesini istiyorsan burda kalıp yemesine izin verebilirsin!" Son cümlesini bitirir bitirmez arabasına bindi. Yutkundum baykuş sesi gelirken kaşlarımı çatarak etrafta göz gezdim.

 

Arabanın çalışma sesi geldiği an başımı çevirdim. Adam bildiğin beni burda bırakıp gidecekti. Uzaylı görmüş gibi arabaya, baktım hızla ilerleyip yanımda yavaşladı. "Ya şimdi binersin, yada hiç arkama bile bakmadan giderim. İşte o zaman güzel bir yemek olursun!" Sinirle gözlerimi irice açarken bu adamın dedikleri beni sinir ediyordu.

 

Bir uluma sesi duyduğum da rengim atarken. "Ay tüh unuttum kurtta olur buralarda!" Sanki unutmuş gibi yakınmasına dişlerimi bir birine bastırarak mecburen ön kapıyı açarak arabaya bindim. Kapıyı kapatır kapatmaz hızla ilerleyen arabadan oturduğum yere biraz daha sindim. Hiç olmadığım kadar korkuyordum yanımdaki tanımadığım adamdan...

 

Şimdi mi aklına geldi aptal! Adamın arabasına binen sensin.

 

Başımı hızla iki yana sallayarak düşüncelerimi bertaraf ettim. Derin bir nefes alarak dikkatle yola odaklı olan adama döndüm. Siyah gür saçları gözlerinin üzerine düşmüş kaşları sanki yolu kurşunlarken kürt olduğunu belli eden büyük burnu sert bir kemere sahipti. Sakalları düzenli bir şekilde kalemle çizilmiş gibi yüzüne yerleştirilmişti. İri bedeniyle araba koltuğu küçük kalırken üzerine giymiş olduğu siyah gömleği iri bedeninden taşmak ister gibi vücudunu belli ettiriyordu.

 

Adamın memesi benimkinden büyüktü la! Gözlerim irice açılırken aklımdan geçenle hızla gözlerimi kırpıştırdım. Bildiğin sapık gibi adamı incelemiştim neyse ki o bunu fark etmemişti yutkunarak önüme döndüm.

 

"Bak ben evlenmek istemiyorum seninle!" Gerçekleri söylemekten başka şansım yoktu bu saatten sonra şansım olur muydu? O da belirsiz idi. Kalın kaşları hiç düzelmezken bakışları bana döndü. "Sevdiğin başka biri mi var?" Sorusu yutkunmama neden olurken konuşamadım dilim lal olurken yüreğim kor olup alev aldı sanki. "Öldü!" Derin bir nefes alarak bakışlarımı yola çevirdim. Şuan şimdi olmazdı titreyen dudağımı ısırdım.

 

Durdu sanki dünya korkuyla atan kalbime inat durdu. "Başın sağolsun." Bu cümleleri ne beni avutmadı. "Neden kaçıyorsun o zaman?" Sorusu ile kendime gelirken koca bir soluk çektim çiğerlerime. "Ailemden beni istemediğim bir evliliğe ittiklerinden! Önce Sezer'le evlendirmeye çalıştılar şimdi sen!" Tutmayı bilmediğim dilim yine haykırış gibi dudaklarımın arasından firar etmişti.

 

Bakışları birkaç saniye bana dönerken tek kaşını kaldırdı. "Sezer?" Soru dolu sesiyle yutkunarak başımı aşağı yukarıya salladım. "Yıllardır bana saplantılı olan biri! Evlenmesine rağmen çocuğu olmuyor bahanesi ile benimle evlenmek istiyor." Arabayı tutan elleri beyazlarken oturduğum koltuğa biraz daha yaslandım. "Kuma olarak istiyor yani!" Sesindeki tehtih sezdiğimde anlamaz bir şekilde Berzan'a baktım.

 

"Bu zamana kadar onların dedikleri oldu. Benim karım olduktan sonra kimsenin sana ilişmesine izin vermem! Ve hayatında istediklerini yaparsın." Çatık kaşları kara gözlerinin üzerine bulutlu bir sis gibi düşmüş dudakları düz bir hal almıştı vereceğim cevabı merak ediyordu. "Geri dönersem ailem beni öldürür!" Dedim korkumu belli ederek yutkundum başını dikleştirdi. "O eve adımı attığın an kimsenin sana dokunmasına izin vermeyeceğim! Söz veriyorum!" Dediklerine inanmak istedim ama biliyordum ki gidersem babam beni gebertirdi.

 

"Benden ne istiyorsun! Evlenecek eminim ki başka birisini seni ister ağasın sonuçta. Koşarak gelirler sana!" Bakışlarımı yola çevirdim. "Sen neden kaçıyorsun!?" Soruma karşılık soruyla cevap vermesiyle gözlerimi sıkıca yumup koca bir soluk daha aldım. "Halimi görmedin mi? Belki ailenin isteği üzerine evleniyorsun benimle!" Kalbim hızla atarken acınacak bir halde olduğumu kendim de çok iyi biliyordum.

 

Onun bakışlarını üzerimde hissetsem de ona çevirmedim. "Ailem değil ben istedim." Başımı çevirdim. Kara gözleri hiç bir duygu gecikmeksizin gözlerimin içine bakıyordu. "Hayatımda hiç seni görmedim. Nerden tanıyorsun beni?" Dedim merakımı yenik düşerken beni nerden tanıyordu. Ve neden bendeki bu ısrarı anlayamıyordum.

 

Sustu araba asfaltta hızla ilerlerken. Yol gözlerimin önünde bir bir tükenirken. O cümlelerini dile getirmedi sessiz geçti. Sorum ortamda sesiz bir şekilde boynundan asılı kalarak boğuldu. Araba durduğunda daldığım düşüncelerden sıyrıldım bizim evin önünde durmuştu.

 

"Sen beni unuttun, ama ben seni unutmadım..." Diyerek hızla arabadan inerken çatık kaşlarımla hızla arabadan indim. Anlamaz bakışlarımı üstünde hissetse de bakmadı bana doğru konuşturmadı sessizliğini asılı bıraktı yine merakımı.

 

İlerlerken kaşlarımı çattım. "Berzan!" Sert sesimle adımları dururken arkasını dönmedi. "Ben seni nasıl unuttum? Kimsin sen? Neden benimle evlenmek istiyorsun! Bana bir cevap vermek zorundasın! Benimle evleneceksen bir cevap istiyorum?" Bedenini arkasına çevirdiğinde kara gözleriyle göz göze geldim. Sadece bir saniyelik gözlerinden geçen acı ile hemen ardından ruhsuz bakışlarına dönmüştü. "Hatırlayana kadar sana bir cevabım olmayacak Efnan! Ne zaman ki hatırladın. İşte o zaman tüm gerçekleri söyleyeceğim." Yutkundum bu gizlilik neyin nesiydi.?

 

Hızla yanıma geldi dibime kadar girerken başımı kaldırmak zorunda kalmıştım. "Sana benim gerçek karım ol demiyorum. Efnan ben sana bir kurtuluş vaadediyorum ister kolaylıkla gel! İster zorla. Sonun yine benim yanım!" Güldüm gerceklikliğin sahteliği ile. "Bu kurtuluş olmuyor ama!" Nefesi saçlarımın arasından iken bu yakınlıktan rahatsız olarak birkaç adım geriledim. "En azından özgür olacaksın Efnan! Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim." Beklediğim cevap bu değilken beni korumak isteyen bu adamı anlayamıyordum...

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Bölüm sonu!

Fikir ve düşünceleriniz?

Bu bölüm garip oldu sanki...

Allaha emanet olun! ♡

Loading...
0%