Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'

@matmazellyaziyorr

Keyifli okumalar...

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

İri bedeniyle beni gölgede bırakıyordu. Yutkunarak koca bir soluk verdim. Cevapsız sorulardan nefret ediyordum önümdeki adam da bana hiç bir cevap vermeyeceğini kanıtlar gibi ilerliyordu. Bana inanmıyordu ama bu gece kesinlikle sağ kalsam da bir yerlerim kırılacağını biliyordum.

 

"Lütfen geri döneyim.." Son bir kez umutla fısıldadığımda umduğum olamamış yerle bir etmişti. "Yürü Efnan!" Sert adımlarına karşılık sert sesiyle bu işin sonu benim istediğim gibi olmayacağını kanıtlamıştı. Korkuyordum bu gece canımın daha çok yanacağını biliyordum. "Ağam!" Sol taraftan gelen başka bir adam ve kadın ile kaşlarımı çattım. Berzan'ın önünde durmuşlardı. "Melek sen biliyorsun ne yapacağını! Miraç sana anlatmıştır." Başını salladı. Melek bir kaç saniye bakışları bana kayarken geri önüne dönmüştü. "Evet Ağam, Efnan hanımağama dokundukları an size haber vereceğim." Burda nelerin döndüğünü anlayamıyordum.

 

"Anlamadım?!" Diyerek kendimi ortaya attım. Olay benden ibaretti ama ben dışında herkes biliyor gibiydi. "Melek seninle kalacak! Sana dedim Efnan ailenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim." Kısa bir açıklama yaparken başımı birkaç adım önümde olan adama çevirdim. Nasıl bir şanstı ki! Berzan benim karşıma çıkmıştı? Hayatın gariplikleri üst üste gelirken daha birkaç gün önce ne iken şuan ne oluyordu.

 

Hayatın ilerleyiş hızına kesinlikle yetişemiyordum. Birşey söylememiştim biliyordum yakalandığım an babamın bana zarar vereceğine yanıma doğru ilerleyen Melek'e kaydı bakışlarım. "Merhaba! Melek" Elini uzattığında bende uzatıp sıktım. "Merhaba Efnan." Bir birimizle tanıştıktan sonra yanındaki adını yeni öğrendiğim Miraç ile konuşan Berzan'a döndündüm.

 

"Efnan!" Duyduğum abimin sesiyle yerimden sıçrarken hızla Berzan'ın arkasına geçtim. Bi hışımla üzerime gelirken gözlerinden resmen ateş fışkırtıyordu. "Hangi cehennemdeydin!" Önüne geçen Miraç onun adımlarını durdurmuştu. "Ardına saklandığın o adamla mı kaçtın! Seni babama bile bırakmadan kendi ellerimle Öldüreceğim." Söylediği ile yutkunarak biraz daha geriye çekilerek kendimi Berzan'ın iri bedeninin ardına sakladım.

 

"Evet benimle kaçtı! Var mı bir itirazın.?" Berzan sinirle yürüyerek abime doğru ilerlerken onu tutan Miraç bile kimi tutacağına şaşırmıştı. "Cibiliyetini sik-" Hızla yüzüne yediği yumrukla cümlesi yarıda kalmıştı. Berzan'ın ne ara abimin bedenine yetiştiğini bile anlayamamıştık. "Ağzını topla yoksa toplayacak bir ağız kalmayacak!" Sert sesiyle parmağını tehdidini kanıtlamak ister gibi sallayordu aynı zamanda.

 

Elini dudağından akan kana götürüp sertçe sildi. "Botan! Berzan ŞahinKara sözlüsüyle buluşmasında bir sakınca yok diye düşünüyorum!?" Miraç kısa bir açıklama yaparak Botan abimi yerinden kaldırırken. Onun şaşkınlıkla Berzan'a bakarken yıllardır amedde olmadığı için tanıyamamıştı. Sözlü kelimesi içimde bir yerlerde garip bir his uyandırırken yutkundum. "Sözlüsü de olsa! Gecenin bu saatinde bir kızın dışarıda olması uygun değil! Ben eve geçince sana gös-" Hızla önüne geçen Berzan ile sözlerini yarıda kesmişti. "Ne göstereceksin göster bana!" Sokakta sesi yankı yaparken ne ara bu hale geldiğini bile anlayamamıştım tanımadığım bu adam beni neden koruyordu?

 

Hayatım hiç gördüğümü hatırlamıyordum! Gizli olan şey neydi? Neyi saklıyordu. Ne öğrenmem gerekiyordu? Bir sürü sorunun içerisinde onların konuşmasını dahi duymaz olmuştum. Omzuma dokunan elle kendime gelirken bakışlarımı dokunan Melek'e çevirdim. "Korkma ben oldukça kesinlikle izin vermem sana dokunmalarına!" Gerçekten içten gelen bir korumamıydı? Yoksa ağasının zoru ile mi beni korumak istiyordu?

 

Babamdan ve abimden nasıl koruyacaktı ki beni? Derin bir nefes aldım. "Kılına bir zarar gelirse ölümün benim ellerimden olur!" Berzan'ın duyduğum cümleleri ile rengim atarken o zaten bir katil değil miydi? Titredim. Hapisten çıkmıştı hiç bir olayını dahi bilmiyordum. Tanımadığım bu adamın bendeki ısrarını bana acıyor olabilir miydi?

 

Bilmediğim fazlaca cevapsız soru aklımda dolanıp duruyordu. Ortam ne ara sakinleşti ne ara abim içeriye girdiğini bile hatırlamıyordum. Yaşanan bu olaylar benim yüzümden iken olayların sanki tamamen dışında idim. Daha fazla bir şey konuşulmamış konuşulsa dahi benim ne kulağım duymuş nede algılayabilmiştim.

 

Garipti ama olayın başlangıcı ben iken sanki hiç içinde yoktum...

 

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Bir gün sonra..

 

Berzan'ın dediği gibi olmuştu. Ne annem o sivri dilini açıp bana birşeyler demiş nede babam yada abim bir fiske dahi vurmaya kalkmamıştı. Kimse cesaret edememişti Berzan nasıl korkuttu bilmiyorum ama işe yaramış gibiydi.

 

"Günaydın!" Uzanmış koltukta başını uzatarak bakışlarını benim üzerime çevirmişti. "Günaydın." Tiz uykulu sesimle karşılık verirken boğazımı temizledim. Melek benimle aynı odada kalmıştı. Berzan'a verdiği sözü tutmuş ve yanımdan hiç ayrılmamıştı. Uzandığım yerden üzerimdeki pikeyi iterek kalkıp yatağımı toplamaya başladım.

 

Pek bir samimiyetim olmasa da bakışlarım kendi yatağını toplayan Melek'e kaydı. "Melek!" Bakışları bana dönerken hafif bir tebessüm etti. "Sormak istediğin ne varsa sorabilirsin." Dediği ile meraklı bakışlarımı anlamasına şaşırmıştım. "Berzan? Neden benimle evlenmek istiyor?" Ne soracağımı cidden bilmiyordum ve ilk aklıma geleni sormuştum. "Berzan ağamın evlenmek istediğini duyduğumuzda bizde çok şaşırmıştık." Kaşlarımı çatarken anlamaz bir şekilde ona baktım. Topladığı yatağı dolaba doğru götürürken bakışlarımın üzerinde olduğunun farkındaydı.

 

"Neden şaşırdınız?" Her insan gibi oda bir gün evlenmek isteyebilirdi. Ama sevdiği bir insanla! Beni uzun yıllardır tanımıyordu. Ah pardon ben tanımıyordum... Yada tanıyordum hiç bilmiyorum! "Çünkü Ağam hiç bir şekilde değil dile yanında bile kız görmezdik Miraç benim eşim bunca yıldır. Berzan ağamın yanında çalışır ve ilk defa senin adını söylediğini duymuştu. Hapse girdikten sonra bile görüşlere gittiğinde seni takip etmesini söylemiş." Kaşlarım daha da çatılırken adamın neden beni takip ettirdiğini dahi anlayamamıştım.

 

"Ağanız sapık mı?" Şaşkınlıkla sorduğum cümle ile gülmüştü. "Hiç bu zaman kadar bir kızı duymadık senden başka." Dolap kapılarını kapatırken bende düzlediğim yatağa oturdum. "Benim durumumu biliyor yani.." Fısıltılı sesim ile başını salladı. Anlayışlı bakışlarını gördüğümde yutkundum anlayışla bakan insanlar bana göre acıyan insanlardan başka birşey değillerdi.

 

"Yanlış anlamazsan sen yani bu durumun?" Derin bir nefes aldım. Dudaklarım zorlansa da yalancı bir tebessümüm dudaklarımın arasında peydah oldu. "Küçük yaşta düşme sonucu oldu. Yıllarca doktor gezdim ama hiç bir çaresi yok!" Kısa bir açıklama yaparak bakışlarımı güneşin kavurucu sıcağına çevirdim. Yanıma gelerek yatağa oturdu. Bi anda ellerini ellerimin arasına geçirdi hafif dolmuş bakışlarımı onun kahve gözlerine çevirdim. "Hayatta ölüm dışında herşeyin çaresi vardır." Dudaklarımı bir birine bastırdım.

 

Haklı olabilirdi belki de. Ama bunca yıl ben hastahane hastanehe gezip durdum çaresi olsaydı. Bende bulmuş olmaz mıydım? Her umutla gittiğim doktorun başta umutla konuşup soradan bana vakit verip beni gönderdikten sonra geri geldiğimde umutsuz cevabıyla daha çok yıkılıyordum. Kimse bilemezdi anlayamazdı benim içimdeki acıları küçük yaştayken savaşmak nedir öğretmişti hayat bana hiç anlamıyordum ki ben savaşmak nedir.?

 

Duyduğumuz silah sesiyle hızla yerimizden sıçrarken titreyen bedenim korkuyla atan kalbimle hızla merdivenlerden inmeye başlamıştık. "Efnan!" Kulaklarıma ulaşan Sezer'in sesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Bir bela bitmeden yerine yenisini ekliyorlardı. Avluya toplanan ev sakinleri dış kapıdan gelen silah sesi bir kere daha yankı yapmıştı.

 

"Cevahir ağa! Bu duyduklarım nedir? Bana verdiğin sözü nasıl ciğnersin!" Rojbin koşarak ben ve Melek'in yanına gelirken şaşkınlık içerisinde açılan demir kapıya bakıyordu. Elinde olan silah ve yanında iki adamla bizim az illerimizde olan babamın karşısında durmuştu. "Sen kimsin de benim konağımı basarsın." Babamın bağırış sesi ile net bir şekilde gördüğümüz Sezer elindeki silahı hızla babama tuttu.

 

"Bana verdiğin sözü tutmadın Cevahir ağa! Ya şimdi Efnan'ı bana verirsin yada bu konaktan hiç kimse sağ çıkmaz!" Yanımdaki Rojbin'i hızla arkama çektim. Sertçe tutulan kolumun sahibine bakarken. "Bütün bunlar senin yüzünden eserinden mutlu musun?" Annemin dedikleri kulaklarımda yankı yaparken bu sözü ben vermemiştim. Adam sapkın bir şekilde peşimden kovalarken ben kaçarken ailem bunu hiç duymamış duysa dahi beni suçlarlamıştı.

 

Bu hayatta her defasında hatalı ben olmuştum. Başkalarının yaptıkları görmezden gelinirken benim hiç yapmadığım bir suç üzerime atılmıştı. "Hiç bir kere beni dinlemeyi seçtin mi? Hiç bir kere Kızımın durumu ne başına ne gelmişti aslı astarı ne diye sorguladın mı? Başkasından duyduğunda beni suçlamak daha kolay geldi değil mi?" İçimdekileri bir bir dökülürken dayanacak gücüm kalmamıştı anne adı altında ismi vardı ama gerçekte yoktu!

 

Yediğim tokatla başım yana kayarken bir kere daha sustum. Dil döksem de lal oluyordu işte. Ortam sessizleşti beni yine kendi yalnızlığımın içine çekti. Gerçekler tokat misali yine yüzüme vurmuştu annemin bana vurduğu tokat ağır değildi gerçek olanları görmeyişleri çok ağırdı.

 

"Efnan!" Duyduğum Berzan'ın sesiyle dolu olan gözlerimi o tarafıya çevirdim. Miraç Sezer'in kolunu çevirip sertçe yere düşürmüştü. İlk defa gördüğüm başka iki adamda Sezer'in yanındaki adamlara yönelmişti.

 

İsmini daha önce duysam da tanımadığım bu adamın benimle derdi neydi.? Yeni yaralar o da açmak için mi hayatıma girmek istiyordu?

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Bir sonrakinda görüşmek üzere!

ALLAHA EMANET OLUN ♡

Loading...
0%